Atatürk’ün havacılık hakkında konuşması
Türkkuşu çalışmalarına başlarken Etimesgut hava alanında söylenmiştir:
Bayanlar, Baylar!
Bizim dünyamız -bilirsiniz- topraktan, sudan ve havadan oluşmuştur. Hayatın da, temel ögeleri, bunlar değil midir? Bu ögelerden birinin eksikliği, yalnız eksikliği değil, sadece, bozukluğu, hayatı imkânsız kılar.
Hayatı, hele ulusal hayatı seven, onu korumak isteyen, yurdunun topraklarına, denizlerine olduğu gibi, havasına da ilginliği her gün biraz daha çoğaltmalıdır.
Bu ilginlik, saydığım hayat örgenlerine egemenlikle olur.
Natür insanları türetti, onları kendine taptırdı da. Ancak, insanların dünyada, yaşayabilmeleri için, onların tabiata egemenliğini de şart kıldı. Tabiata egemen olmasını bilemeyen yaratıklar, varlıklarını koruyamamışlardır. Tabiat onları, kendi unsurları içinde ezmekten, boğmaktan, yok etmekten ve ettirmekten çekinmemiştir.
Türk, bu büyük gerçeği, üzelden tanmak kapasitesini göstererek kapsal bir dölende, toprağı ve onun türlü ürünlerini insanlığa verimli kılmış, geniş denizlerde göğüslemedik dalgalar bırakmayarak, insanlığa genlik veren kültür yolları açmıştır.
Lâkin, yaşadığımız bu çağda, artık,insanlar, yalnız karada ve denizde kalmadılar. Tabiatın hava varlığının da içine daldılar.
Hayat için havayı, yalnız nefeslenmenin yetersizliği anlaşıldı. Gerekli ve gerçek olan hava egemenliği olduğu yalın olarak ortaya çıktı.
Bütün ulusların, büyük dölenle, üzerinde çalıştıkları bu yöneyde, Türk ulusu da şüphesiz, yerini almalıydı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümet’i, kara ordumuzun yanında, donanmamızı kurarken, hava filolarımızı da, en son hava şartlarıyla düzenlemekten geri kalmadı.
Şahıslarıyla onur duyduğumuz, hava subaylarımız ve komutanlarımız da yetişmiş bulunuyorlar. Pilotlarımız her zaman ve her durumda, ulusun yüzünü ağartacak yüksek değerdedirler.
Lâkin arkadaşlar, bu kadarını yeterli görmek doğru olamazdı. Hava işine, onun bütün dünyada, aldığı önem derecesine göre yer vermek gerekliydi.
Bunu göz önünde tutan Cumhuriyet Hükümeti, havacılığı, bütün ulusun işlevi yapmak kararındaydı.
Türk, yurdun dağlarında, ormanlarında, ovalarında, denizlerinde, her bucağında, nasıl bir bilgi ve kendine güvenle yürüyor, dolaşıyorsa, yurdun göklerinde de, aynı şekilde dolaşabilmelidir. Bu ise, Türk’ü, çocukluğundan vatan kuşlarıyla, vatan havası içinde yarışa alıştırmakla başlar.
İşte, bugün burada bizi toplayan sebep, o kutsal işe başlama törenidir.
Havacılık kınavına gerçek sarılmalarından dolayı, hükümete, Genelkurmay Başkanı Sayın Mareşal’a ve Türkiye Hava Kurumu Başkanı değerli arkadaşım Fuat’a, burada, özel teşekkürlerimi sunarım.
Bu ödevimizi başarmada, bizden değerli yardımlarını esirgemeyen, dostumuz Rus Sovyet Cumhuriyeti’ne ve onun, Sayın Büyük Elçisi Bay Karahan’a önünüzde teşekkür etmekten kıvanç duyarım.
Türk çocuğu!
Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde seni bekleyen yerini, az zamanda, dolduracaksın.
Bundan, gerçek dostlarımız sevinecek, Türk ulusu mutlu olacaktır.
Ulus 4.05. 1935