TANIMLAR
Hürriyet ve İtilâf Firkasi (Partisi):
İttihat ve Terakki Fırkası karşıtlarınca 8 Ekim 1911’de kuruldu. İttihat ve Terakki Partisi’nin hükümet kuruluşunda etkili olduğu zaman dağıtıldı. Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra tekrar faaliyete geçti. Kurtuluş Savaşı karşıtı propaganda ve eylemlere katıldı. Üyeleri İstanbul Hükümetlerinde yer aldı.
Felahı Vatan Grubu:
12 Ocak 1920 günü toplanan son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nde kurulan grup.
Akbaş Cephaneliği
Gelibolu yakınında, Kurtuluş Savaşı sırasında Fransızlar gözetimindeki cephanelik.
11 Eylül 1919 Tarihinde Seçilen Sivas Kongresi Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Kurulu) Üyeleri
- Mustafa Kemal Paşa
- Rauf Bey
- Refet Bey
- Hoca Raif Efendi
- Süleyman Servet Bey
- Şeyh Fevzi Efendi
- Bekir Sami Bey
- Sadullah Efendi
- Hacı Mustafa Bey
- Kara Vasıf Bey
- Mazhar Müfit Bey
- Ömer Mümtaz Bey
- Hüsrev Sami Bey
- Hakkı Behiç Bey
- Niğdeli Mustafa Bey
- İzzet Bey
Ankara Antlaşması
Sakarya Savaşı sonunda Türk gücü ve Türk davasını anlamak zorunda kalan Fransız Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasında imzalandı. 20 Ekim 1921.
- Bu anlaşmanın imzasıyla Türkiye ve Fransa arasında savaş sona erecekti.
- Fransızlar Güney cephesinden kuvvetlerini çekeceklerdi.
- İskenderun bölgesi (Hatay) Fransızlarda kalacak, fakat çoğunluğu Türk olan halk kültür alanında özgürlüğünü koruyacak, Türkçe resmi dil olacaktı.
- Ankara Anlaşmasının 9. maddesine göre: Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Bey’in büyük babası olan Süleyman Şah’ın türbesinin bulunduğu “Caber Kalesi” (Türk Mezarı), Türkiye sınırlarından 100 km. kadar uzakta, Suriye toprakları içinde olmasına rağmen, Türk toprağı sayılmış, burada asker bulundurmak ve bayrak çekmek hakkı Türkiye’ye verilmiştir.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti (Anadolu ve Rumeli Ulusal Hakları Savunma Derneği):
Sivas Kongresi kararıyla 11 Eylül 1919’da kuruldu. Dernek, çeşitli adlar altında Anadolu’da ve Rumeli’de faaliyetlerde bulunan ulusal örgütlerin birleşmesini sağladı. Sivas Kongresi’nin kararlarının uygulayıcısı olduktan sonra 1921 yılında TBMM’de “Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu”nu oluşturdu. Bu dernek, 1923 yılında kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nin temeli sayılır.
İradei Milliye Gazetesi
11 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi’nde yayıma başlamasına kararlaştırıldı. 14 Eylül’de ilk sayısı yayımlandı. Ulusal direnişi halka anlatmayı amaçladı.
İngiliz Muhipler Cemiyeti (İngiliz Dostları Derneği)
23 Mayıs 1919’da İstanbul’da kuruldu. Görünen amacı, İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında iş birliği sağlamak ve sürdürmekti. İngilizlerden para yardımı alan bu cemiyet, Anadolu’da karışıklıklar çıkarmayı ve Kurtuluş Savaşı’nı engellemeyi amaçladı. Kurtuluş Savaşı’na karşı yapılan tüm yıkıcı eylemlerin ve örgütlenmelerin destekleyicisi oldu.
İkinci Grup
Mustafa Kemal Paşa’nın 10 Mayıs 1921’de kurduğu Müdafaai Hukuk Grubu karşıtlarınca oluşturulan grup. Bu grubun önderliğini I. Dönem Erzurum milletvekili Hüseyin Avni (Ulaş) Bey ile Mersin milletvekili Hüseyin Salahattin Bey yapıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa’ya ve onun ilkelerine karşı olanlara İkinci Grup denilmekteydi.
Heyeti Temsiliye (Temsilciler Kurulu)
Erzurum ve Sivas Kongreleri Genel Kurulları tarafından, kongre kararlarını uygulamak, kongrenin toplantı halinde olmadığı zamanlarda kongre adına karar verme yetkisine sahip seçilen kurul. TBMM’nin açıldığı güne kadar görev yaptı.
Halk İştirakiyun Fırkası (Partisi)
Yeşilordu’nun kapatılmasından sonra Tokat milletvekili Nazım Bey ve arkadaşları tarafından kuruldu.
Halifelik Ordusu (Kuvayi İnzibatiye)
Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayi Milliye’ye karşı İngilizlerin isteği üzerine İstanbul Hükümeti tarafından kurulan, Kuvayi Milliye’yi yok etmeyi ve TBMM’ni dağıtmayı amaçlayan ordu.
Halifelik
Peygamber Hz. Muhammed’in ölümünden sonra devletin başına getirilen kişinin unvanı ve makamı. Halifelik, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, Müslümanlar tarafından seçilen ilk dört halife döneminden sonra, Emeviler, Abbasiler ve Osmanoğulları soylarına geçmiştir. Osmanlı Saltanatı, 1 Kasım 1922’de kaldırıldı. Halifelik sanı da, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 18 Kasım 1922’de Abdülmecit Efendi’ye verildi. Ancak, ulusal egemenlik ve laiklik anlayışına ters düştüğü için Halifelik makamı, 3 Mart 1924 günü, bir yasa ile kaldırıldı. Son halife Abdülmecit Efendi de yurt dışına çıkarıldı.
Gümrü Antlaşması
3 Aralık 1920 tarihinde Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında yapılan bu antlaşma düzenli Türk Ordusu’nun direnişi ve zaferidir
- 1878 tarihinde terk edilen Kars ve çevresi Türklere verilecek.
- Doğu sınırı, Aras nehrinden Çıldır Gölü’ne kadar olacaktır.
- Ermeni Hükümeti, Sevr Antlaşması’nı ve Türkiye çıkarlarına uygun olmayan antlaşmaları kabul etmeyecektir.
Gümrü Antlaşması, Ulusal Hükümetin yaptığı ilk siyasi antlaşmadır. Bu antlaşma doğu cephesindeki askeri başarı sonucunda imzalanmıştır. Artık Türk toprakları üzerinde bağımsız bir Ermenistan Devleti kurulması umudu tamamen kırılmış ve Ermeni sorunu ortadan kaldırılmış oldu. Ermenistan, Rus Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılınca Gümrü Antlaşması’nın yerine Moskova ve Kars Antlaşması geçti.
Fetva
İslam Hukuku ile ilgili bir sorunun dini hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyulislam veya müftü tarafından verilen karar.
Pontus Rum Cemiyeti (Dernek)
Büyük Nutuk’da 1840’da çalışmalara başlandığı belirtilen Pontusçu girişimler, 1904 yılında Merzifon Amerikan Koleji’nde okuyan Rumlar tarafından derneğe dönüştürüldü. 1909 yılında, Atina’daki Küçük Asya Derneği’nin emri altında çalışmalarını yoğunlaştırdı. Amacı, Kuzeydoğu Anadolu, Orta Anadolu’nun bir kısmını içine alan “Pontus Devleti” kurmaktı.
Evkaf (Vakıflar) Bakanlığı
Vakıfların yönetimiyle ilgilenen bakanlık.
Etniki Eterna Cemiyeti (Derneği)
- yüzyıl başlarında, Yunanistan’da kuruldu. Kuruluşunun ilk amacı, Yunanistan’a bağımsızlık sağlamaktı. Ancak, Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra yeniden faaliyete geçti. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinin Yunanlılara verilmesi için çalışan zararlı dernekleri destekledi.
7 Ağustos 1919 Tarihinde Seçilen Erzurum Kongresi Heyet-i Temsiliye (Temsilciler Kurulu) Üyeleri
- Mustafa Kemal Paşa (3. Ordu Müfettişliğinden ayrılma)
- Hüseyin Rauf Bey (Eski Deniz Bakanı)
- Hoca Raif Efendi (Erzurum eski Mebusu)
- Şeyh Fevzi Efendi (Erzincan’da Nakşi Şeyhi)
- Süleyman Servet Bey (Trabzon eski Mebusu)
- Bekir Sami Bey (Beyrut eski Valisi)
- Sadullah Efendi (Bitlis eski Valisi)
- Hacı Musa Bey (Mutki Aşiret Reisi)
- İzzet Bey (Trabzon eski Mebusu)
Donanma Cemiyeti
Türk Deniz Kuvvetlerini güçlendirmek ve Türk denizciliğini geliştirmek amacıyla 19 Temmuz 1909’da kurulan “Donanma-i Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti” adıyla kuruldu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Bahriye Nezaretine katılan dernek, bir süre sonra (2 Nisan 1919) kapatıldı.
Dominyon
İngiliz uluslar topluluğuna üye olan ülkelere verilen ad.
Dokuz Umde (Dokuz İlke – 8 Nisan 1923)
İlke 1:
Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Yönetim, halkın doğrudan doğruya kendi kendisini yönetmesi temeline dayanır. Ulusun gerçek ve tek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dışında hiçbir kimse, hiçbir güç ve hiçbir makam ulusun kaderine egemen olamaz.
Bu nedenle bütün yasaların düzenlen
mesinde, her çeşit örgütlerde, yönetimin genel ayrıntılarında, genel eğitim ve ekonomi konularında ulusal egemenlik esasları içinde yürünecektir.
İlke 2:
Saltanatın kaldırılmasına ve egemenlik hükümlerinin terk edilmez, ayrılmaz ve vazgeçilmez olmak üzere Türkiye halkının gerçek temsilcisi olan Türkiye Millet Meclisi’nin manevi kişiliğinde toplanmış bulunduğuna dair 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Meclisi’nin oy birliğiyle verdiği karar değişmez bir ilkedir.
İlke 3:
Ülkede güven ve asayişin kesinlikle korunması en önemli görevdir.
Bu amaçla ulusun istek ve gereksinmesine uygun olarak sağlanacaktır.
İlke 4:
Mahkemelerin özellikle gecikmeden adalet işlerini yapabilmesi sağlanacaktır. Bundan başka kanunlarımızın tümü ulusal gereksinmelere, hukuk biliminin anlayışına uygun olarak sağlanacaktır.
İlke 5:
- Aşar usulünde halkın yakındığı ve zarar gördüğü noktalar temelden düzeltilmelidir.
- Tütün tarım ve ticaretinde ulusun yararına uygun biçiminde önlem alınacaktır.
- Mali kurumlar çiftçilere, sanayici ve tüccarlara ve bütün diğer iş adamlarına kolaylıkla borç verecek durumda düzenlenecek ve çoğaltılacaktır.
- Ziraat Bankası’nın sermayesi arttırılacak, çiftçilere daha kolay ve daha geniş yardım edilebilmesi sağlanacaktır.
- Ülkemiz çiftçiliği için tarım makineleri geniş ölçüde yurt dışından getirilecek ve çiftçilerimizin tarım araç ve gereçlerinden kolaylıkla yararlanabilmeleri sağlanacaktır.
- Ham maddeleri ülkemizden bulunan mal ve sanat ürünlerinin ülke içinde yapılabilmesini, koruma ve teşvikte bulunulması ve ödüller verilmesi için her türlü önlem alınacaktır.
- Hemen gereksinme duyduğumuz demiryolları için gerekli girişimler ve uygulamalar yapılacaktır.
- İlköğretimde, öğretimin birleştirilmesi ve bütün okullarımızın gereksinmelerimize ve çağdaş temellere oturtulması öğretmen ve profesörlerimizin hizmetlerinde yükselmeleri ve ilerlemeleri sağlanacaktır.
- Genel sağlık ve sosyal yardımla ilgili kurumlar düzeltilip çoğaltılacak, çalışanları için koruyucu yasalar yapılacaktır.
- Ormanlarımızdan bilimin gelişmesine uygun biçimde yararlanmayı, madenlerimizin en verimli biçimde işletilmesi ve hayvanlarımızın soylarının iyileştirilip çoğaltılmasını sağlayacak esaslar konulacaktır.
İlke 6:
Askerlik süresi kısaltılacaktır.
Bundan başka okuyup yazmasını bilenlerin, orduda okuyup yazmasını bilenlerin, orduda okuyup yazmasını öğrenenlerin hizmet süresi bir derece daha azaltılacaktır.
İlke 7:
Yedek subayların yaşam ve geleceklerini kendilerine ve ülkeye en yararlı bir biçimde güven altına almak temel amaçlarımızdandır.
İlke 8:
Halkın işlerinin en kolay biçimde sonuçlandırılması, çalışkan, yetenekli, dürüst bit memurlar zincirinin tam bir düzenle, yöntemlere ve yasalara uygun olarak iş görmesine bağlı olduğundan memur sınıfı, bu anlayışla tamamlanacak ve bütün devlet hizmetleri aralıksız denetim ve gözetime tabi olacaktır. Öte yandan memurların atanması, görevden alınması, rahat ve huzur içinde yaşamaları, dokunulmazlıkları, sorumluluk, emeklilik ve ödüllendirilmeleri bir yönteme bağlanacaktır.
Yurt aydınlarından ve çeşitli mesleklerden devletin hizmet ünitelerinde en yararlı biçimde yararlanılması kararlaştırılmıştır.
İlke 9:
Harap olan ülkemizin çabucak onarılıp yeniden yapılanması için Devletçe alınacak tedbirlerden başka inşaat ve tamirat, yer yer şirketler kurulması teşvik edilip sağlanacak ve bireysel girişimleri korumayı sağlayan hükümler konulacaktır.
Dersim
Tunceli İlinin eski adı.
93 Seferi
1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı.
Bozkır
Konya’nın güneyinde yer alan bir ilçe.
Bolşevikler
Ekim 1917’de Rusya’da iktidarı ele geçirerek egemen siyasal güç haline gelen, Lenin’in öncülük ettiği grup. Rusça sözlük anlamı “çoğunlukta olanlar”.
Babıali
İstanbul Hükümeti, Sadrazamlık.
Askeri Nigehban Cemiyeti (Askeri Gözcü Derneği)
7 Ocak 1919’da Kurtuluş Savaşı’na karşı olan emekli subay ve paşalar tarafından İstanbul’da kurulan örgüt.
Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti
(Anadolu ve Rumeli Ulusal Hakları Savunma Derneği)
Sivas Kongresi kararıyla 11 Eylül 1919’da kuruldu. Dernek, çeşitli adlar altında Anadolu’da ve Rumeli’de faaliyetlerde bulunan ulusal örgütlerin birleşmesini sağladı. Sivas Kongresi’nin kararlarının uygulayıcısı olduktan sonra 1921 yılında TBMM’de “Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu”nu oluşturdu. Bu dernek, 1923 yılında kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nin temeli sayılır.
Amerikan Güdümü (Mandası)
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş bulunan Milletler Cemiyeti tüzüğünün 22. maddesinde manda (güdüm); kendi kendilerini yönetme olanağı olmayan ulusların, gelişmelerini ve daha iyi yaşamalarını sağlamak amacıyla, Birleşmiş Milletler Cemiyeti’nin gözetimi altında, gelişmiş bir ülkenin yönetimine girmesi olarak tanımlanmıştır. Bu ilke, uygulamada sömürgeciliğe dönüşmüştür.
Amerikan güdümü konusu, Erzurum ve Sivas kongrelerinde dile getirilmiş ise de reddedilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın kesin tutumu, böyle bir kararın alınmasını engellemiştir.
Albayrak Gazetesi
Erzurum’da Süleyman Necati’nin (Güneri) 1913 yılında kurmuş olduğu bu gazete, Kurtuluş Savaşı’nı destekledi.
İstiklal Mahkemeleri
1920’de asker kaçaklarını yargılamak amacıyla kuruldu. Daha sonra Vatan Hainliği Yasası kapsamına giren suçları işleyenleri; casusları, ayaklanma çıkaranları, Ulusal Kuvvetlere karşı suç işleyenleri yargılamak, İstiklal Mahkemeleri’nin görevleri arasına girdi. Bu mahkemelerin üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri arasından gizli oyla seçiliyordu. İstiklal Mahkemeleri, 1926’ya kadar görev yaptı.
İstinaf Mahkemesi
İlk dereceli mahkeme ile üst dereceli mahkeme arasında yer alan bir mahkeme.
Kabotaj
Bir devletin kendi karasularındaki deniz ticaretine sahip olma hakkı. 1926 yılında çıkarılan Kabotaj Kanunu ile Türk karasularında her türlü denizcilik işleri Türkiye’ye ait oldu.
İttihat ve Terakki Fırkası
1889’da Meclisi Mebusan’ın yeniden açılmasını sağlamak amacıyla kurulan gizli bir dernek. Kısa zamanda yurt içi ve yurt dışında örgütünü genişletti. II. Meşrutiyetin bütün iç ve dış olaylarında İttihat ve Terakki Partisi’nin etkisi oldu. Osmanlı Devleti, bu parti yönetiminde iken I. Dünya Savaşı’na girdi. 5 Kasım 1918’de son Kongresini toplayarak feshine karar verildi.
İtilaf Devletleri (Anlaşma Devletleri, Müttefikler)
- Dünya Savaşı’nda Fransa, İngiltere, Rusya ve İtalya’nın içinde bulunduğu grup.
Karacabey
Bursa’ya bağlı bir ilçe.
Karakol Cemiyeti
Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Kara Kemal ve Kara Vasıf beylerin öncülüğünde İstanbul’da kuruldu. Kurtuluş Savaşı’nı desteklemek, gerekli silahları sağlamak, İstanbul’dan Anadolu’ya adam kaçırmak, İttihat ve Terakki Partisi yandaşlarının can güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan bu dernek, Kurtuluş Savaşı’na zarar vermeye başlayınca Meclis tarafından 1920 yılında kapatıldı.
Kars Antlaşması
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Kafkas Cumhuriyetleri arasında 13 Ekim 1921’de imzalanan antlaşma.
Kılıç Artıkları
Dağılmış, gerekli sayının çok altında olan ve emir komutadan yoksun askerler.
Kilikya
Bugünkü Adana ve Mersin illeriyle Konya ilinin güneyini ve Antalya ilinin doğusunu kapsayan bölgenin adı.
Kut’ül Amare
Irak’ta bir şehir. Bu şehir, Dicle’nin sol kıyısında, Dicle ile Şattülarap’ın ayrıldığı yerde bulunmaktadır.
Kuvayi Milliye (Ulusal Kuvvetler)
Düzenli ordu kuruluncaya kadar, iç ve dış düşmanlara karşı; halkın, subayların, efelerin, yurtseverlerin kurdukları direniş örgütleri.
Kuvayi Seyyare (Gezici Kuvvetler)
Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yıllarında, Yunan ilerleyişini durdurmada ve özellikle de, iç ayaklanmaları bastırmada etken olan kuvvetler. Daha çok Çerkez Ethem’e bağlı kuvvetler için kullanılan genel ad.
Kürt Teali Cemiyeti (Kürt Yükseltme Cemiyeti)
Türkiye’de yaşayan Kürtleri, bağımsızlığa kavuşturmak amacıyla Mayıs 1919’da İstanbul’da kuruldu. Doğu illerinde şubeler açtı. Kurtuluş Savaşı karşıtı bu derneğin çalışmalarına, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulmasıyla son verildi.
Londra Konferansı
27 Şubat – 12 Mart 1921 tarihleri arasında yapılan ve olumlu sonuç vermeyen toplantı.
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)
Lozan Barışı sekiz aylık çetin ve uzun bir müzakere devresinden sonra, Lozan Üniversitesi’nin tören salonunda imzalanmıştır. Lozan’da imzalanan belgeler, esas Barış Antlaşması, 16 adet sözleşme, protokol, beyanname ile bir de nihai senetten ibarettir. Lozan’da imzalanan bu belgelerle sadece bir barış düzenlenmemiş, aynı zamanda Türkiye ile Batı devletlerinin siyasi, hukuki ve sosyal ilişkileri yeni baştan düzenlenmiştir. Bir deyime göre Lozan, bir bakım Doğu ile Batı’nın hesaplaşmasıdır.
Lozan Barış Antlaşması önsözünde, devletlerin istiklal ve hakimiyetine hürmet edilmesi prensibine yer verilmiştir. Bu prensip yeni Türkiye’nin I. Dünya Savaşı galipleri ile eşit şartlar altında, Lozan’da siyasi bir mücadeleye giriştiğini gösteren bir hükümdür. Türk istiklal ve hakimiyetinin tanınması bakımından da önem arz eder.
Esas Barış Antlaşması bir önsöz ve 5 bölümden oluşan 143 maddedir.
Lozan Barış Antlaşması’nda düzenlenen önemli konular aşağıda özetle belirtilmiştir:
- Sınırlar
- Güney Sınırı
20 Ekim 1921, Ankara İtilafnamesi gereğince Fransa ile anlaşılarak güney sınırı kararlaştırılmış, Lozan’da bu sınır sadece teyid edilmiştir.
- Irak Sınırı
Lozan Barış Antlaşması’nda Irak sınırı uyuşmazlığı çözülememiştir. Antlaşma’da, Türk topraklarının tahliyesinden itibaren bu uyuşmazlığın dokuz ay zarfında dostane bir şekilde halledileceği beyan olunuyordu.
- Batı Sınırlarımız
Yunanlılarla batı sınırı, Misak-ı Milli’ye uygun, Mudanya Mütarekesi’nde öngörüldüğü gibi Meriç nehri sınır olmak üzere düzenlenmiştir. Karaağaç ve havalisi de Yunanlılardan alınarak savaş tamiratı karşılığı gereği Türkiye’ye bırakılmıştır. Ege Denizi’nde Bozcaada ve İmroz Türkiye’ye bırakılmıştır. Ayrıca Yunanlıların elinde bırakılan Anadolu kıyısına yakın adalar da, askersiz hale getirilmiştir.
- Azınlıklar
Birinci Dünya Savaşı’na son veren barış antlaşmalarında azınlıkların himayesine ait hükümler mevcuttur. Lozan Barış Antlaşması’nın bu hususla ilgili hükümleri tetkik olduğunda, azınlıklar bir imtiyaza mazhar olmamışlardır. Türk teb’asından sayılan gayri müslimlerin kanun ve hukuk düzeni önünde eşitliği söz konusu olmuştur.
Lozan Barış Antlaşması’nın 42. maddesi ile gayri müslim azınlıklar yararına olarak kabul edilen şahsi haklar ile aile hakları, Medeni Kanunumuzun yürürlüğe girmesi ile önem ve anlamını yitirmiştir. Böylece Patrikhanelerin dünya işlerinde ve azınlıkların şahsi muamelelerinde hiçbir yetkileri kalmamıştır.
- Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar, adli, mali ve idari sahada ecnebilere tanınan imtiyaz ve muafiyetlerdir. Barış Antlaşması’nın 28. maddesiyle bütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış ve yeni Türkiye, asırlardan beri çekilen bir beladan da sonsuza dek kurtulmuştur.
- Harp Tazminatı : Dünya Savaşı’nın galipleri, bizden I. Dünya Savaşı sebebiyle tamirat talep etmişler, ayrıca buna ek olarak işgal masrafı, kendi teb’alarının zarar ve ziyanlarını da buna eklemişlerdir. Savaş içinde Almanya’dan borç karşılığı ve rehin bulunan beş milyon altın ve savaş yıllarında İngiltere’ye sipariş edilen donanma bedeli de kendi ellerinde bulunduğundan bizlere verilmemiş ve tazminat karşılığı tutulmuştur. Dünya Savaşı’na giren mağlup devletlere esaslı mali bir yük olan bu beladan, geleceğe bir borç bırakılmada, sadece fiilen elimizde bulunmayan meblağ karşılık gösterilerek, büyük bir başarı ile işin içinden sıyrılınmıştır.
Türkiye, Yunanistan’ın harbin devamından ve bunun neticelerinden doğan mali vaziyetini nazarı dikkate alarak tazminat hususunda her türlü taleplerinden Karaağaç ve havalisinin Türkiye’ye bırakılması şartı ile vazgeçiyordu.
- Borçlar Sorunu
1845’den itibaren I. Dünya Savaşı sonuna kadar devam eden Osmanlı amme borçları, I. Dünya Savaşı’nda yapılan istikrazlar da dahil, büyük bir yekün teşkil ediyordu.
Sene tertipleri üzerinden borcun taksimi yerine, sermaye üzerinden borcun taksimi ile esas borç toplamı bir hayli azaltılmıştır. Diğer taraftan bu borçlar Ormanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletlere de gelirle orantılı olarak bölünmüştür. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’a olan borçları bu devletlerle de yapılan antlaşmalarla I. Dünya Savaşı’nın galiplerine devredilmiştir.
Osmanlı amme borçlarının diğer çetin bir safhası da tediye edeceğimiz borçların hangi para ile ödenmesi hususunda kendini göstermiştir. Karşı taraf bunu altın veya sterlin olarak talep etmiştir. Biz Türk parası ve Fransız frangı olarak ödemeyi teklif ettik. Aradaki farkın muazzam meblağlara varmasına rağmen, burada da görüşümüz kabul edilmiştir.
- Boğazlar
Lozan’da imza olunan en önemli belgelerden biri de, Türk boğazlarının statüsü ile ilgili Sözleşme’dir. Boğazla sorunu Lozan’da Barış Antlaşmasında madde 23’te genel olarak yer almış, Barış Antlaşması’na ek Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile ayrıca ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Boğazlardan serbest geçişi, Boğazlar Komisyonu’nun kurulmasını, Boğazların ve civarının askersiz hale getirilmesini hedef tutan ve Milletler Cemiyeti’nin de garantisini sağlayan hükümleri ihtiva eden bu Sözleşme, 1936’da Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiş, milli hakimiyeti sınırlayıcı hükümler kaldırılmış, milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmiştir.
- Nüfus Değişimi
Lozan’da çözümlenen bir diğer önemli sorun da, İstanbul’da yaşayan Rumlarla Batı Trakya’da yaşayan Türkler hariç, Türkiye’deki bütün Rumlarla, Yunanistan’daki bütün Türklerin değiştirileceğini öngören sözleşmenin, Barış Antlaşması’na ek olarak imzalanmış olmasıdır.
Lozan Barış Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı’nın sağladığı, Türk milletinin hayati hakları ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir. Lozan aynı zamanda, Orta Doğu’nun en önemli bir bölgesinde devamlı bir barış ve güvenliği kurmak ve devam ettirmekle dünya barışına da hizmet etmiştir.
Türkiye Lozan’da genel olarak, Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmiştir. İsmet Paşa, antlaşmayı Büyük Millet Meclisi’ne sunarken söylediği nutukta Lozan’dan getirdiği Türkiye’yi şöyle tarif etmiştir: “Mütecanis, yeknesak (birlik ve bütünlük içinde) bir vatan; bunun dahilinde (içinde) harice (dışa) karşı gayri tabii kuyuttan (olağanüstü sınırlamalardan) ve hükümet içinde hükümet ifade eden imtiyazattan (ayrıcalıklardan) müberra (aklanmış) bir vaziyet; gayri tabii (olağanüstü) mükellefatı maliyeden (mali yükümlülüklerden) azade (kurtulmuş) bir hal, hakk-ı müdafaası mutlak, menabii mebzul (kaynakları bol) ve serbest bir vatan. Bu vatanın adı Türkiye’dir. O Türkiye’yi bu muahedenameler (antlaşmalar) ifade ve tavzih etmektedir.”
Mavri Mira (Kara Kader) Cemiyeti
Yunan Başbakanı Venizelos’un öngörmesiyle İstanbul Rum Patrikliğinde kurulan gizli örgüt. Patrik Vekili Doroteus’un başkanlığında kurulan bu örgüt, Ermeni Patriği Zaven Efendi ile iş birliği içinde çalıştı.Bu örgütün görevi, silahlı Rum çeteleri oluşturmak, ayaklanma için silah toplamak, Rum göçmenlerini Trakya ve Anadolu’ya yerleştirmek, Rum gençlerini, askeri birlikler şeklinde örgütlemekti.
Mecelle (Osmanlı Medeni Kanunu)
1868 – 1876 yılları arasında büyük devlet adamı ve tarihçi Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlandı. Bu yasa İslam Hukuku ile çağdaş hukuku bağdaştırmaya çalıştı. Medeni Kanun’un kabul edildiği 1926 yılına kadar yürürlükte kaldı.
Milletler Cemiyet (Cemiyet-i Akvam)
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya barışını korumak ve uluslar arası iş birliğini geliştirmek üzere 1919’da İtilaf Devletlerinin girişimiyle kurulan örgüt.
Milli Aşiret
Güneydoğu Anadolu’da bulunan bir aşiret.
Mir-i Miran
Beylerbeyi, eyalet valisi.
Misakı Milli (Ulusal Ant – 28 Ocak 1928)
28 Ocak 1920 günü Osmanlı Mebusan Meclisi’nde, ülkenin bağımsızlığını ve ulusal sınırlarını belirlemek amacıyla kabul edilen kararlar.
Misakı Milli Esasları:
- Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada Osmanlı Devleti’nin düşman orduları işgali altında kalan, Arap çoğunluğunun bulunduğu kısımların geleceği, halk oyuna göre tayin edilmelidir. Ateşkese göre, dini, ırk ve sosyal bağlarla birleşik, Osmanlı İslam çoğunluğunun bulunduğu kısımlar, hiçbir sebeple ayrılamaz bir bütündür.
- Halkı özgür kalır kalmaz anavatana, kendi istekleri ile katılmış olan Kars, Ardahan, Artvin için gerekirse tekrar halk oyuna başvurulmasını kabul ederiz.
- Geleceği Türkiye ile yapılacak barış antlaşmasına bırakılan Batı Trakya’nın durumu, özgürce yapılacak halk oyuna göre ortaya konulmalıdır.
- İslam halifeliğinin, Osmanlı saltanat ve hükümetinin başkenti olan İstanbul şehri ile Marmara denizinin her türlü güvenliği sağlanmalıdır.
Bu esas dahilinde olmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz boğazlarının yabancı devletlerin ticaret ve ulaştırmasına açılması, bizimle ilgili devletlerin oy birliği ile verecekleri karara bağlıdır.
- Azınlıkların hakları, İtilaf Devletleri ile düşmanları ve bazı ortakları arasında kararlaştıracak esaslar içerisinde ve komşu memleketlerdeki Müslümanların aynı haklardan faydalanmaları şartı ile tarafımızdan sağlanacaktır.
- Ulusal ve iktisadi gelişmemiz imkan çerçevesine girmek ve daha modern bir düzenli yönetimle işleri yürütmeyi başarabilmek için her devlet gibi bizim de tam bir bağımsızlığa ve serbestliğe ihtiyacımız vardır. Bu, yaşamımızın ve geleceğimizin esasıdır. Bu nedenle siyasal, adli ve mali gelişmemizi önleyecek sınırlamalara karşıyız. Borçlarımızın ödenmesi de bu esasa aykırı olamaz.
Mondros Mütarekesi (Ateşkes Anlaşması)
30 Ekim 1918 tarihinde Limni adasının Mondros Limanı’nda imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti – İtilaf Devletleri arasındaki silahlı çatışma sona ermiştir.
Mondros Ateşkes Anlaşması aslında Osmanlı Devleti’nin yıkılışını öngörmekte; İtilaf Devletleri’ne Osmanlı İmparatorluğu’nun herhangi bir bölgesini, güvenliklerini tehdit edecek bir durum nedeni ile işgal hakkını tanımakta idi.
Ateşkes Anlaşması’nda yer alan Osmanlı Devleti’nin ulaştırma vasıtalarını İtilaf Devletleri’nin kontrol etme hakkı ise, Osmanlı Devleti’nin hayat ve can damarlarının İtilaf Devletleri’nin elinde bulundurulması, istedikler anda Osmanlı Devleti’nin hayatına kastetmek yetkisinin İtilaf Devletleri’ne tanınması demekti.
Mondros Ateşkes Anlaşması’nın başlıca hükümleri şunlardır:
- Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması, Karadeniz’e serbestçe geçişin temini ve Çanakkale ve Karadeniz istihkamlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali sağlanacaktır.
- Osmanlı sularındaki bütün torpil tarlalar ile torpido ve kovan mevzilerinin yerleri gösterilecek ve bunları taramak ve kaldırmak için yardım edilecektir.
- Karadeniz’deki torpiller hakkında bilgi verilecektir.
- İtilaf Devletleri’nin bütün esirleri ile Ermeni esirleri kayıtsız şartsız İstanbul’da teslim olunacaktır.
- Hudutların korunması ve iç asayişin temini dışında, Osmanlı ordusu derhal terhis (salıverme) edilecektir.
- Osmanlı harp gemileri teslim olup, gösterilecek Osmanlı limanlarında gözaltında bulundurulacaktır.
- İtilaf Devletleri güvenliklerini tekdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi sevkülceyş noktasını işgal hakkını haiz olacaktır.
- Osmanlı demiryollarından, İtilaf Devletleri istifade edecekler ve Osmanlı ticaret gemileri müttefiklerin hizmetinde bulundurulacaktır.
- İtilaf Devletleri, Osmanlı tersane ve limanlarındaki vasıtalardan istifade sağlayacaklardır.
- Toros Tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal olunacaktır.
- İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri işgal ettikleri yerleden geri çekileceklerdir.
- Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi, İtilaf Devletleri’ne geçecektir.
- Askeri, ticari ve denizle ilgili madde ve malzemelerin tahribi önlenecektir.
- İtilaf Devletler kömür, mazot ve yağ maddelerini Türkiye’den temin edeceklerdir. (Bu maddelerden hiç biri ihraç olunmayacaktır.)
- Bütün demiryolları, İtilaf Devletleri’nin zabıtası tarafından kontrol altına alınacaktır.
- Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetler en yakın İtilaf Devletleri’nin kumandanlarına teslim olacaktır.
- Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna teslim olunacaktır.
- Trablus ve Bingazi’de Osmanlı işgali altında bulunan limanlar İtalyanlara teslim olunacaktır.
- Asker ve sivil Alman ve Avusturya uyruğu, bir ay zarfında Osmanlı topraklarını terk edeceklerdir.
- Gerek askeri teçhizatın teslimine, gerek Osmanlı Ordusunun terhisine ve gerekse vasıtalarının İtilaf Devletleri’ne teslimine dair verilecek herhangi bir emir derhal yerine getirilecektir.
- İtilaf Devletleri adına bir üye, iaşe nezaretinde çalışarak, bu devletin ihtiyaçlarını temin edecek ve isteyeceği her bilgi kendisine verilecektir.
- Osmanlı harp esirleri, İtilaf Devletleri nezdinde kalacaktır.
- Osmanlı Hükümeti, merkezi devletlerle bütün ilişkilerini kesecektir.
- Altı vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf Devletleri haiz bulunacaklardır.
- Müttefikler Osmanlı Devleti arasındaki savaş 1918 yılı Ekim ayının 31. günü mahalli saat ile öğle zamanı sona erecektir.
Arthur Galthorpe H.Rauf Reşat Hikmet Sadullah
Moskova Antlaşması
- İki taraftan birinin tanımadığı devletler arası bir senedi diğer ülke de tanımayacaktır.
- Sovyetler Hükümeti, Türk Misakı Millisini tanıyacaktır.
- Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında imzalanmış olan anlaşmalar geçersiz olacaktır.
- Sovyetler Hükümeti, kapitülasyonların kaldırılmış olduğunu kabul edecektir.
- İki devlet arasındaki ilişkileri sıklaştırmak için ekonomik, mali, kültürel bağlar kurulacaktır
- Sovyetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanmış antlaşmalara göre saptanmış olan sınırı, Batum Gürcistan’a verilmek şartıyla tanıyacaktır.
Mudanya Ateşkes Anlaşması
Büyük Taarruz sonucu galip gelen ve zafer kazanan ordunun, Trakya’yı da düşmandan kurtarması esas amaçtı. Hedef, bütünü ile birlikte, Misak-ı Milli’de ilan olunan Türklüğün anavatanı idi.
Ordularımız İzmir ve Bursa’yı kurtardıktan sonra, Trakya’yı da Yunan Ordusundan kurtarmak için İstanbul ve Çanakkale istikametlerinde yürüyüşlerine devam ederken, İtilaf Devletleri durumdan telaşlandılar. Edirne dahil Meriç’e kadar Trakya’nın bize iadesi hakkındaki isteğimizin kabul edilmesi üzerine, Mudanya Ateşkes Anlaşması’na ulaşan yol açılmış oldu.
3 Ekim 1922’de Mudanya’da toplanan konferansta Türkiye’yi Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa, Büyük Britanya’yı General Harington, Fransa’yı General Charpy, İtalya’yı General Mombelli temsil etmiştir. Çetin görüşmeler sonunda hazırlanan Mudanya Ateşkes Anlaşması 11 Ekim 1922’de imzalanmıştır.
Ateşkes Anlaşması ile, Türkiye ve Yunanistan arasında silahlı çatışmaya son verilmiştir. Trakya, Meriç sınır olmak üzere Türkiye’ye bırakılmıştır. Yunanlılar on beş gün içinde Trakya’yı boşaltacaklardır. Yunanlılardan boşalan yerlere İtilaf Devletleri birlikleri girecek, onlar da en geç bir ay içerisinde, Trakya’yı Türklere teslim ve devredeceklerdir. Türklerin Trakya’da en çok sekiz bini bulan jandarma kuvveti olacaktır. Türkler, Ateşkes Anlaşması’nda öngörülen sınırlar içinde İtilaf Devletleri birliklerinin bulundukları yerlere girmemeyi taahhüt etmektedir. Ateşkes Anlaşması imza edildiği tarihten üç gün sonra yürürlüğe girecektir.
Mudanya Mütarekesi akti için yapılan toplantıda geçen bir olay, İsmet Paşa’nın gücünü belirtmekte ve nasıl görüşmeye daha ilk andan itibaren hakim olduğunu göstermektedir. Olay şöyle cereyan etmiştir: ismet İnönü diyor ki: “Küçük bir heyetle Mudanya’ya gittik. Benim yanımda Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım Gündüz, birkaç kurmay subay vardı. Mudanya’da bir binada yerleştik. General Harington İngiltere’yi, General Chary Fransa’yı, General Mombelli’de İtalya’yı temsil ediyorlardı.
Ben heyeti ikamet ettiğimiz binada kabul ettim. Generallere masada yer gösterdim. Harington’u sağıma aldım. Fransa delegesini karşıma, İtalyan generalini de soluma oturttum. Fakat ben generallere yer gösterirken onlar biraz şaşırmış gibi oldular. Meğer başkanlığı, müzakereyi idare etmeyi onlar kendileri için düşünmekte imişler.”
Sonradan Fransız General şöyle demiş: “İsmet Paşa, bize mağlup generaller muamelesi yaptı.”
Muhafazai Mukaddesat Cemiyeti (Derneği)
TBMM içinde Teşkilatı Esasiye Kanununun öngördüğü “Egemenlik Kayıtsız Şartsız milletindir” maddesine karşı olan bazı milletvekilleri tarafından, padişahlık ve halifelik haklarını, şeriat düzenini korumak amacıyla kuruldu.
Muharrem Kararnamesi
1881 Kasımında Düyun-ı Umumiye (Genel Borçlar) yönetiminin kurulması ile ilgili karar.
Musul Sorunu
Lozan Barış Antlaşması’nda durumu kesin bir sonuca bağlanmayan Musul’un Türkiye veya Irak’a bağlanması konusunda Türkiye ile İngiltere arasında ortaya çıkan anlaşmazlık.
Lozan Barış Antlaşması Musul’un yönetimini kesin bir sonuca bağlayamadı. 16 Aralık 1925’te toplanan Milletler Cemiyeti Genel Kurulu, Musul ili topraklarının Irak’a, dolayısıyla İngiliz Mandasına bırakılmasına karar verdi. Musul sorunu, İngiltere ile Türkiye arasında imzalanan Ankara Antlaşması’yla (5 Haziran 1926) bir sona bağlandı ve Musul kesin olarak Irak’a bırakıldı. Bu antlaşma gereğince Irak’ın Musul petrollerinden sağlayacağı karın %10’u 25 yıl süreyle Türkiye’ye verilecekti.
Mutasarrıf
Osmanlı Devleti’nde, sancağın üst yöneticisi. [Tanzimat’tan sonra]
Nasturi
Nastur mezhebinden olan.
Nasturilik
M.S. 5. yüzyıldan başlayarak Anadolu ve Suriye’de gelişen Hıristiyanlık mezhebi. Hz. İsa’nın tanrısal ve insani değerinin birbirinden bağımsızlığını vurgular.
Nigehbancılar:
7 Ocak 1919’da Kurtuluş Savaşı’na karşı olan emekli subay ve paşalar tarafında İstanbul’da kurulan bir örgüt.
Panislamizm
Müslüman milletleri bir devlet çatısı altında yönetme ideali.
Reddi İlhak Cemiyeti (Dernek)
Batı Anadolu Bölgesi’nin Yunanistan’a katılmasını önlemek için kurulan derneklerin genel adı. İlk önce Balıkesir Reddi İlhak altında kurulan bu derneğin adı Reddi İlhak Hareket-ı Milliye’ye çevrildi. İzmir’de de kurulan bu derneğin amacı, İzmir ve yöresinin Türk olduğunu, Yunanistan’a verilmemesi gerektiğini, yayın yolu ve direnme hareketiyle anlatmaktı.
Sancak
Osmanlı devlet örgütünde il ve ilçe arasındaki yönetim birimi. Sancaklar liva adıyla da anılırdı.
Sevr Barış Antlaşması
Ana hatları ile 24 Nisan 1920’de San Remo Konferansı’nda kararlaştırılan Sevr Barış Antlaşması, 11 Mayıs 1920’de incelenmek üzere Osmanlı Hükümeti’ne verilmiştir.
Sevr Antlaşması’nın kabulünü kolaylaştırmak ve Sevr hükümlerini uygulamak üzere İtilaf Devletleri’nin teşvik ve desteği ile Yunan ordusu da 23 Haziran 1920’de Anadolu’da ve Trakya’da saldırıya geçmiştir. Bursa’nın, Balıkesir’in, Uşak’ın ve Nazilli’nin işgali ile Sevr idam hükmünün kolaylıkla uygulanmasını sağlamak ve herhangi bir değişikliğe meydan vermemek bu saldırıda esas amaç olmuştu.
Sultan Vahdettin’in başkanlığında toplanan Şura-yı Saltanat, 22 Temmuz 1920’de “zayıf bir mevcudiyeti, mahva tercih edilmeye değer” görerek antlaşmanın onanmasına karar vermişti. İstanbul Hükümeti delegeleri, Türk topraklarını parçalayan, Türklere bırakılan arazi üzerinde milli şeref ve haysiyetle bağdaşmayan, milli hakimiyeti tanımayan bu antlaşmayı Sevr’de 10 Ağustos 1920’de imzalamıştır.
Büyük Millet Meclisi 19 Ağustos 1920 tarihli toplantısında, Sevr Antlaşması’nı imzalayanların ve bunu onaylayan Şura-yı Saltanatta bulunanların vatansız sayılmaları kararını aldı. Aynı zamanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti bu antlaşma ile kendini hiç bir surette bağlı görmediğini de ilan etti.
10 Ağustos 1920’de Osmanlı delegelerinden, Maarif Nazırı Bağdatlı Hadi Paşa, Şura-yı Devlet (Danıştay) Başkanı Rıza Tevfik ve Bern Sefiri Reşat Halis beyler tarafından imzalanan antlaşma bir önsöz ve 433 maddeyi kapsamaktadır. Antlaşma on üç kısımdan meydana gelip birinci kısım, Birinci Dünya Savaşı’na son veren antlaşmalarda olduğu gibi Milletler Cemiyeti Misakına ait bulunmaktadır.
Sevr Barış Antlaşması’na göre, Osmanlı İmparatorluğu parçalanıyor, Türk milleti de yaşama hakkında yoksun bırakılıyordu.
Rumeli sınırımız aşağı yukarı İstanbul vilayetinin sınırı tayin olunuyordu. Batı Anadolu (İzmir ve havalisi) Yunanlılara verilecekti. Güney sınırı ise Mardin, Urfa, Gaziantep, Amanos dağları ve Osmaniye’nin kuzeyinden geçmekte ve bu sınırın güneyini Fransa’ya bırakmakta idi. Doğuda Beyazıt, Van, Muş, Bitlis ve Erzincan’ı içine alan bir Ermenistan, Irak ve Suriye arasında bir Kürdistan kurulacaktı. Bunun dışında, Türkiye’ye bırakılan topraklar nüfuz mıntıkalarına ayrılmakta; İtalyanlar Antalya ve Konya, Fransızlar Adana, Sivas ve Malatya bölgesi üzerinde, İngilizler de Irak’ın kuzey kısmında nüfuz bölgeleri tesis ediyorlardı. İstanbul’da ise hükümet ve padişah oturacak fakat İstanbul milletlerarası bir şehir olacak, Boğazlar’da ordusu, donanması, bütçesi ve organize kuruluşları ile bir komisyon bulunacaktı. Sevr’e göre, Türklere bırakılan bölge; hakimiyet hakkı en ağır biçimde sınırlanmış, Ankara ve Kastamonu vilayetleri ve dolayları idi. Sevr’e göre memleket dahilinde bulunan azınlık, Türklerden daha fazla hakka sahip oluyor, vergi vermeyecek, askeri hizmet yapmayarak imtiyazlı (ayrıcalıklı) bir durumda bulunuyordu. Türk tabiyetinden çıkanlar birçok hükümlülüklerden kurtulduğu gibi, yeniden hiç kimse Türk tabiyetine giremeyecekti.
Devletin askeri kuvveti, her bakımdan sınırlanarak azami miktar 50.700 kişi olacak; tank, ağır top, uçak bulunmayacaktı. Askeri de gönüllü olacak, donanma ise 7 gambot ve 6 torpidodan ibaret olup, donanmada denizaltı da bulunmayacaktı. Diğer taraftan mali ve iktisadi hükümler, Osmanlı Hükümeti ile meclisin yetkilerini hiçe saydıracak şekilde sınırlayıcı ve külfet teşkil eder mahiyette olup, Osmanlı Devleti’ni İtilaf Devletleri’nin müşterek bir sömürgesi haline getiriyordu. İngiliz, Fransız ve İtalyan devletlerinin temsilcilerinden kurulu Mali Komisyon, Osmanlı Devleti’nin gelir ve giderlerini düzenlemekte ve devletin yetkilerini devletlik sıfatı ile bağdaştırılmayacak şekilde bağlamakta idi.
Sevr Antlaşması’nın Osmanlı Hükümeti’nce imzalanması Anadolu’daki milli mücadele azmini kuvvetlendirmiş, halkın İstanbul Hükümeti’nden ümitlerini tamamen kesmesine neden olmuştur.
Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti (Fırkası)
Aralık 1918’de kurulan dernek, 14 Ocak 1919’da siyasi partiye dönüştü. Ülkenin kurtuluşunun, Wilson ilkelerine, padişahın ve halifenin emirlerine bağlı kalmakla mümkün olacağını savundu. Kurtuluş Savaşı karşıtı çalışmalarda bulundu.
T.B.M.M. İlk Bakanlar Kurulu (3 Mayıs 1920)
- Şer’iye Vekili (Din İşleri Bakanı)
Mustafa Fehmi Efendi
- Müdafaa-i Milliye Vekili (Milli Savunma Bakanı)
Fevzi Paşa (Çakmak)
- Hariciye Vekili (Dış İşleri Bakanı)
Bekir Sami Bey (Kunduk)
- Maliye Vekili (Maliye Bakanı)
Hakkı Behiç Bey (Koryürek)
- Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı)
İsmail Fazıl Paşa
- İktisat Vekili (Ekonomi Bakanı)
Yusuf Kemal Bey (Tengirşek)
- Adliye Vekili (Adalet Bakanı)
Celalettin Arif Bey
- Dahiliye Vekili (İç İşleri Bakanı)
Cami Bey (Başkut)
- Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı)
Dr. Rıza Nur Bey
- Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı)
Adnan Bey (Adıvar)
- Erkan-ı Harbiye’i Umumiye Vekili (Genelkurmay Başkanı)
İsmet Bey (İnönü)
T.B.M.M. İlk Cumhuriyet Hükümeti’nin Bakanlar Kurulu Listesi (30 Ekim 1923)
- Başbakan ve Hariciye (Dışişleri) Bakanı
İsmet Paşa (İnönü)
- Şer’iye (Din İşleri) Bakanı
Saruhan Milletvekili Mustafa Fevzi Efendi
- Ekranı Harbiye-i Umumiye (Genelkurmay)
İstanbul Milletvekili Fevzi Paşa (Çakmak)
- Dahiliye (içişleri) Bakanı
Kütahya Milletvekili Ferit Bey (Talay)
- Maliye Bakanı
Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi Bey
- Müdafaai Milli (Milli Savunma) Bakanı
Karesi Milletvekili Kazım Paşa (Özalp)
- İktisat Bakanı
Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka)
- Adliye Bakanı
İzmir Milletvekili Seyit Bey
- Maarif (Milli Eğitim) Bakanı
Adana Milletvekili İsmail Safa Bey (Özler)
- Nafia (Bayındırlık) Bakanı
Trabzon Milletvekili Muhtar Bey
- Sıhhiye (Sağlık) Bakanı
İstanbul Milletvekili Dr. Refik Bey (Saydam)
- İmar ve İskan Bakanı
İzmir Milletvekili Necati Bey
Takrir-i Sükun Kanunu
Şeyh Sait Ayaklanması üzerine Meclis tarafından 4 Mart 1925’de çıkarıldı. Bu yasaya göre hükümet, ayaklanmanın bastırılması için uygun gördüğü tüm önlemleri alabilecekti. 4 Mart 1929’da kaldırıldı.
Tanin Gazetesi
İstanbul’da yayınlanan ittihatçı ve Ulusal Direnişi desteleyen gazete.
Teali İslam Cemiyeti (İslamı Yükseltme Derneği)
Kurtuluş Savaşı’nı engellemek amacıyla İstanbul’da kuruldu. Bu dernek, çalışmalarıyla saltanatın korunacağına inanıyordu
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Partisi)
17 Kasım 1924 tarihinde Ankara’da Cumhuriyet Halk Partisi’nden ayrılan milletvekilleri tarafından kuruldu. Parti başkanlığına Kazım Karabekir Paşa getirildi. Başlıca kurucuları Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Rauf Bey (Orbay), Adnan Bey (Adıvar), Refet Paşa (Bele)’dir. Bu parti, 3 Haziran 1925’de İstiklal Mahkemesi kararıyla kapatıldı.
Tercümanı Hakikat
Ahmet Mithat Efendi tarafından 1878 yılında İstanbul’da yayın hayatına giren günlük gazete. Kurtuluş Savaşı’nı desteklemiştir.
Tevhid-i Evkar
İstanbul’da yayımlanan günlük siyasal gazete. Velid Ebüzziya tarafından Tasvir-i Efkar gazetesinin yerine 15 Haziran 1921’de yayımlanmaya başladı. Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen etkili gazetelerden biri oldu. 6 Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu gereğince kapatıldı.
Trabzon Muhafazai Hukuku Milliye Cemiyeti (Trabzon Ulusal Hakları Koruma Derneği)
12 Şubat 1919’da Trabzon ve çevresinin Rumlara verilmesini ve Pontus – Rum Devleti’nin kurulmasını önlemek için kuruldu.
Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti (Dernek)
Aralık 1919’da İstanbul’da kurulan bu dernek, Trabzon ve yöresi için bölgesel ve özerk bir yönetim taraftarıydı. Kurtuluş Savaşı’na karşı bir kuruluş özelliğindeydi. 15 Eylül 1919 günü, Hürriyet ve İtilaf Partisi’yle birleşme kararı aldı.
Trakya – Paşaeli Cemiyeti
Edirne’de 2 Aralık 1918’de kurulan bu derneğin amacı, Trakya’nın Yunanistan’a katılmasını önlemekti.
Turancılık
Bütün Türklerin tek vatanda ve tek bayrak altında birleşmesini öngören ırkçı ve siyasi nitelikte akım.
Vatan Gazetesi
26 Mart 1923’te İstanbul’da Ahmet Emin (Yalman) tarafından yayımlanmaya başlanan günlük gazete. 12 Ağustos 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu gereğince kapatıldı.
Vilayatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti
Merkezi İstanbul’da bulunan derneğin amacı, Doğu illerimizin Ermenilere verilmesini önlemek, Osmanlı Devleti’nden ayırmamaktı. Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin toplanmasında etkin rol oynadı.
Vrangel Ordusu
1917’de Sovyet Devrimi’ne karşı Çarlık rejimini korumak amacıyla kurulan, Çarlık yanlısı General Piyoti Nikolayeviç Vrangel’in başında bulunduğu ordu.
Wilson İlkeler (14 Nokta)
Wilson’un 8 Ocak 1918 yılında sunduğu ilkeler (Wilson İlkeleri, 14 Nokta) olarak adlandırılır. Bu ilkelerin başlıcaları:
- Açık barış antlaşmaları ve gelecekte de açık diplomasi uygulanacaktır.
- Karasuları dışında, savaşta ve barışta denizler kesinlikle serbest olacaktır.
- Ekonomik engeller mümkün olduğunca kaldırılacaktır.
- Ulusal silahlanmaların azaltılması için gerekli ve yeterli garanti sağlanacaktır.
- Sömürge isteklerinin, ilgili halkların çıkarları ile yetkileri sonradan belirlenecek olan sömürgeci devletin istekleri aynı derecede göz önüne alınmak sureti ile, kesin bir tarafsızlıkla çözümlenecektir.
- Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk olan kısımlarının egemenliği sağlanacak, fakat Türk olmayan uluslara özgür gelişme imkanları verilecektir. Çanakkale boğazı devamlı olarak bütün ulusların gemilerine açık olacaktır.
- Büyük ve küçük, bütün devletlerin siyasi bağımsızlıklarını ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak garanti altına almak olanağı sağlamak amacı ile bir milletler örgütü kurulacaktır.
Yeşilordu Cemiyeti
Mayıs 1920’de Ankara’da bazı İttihatçı subaylar tarafından Mustafa Kemal Paşa’ya bilgi verilerek kuruldu. Fakat yasa dışı bir durum aldı. Zararlı faaliyetleri nedeniyle kapatıldı.
Yezitler
Emevi Halifesi Muaviye’nin oğlu Yezit’i tutanlar.
Yüce Divan (Divan-ı Harp)
Osmanlı Devleti Anayasası’na göre parlamento üyeleri hükümet üyelerini yargılayan üst mahkeme.
Yüksek Askeri Şura
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yüksek karar ve danışma kurulu.
Yüzellilikler
1924 yılında kabul edilen genel af kapsamı dışında kalan ve sınır dışı edilen yüzelli kişi. Sevr Antlaşması’nı imzalayanlar, Kuvayi İnzibatiye’den yana olanlar ve Vahdettin’in hizmetinde bulunan Kurtuluş Savaşı karşıtı görevliler ve bazı gazetecilerden oluşan grup.