Harbiye Nazırı Cemal Paşa Dediklerim Yapılmazsa Çekilirim ve Meclisi Mebusan’ın Açılması Gerçekleşmeyecek Bir Düş Olur, Diyor
Cemal Paşa, Ocak ayı başlarında, o sırada Harbiye Nazırlığı Başyaveri olan Salih Bey’i (Sekizinci Kolordu Komutanı Salih Paşa’dır) Cemal Paşa’nın iki mektubu, bu mektuplara ekli olarak, İtilaf Devletleri olağanüstü temsilcilerinin verdikleri 24 Aralık 1919 günlü ortak bir nota ve bu notaya hükümetin verdiği yanıt örneği ile Ankara’ya gönderdi.
Cemal Paşa bu mektuplarında da, komuta değişikliği ve yapılacak düzenlemeler konusundaki ilkesinden ve komutanlığa atadığı Ahmet Fevzi ve Nurettin Paşaların görev yerlerine gitmelerini sağlamak zorunluğundan söz ediyor ve özellikle: “Ordunun önemli komuta görevlerinde, son ulusal harakete açıkça katılmış kişilerin doğrudan doğruya ve resmi olarak bulunmaları, dışarıya ve özellikle yabancılara, orduda siyasanın hüküm sürdüğü görünümünü verir ve bu da her halde kötü etki yapar, Nazırlık da eylemli olarak bu etkilerin baskısı altındadır.” diyordu ve görevinden çekileceğini gene bildiriyordu. Hem bu kez, şu duruma göre artık Meclisi Mebusan’ın toplanmasının gerçekleşmez bir düş olacağını haber veriyordu. (belge: 216)
Baylar, bu konuda Cemal Paşa’ya verdiğim yanıtları şöylece özetleyebilirim: “Düşüncelerimizin yerinde olduğu yolundaki inancımızı yeniden bildiririz. Ferit Paşa’nın kötülüklerinin sonucu olan Aydın Cephesinin ve bölgesinin ve oralardaki Kuvayi Milliye’nin şimdiki durumunu ve geleceğini, pek çok ilgiyle dikkate alıyoruz. Gelecek için umut verici bir durumun sağlanmasını düşünüyoruz.
Ali Fuat Paşa’nın, devlet gözünde olsun, kamunun gözünde olsun, her türlü kötülemeden uzak bulunduğu kanısının unutulmaması ana koşuldur. Ulusal eylemler sırasında, her nasıl olursa olsun, ileri atılmış olanların görevlerinin ve durumlarının değiştirilmesi, özverilerinin suç sayıldığı yolunda yorumlanır. Bu, bizim değişmez zorunlu görüşümüze göre, hiç de uygun sayılamaz.
Hükümetin olabilir saydığı siyasal sakıncaları ortadan kaldırmak için gerekli herşey yapılmıştır.
Ahmet Fevzi Paşa, bizimle işbirliği yapacak yeterlikte değildir. Ahmet Fevzi Paşa’nın özel görevle gezip dolaşırken söylediği mantıksız sözlerini bildirmiştik. “Bunu ummam” diye buyurmuştunuz. Ahmet Fevzi Paşa, arkadaşlara yazdığı özel bir şifrede: “Ordu, bugünkü başıbozuk durumunda kaldıkça ülke için yüzde yüz yıkım olacaktır ” diyor. Bu adam, ordunun ulusal örgüte yardımcı olma durumunu başı bozukluk sayıyor. Oysa, bilmek gerekir ki ordu, ulusal örgütün kadrosu dışında değildir; belki onun ruhu ve temelidir.
Ahmet Fevzi Paşa’nın Gönen’de ilk olarak yaptığı iş, Anzavur olayından dolayı bin güçlükle ele geçirilen cana kıyıcıların salıverilmelerini istemek olmuştur. Bizimle görüşmeden atadığınız iki kişinin kabul edilmeyeceği yolundaki zorunlu ve haklı düşüncelerimiz üzerine, ortaya bir onur sorunu çıkarmayınız. Bu, yurda ve ulusa bağlılıkla bağdaştırılamaz.
Görevinizden çekilirseniz Meclisi Mebusan’ın toplanmasının gerçekleşmez bir düş olacağı yolundaki sözlerinizden, Sadrazamla birlikte bütün hükümetin meşrutiyetle yönetime karşı olduğu anlaşılmaktadır. Pek önemli olan bu noktanın tam olarak açıklanması rica olunur.” (belge: 217)