Birinci Maarif Kongresi (15 – 21 Temmuz 1921)
1921 yılında Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nin eğitim tarihimiz içinde önemli bir yeri vardır. Bu kongre okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime millî bir yön vermek amacıyla toplanmıştır. Eğitim tarihimizde bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu kongrede Atatürk, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapılacak inkılâpların esaslarını, öğretmenler için neler düşündüğünü ve onlardan neler beklediğini anlatan tarihî bir konuşma yapmıştır.
Yeni kurulan devletin çağdaşlaşma yolunda ilerlemesi için atılan adımların, yapılan inkılâpların halk tarafından benimsenmesinde, eğitim alanındaki yenilikler büyük rol oynamıştır. Türk Milleti için Kurtuluş Savaşının önemi ne kadar büyükse, bu savaşın en bunalımlı günlerinde toplanan Maarif Kongresinin de Türk eğitim tarihi açısından önemi büyüktür ve milli eğitim ve kültür politikalarının mihenk taşını oluşturmaktadır.
İlk TBMM döneminde Maarif Vekâleti görevine sırasıyla Rıza Nur, Hamdullah Suphi, Mehmet Vehbi ve İsmail Sefa Bey’ler getirilmiştir. Her biri eğitim ve öğretimin yeniden teşkilatlandırılması, müfredatların yeniden oluşturulması ve özellikle de öğretmen yetiştirilmesi meselelerinde önemli gayretler göstermiş ve o günün şartlarında tüm imkânları seferber etmişlerdir.
Milli eğitim politikasının temel amaçları belirlendiğinde ilk planlı faaliyet olarak mevcut okulların açık tutulması ve iyi idare edilmesi hedeflenmiştir. Mustafa Kemal’in yeni oluşumda öğretmenlerin rolü ve önemini en baştan beri önemseyerek savaş esnasında bir “Maarif Kongresi” tertiplenmesini istemesi de öğretmenlerin o günkü toplumsal konumu ve değerini göstermesi açısından dikkat çekicidir.
Öğretmenlerin en az cephe gerisindeki milli ruhu ve manevi enerjiyi yüksek tutması kadar, eğitim öğretimin kendini yenileyebilmesi ve yeni bir hukuki çerçeve içerisinde devamlılığının sağlanması için atılması gerekli adımları belirlemesi bakımından da “Birinci Maarif Kongresi” oldukça anlamlıdır.
TBMM’nin açılışını müteakip eğitimle ilgili ilk sistemli hareket olarak tanımlanabilecek Maarif Kongresi, Kütahya– Eskişehir Savaşları’ndaki mağlubiyetin ardından Sakarya Savaşı’na hazırlık döneminde yapılmıştır.
Hâkimiyet-i Milliye, 31 Mayıs 1921 ve 13 Temmuz 1921 tarihli haberlerinde Maarif kongresi ifadesini kullanmaktadır. Ertesi günkü haberde de Maarif Kongresi’nin 15 Temmuz’da açılacağı bildirilmektedir (Sarıhan, 2009: 54).
Genellikle ilk ve ortaöğretim kademelerinin hedefi ve programı hakkında tartışmaların yapıldığı bu kongrede Atatürk, eğitim için harcanan çabaların gelecekteki eğitimin temellerini atmaya yetmeyeceğini; gerekli vasıtalara sahip olununcaya kadar geçecek olan devrede itina ile çizilmiş bir eğitim programı uygulanıp eğitim örgütünün en verimli şekilde çalıştırılacağını belirtmiş; kongrenin ilerleyen günlerinde ise öğretimin sadeleştirilmesi, uygulamalı hale getirilmesi ve yörelere göre çeşitlendirilmesi istenmiştir.
Maarif Kongresi, yurdun her tarafından gelen 250’den fazla erkek ve kadın öğretmeni bir araya getirmiştir. Kongreyi Mustafa Kemal cepheden gelerek açmış ve çok önemli bir açılış konuşması yapmıştır. Kongrenin açılışına uzun bir başyazı ayıran Hâkimiyet-i Milliye gazetesi, daha önceki iki İnönü savaşı ve başlamak üzere olan Sakarya savaşını kastederek, “Mustafa Kemal Paşa, Üçüncü Yunan taarruzunun en ateşli zamanında muallim ordusunun gelecek vazifesiyle meşgul bulunuyor. Bu asil ve yüce örnek Türk tarihinin benzeri ender bulunan kıymetli hatıralarından biri olacaktır” demiştir (Akyüz, 2009: 320-321).
Maarif Kongresi, 15-21 Temmuz 1921 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. O sırada Eskişehir-Kütahya savaşları yapılmakta, Sakarya’da askerler doğuya çekilmekteydi. Böylesine sıcak bir atmosferde 180 kişiden fazla bir katılımcının yer aldığı kongre, bugünkü Ankara Ulus Merkez Bankası, o dönemde Ankara Öğretmen Okulu olarak kullanılan binanın konferans salonunda yapılmıştır. Atatürk cepheyi bırakarak bu kongreye ulaşmış, ve Milli Eğitim tarihine geçecek nutkunu okumuştur. Maarif Kongresi, Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıover başkanlığında 7 gün sürmüştür.
Başlangıçta 12 gün sürmesi planlanmış ancak Yunan Taarruzundan dolayı süre kısa tutulmuştur.
Maarif Kongresine ilişkin notlar;
Eğitime ciddi önem verildiğini göstermiştir.
Bayındırlık Bakanlığı kongreye katılacak öğretmenler için tren tahsis etmiştir.
İlk defa erkek ve kadınlar bir arada toplantı yapmışlardır. Toplantıya katılanlar arasında Halide Edip Adıvar da bulunmaktadır.
Katılımcılar Sultani Mektebi’nde konuklamışlardır.
Dönemin gazeteleri kongreyi günlük takip etmişler ve gazetelerine taşımışlardır.
Kongre sonrası Mecliste Maarif Kongresi ile ilgili ödenekler, erkek ve kadınların bir arada bulunmaları gibi konularda tartışmalar alevlenmiş neticede Kasım ayında Hamdullah Suphi Tanrıöver istifa etmiştir.
Fuat Gündüzalp ta kongrede bulunmuş ve köy öğretmenleri ile ilgili eğitim sistemi önermiş ve 15 yıl sonra kurulacak olan Köy Enstitüleri için temel atmıştır.
Kongrede görüşülen konular:
Kongrede, her ne kadar planlanan sürede gerçekleşmese de, yine de önemli konular görüşülmüş, komisyonlar oluşturulmuştur.
Mevcut okul, öğrenci ve öğretmen sayısı ile ilgili istatistiki bilgiler
Okulların durumu, yarım kalanların yapımı
Ziraat ve sanayi okullarının durumu
Yabancı ve özel okulların kapatılması
İlköğretim modelinin değiştirilmesi, yöreye göre, ihtiyaca göre eğitim sisteminin belirlenmesi
İlköğretimin 5 seneye çıkarılması
Yerel üretim ile ilgili bilgiler ve bu bilgilere sahip bunları aktarabilecek uzmanların olup olmadığı gibi konular ele alınmıştır.
Kongrenin bir başka önemi
Kongrenin yapıldığı zaman hatırlanacak olursa büyük taarruz dahi başlamamıştır ve savaşın kazanılacağı dahi meçhuldür. Dahası memlekette pek çok sorun var ancak maddi kaynak yoktur. Tüm imkanlar evvela savaşa ayrılırken ve zihinler bu mücadele ile meşgulken dünyanın en dahi lideri Atatürk savaş sonrasını planlamaktadır. Yurt dışına tahsil için gönderilecek öğrenciler için de durum aynıdır.
Kongrenin yapılmasının ve zamanlamasının önemi silahlı savaş sonrası başlayacak asıl savaşın ayak seslerinin Ulu Önder tarafından çok iyi biliniyor olmasıdır ki bu atılım tüm ülkeye zafere dair umut vermiş ve Anadolu’ya mücadelesinde güç katmıştır.
Öte yandan kongrede erkek ve kadın öğretmenlerin aynı ortamda fikir mütala etmeleri kadınlara sağlanacak hakların ve eğitimin nasıl topyekun bir mücadele olduğunun da işaretidir.
Milli egemenlikten ayrı düşünülemeyecek milli eğitimin esaslarının belirlendiği kongrenin en mühim sonucu ise aklı ve bilimi yaşama rehber etmek gereğinin kadın-erkek, yaşlı-genç denilmeden yurda anlatılması gereğidir. Ulu önderin açış konuşmasında da değindiği bu ilkeler tüm öğretmen ve öğrencilere ışık olmalıdır.
Birinci maarif kongresinde Mustafa Kemal Atatürk’ün açış konuşmasına buradan ulaşabilirsiniz.