İzmir’de Halkla üç Konuşma

İzmir’de Halkla üç Konuşma

İzmir’de Halkla üç Konuşma

1. Belediye binası balkonundan söylenmiştir.

Saygıdeğer İzmirliler, sayın hemşehrilerim!

Siz bana bugün çok tarihi diğer bir günü hatırlattınız. Bugünkü hakikatli sevginizde bana İzmir’in geri alındığı günü; bu sokaklardan geçtiğim dakikaları hatırlattınız. Saygıdeğer arkadaşlar; hatta diyebilirim ki, o gün çok büyük acı ve üzüntüden yeni çıkmış; coşkun bir sevinç gösteriyordunuz. Fakat ben bugün görüyorum ki; siz daha coşkunsunuz, duygularınız daha yüksektir. Arkadaşlar! O günden bugüne kadar geçen günler size birçok gerçekleri ispat etmiş ve duyurmuştur.

Saygıdeğer vatandaşlar! Bu nedenle şunu anlatayım ki, her geçen sene pek çok gerçek anlatılacaktır. Yalnız, çok dikkatle ve yavaşça bu gerçeklerin anlaşılmasını beklemenizi öneririm.

Saygıdeğer hemşehrilerim! Size çok eski bir nokta üzerindeki anılarımı arz etmek isterim: Benim İzmir’i ilk gördüğüm gün mektebi terk ederek sürgün yerime gittiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgün yerine giderken birkaç saat geçirmiştim. O zaman bu güzel rıhtımı baştan başa bize can düşmanı olan yabancı bir ırktan olanlarla dolu görmüştüm. O zaman hükmetmiştim ki; İzmir, gerçek, soylu ve soyu temiz Türk İzmirlilerden gitmişti. Fakat ne yapayım ki, o tarihte bu gerçeği göstermeye imkan yoktu. Çünkü sürgün yerine gidiyordum. O gün gerçeği göstermemek yüzünden bütün memleketin İzmir’le beraber ne kadar büyük ve acı felâketlere düştüğünü elbette bilirsiniz.

Arkadaşlar!

Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz. Felâket ve mutluluk  getirsin, iyi ve kötü olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız. Arkadaşlar, gerçek kolaylıkla anlaşılır bir şeydir. Fakat gerçek diye gerçek olmayandan söz edenler vardır. Çok rica ederim, o gibi aldatanlara inanmayınız. Saygıdeğer halk! Kıymetli Belediye Başkanı Beyefendinin sizin duygularınıza tercüman olan konuşmalarını dikkat ve duyarlılıkla dinledim. Hiç şüphe yoktur ki, Belediye Başkanı Beyefendi sizin duygularınızı ve sizin kalbinizi anlatmıştır. Ben çok üzgünüm ki huzurunuzda duygularımı olduğu gibi anlatamıyorum.

Anlıyorsunuz ki hemşehrilerim, sizi çok seviyorum. Çünkü sizden de çok derin bir güven görmekteyim. Bana ve çalışma arkadaşlarıma gösterdiğiniz sonsuz güvene, bütün varlığımı vermek suretiyle, hak kazanmaya çalışacağım. Söz veriyorum.

Saygıdeğer İzmirliler, siz çok üzüldünüz; çünkü çok acılar ve eziyetler gördünüz. Mutlusunuz, çünkü bütün memleket sizi kutsal bir kurtuluş hedefi olarak kabul etmiştir. Ahmak düşman buraya gelmeseydi, belki bütün memleket dikkatsizlikte dalmış olarak kalırdı. Siz bütün millet adına, bütün memleket adına sıkıntı çektiniz. Fakat bugün bu sıkıntının ödülüne sahipsiniz. Tebrik ederim. Bütün dünya duysun ki, Efendiler; artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır.

Efendiler, İzmir’e her geldiğimde ben çok duygulanıyorum. Bugün daha çok duygulandım. Tekrar teşekkürlerimi sunarım.

Hâkimiyet-i Milliye: 13.10.1925

2. Şerefine düzenlenen fener alayını evi önünde seyrettikten sonra.

Arkadaşlar, Hanım ve Bey arkadaşlarım; çok içten, aşırı heyecan halinde fakat tek parça bir vicdan, bir yürek karşısında bulunduğumu hissetmekle mutluyum. Arkadaşlar, bilirsiniz ki, duygu denilen şey aklın, mantığın, hüküm vermenin çok üstünde bir güce, bir kuvvete sahiptir. Bu kadar temiz bu kadar kuvvetli ve bu kadar ince duygulara sahip olan milletimizin yükselmenin en son derecesine tam bir başarıyla ulaşacağına şüphe etmeyiniz.

Ben sizin bugünkü durumunuzdan fazla gelecekte yaratacağınız büyüklükleri görüyor ve çok mutlu oluyorum. Arkadaşlar; sizin gibi bir milletin güçsüz bir ferdi olduğumdan dolayı ne kadar mutlu olduğumu düşünemezsiniz. Kendimi tebrik ediyorum. Çünkü sizden biriyim.

Özel vapurla gelen Karşıyaka ve Göztepelilere hitabederek:

İzmir’in Karşıyakalıları, sizi derin sevgiyle selâmlarım. Ben bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir rastlantı beni Karşıyaka’ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar, anam sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor. Karşıyakalılar, İzmir’i gördüğüm gün öncelikle Karşıyaka’yı ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm.

Hâkimiyet-i Milliye: 13.10.1925

3. Türk Ocağında, ocak başkanının söylevi üzerine (Kemalpaşa’da) :

Saygıdeğer ilçe halkının duygularını dile getiren bu sözlerden çok mutluyum.

Arkadaşlar, bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece, ordumuzun İzmir’e girdiği günün gecesidir. O vakit buradan geçerken bu saygıdeğer halkın gördüğü eziyet ve düşmanlığa rağmen resmimi koyunlarından çıkararak beni tanıdıklarını ve otomobilime atılarak kucakladıklarını unutmam. Bugün o anıyı yaşıyorum, mutluyum.

Hâkimiyet-i Milliye: 14.10.1925

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir