ATATÜRK VE ANADOLU AJANSI’NIN KURULMASI
Anadolu Ajansı’nın tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi ile adeta özdeştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmadan 17 gün önce 6 Nisan 1920’de kurulan Anadolu Ajansı, TBMM’nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu; Milli Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nın her aşamasına, Cumhuriyet devrimlerine tanıklık etti.
İstanbul’un 16 Mart 1920’de resmen işgali ve Meclis-i Mebusan’ın kapanması üzerine Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da toplanacak Meclis için seçim yapılmasını illere bildirdi. Artık İstanbul’da kalınamayacağını gören bazı aydınlar da bir süredir Milli Mücadele’ye katılmanın yollarını aramaktaydı. Bu gelişme, Anadolu Ajansı’nın kuruluşunu da sağlayacaktı.
Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhı ”Ziraat Mektebi”nde (şimdi Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü) Anadolu Ajansı’nın kurulması gündeme getirildi ve 6 Nisan 1920’de Anadolu Ajansı’nın kuruluşu gerçekleştirildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş hazırlıkları için Ankara’da bulunan önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Ulusal Kurtuluş Hareketinin haklılığını tüm dünyaya duyurmak için haber ajansı kurulması düşüncesini önce dönemin aydınlarından, Halide Edip Hanım’a (Adıvar) açmıştır.
Ajansa “Anadolu” adının verilmesi fikrininde ilk kez Halide Hanım tarafından önerildiğini söylenmektedir. Anadolu Ajansı, alınan bu kararla 6 Nisan 1920’de doğmuştur. Osmanlı Bankası’ndan temin edilen bir daktilo ve sapiograf adı verilen ilkel bir teksir makinası ile ilk haberini o gün, “Hey’et-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal” imzası ile yayımlamıştır.
Anadolu Ajansı, Kurtuluş Savaşı sırasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Haber bültenleri, telgraf imkanı olan yerlere maniple ile ulaştırılırken, işgal altında bulunan Anadolu’nun uzak köşelerine, at sırtındaki görevliler tarafından taşınmıştır. Anadolu Ajansı’nın yayınladığı bültenler, hem Ankara’daki gelişmeleri Türk halkına duyurarak milli şuurun şahlanmasını ve halkımızın aydınlanmasını sağlamış hem de Anadolu ihtilalinin haklı sesini tüm dünyaya duyurmuştur.
“Anadolu Ajansı, Türkiye’nin sesini bütün dünyaya duyuracaktır.” Atatürk Anadolu Ajansı’nın hedefini bu sözüyle çizmiştir.
AA, Kurtuluş Savaşı’nda çok zor bir görevi yerine getirdi. İçeride, savaşan ve dış dünyadan habersiz kalmış bir halkı ülke ve dünya olaylarından haberdar kılmak, bazı yabancı ve İstanbul gazetelerinin teslimiyetçi tutumlarıyla mücadele etmek gerekiyordu. Dışarıda, ulusal mücadeleyi savunmak, Türkiye’nin haklı istekleri konusunda kamuoyunu aydınlatmak ve ona karşı bazı çevrelerin yürüttüğü oyunları boşa çıkarmak zorunluydu.
Atatürk’ün, yakın bir arkadaş grubunu, Anadolu Ajansı’nı Batılı anlamda bir haber ajansı kimliğine kavuşturmakla görevlendirmesiyle 1 Mart 1925’te “Anadolu Ajansı Türk Anonim Şirketi” kuruldu. O tarihlerde, Batı ülkelerinde bile örneği görülmeyen böyle bir yapılanmayla Anadolu Ajansı, özerk statüye kavuştu.
Anadolu Ajansı, 1 Mart 1925’te Devletin %40 hissedarı olduğu bir anonim ortaklık haline getirilmiştir. Merkezi Ankara’da bulunan Anadolu Ajansı; genel müdürlük birimleri dışında, yurt içinde halen 22 bölge ve büro müdürlüğü ile hizmet vermektedir.