Cumhuriyetin sağladığı hak ve hürriyetler
Cumhuriyetin getirdiği hakları, öncesinde mahrum bırakılan haklar ve modern batıda sonradan kazanılan ancak Osmanlı’ya giremeyen haklar, ya da işgal kuvvetlerince veya saltanat tarafından iktidarın emniyetle devamına imkan sağlamak için verilmemesi gereken haklar olarak düşünmek gerekir.
Şöyle ki öncelikle din kavramının ve saltanattan dolayı halkın mal (teba) olarak görülmesi temel şartı altında eski dönemlerde hak ve hürriyetlerden de söz etmek mümkün değildi. Çünkü hak ve hürriyet adına bahsedilen herşey hilafet veya saltanat duvarına çarpıyor, tesis edilen teokratik düzen içinde halkın iradesi yönetimlere asla yansımadığı gibi kişisel özgürlükler alanında da özellikle kadınlar çok zor şartlar altında adeta esir gibi yaşıyordu.
Azınlıklar ve etnik gruplar bu durumda değildi elbette ve saraya yakın olanlar da çoğu zaman sıkıntı yaşamıyordu. Lakin halk ve özellikle Anadolu halkı, cahil olmasının, fakir olmasının, Türk olmasının, çiftçi olmasının külfetini her daim çekiyordu. Çünkü söz gelimi vergiden ve askerlikten muaf yaşayan azınlıklar, bir savaş durumunda evlerinde kalırken, hak mahrumiyetine uğrayan asıl millet cephelere koşuyor, çoğu şehit veya gazi oluyor, yararlanamadığı hakları temsil eden sistemleri muhafaza etmek adına işini, evini terk ediyordu.
Cumhuriyet evvela eşitlik ve adaleti sağlayarak, imtiyaz ve eşitsizlikleri engelleyerek, kapütilasyon ve azınlık haklarını düzenleyerek, kadın ve erkek, doğulu ve batılı arasındaki ayrımları iptal ederek, sonrasında kültürel ve eğitime ait köklü değişiklikler yapmak suretiyle de anayasa oluşturarak hem hakları sahiplerine iade etmiş, hem milli iradeyi esas almış hem de devlete ve kişiye ait tüm hak, görev, yetki ve sorumlulukları yasalaştırarak devamlı ve adil bir sistem kurmuştur.
İnkılaplar ile kat edilen süreçte okuma yazma hakkından başlayarak, açılan kurum ve kuruluşlarda çalışma hakkından, konut ve şahıs dokunulmazlıklarına kadar, kadın ve çocuklara verilen haklar gibi pek çok alanda yenileşme, eşitlik ve çağdaşlaşma esas alınmıştır.
O kadar ki mesela kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınan dönemde daha Avrupa’da pek çok ülkede bu haklar kadınlara tanınmamıştı.
Fikir söyleme, düşünme önündeki engeller de Cumhuriyet’le kaldırılmıştır ve siyaset yasal ve meşru ancak namuslu bir platform üzerine oturtulmuştur.
Dini alanda ise yasalaştırılan haklar oldukça fazladır ve medeni inkılaplarla atbaşı giden bu laik uygulamalarla dinde zorlama olmadığı, vicdanların hür olduğu kanunlaştırılmış, İslamiyet hak ettiği Kur’ani çizgiye geri döndürülmüştür.
Medeni haklar anlamında da aile birliği, dokunulmazlık hakları, erken yaşta evliliklerin engellenmesi, okuma ve öğrenim hakkı, oy kullanma hakkı, özgür giyinme ve soyadı hakları, sanat ve kültür ile serbestçe ilgilenebilme hakları tanınmıştır.
Borçlar kanunu ve iş kanununda yapılan düzenlemelerle tefecilik sistemi kaldırılmış, vergiler adil bir seviyeye çekilmiş, rüşvet ile kıyasıya mücadele yapılmıştır. Ehliyet ve liyakatin esas alındığı, torpil ve ayrımcılığın engellendiği inkılaplar ile kamu kuruluşlarına hak edenler getirilmiş, inkılaplar bu sayede hem etkin hem de hızlı bir karakter kazanmıştır.
Hakkını korumak adına yapılanların suç sayıldığı bir anlayıştan, hakkı kendi eliyle sahibine teslim eden bir anlayışa geçiş CUMHURİYET ile mümkün olmuştur.
Bu bahsedilen hakları madde başlıkları ile özetleyecek olursak;
1. Eşit Yaşama Hakkı
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte elde ettiğimiz en önemli haklardan biri; hiçbir şekilde sınırlandırılamaz ve engel olunamaz olan yaşama hakkıdır. Öncesinde herhangi bir yetkili ağızdan çıkacak söz ile sonlandırılabilen bu hak yasalar ile koruma altına alınmıştır. Bu hak özellikle halkçılık ilkesinin gayesi olarak hayata geçmiş ve milli iradeye dayalı halkçılık ilkesi ile toplum içinde hem eşitlik hakkı temin edilmiş hem de yaşama hakkı teminat altına alınmıştır. Azınlıklardan ve etnik gruplardan ya da işgal kuvvetlerinin baskısıyla veya mevcut kapitülasyonlardan kazanılan haksız haklar ise iptal edilmiş ve tüm birey ve kurumlar eşit hale getirilmiştir.
2. Sağlık hizmetlerinden yararlanma Hakkı
Cumhuriyet ile birlikte tüm vatandaşların hangi statüde olursa olsun sağlık hizmetinden yararlanma ve sağlıklı bir ortamda yaşama hakkı anayasa ile birlikte koruma altına alınmıştır. Bu kapsamda uzun müddet sağlık taramaları, bedava aşılamalar yapılmış ve bu hizmet sadece insanlarla da sınırlı kalmayarak veteriner hizmetlerini de kapsamıştır.
3. Eğitim ve öğretim Hakkı
Herkesin eşit şartlarda eğitim almasını sağlayan haklar Cumhuriyet döneminde tanınmıştır. Bu sayede belirli bir zümreye özel olan okuma ve yazma tüm ulusa yayılarak toplumsal bilincin önü açılmıştır. Latin harflerinin kabulü ve okuma yazma oranının yüzde 3’lerden kısa sürede yüzde kırkların üzerine çıkartılmasıyla ve özellikle kız çocuklarının okumasına imkan sağlanmasıyla isteyen, istediği seviye ve kurumda okuma hakkı elde etmiştir. Bunda erken yaşta evlendirilen kız çocuklarının evlenmesini engelleyen medeni kanunların da büyük etkisi olduğu muhakkaktır. Hatta ihtiyaca binaen pekçok umut vadeden gencimiz, kızlı erkekli olarak yurt dışına tahsile gönderilmiş ve dönüşlerinde her biri bir atılımın öncüsü olmuştur.
4. Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı
Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, erkekler ile eşit şartlarda toplumsal yaşama katılma haklarından en önemlisi olan seçme ve seçilme hakkı Cumhuriyet döneminde verilmiştir. Fransa, İtalya, İsviçre gibi ülkelerden çok daha önce bir tarihte kadınlarımız hak ettiği haklara kavuşmuştur.O tarihlerde daha Avrupa’da pek çok ülkede bulunmayan bu hakkın yasalaşması Ulu Önder’in kalkınma ve sosyal adalet için çok önceden öngördüğü bir fikrin hayata geçmesidir.
5. Düşünce, fikir, toplantı ve gösteri Özgürlüğü
Baskı altında tutulan, yasaklarla hapsedilen hak ve hürriyetlerin en önde gideni muhakkak muhalif grupların fikirsel itirazlarıdır ve eski dönemlerde tamamen yasak olan bu fikir üretişleri, Cumhuriyet ile tamamen özgürleşmiş, yasal sınırlar içinde olmak kaydıyla inkılapların oto kontrolü olarak algılanmıştır. Hangi düşünceye sahip olursa olsun insanların fikirlerini özgürce dile getirebilmesi Cumhuriyet ile beraber güvence altına alınmıştır. Ayrıca herhangi bir sebep ile bireylerin düşüncelerini açığa vurmak amacıyla toplanabilmeleri ve yürüyüş yapabilmeleri özgürlüğü getirilmiştir. Anayasanın 25. Maddesi ile beraber farklı düşüncelerin özgürce bir arada barınabildiği bir ülkenin temelleri atılmıştır.
6.Din ve Vicdan Özgürlüğü
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan tüm vatandaşların sahip olduğu inançlar konusunda serbest olduğunu, hiçbir dış müdahale ve zorlamaya tabi tutulamayacağı anayasada güvence altına alınmıştır. Günümüzde ne kadar yıpratılsa ve değeri yeni anlaşılsa da bu kanunun ve din özgürlüğünün en önemli güvencesi, tüm inançlara ortak uzaklıkta olan koruyucu görevdeki anayasamızda tanımlanmış laik bir yönetim sistemidir. Kamuyu ve fertlerin vicdanalrını hür bırakan uygulamalarla hilafetten ve ona bağlı köhne kurumlardan kaynaklanan hata ve noksanlar giderilmiş, yargılama sistemi öncelikli olmak üzere dini değil medeni kanunlar egemen kılınmıştır. Ayrıca diğer din ve mezheplere tabi olanların durumu da bu sayede düzeltilmiş ve onlara da bu alanda gerekli haklar verilmiştir.
7.Özel Hayatın Gizliliği
Halkın özel hayatının hiçbir yasal güvence altında olmadığı ve nedensiz ihlal edilmesinin önüne geçilmesine engel olmak için vatandaşların özel hayatı Cumhuriyet döneminde güvence altına alınmıştır. Anayasa ile birlikte her vatandaş özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Açık ve ayıp aramama, yahut dokunulmazlık olarak da tercüme edilebilecek bu haklar ile izinsiz ve habersiz (zorunlu sebep veya mahkeme kararı olmadıkça) özel yaşamlara müdahale edilemeyeceği yasası kabul edilmiştir.
8. Dilekçe Hakkı
Hak aramanın en medeni göstergesi olan dilekçe hakkı hem mecliste hem sosyal yaşamda tamamen hür bırakılmış, gensoru ile iktidarlara ve dilekçeler ile ilgili kişi ve kurumlara yapılan müracaatlar maksatlı değil fakat faydalı mütalaa edilerek dikkate alınmış ve cevaplanmıştır. Halkın yönetimde hiçbir söz sahibi olmadığı ve denetleme mekanizmasında vatandaşın bulunmadığı bir yönetim şeklinden sonra, herkesin şikâyetlerini ve isteklerini yetkili makamlara ve TBMM’ye iletme hakkı Cumhuriyet ile beraber verilmiştir.
9. Konut Dokunulmazlığı
Cumhuriyet döneminden önce belli bir zümre dışında konut hakkı bölgedeki önemli kişilere bağlı olmak koşulu ile veriliyor ve gerekli görüldüğü zaman izin gerekmeksizin girilebiliyordu veya alıkoyulabiliyordu. Cumhuriyetin sağladığı en önemli kazanımlardan biri de hiç kimsenin konutuna izinsiz girilmemesini yasa ile güvence altına almak oldu. Haneler içinde olup bitenleri şahsilik ilkesine bağlayan Cumhuriyet rejimi, özgürlük alanlarını kişisel, ailevi, toplumsal, kamuya ait gibi ayrımlara bölüştürerek ve kamu haklarını esas alarak dokunulmazlıkları buna göre ayarlamış, her hal ve şartta yasalara uygun olma yani meşruluk kuralını titizlikle işletmiştir.
10. Basın Özgürlüğü
Basın özgürlüğü sahip olduğumuz en önemli hakların başında gelmektedir. Çünkü basın özgürlüğünün olmadığı yerde diğer hak ve özgürlüklerinizden haberdar olmamanın yanı sıra, onların elinizden alınıp alınmadığı hakkında da bilgi sahibi olamayabilirsiniz. Bu sebeple medya ve basın vasıtasıyla görüş ve düşüncelerini açıklayabilme, yayabilme hakkı anayasa tarafından güvence altına alınmıştır. İfade ve fikir özgürlüğünün daha resmi hali olan bu basın özgürlüğünün muhakkak ilk madesi sansürlerin kaldırılması ve halkın haber alma hakkının geri verilmesidir. Cumhuriyet dönemi bunu sağlamış, yalan ve kasıtlı olmamak, devlet sırlarını ifşa etmemek, kişisel dokunulmazlık ilkelerine tecavüz etmemek kaydıyla kısıtlamasız bir özgürlük sağlanmıştır. Bu kapsamda basılı veya sesli yayın yapma hakkı da tanınmış, İstanbul ve Ankara radyoları ile devlet eliyle haberler vatandaşlara doğru ve zamanında ulaştırılmıştır.
11. Adil yargılanma hakkı
Yasalarla koruma altına alınan kişisel hakların, yargılama sürecinde de adil olarak yürütülebilmesi için önlemler alınmış, avukat – savunma sistemleri geliştirilmiş, söze ve iki şahitle yetinilmeyerek delil şartı getirilmiş, kadı sisteminden bağımsız Türk mahkemelerine geçilmiştir. Bu sayede adalet mülkün temeli kabul edilmiş, suç ve ceza kavramları sözlü değil yazılı hukuk kurallarına tabi kılınmıştır. Bu sayede halka, hakkını arama hakkı da verilmiştir.
12. Kültürel etkinlikler icra etme ve bunlardan yararlanma hakkı
Sanat, tarih alanında özellikle ortaya konulan bu gaye kapsamında sınırsız bir teşvikle hem sanat üretme hem de bu sanatı sunma gayretleri kurumsallaştırılmış, halkın sosyal hak ve ihtiyaçlarına sadık kalınarak ve milli kültür ön planda tutularak müzikten tiyatroya, baleden senfoniye kadar pek çok alanda topluma sosyalleşme hakkı tanınmıştır.
13. Diğer hak ve hürriyetler
Ticaret ve borçlar kanunu ile teminat altına alınan üretim, tüketim, sanayi ve tarım ile ilgili hususlar devletçilik kavramı içerisinde değerlendirilmiş, teşviklerle haklara kolaylıklar sağlanmıştır.
Benzer şekilde ölçü ve tartıda yapılan yenilikler ile uluslararası toplumla koordine ve standart sağlanmış, ihracat ve ithalat kavramları ekonomi hayatına girmiştir.
Ankara’nın başkent olması, çok partili hayata geçmek için adımlar atılması gibi inkılaplar ile de tek sesliliğe son verilmiş, hak ve hürriyetlerin katı tanımları yerine uygulamadan ve halkın ihtiyaçlarından doğan hürriyetlerin araştırılması ve temini esas alınmıştır.
Türk lirası ve pul üretimleri ile okunur, gerçek bedelli, muteber göstergeler esas alınmış, enflasyonla ciddi mücadele edilerek halkın maddi kayıpları engellenmiştir.
Türk tarih kurumu, Türk dil kurumu gibi araştırmacı kuruluş teşkilleriyle tarih ve kültür üzerine araştırmalar yaptırılarak halkın tarihi öğrenme hakkına sadık kalınmıştır.
Mevduatların milli bankalarda ve emniyetle muhafazası için yerli ve milli bankalar kurulmuş, tasarruf özendirilmiş, halkın mevduat kapsamındaki birikimlerine gizlilik hakkı tanınmıştır.
Tarım ve sanayi teşvikleriyle üreticilerin – işverenlerin ve öte yandan tüketici ve çalışanların hak ve hürriyetleri teminat altına alınmış, modern anlamlarından uzak olsa da sendikalaşma türü yapılanmalar ile grev, lokavt benzeri haklar tanınmıştır.
Sonuç;
Cumhuriyet dönemi inkılaplarının gayesi milli ve tam bağımsız bir devlet kurmak, bekasını emniyetle sürdürmek ve toplumun çağdaş ve refah vaziyette yaşamasını temindir. Bu maksatla inkılaplarda daima iki gaye gözetilmiştir ki bunlar devletin ihtiyacı ve toplumun gereksinimleri.
Modern devletlerden de emsal alınarak ama çoğu milli ihtiyaçlardan hasıl olarak hayata geçen inkılaplar ile kamu ve kişi hak ve hürriyetleri sağlanırken diğer yandan görev ve sorumluluklar da yasalaştırılmış ve keyfi düzenler yıkılmış, görevlerini yerine getirenlerin hakları garantiye alınmış, sorumluluktan kaçanlar cezalandırılmış ama haklarına kısıtlama getirilmemiştir.
Neticede tüm bu hak ve hürriyetler insanca yaşama ilkesi gereğidir ve asırlarca kullandırılmayan hakların sahiplerine iadesidir. Aynı zamanda bu haklar hızlı ve doğru gelişmenin de olmazsa olmazıdır ki kadınlara eşitlik sağlama ilkesinde olduğu gibi toplumun tümden kalkınması esastır. Yoksa bir sınıf ve zümrenin kalkınması asla yeterli değildir.
Bunu çok iyi bilen Atatürk, tüm inkılaplarında halkın durumunu muhakkak göz önüne almış ancak hayati durumlarda kamu gereklerini halka danışmadan hayata geçirmiştir.
Bu anlamda Ulu Önder’in kendisi de hak ve hürriyetlere saygı gösterenlerin başında gelir.