MUSTAFA’DA BİR ÇOCUKTU

MUSTAFA’DA BİR ÇOCUKTU

O’da bir çocuktu. Selanik’te doğdu. Fakir bir devlet memuruyla, bir ev hanımının oğluydu. Bakıcıları, temizlikçileri, hizmetkârları yoktu. Yabancı çetelerin, şımarık azınlıkların, terbiyesiz arkadaşlarının arasında büyüdü.

Özel okula değil, mahalle mektebine gitti.

Markalı ayakkabıları, pahalı cep telefonları yoktu.

Piercing takmadı, dövme yaptırmadı.

Babası memurluğu bırakıp kereste tüccarlığına başladığında Rum ve Ermeni çeteleri dükkanlarını yağmaladı.

Beş parasız kaldılar. Babası kederinden öldü.

Köye gittiler, aylarca güneş altında çalıştı.

O zamanlar elektrik yoktu, kandiller yanardı sokaklarda, tavernalarda yabancı melodiler vardı…

Yakışıklıydı, cesurdu, ataktı.

Arabası yoktu, kombine bileti yoktu.

Üzgündü. Yitip giden topraklara hayıflanır, kötü saray yönetimine içerlerdi.

Çocuktu.

Zekiydi. Adına “Kemal” ekletecek kadar.

Kararlıydı, sevdalıydı asker olmaya.

Vatan için bir şeyler yapmak hevesindeydi.

Türklerin tepelerde, yabancıların sahilde yaşadığı şehirde Kordon’da turlardı akşam arkadaşlarıyla. Kordon sonundaki deniz fenerinin dibindeki kayalar en sevdikleri yerdi. Burada saatlerce oturur konuşurlardı.

Oyun oynamaya zamanları yoktu, paralı, pahalı zevkleri yoktu.

Motor yarışı yapmadılar gece sokaklarda.

23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı yoktu Mustafa’nın.

İnterneti, bilgisayarı yoktu. Bir e-posta hesabı bile yoktu.

Ulaşımın atla, trenle sağlandığı yollarda büyüdü.

Ders kitapları Osmanlıcaydı. Anlaşılmıyordu. Öğrenmesi zordu. Yetmezmiş gibi Fransızca öğrendi kendi başına.

Dini okullarda hocalar körü körüne bir şeyler ezberletiyor, unutanlara, ezberlemeyenlere uzun değneklerle girişiyordu.

Mustafa böyle zor bir çocukluk yaşadı.

Bisikleti, bermuda şortu, playstation’ı olmadan.

Okuyarak, inanarak, üzülerek, kafa yorarak…

O Mustafa, “Adam” olmaya kararlıydı.

Büyüdü “ Atatürk” oldu.

Çocuklar kolay okusun, Türkçe okusun, özgür olsun, oyuncakları olsun, bayramları olsun, dövülmesin, ihmal edilmesin, ezilmesin, güzel bir Türkiye’de hür yaşasınlar diye çalıştı yıllarca.

23 Nisan 1920’de , Ulus olduğumuz günde, işte bu canı kadar sevdiği çocuklara özgürlüğü, bayramı, geleceği armağan etti.

Bugün o 23 Nisan’ın….91 nci yıldönümü.

Çocuklar o zorlu günleri yeniden yaşamasın diye, topraklar, canlar kaybedilmesin diye, egemenliğin kıymetini, özgürlüğün bedelini unutmasınlar diye bayram etti bugünü.

Bugün o bayram.

Mustafa da bir çocuktu. Ama sizin kadar şanslı değildi.

ÇÜNKÜ NE BİR ATATÜRK’Ü VARDI, NE BİR BAYRAMI!!!!

anonim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir