Atatürk’ün Urla ziyaretleri
Atatürk, Urla’yı yedi kez ziyaret etmiştir.
2000 yılında Urla Çok Programlı Lisesi Tarih öğretmenlerinden Sayın Murat Kılınç; Türk Tarih Kurumu Başkanlığı ile giriştiği araştırmasının sonucunda, Atatürk’ün, 15 Haziran 1926 tarihinde Ankara’dan İzmir’e hareket ettiğini ve bu ziyaretlerinin 9 Temmuz 1926’da Ankara’ya dönüşleri ile son bulduğu, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kesinlikle ortaya çıkarmıştır. Yine Sayın Kılınç’ın çalışmaları sonrasında Atatürk’ümüzün 30 Haziran 1926 tarihinde Çeşme’ye gitmek üzere İzmir’den yola koyulduğunu ve aynı gün Urla’yı ziyaret ettikten sonra Çeşme’ye yol aldığı belirlenmiştir.
Birinci ziyaretleri: Şubat 1905
Mustafa Kemal Bey 1905 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesi ile okuldan mezun olmuştur. Ancak, yakın arkadaşları ile beraber haklarında açılan bir soruşturma, O’nun hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Yasak kitaplar okumak ve gizli toplantılar yapmak suçuyla tutulduğu zindandan, bu önemli suçlara bir ceza olması ve bir daha başkente kolay kolay dönmemesi için o zamanlar Şam’da bulunan Beşinci Ordu’ya tayini çıkarılmıştır.
27 Ocak 1923 tarihinde annesinin mezarı başında yaptığı konuşmalarında ve 11 Ekim 1925 tarihinde İzmir Belediyesi balkonundan halka yapmış olduğu konuşmalarında bu ziyaretinden şu şekilde bahsetmektedir:
‘Benim İzmir’i ilk gördüğüm gün, okuldan çıkarak sürgün yerime gittiğim gündür. Bu güzel memlekette, sürgüne giderken birkaç saat geçirmiştim.’
Atatürk’ün kendi aktardıkları doğrultusunda, İzmir’e ilk kez 1905 yılı Şubat ayı başlarında geldiği öğrenilmektedir. Yine bilgilerimiz doğrultusunda bu ziyaretlerinde Avusturya bandırasındaki bir vapur ile İstanbul’dan hareket ettiklerini, yolculuk güzergâhlarında İzmir’e uğrayarak buradan Beyrut’ta ulaştıklarını öğrenmekteyiz. Malum olduğu üzere o tarihlerde gemi ile yapılan tüm yolculuklarda İzmir Limanı’ndan sonra Urla Karantinası’na uğranılması bir zorunluluktu. Bugünkü bilgilerimiz doğrultusunda Atatürk’ün de bu ilk ziyaretlerinde Urla Karantinası’na uğrayıp uğramadıklarını bilmiyoruz. Ancak gemi ile yaptığı bu ilk ziyaretinde İzmir Körfezi’nden çıkarken Urla adalarını ve Urla’yı denizden ziyaret etmiş olduklarını biliyoruz.
İkinci ziyaretleri: Eylül 1907
Atatürk sürgün olarak tayin olduğu Şam’daki görevine 16 Eylül 1907 tarihine kadar devam etmiştir. Bu tarihte Selanik’e tayin olmuştur. Yolculuk yaptığı vapurda iken tayini Manastır’a çıkan Mustafa Kemal, ikinci kez İzmir’e uğramıştır.
Kendisi İzmir’e bu ikinci gelişlerine, 27 Ocak 1923 gününün akşamı İzmir Hükümet Konağı’nda onuruna verilen akşam yemeğindeki konuşmalarında şu şekilde değinmektedir:
‘İzmir’e birinci ve ikinci gelişlerim çok kaygılı ve sıkıntılı günlerde olmuştur. Bunlar sürgüne giderken ve gelirken uğrayışlarım olmuştur.”
Atatürk’ün bu ikinci ziyareti de yine bir deniz yolculuğu ile gerçekleşmiş olduğundan Urla Tahaffuzhanesi’ne uğrayıp uğramadığını bilemiyoruz. Ancak ilk ziyaretlerinde olduğu gibi; Urla’yı denizden ziyaret etmiş olduklarını söyleyebiliriz.
Üçüncü ziyaretleri: 17 Ekim 1911
Bilindiği üzere Mustafa Kemal Bey, İtalyanların Derne ve Tobruk’a yapmış oldukları çıkarma sonrasında kendiliğinden harekete geçerek buradaki yerli halkı işgale karşı örgütlemek maksadıyla bu topraklara hareket etmiştir. Gizli mahiyetli bu seyahatine İstanbul’da başladığında kendisini Tanin Gazetesi muhabirlerinden ‘Şerif’ adı ile gizlemiştir. Bu yolculuğu sırasında Urla’ya da uğramış olduğunu arkadaşı Fuat Bulca’ya yazmış olduğu bir mektubundan öğrenmekteyiz.
Urla Karantinası’nda, içinde bulunduğu Rus vapurundan Selanik’te bulunan Fuat Bulca’ya yazdığı bu mektupta, “Vatanı Kurtarmak için şimdiye kadar olduğundan ziyade gayret ve fedakârlık zorunludur” ifadesini kullanmaktadır.
Aslında bu mektubun diğer bir önemi de Atatürk’ün diğer iki ziyaretinde de Urla Karantinası’na uğramış olabilecekleri ihtimalini güçlendirmesidir. Zira yukarıda belirttiğimiz gibi o tarihlerde İzmir Limanı’ndan girip çıkan gemilerin karantinaya uğraması bir zorunluluk gereğiydi. Atatürk’ün ne kadar süre ile karantina tesislerinde kalmış olduğunu ise bilmiyoruz.
Dördüncü Ziyaretleri: 9 Eylül 1913
Atatürk’ün Trablusgarp dönüşü Çanakkale Bolayır Ordusu Kurmay Başkanlığı’na atandığını biliyoruz. İşte bu tayinleri sırasında da yine İzmir’e uğradıklarını o tarihlerde İzmir’de çıkan Anadolu Gazetesi’nden öğreniyoruz.
Anadolu Gazetesi’nin 9 Eylül 1913 tarihli sayısında çıkan, “Mustafa Kemal Bey” başlıklı yazıda şöyle
“Bingazi muharebatı esnasında Derne ve Tobruk kumandanlığı vazifesini kemal-i muvaffakiyet ve celadetle ifa edip bilahare Bolayır Ordusu Erkân-ı Harbiye riyasetine tayin buyrulup harekât-ı ahirede (Edirne’nin geri alınması) fevkalade ibraz-î faaliyet eyleyen erkân-ı harb binbaşısı Mustafa Kemal Bey’in bera-yı tedbil’i hava şehrimizi teşrif eyledikleri istihbar olunmuştur. Gazetemiz bu muhterem askere beyanı hoşamedi eylemeği vicdanı bir vazife, telakki eyleriz.”
Anadolu Gazetesi’ndeki bu haber Mustafa Kemal’in milli mücadeleden önce dördüncü kez İzmir’e geldiğini göstermektedir. Ancak bu ziyaret ile ilgili başka kaynaklarda bir bilgiye ulaşılmamıştır. Atatürk’ün kendisi de bu ziyaretinden bahsetmemiştir. Muhtemelen kısa süreli bu uğrayışı kendilerinde bir hatıra bırakmamış olabileceğinden belirtmek ihtiyacı duymamış olabilirler. Ancak Anadolu gazetesinin haberini doğru kabul edersek; bu ziyaretlerinde de Atatürk’ün Urla’yı denizden ziyaret etmiş olduklarını söyleyebiliriz.
Beşinci ziyaretleri : Ocak- Şubat 1924
Yaptığımız araştırmalarda Atatürk’ün 1 Ocak- 22 Şubat 1924 tarihleri arasında İzmir’i ziyaret etmiş olduklarını öğrendik. Nutuk’un II. Cildi sayfa 845’de Atatürk bu ziyareti hakkında şu şekilde bir bilgi vermektedir:
‘1924 yılı başında, büyük çapta bir ordu harp oyunu yapmak kararlaştırılmıştı. Bu harp oyunu İzmir’de yapılacaktı. Bu münasebetle, 1924 yılı Ocak ayı başında İzmir’e gittim. Orada iki ay kaldım.’
Bu bilgiler ışığında öncelikle Atatürk’ün seyahatin 1924 yılı 1 Ocak-22 Şubat arasında yapılmış olduğu netlik kazanmaktadır. Atatürk’ün İzmir’i ziyareti için asıl neden olarak göstermiş olduğu harp oyunları 15 Şubat ile 22 Şubat arasında devam etmiştir.
Atatürk’ün bu ziyaretleri ile alakalı olarak şimdiye kadar yaptığımız kaynak araştırmalarında net bir sonuca ulaşmak mümkün olamamıştır. Ancak; özel arşivimizde bulunan ve Deniz Kıdemli Albay Kâfi TAŞEL tarafından derlenmiş Uzunada tarihçesine ilişkin notlarda, 24 Haziran 1924 tarihinde Atatürk’ün önce Foça’daki sahil toplarını, bilahare bir deniz vasıtası ile Uzunada’ya gelerek adadaki topçu bataryalarını denetlediği belirtilmektedir. Sayın Taşel bu bilgilerini ise Ege Gazetesi-1998 tarihli nüshasına atfetmektedir. Atatürk’ün askeri amaçlarla bu tarih aralığında Uzunada’yı ziyaret etmiş olması mümkün görünmektedir.
İzmir’deki en uzun kalmış olduğu bu dönem bilindiği gibi genç Türkiye Cumhuriyeti’nin de henüz ilk aylarına rastlamaktadır. Özellikle 3 Mart 1924 Tarihinde gerçekleştirilen Halifelik, Şeriye ile Evkaf ve Erkân-ı Harbiye vekâletlerinin kaldırılması, öğretimin birleştirilerek tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi rejimin kökten değiştirdiği devrimlerin, İzmir ziyareti sonrasında yapılmış olması da İzmir ziyaretinin önemini bir kat daha artırmaktadır.
Altıncı ziyaretleri: Atatürk Urla’da 30 Haziran 1926/Çarşamba
Atatürk Urla’yı ve yakın çevresini gördüğü ilk beş ziyareti sonrasında 30 Haziran 1926 günü Çeşme’ye gitmek üzere İzmir’den hareket ederek, Urla’ya uğramış, buradan da asıl maksadı olan Çeşme’ye yolcu edilmiştir. Günümüzde Atatürk’ün Urla ile özdeşleşen ziyareti olarak bu ziyaret anılmaktadır. Esasen kaynaklarca da en çok tanınan ziyareti de bu olmuştur.
Atatürk’ün Urla’yı ve Çeşmeyi ziyaret etmiş olduğu bu günler, oldukça önemli gelişmelerin yaşanmış olduğu dönemlere rastlamaktadır. Bilindiği üzere Atatürk 7 Mayıs 1926 günü Ankara Garı’ndan hareketle bir yurt gezisine çıkmış bulunuyordu. 14 Haziran günü Balıkesir’de bulunduğu sırada İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından kendilerine İzmir’de bir suikast teşebbüsünün açığa çıkarılmış olduğu bildirilerek İzmir’e gelmemesi istenmekteydi. Ancak, Atatürk beraberindekiler ile 16 Haziran günü İzmir’e gelmişti. İzmir’e geldiği gün kendisinin isteği ile suikast girişimi kamuoyuna duyurulmuştu. 18 Haziran 1926’da ise Anadolu Ajansı aracılığı ile ünlü beyanını şu şekilde noktalıyordu:
“Benim naciz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar (sağlam, sürekli) kalacaktır ve Türk Milleti emniyet ve şaadetini (sevinçliliğini) zamin (kefil olunan) prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir.”
Bu beyanname sonrasında yurtta geniş tepkiler meydana geldi. Düzenlenen mitinglerle suikastçılar lanetleniyor ve cezalandırılmaları halk tarafından talep ediliyordu.
Suikast girişiminin ortaya çıkması ile beraber 20 Haziran günü Başbakan İsmet Paşa İzmir’e gelmişti. 29 Haziran günü de Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa İzmir’e geldiler. 30 Haziran günü, İzmirlilerin kendisine armağan etmiş olduğu, Naim Palas’tan (şimdiki Atatürk Müzesi) Başbakan İsmet İnönü ile İzmir Valisi Kazım Dirik ve beraberindeki heyetle Çeşme’ye doğru yola koyuldular.
Atatürk ve beraberindekiler Urla’ya geldiler. Atatürk’ün Urla’ya geldiğinde henüz beş yaşında olan Urla’nın yetiştirdiği ünlü yazarımız Necati Cumalı bu mutlu günü şu şekilde anlatmaktadır:
“Sonunda o gün geldi.” (Demek ki ziyaret daha önce Urla ve Çeşme’ye duyurulmuş ve seyahat planı yapılmıştı)
“Bayraklarla donatıldı evler; pencereler. 1926 yılıydı. Beş yaşındaydım. Urla’nın o uzun, ılık güz aylarında mıydı, yoksa erken gelen baharında mı, hatırlamıyorum, sadece açık güneşli bir gün var belleğimde…” (Elimizdeki belge ve bilgilere göre ziyaretin 30 Haziran 1926 tarihinde gerçekleştirildiğini net olarak biliyoruz)
‘… Küçücük adımlarla Cumhuriyet Alanı’na ulaştım. Kadın, erkek Urlalılar sarmıştı alanın dört bir yanını. Alanın İzmir girişine karşı kaldırımda dizilenlerin ayakları arasına karıştım. Boyumun ancak dizlerini bulduğu adamların bakışları, İzmir girişine dikilmişti.’ (Hatırlanacağı gibi o tarihlerde İzmir girişi günümüzde Kemal Paşa Caddesi, eski Urlalıların Balalaki diye andıkları yol güzergâhıydı)
‘Derken alkış, yaşalar, gözyaşları arasında Gazi göründü. Nasıl olduysa, koptum başımın üstünde dikilen o dağ gibi adamların ayakları arasından. Alanı koşa koşa geçtim. Kollarımı açarak Atatürk’e doğru atıldım. Mustafa Kemal Paşa halkı selamlarken göğsü üstünde şapkasını tuttuğu eliyle durdurdu korumalarını, (Bırakın) dedi. Adımı, kimin oğlu olduğumu sordu. Şivem bozuktu. Rumeli şivesiydi. Karşılıklarımı dinlerken gülümsedi. Saçımı okşadı. Babamı tanıyıp tanımadıklarını sordu; kendisini karşılayan Urlalılara. Tanıdılar. Evime götürmelerini buyurdu. Eve dönerken Bekir Ağabey gurur duyuyordu beni kucağında taşımakla. Atatürk’ü Urla’nın girişinde karşılayan çocuk bendim.”
1958 yılında Urla Belediye Başkanlığı da yapan değerli ağabeyimiz, Besim Uyal ise Atatürk’ün Urla’yı ziyaretleri ile ilgili o günü görenlerden dinlediklerini Urla ve Nostalji isimli eserinde aktarmaktadır.
‘O günlerin usta bir aşçısı olan Uşaklı Recep Usta ziyafet için görevlendirilmişti. Recep Usta mahfelin salonunda masaları birleştirerek büyük bir ziyafet masası hazırlamış… Ziyafet esnasında belediye başkanı olan Atıf Bey (İnan) bir konuşma yapmış ve Türk milletinin Atatürk’e olan sevgisini dile getirmiş. Atatürk bu konuşmadan çok etkilenerek, ‘Urlalılar, siz hepiniz belediye başkanı olabilirsiniz, bu genç adamı Ankara’ya gönderin’ demiş.’
Urla Cumhuriyet meydanı’nda karşılanan Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaret programı ile ilgili daha detaylı bilgilere bugün için sahip değiliz. Ancak kayıt altına alınmış bu iki anlatımdan anlaşıldığı kadarıyla Atatürk’ün Urla ziyareti programı şu şekilde gerçekleşmiştir:
30 Haziran 1926 günü Atatürk, Naim Palas’tan Çeşme’ye gitmek üzere hareket etmiştir. 1923 yılı vilayet istatistiğinde kazaların vilayet merkezlerine olan uzaklıklarının anlatıldığı bir bölüm bulunmaktadır. Bu istatistiğe göre Urla Kazası’nın merkezi, vasıtalar ile vilayet merkezine yedi saat uzaklıkta bulunmaktadır. Atatürk’ün İzmir’den hareket saatini bugünkü bilgilerimiz ile tam olarak bilemiyoruz. Ancak bir akıl yürüterek tahminen sabah sekiz-dokuz dolaylarında yola koyulmuş olduklarını düşünürsek, akşamüzeri saat üç- dört sularında Urla’da olduklarını söyleyebiliriz.
Atatürk Urlalılar tarafından Urla- İzmir yolu başında karşılanmış, yolun sağ ve soluna biriken Urlalıların coşkun sevgi gösterileri altında Urla Cumhuriyet Meydanı’na gelmiştir. Muhtemelen burada halkı selamladıktan sonra Atatürk’ün tüm ziyaretlerinde âdeti olduğu gibi, halkevi ve belediye ziyareti yapılmış, ardından mahfelde konaklanılmış ve Çeşme’ye hareket etmek üzere yola koyulmuş olmalıdır. Ayrıca kendisi halkevinde hazır bulunan Urlalılara da bir söylevde bulunmuştur. Burada yapmış olduğu konuşmanın bir bölümü kaynaklarca aktarılmıştır:
Atatürk’ün Urla Nutku
Şerefine verilen çayda Urla’lılara hitaben söylemiştir;
“İnkılâp dâhilen ve haricen pek çok şeylere muvaffak olmuştur, fakat daha vazifemiz bitmemiştir. Gençliğin pek çok çalışması lazımdır. Bu noktaya nazarı ehemmiyetinizi celp ederim.”
Yedinci ziyaretleri: Atatürk Urla’da 8 Temmuz 1926/ Perşembe
30 Haziran ile 8 Temmuz arasında Çeşme’de kalan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 8 Temmuz 1926 Perşembe günü İzmir’e dönmek üzere Çeşme’den ayrılmıştır. Bu dönüş yolculuğunda da yine yol güzergâhında bulunan Urla’ya da uğramışlardır.
8 Temmuz gecesini İzmir’de Naim Palas’ta geçiren Gazi, 9 Temmuz 1926 Cuma günü yanında Başbakan İsmet İnönü ve Prag Büyükelçisi Vasıf Bey olduğu halde özel trenle Ankara’ya hareket etmiştir.
Kaynak: Urla Belediyesi resmi sitesi