ATATÜRK’ÜN İLK MECLİS KONUŞMASI
Muhterem Milletvekilleri, değerli arkadaşlar!
Bugün içinde bulunduğumuz durumu, Meclisi âlinizin nazarında tamamıyla tecilli ettirebilmek için bazı beyanatlarda bulunmak istiyorum. Vukuu bulacak maruzatım bir kaç devreye ayrılabilir.
Birincisi, Mütareke’den Erzurum Kongresi’ne kadar geçen zaman zarfındaki ahvale dairdir. İkincisi, Erzurum Kongresinden 16 Mart tarihine kadar, yani İstanbul’un düşmanlar tarafından işgal edildiği zamana kadar; üçüncü olarak ise 16 Marttan bu zamana kadar olan ahvale dair olacaktır.
Maruzatım bir takım vesaike müstenittir ki; müsaade buyururlarsa o vesaiki icap ettikçe burada okuyacağım. Yalnız birinci safhaya ait olacak maruzatım belki biraz şahsi olacaktır. Fakat vaziyeti tamamıyla tenvir edebilmek maksadıyla ondan bahsetmeyi lüzum görmekteyim.
Malumu âlileridir ki Ahmet İzzet Paşa hükümeti milliyetler esasına müstenit adilane bir sulha nail olmak emeliyle mütarekeye talip olmuştur. İstiklal uğrunda namus ve şaha metle dövüşen milletimiz 30 Teşrinievevlet 1334 tarihinde imza olunan mütareke ahkâmı bir tarafa bırakılmıştır. Gün geçtikçe artan bir şiddetle, hukuki saltanat haysiyeti hükümet, izzeti nefsi millimiz tadilata uğramıştır. Heyeti itilafiyeden gördükleri teşvik ve fiili himaye sayesinde Taabi Osmaniye’den olan anasırı gayrimüslime her yerde küstahça tecavüze başlamışlardır. Meclisi Mebusan’ın feshi, kuvvetini milletten almayan merkez hükümetinin sık sık değişmesi ve halkın vicdanından doğan milli birlik uğrundaki teşebbüsatın maalesef ihtirasatı siyasiyeye kurban edilmesi yüzünden âleme karşı mevcudiyeti milliyemiz ihsas edilememiştir.
Ecnebi kuvvetlerinin işgali altında inleyen payitahtımızda kan ağlayan bilumum erbabı hamiyet, münevveranı millet ve din ve devlete hizmetleri mesbuk zevatı âliye, makamı hilafet ve saltanatın ve istiklali millinin bu hatarnak vaziyetten kurtarılması ancak vicdanı milliden doğan birliğin azmu iradesine müftekir bulunduğuna iman getirmişlerdir.(tarihin.com) Fakat İstanbul’un tahti tazyikve muhasarada bulunan muhittinde icabatı hamiyeti ifaya maddeten imkân kalmamıştır. İşte bu bir adarda idi ki Anadolu’ya mülki ve askeri hususatla muvazzaf olmak üzere ordu müfettişliğine tayin edildim. Bu teveccühü din ve millete hizmet etmek için en büyür bir mazhariyeti ilahiye addeyledim.
Vicdanı millinin iradesine tabi olarak milleti müstakil, vatanımızı masum görünceye kadar çalışmak ahdiyle 16 Mayıs 1335 günü Dersaadet’i terk eyleyerek Samsun’da işe başladım.
İlk düşündüğüm, memleketimizde asayiş ve istikrarının kendi vesaitimiz ile muktedir bulunduğumuzu görmek olmuştur. Esasen Canik livasının vaziyeti hususiyeti de bu bapta en seri davranmayı müstelzim bulunmakta idi. Filhakika Rumların hâkimiyetini ve İslam unsurunun esaretini istihdaf eden ve Atina ve Dersaneadet komiteleri tarafından idare olunan Pontus hükümeti amali, Karadeniz sahili ile kısmen Amasya ve Tokat’ın şimal kazalarında mukim Osmanlı Rumlarının hayalhanelerini çılgınca bürümüştür. İttihaz olunan tedbir sayesinde muvaffakıyetli netayic istihsal edilmiştir.
Fakat ittihaz olunan tedbir ve muvaffakıyet, yalnız Pontus havalisine ait ve mevziidir. Hâlbuki her gün haksızlıklarını arttıran İtilaf Devletlerine mevcudiyeti milliyetimizi siyaseten ispat etmek ve fiili tecavüzler karşısında milletin namus ve istiklalini bilfiil müdafaa etmek pek mühim olmuştur. Esasen şarkta ve garpta memleketimizin her tarafında müdafaa ve muhafaza hakki millet ve memleket için cemiyetler teşkil edilmiş, bu cemiyetler düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek kastiyle milli vicdanın azim ve iradesinden doğmuş yegâne teşkilat olmuştur.
Bu sıralarda idi ki, mumum belediye riyasetlerine, Dersaadet’te İngiliz Muhipler Cemiyeti teşekkül ettiği ve her tarafta bu Cemiyete iştirak ile İngiltere müzaheretinin talep edilmesi lüzumu hakkında Sait Molla imzasıyla bir telgraf gelmiştir.(tarihin.com) Bu meselede Hükümetin alakasının derecesini anlamak için sadrazam olan Ferit Paşa’dan keyfiyeti istilam ettim fakat hiç bir cevap alamadım. Kendisinin eşhası meçhule tarafından böyle gayrı muttarit ve muhtelif siyasi maceralara teveccühündeki teşebbüsatın azim felaketlere sebep olacağını takdir eden millet Sait Molla’nın tebliğine havaleli sem’I itibar etmemiştir.
Binlerce tecavüz ve haksızlılar altında inleyen ve İzmir vakayı faciası karşısında kan ağlayan millet, hükümeti merkeziye ve İtilaf Devletleri mümessillerinden ağlayarak istimdat ve istidayı hak ederken, müteaddit beldeyi riyasetleri ve birçok Müdafaa-i Hukuki Milliye cemiyetleri marifetiyle aldığım telgraf namelerde hakkımda itimat beyan olunarak benden bu hususta hizmet ve fedakârlık talep edilmiştir.
Hayat ve şahsiyetim kendi malı olan necip ve mazlum milletimizin bu haklı talebi üzerine artık benim için en mukaddes vazife, İrade-i Milliye’ye mutavaatı her şeyin fevkinde görmek olmuştur. Bunun üzerine yaptığım bir tamimle kat’I sözümü verdim. İş bu tamimin son cümleleri şudur:
Geçirdiğimiz şu hayat ve memat günlerinde umudum milletçe her taraftaki amal ve tezahürat ile temine azmedilen istiklali millimiz uğrunda bütün mevcudiyetimle çalıştığımı temin eylerim. Bu emeli mukaddes uğrunda milletle beraber nihayete kadar çalışacağımı da mukaddesatım namına söz veririm.