Sultanahmet mitingleri

Sultanahmet mitingleri

Sultanahmet mitingleri

(23 Mayıs 1919, 30 Mayıs 1919, 10 Ekim 1919 ve 13 Ocak 1920)

İzmir ve İstanbul’un işgalini ve Türklere karşı yapılan soykırım ve vahşeti protesto etmek, tam bağımsızlık yolundaki kararlılığı göstermek için siyasi alanda yapılan bu mitingler Kurtuluş Savaşının bir başka boyutunu teşkil eder. Başlarını Halide Edip (Adıvar)’ın çektiği bu aydınlar, kalabalık kitleleri şahlandırırken, halk bir umut ışığı yakalamış ve Anadolu aldığı bu rüzgar ve güçle çok daha canlı ve güçlü hale gelmiştir.

Burada mühim olan nokta şudur ki kurtuluşu istenen sadece İstanbul (Saltanat) veya halifelik makamı (Yani İslam) değil, vatanın her karış toprağıdır. Yani mitinglerin gayesini sadece müslümanların siyah bayrak ve siyah baş örtüsüyle simgelenen başkaldırısı olarak görmek yanlıştır. Çünkü alanda ve kürsüdekilerin pek çoğu Samsun ruhuna destek için oradadır ve alandakilerce kurtuluş demek hem maddi (vatanın selameti) hem de manevi (İslam’ın özgürleşmesi) demektir. Konuşmacıların uyandırmak istediği ruh ise tamamen millidir ve Ulusal mücadelenin desteklenmesi arzusudur.

Burada anılmayan daha pek çok sayısız az katılımlı veya yerel miting olsa da burada anılanlar en büyükleridir. Toplam dört miting olarak anılan ve adını toplanılan Sultanahmet meydanından alan bu mitingler yurdun diğer köşelerindeki diğer mitinglere de ışık ve örnek olmuştur.

Sultanahmet mitingi1919 yılı İzmir’in işgalinden sonra çok daha zor bir yıl olmuştur. Bu zorluklara karşı bir ses olmak ve reaksiyon göstermek için başlayan mitingler evvela Üsküdar ve Kadıköy’de (Anadolu yakasında) ve daha sonra Fatih’te Sultanahmet meydanında gerçekleşmiş, meydanın tercihinde alanın merkeziyeti ve genişliği ile elbette din teması, yine cuma gününün seçilmesinde de kalabalık tercihi ile ve kabaran dini duygular etkili olmuştur. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkışıyla paralel gelişen bu mitingleri ulusal mücadeleden ayrı düşünmek de doğru değildir.

Mustafa Kemal Atatürk, yıllar sonra Nutuk’ta bu durumu şu şekilde yazmıştır:

“İtilaf devletleri antlaşma hükümlerine uymaya gerek görmüyorlar. Birer fırsat ile itilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana Vilayeti Fransızlar; Urfa, Antep, Maraş İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da İtalyan askeri kıtaları, Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı asker ve memurları ve özel adamları faaliyette. İtilaf Devletleri’nin onayıyla Yunan ordusu İzmir’e gönderiliyor.”

Mustafa Kemal de, Anadolu’yu işgalci emperyalist güçlere karşı örgütlemek için 16 Mayıs 1919’da, İstanbul’dan ayrılır. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a varan Mustafa Kemal’in açıklaması şu şekildedir:

“Ortada Türk’ün barındığı bir Anayurdu kalmıştı onu da parçalamak istiyorlardı. Osmanlı Devleti, Padişah, Halife bunlar manasız sözlerdi. Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bir Türk Devleti kurmak; Ya İstiklâl Ya Ölüm!”

Mitinge katılanlar arasında muhtelif görüşte olsalar da aydınlar olduğu gibi din adamları, esnaflar ve en çok da kadınlar vardı. Zaten esas konuşmacılar da hanımlardı.

Sultanahmet mitingiSultanahmet Mitingleri, 23 Mayıs 1919, 30 Mayıs 1919, 10 Ekim 1919, 13 Ocak 1920 tarihlerinde olmak üzere dört kez yapılmıştır. Her bir mitinge, 150–200 bin kişi civarında katılım olmuştur. Mehmet Emin Yurdakul, Halide Edip Adıvar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Rıza Nur, Selim Sırrı Tarcan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Fahreddin Hayri Bey, Kemal Mithad, Şükûfe Nihal Başar gibi birçok tanınan kişi katıldı ve işgallere karşı halk direnişini savunan konuşmalar yaptılar. İtilaf Devletleri’ne muhtıralar verdiler. Mitinglerin yankıları Anadolu’da camilerde yapılan hutbelere kadar uzanması, yurt çapında milli bilincin uyanmasına destek oldu.

İzmir’in işgali ve Atatürk’ün Samsun’a hareketinden birkaç gün sonraki ilk mitingde (23 Mayıs 1919, Cuma) kürsüye çıkan Halide Edip’ti. Görünen ve işgal kuvvetlerini en çok korkutan da bu oldu. Ortak tema: “Ya şanla şerefle sürdürdüğümüz tarihe devam ederiz yahut ihmal ettiğimiz tarihle birlikte ebediyen kayboluruz.”

23 Mayıs 1919 tarihinde düzenlenen Sultanahmet Mitingi’nde, alanın ortasında siyah bir bayrak dalgalanıyordu ve Fahrettin Hayri Bey, Mehmet Emin Yurdakul, Selim Sırrı Tarcan, Dr. Sabit Bey ve Halide Edip konuşmuştur. Özellikle Halide Edip Adıvar’ın nutku kalabalığın üzerine büyük bir tesir yapmıştır. Yapılan konuşmalarda söylenen şudur: “Yaşasın İslam milleti! Bayrağımıza, dedelerimizin namusuna ihanet etmeyeceğiz!”

“İzmir Türk Kalacak” rozetleri de dağıtılan gösteriye katılan kadınları Kemal Tahir, “Esir Şehrin İnsanları” adlı kitabında şöyle tarif eder: “Kadınların kara başörtüleri, kara sancaklar gibi başlar üzerinde dalgalanıyordu.”

sultanahmetmitingi3‘O zaman 35 yaşlarında bulunan Halide Edip Adıvar o günkü hislerini şöyle anlatır:

“Sultan Ahmet Meydanına Fuat Paşa Türbesi sokağından girdim. Yanımda kaç kişi vardı, beni kim götürüyordu, bilemiyorum. Kalbim o kadar atıyordu ki, yürürken sallanıyordum. Fakat meydanın başına gelip de kalabalığı görünce, bana sükûnet geldi. Sultan Ahmet Camii’nin minareleri, mavi boşluğa yükselen İlâhî bir sanatkârın elinden çıkmış beyaz neyler gibiydi. Minarelerin dar şerefelerinden, siyah bayraklar havada dalgalanıyordu. Camiinin önünde, yerde, yüksek bir kürsü vardı. O da siyah bir örtü ile kapalıydı. Kürsünün önünde [Amerika Cumhurbaşkanı] Wilson’un on ikinci prensibini temsil eden bir yazı vardı. Sade meydanda değil, tâ Ayasofya’ya kadar insan doluydu. Halk o kadar sıkışmıştı ki, hareket edemeyecek bir halde idi. Askerler, kalabalığın iki yüz bin kişi olduğunu söylüyorlardı.

Bu, kımıldanamayacak kadar sıkı olan kalabalıktan başka, caminin demir parmaklıkları, damlar, cami kubbeleri dahi insanla doluydu. Nasıl o kürsüye yaklaşabildim, farkında değilim. İki yanımda, iki önümde dört süngülü asker, bana yol açıyordu. Bunların gösterdiği bir kardeş sevgi ve itinasını ömrüm oldukça unutamayacağım. Acaba, bunlardan, beni oraya götürmeleri istenmiş miydi?

Yoksa kendi kendilerine mi gelmişlerdi, bilmiyorum. Kürsünün önüne geldiğim zaman, hayatımın en önemli dakikalarından birini hissettim. Vücudumun her zerresi elektriklenmiş gibiydi. Bu hal, herhangi bir zamanda beni derhal öldürebilecek kudretteydi. Fakat o an benim için unutulmaz bir tecrübedir. Çünkü hiç sesi çıkmayan bu iki yüz bin kişinin ızdırabını bana aşılamıştı…

Bu konuşmamın bir cümlesi millet arasında vecize yerini aldı: “Milletler dostumuz, hükümetler düşmanımızdır.”

Halide, onların aşağıda söyleyeceğim esaslara bağlı kalacaklarına iki defa yemin etmelerini teklif etti:

(1) İnsanlık adalet ve esaslarına sadık kalmak,

(2) Herhangi bir şart altında olursa olsun, hiçbir kuvvete boyun eğmemek.

Miting SultanahmetBinlerce ses, bir uğultu halinde,“Yemin ediyoruz,” diye cevap verdi. Gök gürlemesini andıran insan sesleri yükseliyor ve Halide’nin ayaklarının altındaki kürsüyü sarsıyordu. Aynı zamanda, İtilâf Kuvvetlerine bağlı uçaklar, minarelerin arasında uçuyor, kalabalığı teftiş eden bir polis vazifesini görüyordu. Adeta bir dev an gibi vızıldayan bu makineler, bizi korkutmak istiyordu. Fakat hiç kimse maddî bir kuvvetten haberdar değildi. Herhangi bir halkın yüreğine ölüm korkusu üstünde bir his gelebilir. İnanıyorum ki, o gün, şayet uçaklar ateş açmış olsaydı, bu yeni mücadele ruhu ile kendinden geçen halk bundan haberdar olmayacaktı.’

Gösterinin sonunda okunan tertip heyetinin bildirisi özet olarak şu şekildedir:

Bugün şurada bir vakitler yüz bin türlü ulusal gösteriye sahne olan meydanda toplanan biz İstanbul’un Türk-Müslüman halkı, mukaddes vatanımızın haksız olarak işgal olunan bölümlerinin boşaltılmasına kadar yüce saltanatın etrafında demir bir çember gibi hayatımızı fedaya hazırız.

Bizler, asırlardan beri tatbik edilen siyasete, göz boyama siyasetine artık katiyen itimat etmiyoruz. Siyasi geleceğimizde kara bulutların çekilmekte olduğunu göstermek isteyen ikiyüzlü, şeytanca haberlere, ufuktaki fırtına fiilen bertaraf edilmedikçe, katiyen inanmıyoruz. Coşkumuzu kasten yatıştırmak isteyenleri bütün ruhumuzla kınıyoruz.

Memlekette siyasi ihtirasın sustuğunu artık kalplerimizde vatan endişesinden başka hiçbir endişenin yer bulmamasını samimi ruhumuzla istiyor ve küçük büyük hepimiz buna söz veriyoruz.

Zatı Şevketmeab hazreti bilafetpenahi huzuru hümayunlarında içtima edecek şurayı fevkaladenin vatan ve millet için en hayırlı kararlar ittihat eylemesine dualar ediyoruz.

Kararlarımızı takip eden yabancı gözlemcilere ancak basın aracılığıyla haberdar etmek azmindeyiz.

İşte vatandaşlar, şimdilik önerilerimiz bundan ibarettir. Bunlar hepimizin kabulüne sunulur.

Halide Edip Adıvar’ın nutkundan bazı kısımlar:

Sultanahmet mitingi Halide edip adıvar“Kardeşlerim, evlâtlarım! Ruhu göklerde olan yedi yüz senelik şanlı tarihimiz bu minarelerden bugün, Osmanlı tarihinin faciasını seyrediyor. Bu muazzam, bu tarihî meydanda, zafer alayları tertip eden ecdadımızın ruhu bizi seyrediyor. Dünyaların öbür ucuna at süren nâmağlûp erlerin evlâtları önünde baş eğiyor ve yemin ediyorum: Ben, Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Bugün de dünkü kadar kahraman ve talihsiz Türk milletinin anasıyım. Millet nâmına, ecdadımızın bizi seyreden ruhlarına yemin ediyorum. Bugün, kolları kesilmiş olan Türk’ün kalbi, eski cesaret ve şecaatini [yiğitlik] kaybetmemiştir. Yemin ediyorum ki, Osmanlı sancağına, tarihine hıyanet etmeyeceğim. Allah’a, hakka, milletlerin İlâhî hakkına dayanan Türk milleti, bütün Müslüman ve Türk dünyasına ilân ediyorum. Dâvamızı ilân ediyorum.

Türklere zalim diyenler öyle günah işliyorlar ki, tarihin karşısında onların günahlarını, bütün denizlerin bitmez tükenmez suları bile yıkayamayacaktır.

Yedi yüz senelik minareler, mavi semalarıyle bize baktığı bu günlerde, Osmanlı bayrağı, Osmanlı hakkı için can vermekten çekinmeyeceğinize yemin ediniz!”

Mitinglerin canlandırmak istediği ruhun farkında olan işgalci İngilizler halkı korkutmak için İstanbul semalarında uçaklar uçururlar. Ancak isyan eden, boyun eğmeyen ve Samsun’dan bağımsızlık mücadelesine kalkmış Kuvva-yi Milliye’ye destek olacak 200.000 kişi meydana gelmiş ve mitinge katılmıştır. İstanbul’un o yıllarda nüfusunun 1 milyon olduğunu düşünecek olursak ne kadar büyük bir kitlenin bir araya geldiği daha iyi anlaşılabilir.

Sultanahmet mitingleri işgal İstanbul’unda İngilizlerin bu gibi toplantılara gösterdikleri sözde toleransı bile esirgedikleri faaliyetler haline dönüştü. Sonu Meclis-i Mebusan’ın dağıtılması, üyelerinin önemli kısmının Malta’ya sürülmesiyle bitti.

Sultanahmette mitingDamat Ferit Hükümeti tarafından, 25 Mayıs 1919 tarihinde bütün gösteriler yasaklanır. İstanbul’da düzenlenen gösterilere tepki gösteren işgalci güçler, 28 Mayıs 1919’da, 67 Türk devlet adamını Malta’ya sürer. Halk, 30 Mayıs 1919’da, Sultanahmet Camii’nde toplanır ve İzmir şehitleri için dua edilir, mevlit okutulur. Halkın bu toplantısı gösteri halini alır ve dağıtılan bildiride özetle şunlar yazar: “İzmir facialarını öğren. Anadolu senin kararını bekliyor. Haksızlıklara karşı feryat et. Alemin vicdanına hitap eden heyecanlarınla hakkını müdafaaya ve parçalanan vatanın imdadına koş. Bu gösteridekurtarıcı kararlarını ver ve kurtuluşun için çalışmaya yemin et.”

Halide Edip Adıvar Kimdir?

Halide Edip Adıvar

Adıvar, 1908’de gazetelere yazmaya başladığı kadın hakları hakkındaki yazıları sebebiyle gerici grupların düşmanlığını kazandı ve 1920 yılında Anadolu’ya kaçtı. Katıldığı Kurtuluş Savaşı’nda kendisine önce onbaşı, daha sonra da üstçavuş rütbesi verilen Adıvar, konferanslar vermek için ilk olarak Amerika’ya, daha sonra Mohandas Gandi tarafından Hindistan’a davet edildi. 1940’da İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi Başkanı olarak görev aldı. Adıvar, romanlarında kadını Batılılaşmış fakat milli değerlere bağlılığını sürdürmüş, hem serbest, hem namus konusunda titiz davranan, sağlam ahlaklı kadın olarak işlemiştir.

Eserleri İngiliz, Fransız, Alman, Rus, Macar, Fin, Urdu, Sırp, Portekiz dillerine çevrilen Halide Edip, modern Türkiye’nin bugün dahi ihtiyaç duyduğu bir misyonun ilk temsilcilerinden olarak her daim anılacaktır.

Hayatı boyunca modern Türk kadını misyonunun ilk savunucularından biri olarak tarihe adını yazdırmakla kalmayan Adıvar; bir asker, bir edebiyatçı, bir kahraman ve çok iyi bir hatip olarak yaşadığı dönemin akışında önemli rol oynamıştır.

Sultanahmet mitinginin videosuna buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak; değişik internet, gazete ve kitap kaynaklarından istifade edilerek derlenmiştir. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir