YARBAY NAZIM

YARBAY NAZIM

Batı Cephesi’nde Yunan hücumu devam ederken planlanan bir uyarlama ile Yunanlar 10 Temmuz 1921’de beş tümenle cepheden, altı tümenle de güney kanadından, Döğer-Seyitgazi yönünde taarruza geçmişlerdi. Türk kuvvetlerinin bütün fedakârlıklarına rağmen Yunanları İnönü bölgesinde tutması imkânsız bir durum almıştı. Daha fazla asker ve malzeme kaybetmemek için kuvvetlerimizin Sakarya hattına çekilmesine Başkomutanlıkça karar verildi.

Bu sırada 4 ncü Tümen, artçı olarak kalacak ve diğer tümenlerin düzenli çekilebilmeleri için onlara zaman kazandıracaktı; fakat, Yunan, 4 ncü Tümeni ortadan silip atmak için en aşağı üç misli kuvvetle taarruz ediyor, kanlı hücumlarını saatten saate şiddetlendiriyordu.

14 Temmuz sabahı savaşlar şiddetini büsbütün artırmıştı. 4 ncü Tümenin birlikleri yavaş yavaş eriyor; fakat tümenin inatçı direnişini kırmak mümkün olamıyordu. 4 ncü Tümen Komutanı Yarbay Nazım oradan oraya koşuyor, bozulan her birliği kuvvetlendirerek tekrar savunmaya katılmalarını sağlıyordu. Zaman zaman da şehit olan birlik komutanlarının yerine geçerek karşı taarruzlarda bulunuyordu. Yunan kuvvetleri nihayet 15 Temmuzda 4 ncü Tümen Karargâhının bulunduğu Nasuhçal Tepesi’ne kadar girmeyi başarmıştı. Artık dayanmaya imkân kalmamıştı.

Teslim olmayı aklına bile getirmeyen Yarbay Nazım, yeni çareler arıyor; Yunan selini durdurmaya ve biraz daha vakit kazanmaya çalışıyordu. Hâlbuki 4 ncü Tümen üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmış ve Türk ordusunun asıl kuvvetlerine gereken zamanı kazandırmıştı. Çarpışma öğleye doğru kanlı bir boğuşma hâlini almıştı. Bir bölük komutanı, eriye eriye bir mangaya düşmüş bölüğünün başında mücadele ediyor, bir takım komutanı, askerlerle beraber aynı mangada dövüşüyordu.

İşte bu sıralarda Yarbay Nazım göğsüne isabet eden bir kurşunla ağır şekilde yaralandı. Kendisini kurtarmak ve geriye götürmek için koşan yaveri de yaralandı. Yarbay Nazım kendini geriye götürmek için koşanlara, can havliyle kanayan göğsünü tutarak “Bırakın beni, olan oldu. Siz derhâl cephe komutanına durumu haber verin, birliklerin yaralandığımdan haberi olmasın, henüz bir şey yok, hafif bir yara.” diye sesleniyordu.

Sonra bir ikinci ve üçüncü kurşun Yarbay Nazım’ı kanlar içinde yere serdi. 16 Temmuz 1921 günü kumanda ettiği tümeninin başında şehit olan Yarbay Nazım Bey’in rütbesi Büyük Millet Meclisinin 138 numaralı karar ile albaylığa yükseltilmiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir