Olayların Gidişine Bağlı Kalamazdık
Baylar, düşmanların İstanbul’u eylemli olarak işgalinden aşağı yukarı yirmi gün önce açığa vurulan bu görüş ve düşünce, incelenmeye değer. Ben yalnız bir noktaya dokunmakla yetineceğim. O nokta olayların akışına bağlı kalma gibi bir işi Tanrı’ya bırakmadır. Biz elbette, kendimizi böyle bir kaderciliğe bırakamazdık. Tersine, olayların nasıl gelişebileceğini önceden gerçeğe yakın olarak kestirip karşı önlemlerini düşünmek ve zamanında duraksamadan uygulamak yanlısıydık. İşte bundan ötürüdür ki, daha önceden düşünceleri yoklamaya başlamıştık .
Baylar, milletvekili Mazhar Müfit Bey’in bir mektubuna verdiğim yanıtı olduğu gibi bilginize sunarsam, Kâzım Karabekir Paşa’nın görüşlerine verilmesi gereken yanıt da kendiliğinden anlaşılmış olur. Mazhar Müfit Bey’ín mektubunda yazdıklarını yinelemeyeceğim. Onu gerekirse kendileri yayımlarlar. Benim verdiğim yanıt şu idi:
Ankara, 25/26.2.1920
Hakkâri Milletvekili Mazhar Müfit beyefendiye
Efendim Hazretleri, 14.2.1920 günlü ayrıntılı mektubunuzu ancak dün aldım ve yarınki postaya yetiştirmek üzere karşılığını şimdi yazıyorum. Yüce Meclisi Milli’nin ve Felahı Vatan adındaki grubun gerçek durumunu anlatan yüksek sözleriniz beni üzdü. Açıklama ve nitelemelerinize gözümün önünde beliren görünüş acı vericidir. Zavallı ulus; yaşamını, varlığını, geleceğini savunmak, korumak ve güven altına almakla yükümlü bildiği sayın milletvekillerinin, gerçek ulusal ve yurtsal ödevlerini ilk anda ve ilk adımda unuttuklarını görüyor.
Batılıların ve bütün düşman dediğimiz ulusların; Türkiye’ de, Türklerde yetenek olmadığı gerekçesiyle her şeyin, bizim için olumsuz olan her şeyin uygulanmasına göz yumdukları biliniyorken ve her birimiz ayrı ayrı bu sanının çürüklüğünü ortaya koymaya kararlı olduğumuzu ileri sürerken, çıkarcı duygularımız, bencil tutkularımız, bize her şeyi unutturabilir. Önce gelen milletvekilleri şöyle yapacakmış, sonra gelen milletvekilleri böyle yapmış; Heyeti Temsiliye şunu kendine yakın görmüş, bunu bayağı görmüş…
Bunları söyleyenler, koca Türk ulusunun sayın milletvekilleri öyle mi? Bu ruhsal durum ve bu ahlak niteliği karşısında şaşkınlıktan donakalırım. Yeni grup ya da parti örgütünden söz ediliyor… Sevgili dostum Mazhar Müfit Bey, açıkladığınız anlayışta ve yaradılışta olan adamların kuracakları gruptan da, partiden de ben, yurdu kurtarıcı sağlam bir sonuç alınabileceğine inanamıyorum.
Ben ve Heyeti Temsiliye adı altında özveri ile ödev yapan arkadaşlar, bu yurdun kurtarılması, ulusun esenliği için ölünceye dek çalışmak isterken, sayın milletvekillerinin, durumlarından, davranışlarından ve aymazlık uçurumuna yuvarlanışlarından anlıyorum ki, buna da izin vermeyeceklerdir. Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyetinin örgütüne ve bu örgütün meydana getirdiği Kuvayi Milliye’ye dayanmanın gereği kalmadığını, çocukçasına ve aymazcasına davranışları ve eylemleri ile belli eden Meclisi Mebusan’ın ve Felâhı Vatan Grubunun bu konudaki kesin kararının soruşturulup öğrenilmesini ve bize bildirilmesini Rauf Bey’e yazdık.
Bu kararın tezlikle elde edilmesi için sizin de yardımınızı rica ederiz. Bu kararı verirken sayın milletvekillerinin, toplantı yeri olan İstanbul’da, kırk bin Fransız, otuz beş bin İngiliz, iki bin Yunan ve dört bin İtalyan kara kuvvetinin yığınak yaptığını ve İngiliz Akdeniz donanmasının Fındıklı Sarayı’na karşı demir atmış olduğunu göz önünde bulundurmaları gerektiğini hatırlatırım.
Mustafa Kemal