Atatürk hakkında en çok merak edilenler
Atatürk’ün doğum günü nedir?
Ulu Önder’in 1881 yılında dünyaya geldiği kesin ise de hangi gün doğduğu zamanın imkanlarının sınırlı olması ve eski takvim kullanımı nedeniyle kesin değildir. Annesi Zübeyde hanımefendinin beyanına göre yapılan hesaplamalar bize 4 Ocak tarihini göstermektedir. Lakin kendisi dahi bu günden ziyade 19 Mayıs tarihini kullanmakta ve ifade etmektedir.
Kaç kez meclis başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı yapmıştır?
Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk’ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.
Ne kadar süreyle Başkomutanlık yetkisi kullanmıştır?
Atatürk’e ilk kez 5 Ağustos 1921 tarihinde olmak üzere, 5 Kasım 1921, 5 Şubat 1922 ve 5 Mayıs 1922 tarihlerinde üçer aylık sürelerle Başkomutanlık yetkisi TBMM’nce çıkarılan kanunlarla verilmiş, 20 Temmuz 1922 ise bu şeref 5 Ağustos 1922 tarihinden itibaren süresiz olarak kendisine atfedilmiştir.
Atatürk’ün yazdığı kitaplar hangileridir?
a)Takımın Muharebe Talimi b) Cumalı Ordugahı c) Taktik Tatbikat Gezisi-1 d) Bölüğün Muharebe Talimi e) Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (Subay ve Komutan ile Konuşmalar) f) Birinci Tabiye Meselesinin halli g) Vatandaş için medeni bilgiler h) Taktik meselesinin çözümü ve emirlerin yazılmasına ilişkin öğütler ı) Talim ve terbiye-i Askeriyye hakkında nokta-i nazarlar j) NUTUK k)Geometri k) Karlsbad Hatıraları.
Atatürk’ün özel kütüphanesinde kaç kitap vardır?
1973’te yayımlanan ATATÜRK’ün Özel Kütüphanesinin Kataloğu (Millî Kütüphane Yayını)’na göre ATATÜRK’ün oluşturduğu özel kitaplığındaki kitapların sayısı 4289’u, bibliyografik künye de 10.000’i bulmaktadır. Süreli yayınlar dışında bunların değişik bilim dallarındaki dağılımı da onun ne kadar geniş bir yelpazede bilgi edinmek ve böylece kendisini sürekli yenilemek istediğini göstermektedir. Bu kitaplar arasında “tarih” ve özellikle “Türk dünyası tarihi” konulu kitaplar ilk sırayı almaktadır. Katalogtaki bilgiler veri olarak alındığında, ATATÜRK’ün kütüphanesinde 194’ü işaretli, 9’u notlu ve 101’i işaretli-notlu olmak üzere, 304 işaretlenmiş kitap bulunmaktadır. Bu kitaplardan 192’si Fransızca, 91’i Türkçe, 9’u İngilizce ve 12’si Almanca başta olmak üzere diğer yabancı dillerde basılmıştır. ATATÜRK’ün özel kütüphanesinde dikkat çeken bir diğer husus da imzalı hediye kitapların varlığıdır. Kütüphanede her dilden, çoğu yazarı, çevirmeni ya da yayıncısı tarafından armağan edilen çok sayıda kitap bulunmaktadır.
Atatürk’ün Latife hanımla evliliği ve boşanma süreci nasıldır?
Zübeyde Hanım’ın 14 Ocak 1923’te ölümü üzerine İzmir’e giden Mustafa Kemal ile Latife Hanım 29 Ocak 1923’te Muammer Bey’in Göztepe’deki Uşakîzâde Köşkü’nde, sade bir nikâhla evlendiler. Çift yeni devletin başkenti Ankara’ya gelerek Çankaya’da ilk Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak kullanılan Kuleli Köşk (günümüzde Atatürk Müzesi olarak kullanılan bugünkü adıyla Eski Köşk)’te yaşadı. Latife Hanım, çağdaş ve kültürlü karakteriyle pek çok yurt gezisinde Atatürk’e eşlik etti. 1925 yazında Doğu Anadolu gezisinde aralarında geçen tatsız bir tartışmadan sonra Latife Hanım ve Atatürk 5 Ağustos 1925 tarihinde boşandılar. Boşanma haberi, 12 Ağustos 1925 günü radyoda yayımlanan bir hükümet bildirisi ile halka duyuruldu.
Atatürk sanıldığı gibi dine mesafeli miydi?
Dinin inanç ve ibadet yani itikad ve amel yönleri düşünüldüğünde Atatürk’ün ibadetlerini sıkça yerine getiremediği açıkça görünür. Buna rağmen itikad ve özellikle iman bahsinde inancı ve tevekkülü tamdır. Ayrıca şahsi ve devlet imkânlarıyla Türk ve Müslüman olan Türk halkının dinini de vicdani hürriyetler içinde yaşamasını ve devletin modern hukuk çerçevesinde teşekkülünü görev bilmiş olan Atatürk Kur’an’ın İslam’ın tek kaynağı olduğu bilinciyle tefsir ve meal yazdırmış, öte yandan çokça sevdiği ve hürmet ettiği Hz. Muhammed (sav) sünnetinin halkın nezdindeki kıymetini bilen Atatürk, Buhari’nin hadislerini tercüme ettirmiş ve Diyanet İşleri Başkanlığını teşkil ettirerek dinin doğru öğretilmesini, yobazlıkların engellenmesini hedeflemiştir. Ayrıca onarttığı ve inşa ettirdiği pek çok cami mevcuttur ve okuttuğu mevlitlerin sayısı bir hayli fazladır. İbadette anadilin kullanılması suretiyle Müslümanların ağzından çıkanları anlaması gerektiğini düşünen Atatürk ARapça’ya mahkum dine daima karşı olmuştur. Mektup ve demeçlerinde daima Allah adını ve Kur’an emirlerini ilke edinen Atatürk nihayetinde bir peygamber değil bir insandır ve kendisine has günah ve sevapları elbette vardır. Lakin bu O’nun dine yaptığı muazzam hizmetleri ve ezan seslerinin hür vaziyette okunabildiği hürriyet ve bağımsızlığı sağlaması ile elde ettiği (İnşallah) gayreti lekeleyemez. Bu cihetle ve özetle Atatürk dine karşı değil bilakis dine uygun ve doğru işler yapan bir imanlı kul ve mü’mindir.
Atatürk hangi ülkeleri ziyaret etmiştir?
Atatürk, askerlik mesleğine başladığı zamana kadar yaşadığı yerler ve askeri görevli olduğu zamanlarda tayinen gittiği yerler hariç yurt dışına çıkmamış, hiçbir devlet başkanını ülkesinde ziyaret etmemiştir. Onunla görüşmek isteyen tüm liderler ülkeye gelmiş, yurt dışı konferans ve anlaşma heyetlerine hep güvendiği dava arkadaşlarını göndermiştir.
Atatürk’ün çıkardığı gazeteler hangileridir?
Atatürk okumayı ve araştırmayı seven, bolca mektup ve makale yazan, bilgilerini paylaşmayı seven birisiydi. Atatürk idadi sonrasında daha Harp Okulu öğrencisiyken ilk gazetecilik tecrübesini yaşamış, adı dahi olmayan tek sahifelik gazetesi ile fikirlerini Harbiyeliler arasında paylaşma yoluna gitmiştir. Ancak asıl ve sıkça bilinen gazeteleri; Minber (1918), İrade-i Milliye (1919) ve Hakimiyet-i Milliye (1920) gazeteleridir.
Atatürk’ün etkilendiği şair ve yazarlar kimlerdir?
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün biyografisi ve özel kütüphanesi incelendiğinde en çok okuduğu ve etkilendiği 3 büyük Türk şairinin isimleri ile karşılaşıyoruz: “Osmanlılık” yerine “Türklüğü, Türkçülüğü” ve “Türklük duygusunu” dile getiren Türkçü şair Mehmet Emin Yurdakul; “vatan” ve “hürriyet” kavramlarını yeni kuşaklara aşılamış olan Namık Kemal ve baskıya karşı direnen, insanlığa yükselmeye yönelen ve “çağdaşlaşma”yı hedefleyen Tevfik Fikret. Ayrıca “Türkçülük” düşüncesini sistemli bir hâle getiren, İkinci Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde düşünce ve siyaset alanlarına önemli etkiler yapmış olan Ziya Gökalp’in Mustafa Kemal’in düşünce ve uygulamaları üzerinde derin etkileri olduğu bilinmektedir. Şehbender-Zade Filibeli Ahmet Hilmi beyin de din (özellikle laiklik) üzerine fikirlerinin Atatürk’ü etkilediği malumdur. Pek çok çağdaş yabancı yazarın da özellikle bağımsızlık fikriyle etkilediği Atatürk’ün kendisine rehber edindiğini ifade ettiği komutan ise Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa’dır.
Atatürk’ün fiziksel özellikleri ve görünüşü nasıldı?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, heybetli bir yapıda, keskin bakışları olan bir insandı. Boyu yaklaşık olarak 1.70-1.80 civarındaydı. Özellikle kaşları çok sık ve gürdü Çekik kaşlı ve doğal olarak da sert bakışlı bir görünüşe sahipti. Saçları altın sarısı, gözleri ise deniz mavisi derinliğinde dudakları ince idi. Çenesi azim ve kuvvet ifade edecek şekilde ve alnı ise genişti. Elleri ince ve zarifti. Ayrıca omuzlarının geniş olması dikkat çeken en önemli özelliklerindendi.70-80 civarında bir Kiloya sahipti. Atlet vücutlu, zarif endamlı, keskin ve derin bakışlı, ciddî tavırlı. Hareketli, canlı ve çalâk, her hâliyle alımlı bir erkek güzeliydi. Zekâsı, kibarlığı, dürüstlüğü, hiç kimseden çekinmeden her şeyi herkesin yüzüne karşı söylemesi en büyük özellikleriydi.
Atatürk’ün büyük nutkunun özellikleri nelerdir?
Ulu Önder Atatürk, 15-20 Ekim 1927 günlerinde, TBMM toplantı salonunda, öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere, altı gün süre ile her gün iki toplantıda konuşmuş ve Nutuk’un tamamı 36 saat 31 dakikada okunmuştur. Büyük Nutuk’un olaylar bakımından kapsamı 19 Mayıs 1919 – 20 Ekim 1927 Dönemi içinde geçmiş olaylardır. Osmanlı’nın çöküşü ve cumhuriyetin doğuşu arası dönem sebep ve sonuçlarıyla anlatılmıştır. Hazırlanması bizzat Atatürk tarafından yaklaşık üç ay süren Nutuk’ta yazılanların tamamı gerçek ve belgelidir. İlk ağızdan Cumhuriyet’in tarihçesi durumundaki Nutuk ile Türkiye Cumhuriyeti gençliğe emanet edilmiştir.
Kurtuluş Savaşımız sadece Milli bir dava mıdır?
Türk İstiklal Harbi ve devamında Türk İnkılapları sadece milli bir şahlanma değildir. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 senesinde İsmet İnönü’ye yazdığı mektuptan da anlaşılacağı üzere bu mücadele ve aydınlanma, kaderin Türk halkına ve Atatürk’e dava arkadaşlarıyla birlikte yüklediği büyük bir mesuliyettir. Ulusumuzun bu örnek olma hali bugünde gelişmiş ülkeler dahil tüm cihan milletlerinde ve özellikle Türki Cumhuriyetler ile gelişmekte olan ülkelerde sıkça görülmektedir. Çünkü insana değer veren ve barışı esas alan Atatürkçülük tüm dünyanın sevgi ve huzur içinde emniyetle yaşaması için denenmiş ve başarıya ulaşmış bir medeni usuldür.
Atatürk’ün hayalleri neydi?
Ülkesini karanlıklardan aydınlığa çıkarma ülküsü dışında Atatürk’ün en büyük iki hayali turist olarak Balkan devletleri gezisine çıkmak ve (Cumhurbaşkanı iken latife olarak söylediği sözlerden yola çıkarak denilebilir ki) Ormanlar kenti yapmak istediği ve çokça sevdiği İstanbul belediye başkanı olmaktı.
Atatürk’ün son isteği neydi?
Atatürk’ün son isteği enginar yemekti. Lakin mevsim itibarıyla İstanbul’da bulunmayan enginar için Hatay’a sipariş verildi. Maalesef Ulu Önder getirilen enginarı yiyemeden hayata gözlerini yumdu.
Atatürk işgal orduları gemilerine ‘Geldikleri gibi giderler’ sözünü ne zaman söylemiştir?
Mustafa Kemal 10/11 Kasım 1920 gecesi Adana’dan İstanbul’a yola çıkar ve 13 Kasım’da Haydarpaşa’ya varır. Savaş’ı kazanan devletlerin Filosu Haydarpaşa’nın önünden geçmektedir. Düşman filosunun yolunu Çanakkale’de kesmiş olan muzaffer komutan üzüntü içindedir. Askeri bir köhne motorla dev savaş gemilerinin arasından karşıya geçmekte olan Atatürk’ün dudaklarından yaveri Cevat Abbas (Gürer) Bey’e “Geldikleri gibi giderler” sözleri dökülür.
Karadeniz gemisinin görevleri nelerdi?
Karadeniz Vapuru Projesi, Cumhuriyet’in ilanından 3 yıl sonra Atatürk’ün önerisiyle hayata geçirildi. Türkiye’yi tanıtan çeşitli etkinlik ve ürünlerin sergilendiği gemi, 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan demir aldıktan sonra 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti. Karadeniz Gemisi, 86 günde 10 bin mil yol kat ettikten sonra 5 Eylül 1926 tarihinde İstanbul’a döndü. Geminin görevi Osmanlı köhneliğinden, modern Cumhuriyet Türkiye’sine geçişi yerinde cihan devletlerine göstermek, Türk tarih ve kültürünü tanıtmak, sanat ve sosyal alanlarda Türkiye Devleti’nin ne denli çok değiştiğini ispat ederek, imajlardaki Türk anlayışını olumlu yönde değiştirmekti.
Atatürk çiçeğinin ismi nereden gelmektedir?
Sanılanın aksine bu isim bizlerce veya Atatürk tarafından verilmemiştir. Bu nadide çiçeğin iki isim babasından birisi olan Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden Doktor Kirk Landın laboratuvarlarında muhtelif ameliyeler neticesinde kırmızı renkte yeni bir çiçek elde etmiştir. Profesör bu yeni çiçeğe isim ararken yanında duran ama Tarsus Kolejinde ATATÜRK’le tanışmış, ondaki tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diğer profesör bu çiçeğe ATATÜRK isminin verilmesini önermiştir. Ve bu öneri dünya nebatat dairesine iletilmiş ve ATATÜRK’ün yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Atatürk yatı Savarona’da ne kadar kalabilmiştir?
Savarona bugüne kadar inşa edilen kraliyete ait olmayan en büyük yattır. Toplam uzunluğu 136 metre, direği 16 metre, iskeleti 6.1 metre ve en yüksek hızı 18 deniz mili, gezinti hızı ise 16 deniz milidir. Ana süitin yanı sıra 17 lüks süitin alanı ortalama 50 metre karedir. 1938 yılında Savarona Türk Hükümeti tarafından satın alındı ve 1 Haziran 1938’de İstanbul’a getirildi. Atatürk aynı gün sağlık sebepleriyle ve doktor tavsiyesi ile Dolmabahçe önünde demirleyen bu yata geçti ve bu tarihten 25 Temmuz 1938 gününe kadar (Toplam 56 gün) yatta kaldı. Arkadaşlarıyla burada toplantılar ve geziler yaptı. Bu tarihte rahatsızlığı arttığı için yattan tekrar Dolmabahçe sarayına geçti. Vefatına kadar da bir daha yatına geçemedi.
Atatürk’ün yurt içinde yapılan ilk anıtı hangisidir?
3 Ekim 1926 tarihli İstanbul Sarayburnu Atatürk Anıtıdır. 1883 yılında doğan ve 1945 yılında yaşamını yitiren Heinrich Krippel Türkiye’de gerçekleştirdiği anıt heykeller ile tanınıyor. I. Dünya Savaşı’na topçu subayı olarak katılan ve 1925 yılında Atatürk anıtları yaptırılmak amacı ile Türk Hükümeti’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Krippel, 1938’e kadar 13 yıl Türkiye’de kalarak Atatürk heykelleri gerçekleştirdi. Atatürk sanatçıyı köşkte misafir ederek hazırlayacağı tüm heykeller için kendisine poz vermişti. Krippel bu heykel ve anıtların ön çalışmaları ve taslaklarını Türkiye’de hazırladı. Bu taslaklardan tasarlanarak hazırlanan heykel kalıpları sanatçının Viyana’daki atölyesinde üretildi ve Viyana Birleşik Maden işletmelerinde bronza döküldü. Bu heykeller daha sonra parçalar halinde Türkiye’ye getirildi ve yerlerinde monte edildi. Sarayburnu Atatürk Anıtı 3 Ekim 1926, Konya Atatürk Anıtı 29 Ekim 1926, Ankara Zafer Anıtı 24 Kasım 1927, Samsun’daki Onur Anıtı 15 Ocak 1931, Afyonkarahisar’daki ünlü Büyük Utku Anıtı 24 Mart 1936, Ankara Sümerbank içindeki Oturan Atatürk Anıtı 1938, sanatçının bilinen ünlü eserleridir.
Dünyada Atatürk heykellerinin bulunduğu ülkeler hangileridir?
Ata’mızın büstlerinin bulunduğu ülkeler; Amsterdam Hollanda, Wellington Yeni Zelanda, Be’er Sheva ve Yehud İsrail, Karlsbad Çekya, Lima Peru, Havana Küba, Sidney, Albany ve Canberra Avustralya, Wakayama ve Kuşimoto Japonya, Budapeşte Macaristan, Bükreş Romanya, Üsküp Makedonya, Bakü Azarbeycan, Washington ve New Jersey ABD, Caracas Venezuela, Aşkabat Türkmenistan, Astana Kazakistan, Bişkek Kırgızistan, Santiago Şili, Mexico City Meksikadır. Ayrıca sayısız cadde, park ve alana da ismi verilmiştir. Resimleri için bakınız.