Türk bayrağındaki ay ve yıldızın anlamı nedir?
Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli’de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı’na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum. (Mustafa Kemal Atatürk, 1920-Birinci Büyük Millet Meclisi’nin gizli celsesinde)
Her gün kalbimizde bir kez daha taht kuran, gördükçe göğsümüzü kabartıp aziz şehitlerimizi ve Cumhuriyetimizin fedakâr atalarını hatırlatan, bir ve kardeş olduğumuzu vurgulayan şanlı bayrağımızın nazlı dalgalanışı kendini Türk hisseden herkes için vazgeçilmez bir sevda ve gurur kaynağıdır.
Hürriyet ve istiklalin vazgeçilmez olduğunu hatırlatan bu bayrak, insanlığın var olduğu günden beri var olan Türk’lüğün esaret bilmez, yok olmaz şerefli kültür ve varlığının simgesidir, dünya var oldukça da dalgalanmaya devam edecektir.
Peki, gözümüz gibi kıymetli bayrağımızın üzerindeki ay ve yıldız ne anlama gelmektedir?
Bu konuda pek çok görüş vardır.
En muteber görüş, hilalin yani ayın ‘İslamiyet’i ve yıldızın ‘Türklüğü’, kırmızı rengin ise toprağa karışan ‘şehit kanlarını’ temsil ettiğidir.
Bir diğer görüş, Ay-Yıldızın Orta Asya’dan gelen “Türklüğü”, kırmızı zeminin ise “vatanı” temsil ettiğidir.
Yine bir başka bir görüşe göre; bu bayrak Osmanlı Devleti Bayrağının değiştirilmiş bir versiyonudur.
Başka bir görüşe göre; yarım ay “yenilenme”yi, yıldız “Türklüğü” temsil etmektedir.
Diğer bir görüşe göre; yarım ay “Allah”ı, yıldız “Peygamber”i temsil etmektedir.
Bir başka bir görüşe göre; savaşta ölen askerden oluşan kan gölünden ay ve yıldızın gösterilişidir.
Farklı bir görüşe göre de yıldız “demokrasi” eşitlik ve özgürlüğü, hilal “İslam”ı simgeler.
Genel olarak; Ay motifi, yani hilal, pek çok İslam ülkesinin bayrağında yer almakta, yine yıldız motifine daha ziyade parlak gelecek umut ve hayal eden Müslüman ülke bayraklarında rastlanmaktadır.
Öte yandan Yıldız motifi, gelecek, üstün başarı, isim yapma, talih, şans, erişilmez olma… anlamları taşırken aynı zamanda tarihte yer almış ancak şimdi var olmayan devletlerin sembolü olarak da kullanılır. (Cumhurbaşkanlığı forsundaki Türk devletlerini simgeleyen yıldızlar buna örnektir.) Yıldız o milletin parlak geleceğinin simgesidir, varlığını asırlar ötesine taşıyacağına olan inancın vurgusudur. Yıldız motifleri askeri birliklerde de sıklıkla birlik seviyesi ve rütbe göstergesi olarak kullanıldığından bir de şeref, yükseklik, kıdem, korkusuz kahramanlık anlamlarına sahiptir.
Bayrak kanununda veya bir başka yerde bu simgelerden hangisinin esas alındığına dair kayıt olmadığı için kesin bir şey söylemek zor olsa da bayrağımızın taşıdığı anlama dair hâkim görüş İslam ve Türklük motifi ile bezenmiş şehit kanlı vatan toprağı düşüncesidir. Ancak bu diğer manaları da yok saymaya gerekçe değildir.
Çünkü Türk’ün bayrağı diğer ulusların sıradan çizgili bayrakları ile mukayese edilemeyecek kadar şanlı ve şerefli bir maziye sahip, yok edilememiş, tarihten silinememiş, esaret altına alınamamış bir bayraktır.
Sonuç olarak;
Bayrağımızdaki “ay”, tamamıyla İslami referanslıdır. Müslüman olmanın, Müslümanlarla kardeş olmanın, Müslümanlık uğruna, Allah yolunda cihadın, şehadet özleminin simgesidir. Malum olduğu üzere, İslami görüşe göre zamanın derecelenmesine esas ay takvimidir, 355 gündür (Bu yüzden dini bayramlar her sene on gün kayar), karanlıkları aydınlatan ay mübarek bir kandildir, güneş ile birlikte vazifesini eksiksiz yapan bir varlıktır. Ay aynı zamanda gaybı ve ahiret alemini de kısmen anımsatan ay motifi bir de tevazuyu ancak sağlam duruş ve kudreti simgeler.
“Yıldız” Türklüktür, Türk olma gururudur, Türk gibi hissetme, Türk gibi mert ve kahraman olmaktır. Hilalin aksine yıldız, parlamak, parlak gelecek, sönmemek, semadaki yıldızlar gibi uzun ömürlü olmak, Allah’tan başkasınca ışığı söndürülemez olmak, aydınlatmaya devam etmek anlamları taşır. Dini manada ise yıldız mazlumlara yardımı, Allah yoluna daveti, karanlıklara savaş açmayı, Türk olmanın kader tarafından verilmiş mesuliyetine uygun olarak cihana mertliği yaymayı simgeler.
Kırmızı renk ise şehadeti imandan sayan, vatan aşkıyla yanan Türk milletine hastır.
Ay, yıldız ve kırmızı renk birlikte düşünüldüğünde ise karşımıza mübarek bir sancak çıkar ki bir inanışa göre Allah’ın yeryüzündeki orduları olan Türklerin, Kur’an ve Türk kültürü ile yanıp tutuşan bedenlerinin zulme ve küfre karşı, dünyayı kan gölüne çevirenlere karşı, cehalet ve kötülüklere karşı şehadet özlemiyle en önde ve korkusuzca mücadele ettiğini ve edeceğini simgeler.
Müslüman ve Türk olmanın vazgeçilmezliğini de hatırlatan bayrağımız, şehit kanları üzerine resmedilen ay ve yıldız ile aynı zamanda şehit kanlarının yerde kalmayacağına, egemenlik ve bağımsızlıktan vazgeçilmeyeceğine, Türklüğün şerefine, İslam’ın güzelliğine, vatanın bölünmezliğine de kutsal bir yemindir.
Bayrağımız, desinatörlerin çizip meclislerin kabul ettiği bir bayrak olmaktan çok öte tarihi şan ve şerefle dolu kahraman Türk ulusunun, maddi anlamda onur ve haysiyetini, manevi anlamda iman ve Allah bilincini simgeler. Çünkü Türklük, bağımsızlık ve mevcudiyetini tüm düşmanlara karşı bileğinin ve imanının gücüyle tesis ve muhafaza etmiş tek millettir. Bu yüzden dir ki bu uğurda dökülen şehit kanları bayrağa renk vermiş ve Türklük ve İslam’ı simgeleyen ay ve yıldız bu yüzden kan rengiyle kardeş olmuştur.
Özetle; şehit kanlarıyla sulanmış mübarek vatan topraklarını simgeleyen kırmızı rengin üzerindeki ay ve yıldız, adalet, hak ve hukuktan vazgeçmeyen, esaret kabul etmeyen, bağımsızlık, egemenlik ve Cumhuriyetten vazgeçmeyen şerefli Türklüğü, küfür ve zulümle ilelebet cihat edecek, cihana mertliği yayacak, Müslümanları kardeş bilecek, doğruluktan ayrılmayacak, karanlıkları aydınlatacak, yarınları hür kılacak bir inancın resmidir.
Bu bayrak, göklerde ilelebet dalgalanacak, kutsal vatan toprakları nice şehit kanlarıyla sulansa da bu bayrak inmeyecek ve bu kahraman Ulus esaret bilmeyecektir. Ya İstiklal ya ölüm inancıyla, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ışığında, şanlı ecdadımızın şerefli bayrağı altında yaşamakta olan Türk Milleti sonsuza dek var, kardeş ve güçlü olacaktır.
Bu yüzden bayrağa saygı, atalarımıza, inançlarımıza, şehitlerimize, hürriyetimize ve Cumhuriyetimize saygıdır. Bu yüzden İstiklal marşımız bu bayrakla daha da güzeldir. Bu yüzden bayrak kimse karşısında eğilmez ama herkes onun karşısında eğilir.
Yüce Allah’ın izni ve ruhsatıyla bu bayrak tüm İslam alemini ve cihanı; Türklüğün şerefi ve imanın gücü istikametinde ilelebet aydınlatmaya, zulüm ve haksızlığa karşı her daim cephe almaya, mazlumun yanında olmaya, inmeden dalgalanmaya devam edecektir.
Bu vatan üzerinde nefes alan herkes, kalbi Allah için atan her kul bu nedenle bayrağımıza ve marşımıza saygı göstermek mecburiyetindedir. Bunu istemeyenlerin ise Türklüğü ve Müslümanlığı zaten yok veya zayıf demektir ve onların bu kutsal topraklarda yeri de yoktur. Çünkü Türklükle kast olunan tüm ecdadımız ve tarihte var olan Türk devletlerinin tamamı yani Türk hissetme bilinci, Müslümanlık ile kast edilen başta Yüce Allah ve Kur’an olmak üzere, Hz. Peygamber dahil tüm mukaddesatımızdır. Ve yine şehit kanı en mübarek şefaat vesilesidir. Bayrağa saygıda kusur edenler bu hususu unutmamalı, bayrağın bir bez parçasından öte kutsal bir yemin olduğunu her daim hatırlamalıdır.