Atatürk’ün 9 Eylül 1922 gecesi konakladığı oda
Atatürk anı evi – İZMİR Kemalpaşa
Büyük Zafer’den sonra 10 Eylül 1922 günü İzmir’e gelen ve 29 Eylül 1922 akşamına kadar 19 gün İzmir’de kalan Mustafa Kemal Paşa bu süre içinde yerli ve yabancı basın mensupları ile görüşmüş, millete ordunun başarılarını bildiren bir beyanname yayınlamıştır. 14 Eylül’de İzmir Belediye Meclisi’nin teklif ettiği hemşehrilik beratını kabul etmiştir. İtilaf devletleri ile mütareke ve barış konusunda görüşmeler yapmış ve 30 Eylül 1922 akşamı Ankara’ya dönmüştür.
Görüldüğü üzere, sanılanın aksine Ulu Önder Kurtuluş savaşı sonunda İzmir’e 9 Eylül 1922 tarihinde değil, bir gün sonra yani 10 Eylül’de gelmiştir. Halkın yoğun ilgi ve tazahüratı ile karşılanan o anlar hafızalarda daima canlıdır ama bir gün öncesi çoğu zaman göz ardı edilir.
Atatürk, 9 Eylül 1922 tarihinde Belkahve’de halen müze evi olarak kullanılan ve devasa Atatürk heykelinin bulunduğu yerde karargâhı ile ordularımızın İzmir’e girişini, Kadifekale’de dalgalanan şanlı bayrağımızı ve maalesef Yunan ordusunun kaçarken yaktığı şehri uzun uzun seyretmiş, emirler vermiş ve geceyi geçirmek için Kemalpaşa’ya geri dönmüştür.
Askerlik şubesi olarak uzun yıllar kullanılan binada kendisine tahsis edilen ufak bir oda ziyaretçilerden uzak kalmışsa da, askerlik şubesinin kapatılmasıyla yakın zamanda önce Milli Eğitim müdürlüğüne ve daha sonra belediye başkanlığına devrolunmuş ve bakıma alınmıştır. Güzel olan ise odanın gayet iyi korunmuş durumda olmasıdır.
Bu oda O’nun 9 Eylül 1922 gecesi tarif edilemez duygularla konakladığı odadır.
1884 yılında yapılan bina, önce Redif taburu tarafından kullanılmış, İlk kullanım redif Taburuna (İhtiyat taburu) verilmiş, sonraları uzun yıllar askerlik şubesi olarak kullanılmıştır. 1919 yılında yunan işgalinde Rum konağı olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal, 9 Eylül tarihinde askerlik şubesinde konakladığı o geceyi daha sonra şöyle anlatır;
“Arkadaşlar bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece ordumuzun İzmir’e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir. O vakit buradan geçerken bu muhterem halkın gördüğü zulme teaddiye reğmen resmimi koyunlarından çıkararak beni tanıdıklarını ve otomobilime atılarak kucakladıklarını unutamam. Bugün o hatırayı halen yaşıyorum.”
Widget not in any sidebars