1924 : TARİH OLAN HİLAFET.
1 Ocak 1924 – Gazi Mustafa Kemal İzmir’e gitti.
1 Ocak-2 Şubat 1924 – İlk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, İzmir’de
2 Ocak 1924 – T.B.M.M.’nde “Hafta Tatili Hakkında Kanun” kabul edildi. (O güne değin hafta tatili zorunluluğu yoktu.) (Cuma günü hafta tatili olarak kabul edildi). Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte daha önceden yapılmayan hafta tatili de 2 Ocak 1924 günü yürürlüğe giren bir kanunla Cuma günleri yapılmaya başlandı. 1935’de çıkarılan bir kanunla da cuma yerine, pazar gününün resmi hafta tatili günü olması sağlandı.
2 Ocak 1924 – 394 sayılı 14 maddelik hafta tatili kanunu ile Müslim veya gayri müslim herkes için hafta tatili cumaya alındı. (1935 tarihinde pazar gününe alındı.) (Panzehir, Sinan Meydan)
2 Ocak 1924 – İstanbul İstiklal Mahkemesi’nde gazeteciler beraat etti.
2 Ocak 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Ankara’dan İzmir’e gelişi.
2 Ocak – 25 Şubat 1924 – Mustafa Kemal’in toplam 52 gün İzmir’de kalması ve sonra Ankara’ya dönmesi.
8 Ocak 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de Belediye’yi ziyareti, ilgililerle görüşmesi.
8 Ocak 1924 – Atatürk’ün, İzmir’in Işıklar köyünde kız ve erkek okullarını ziyareti, köylülerle görüşmesi
10 Ocak 1924 – Atatürk’ün, I. İnönü Zaferi’nin 3. yıldönümü nedeniyle İzmir’de Hâkimiyet-i Milliye gazetesi muhabirine demeci: “Yaşama ve bağımsızlık gayemiz, istilâ ve tecâvüz hırsıyla çarpışıyordu. Nihayet, ayın onbirinci günü sabahı muharebe meydanı, meşru gayenin muzafferiyet fecrine bir belirme yeri oldu. Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, fakat millî ülkülü genç ordusu en dar bir hesapla üç misli düşmanı İnönü Meydan Muharebesi’nde mağlup etti.”
11 Ocak 1924 – İtalya Lozan’ı onayladı.
12 Ocak 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de halk arasında bir gezinti yapması.
15 Ocak 1924 – Müttefik Kuvvetler gemilerinin Boğazlardan geçişine izin verildi.
15 Ocak 1924 – Atatürk’ün, kendisine teklif edilen Hilâliahmer (Kızılay) Cemiyeti’nin fahrî başkanlığını kabulü.
15 Ocak 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de öğleden evvel uzun bir at gezintisi yapması.
16 Ocak 1924 – Atatürk İzmir Sanat Mektebi (Okulu)’nde.
16 Ocak 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de Bölge Sanat Okulu’nu ziyareti; öğrenciler tarafından verilen müsamereyi izlemesi ve Okul’un şeref defterine yazdıkları: “…Türkiye Cumhuriyeti, bu sanat mekteplerinin tam gelişmesine çok muhtaçtır.”
22 Ocak 1924 – Başbakan İsmet Paşa’nın, Halife Abdülmecit Efendi’nin başkâtibi aracılığıyla bazı isteklerde bulunması üzerine, İzmir’de bulunan Atatürk’e telgrafı ve Cumhurbaşkanı Atatürk’ün cevabı: “…Halife ve bütün cihan, kesin olarak bilmek lâzımdır ki, mevcut ve korunmuş olan halife ve halife makamının, hakikatte, ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mâna ve varlık nedeni yoktur. Türkiye Cumhuriyeti safsatalarla mevcudiyetini, bağımsızlığını tehlikeye maruz bırakamaz. Hilâfet makamı, bizce en nihayet tarihî bir hatıra olmaktan fazla bir ehemmiyete sahip olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devlet adamlarının veya resmî heyetlerin, kendisiyle temasını istemesi dahi Cumhuriyetin bağımsızlığına açık tecavüzdür. …Halifenin hayatının temini ve geçinmesi için Türkiye Cumhurbaşkanının tahsisatından mutlaka aşağı bir tahsisat kâfi gelir. Maksat debdebe ve gösteriş değil, insanca hayat ve geçim temininden ibarettir. Hilâfet hazinesinden maksat ne olduğunu anlayamadım. Hilâfetin hazinesi yoktur ve olamaz. Böyle bir hazineyi ecdadından miras yoluyla elde etmişse resmen ve açık olarak bilgi verilmesini rica ederim.” [Kocatürk]
22 Ocak 1924 – İsmet Paşa’nın Mustafa Kemal’e telgrafı; “Halife bütçesinde artış istiyor.” (Mustafa Kemal Paşa gayet sinirlendi.
27 Ocak 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber İzmir’den Mersinli’ye kadar bir otomobil gezintisi yapması.
28 Ocak 1924 – Türkiye-Avusturya dostluk, ticaret ve ikamet antlaşmaları imzalandı. (İstanbul)
1/2 Şubat 1924 – Atatürk tarafından, İstanbul gazetecilerinin İzmir’e çağrılması.
2 Şubat 1924 – Prof. Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Beyin, Atatürk’ün sağlığı hakkında kamuoyuna açıklanan raporu: “…Halen Cumhurbaşkanı Hazretleri’nin tamamen sıhhatte bulunduklarını bildirir bu rapor takdim kılındı.”
4 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Göztepe’de kalmakta olduğu Köşk’te İstanbul gazetecilerini kabulü ve görüşmesi.
4 Şubat 1924 – İstanbullu gazeteciler Mustafa Kemal’le 3 saat görüştü. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası dinlendi. (Görüşülen konular arasında halifelik makamı ve halife de vardı.)
5 Şubat 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de, İstanbul gazetelerinin başyazarlarına verdiği yemekte konuşması: “…Türkiye basını, milletin gerçek ses ve iradesinin belirtisi olan Cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir fikir kalesi, düşünüş kalesi! Basın mensuplarından bunu istemek. Cumhuriyetin hakkıdır!”
5 Şubat 1924 – İstanbul İstiklal mahkemesi faaliyetlerine son verdi.
6 Şubat 1924 – Rize ve çevresinde çay ve narenciye yetiştirilmesi ile ilgili kanunun kabulü. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
7 Şubat 1924 – İstanbul’da kurulan Kadınlar Birliği faaliyete başladı.
7 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Latife Hanım’la beraber İzmir’de Türkocağı ve Altay İdman Yurdu’nu ziyareti.
7 Şubat 1924 – Ecnebi mekteplerinde bina dahilindeki dini alamet ve işaretlerin kaldırılması hakkında karar verilmesi.
7 Şubat 1924 – T.B.M.M.’nde, Milli Mücadelede şehit olan gönüllü ve subayların ailelerine maaş bağlanmasına ilişkin kanun kabul edildi.
9 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’den hareketle Ayasluğ harabelerini, Kuşadası ve Söke’yi ziyareti, Söke’de Türkocağı’nı hizmete açması.
9 Şubat 1924 – Atatürk’ün İzmir’den Efes’e geçerek incelemelerde bulunması (Arkeolojiye olan ilgisini göstermesi.)
10 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber, I. Kolordu’nun yapmakta olduğu harp oyunlarını izlemesi ve Kolordu’nun Komutanı İzzettin (Çalışlar) Paşa’yı tebriki.
10 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Söke’den İzmir’e dönüşü.
10 Şubat 1924 – Atatürk, Fevzi Çakmak Paşa ile İzmir orduevinde Büyük Harp Oyunlarında.
11 Şubat 1924 – Atatürk’ün, yatla İzmir’e uğrayan eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’yı kabulü.
13 Şubat 1924 – Atatürk’ün, akşam İsmet Paşa’ya beraber -harp oyunları nedeniyle- İzmir’e gelen komutanlar (Fevzi Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa vb.)’ı istasyonda karşılaması ve komutanlarla beraber Göztepe’deki köşke dönüşü.
13 Şubat 1924 İstanbul İstiklal Mahkemesi’nin mahkum ettiği gazetecilerin affı T.B.M.M.’nde kabul edildi.
14 Şubat 1924 – Orduda çiftçi askerlere basit ziraat dersleri verilmesi hakkında kanunun kabulü.
14 Şubat 1924 – İstanbul’dan kalkan ‘deneme uçağı’, 3 saatte Ankara’ya vardı.
14 Şubat 1924 – Mustafa Kemal, İstanbul’dan gelen Darülfünun heyetini kabul etti. (Laiklik ile ilgili fikirlerini sordu.)
15 Şubat 1924 – Hilafetin kaldırılması için İzmir’de karar verildi. Gazi Mustafa Kemal ile İsmet Paşa bu konuda görüştüler.
15 Şubat 1924 – Atatürk’ün başkanlığında, İzmir Orduevi’nde harp oyunlarının açılışı ve Atatürk’ün açış konuşması: “…Arkadaşlar; ehemmiyet ve ciddiyetle ifade ederim ki, Türkiye Cumhuriyeti mukaddes tanıdığı bağımsızlık ve egemenliğini savunmada hoşgörülü olamaz.” [Kocatürk]
15 Şubat 1924 – Atatürk’ün halifeliği kaldırmadan evvel Harp Oyunları nedeniyle İzmir’de komutanlarla görüşüp fikirlerini alması. (Akl-ı Kemal, c.1, Sinan Meydan)
15-22 Şubat 1924 – İzmir’de harp oyunları yapıldı. (Bu günlerde, Hilafetin kaldırılması için karar verildi. Gazi Mustafa Kemal ile İsmet (İnönü) bu konuda görüştüler.)
15-22 Şubat 1924 – İzmir’de harp oyunu (Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Fevzi çakmak, Kazım Özalp, ordu ve kolordu Komutanları.) (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
16 Şubat 1924 – Atatürk’ün, kendisine şiirlerini gönderen Filorinalı Nazım Bey’e mektubu: “…Cumhuriyetin kuvvetlendirilmesi ve yükseltilmesi hususunda kalem ve fikir sahiplerinin göreceği hizmet, tabiîdir ki pek geniş ve etkin olur. Bu yoldaki çalışmaların daima beğenileceği ve takdirle karşılanacağı da şüphesizdir.” [Kocatürk]
16 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’de gece Bahribaba Tiyatrosu’nda “Uçurum” adlı temsili seyretmesi.
22 Şubat 1924 – Atatürk’ün, İzmir’de düzenlenen harp oyunlarının sona erişi nedeniyle komutanlara hitaben konuşması: “…Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir birliği, eşitini mutlaka mağlup eder; iki mislini durdurur ve tespit eder. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünkü fazlasını milletimizin yaradılıştan sahip olduğu cengâverlik zaten temin etmektedir.”
22 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’den Ankara’ya hareketi.
23 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’den Ankara’ya dönüşü.
27 Şubat 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Sovyet Elçisi Suriç’in yenilenen güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin konuşmasına cevap söylevi.
29 Şubat 1924 Halife Abdülmecit için İstanbul’da son Cuma selamlığı töreni yapıldı.
1 Mart 1924 – Cumhuriyetin ilk bütçesi yürürlüğe girdi. (118.254.222 lira.) Adalete 4,5, içişlerine 15, sağlığa 2,2, eğitime 6,1, bayındırlığa 14 ve savunmaya 33 milyon lira ayrılmıştı. (Türkiye üzerine notlar, Metin Aydoğan)
1 Mart 1924 – Eğitim sisteminin millilik ilkesine dayanması prensibi, Atatürk’ün ana hedeflerinden birini teşkil etmektedir. Bu yüzden Atatürk, 1 Mart 1924’te T.B.M.M.’nin açış konuşmasında, eğitim sisteminin her bakımdan millî nitelikli bir siyasetle belirlenmesi talimatını şu sözlerle vermiştir: “Türkiye’nin terbiye ve maarif siyasetini her derecesinde, tam bir vuzuh ve hiç bir tereddüte yer vermeyen sarahat ile ifade etmek ve tatbik etmek lâzımdır. Bu siyaset, her manasıyla, millî bir mahiyette belirtilmelidir.”
1 Mart 1924 – Gazi Mustafa Kemal, T.B.M.M.’nin açış konuşmasında, öğretimin birleştirilmesi ve ordunun siyasetten ayrılmasının gereğine işaret etti.
1 Mart 1924 – Gazi Mustafa Kemal’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açışı ve Halifeliğin kaldırılması ile öğretimin birleştirilmesi gereğini konuşmasında belirtmesi.
1 Mart 1924 – Cumhurbaşkanı Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci devre ikinci toplantı yılını açış konuşması: “…İslâm dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde bir siyaset vasıtası mevkiinden uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Mukaddes ve tanrısal inançlarımızı ve vicdanî değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara görünüş sahnesi olan siyasiyattan ve siyasetin bütün kısımlarından bir an evvel ve kesin şekilde kurtarmak, milletin dünyevî ve uhrevî saadetinin emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslâm dininin yüksekliği belirir.” [Kocatürk]
2 Mart 1924 – Hilafetin/Şeriye ve Evkaf Vesaletlerinin ilgası-Tedrisatın tevhidi tekliflerinin kabulü.
2 Mart 1924 – C.H.P. Grubu toplantısında, ertesi gün alınacak kararlar üzerinde görüşüldü.
2 Mart 1924 – Şeyh Saffet ve 50 arkadaşının “Hilafetin Kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanının Türkiye dışına çıkarılmasına” dair önerge vermesi. (Önerge 3 Mart’ta mecliste kabul edildi.
3 Mart 1924 – Hilafet kaldırıldı.
3 Mart 1924 – Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birliği) Kanunu’nun kabulü. Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edilerek, eğitimde birlik sağlandı.
3 Mart 1924 – Hilafetin kaldırılmasına ve Osmanlı hanedanının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarılmasına dair Kanun’un kabulü.
3 Mart 1924 – Şeriye ve Evkaf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti’nin kaldırılmasına dair Kanun’un kabulü. (Şeriye ve Evkaf Vekâletinin dinî hizmetlerini yürütmek üzere Diyanet İşleri Başkanlığı (Laik devlete doğru ilk adım), Erkân-ı harbiye-i umumiye Vekâletinin yerine Genelkurmay Başkanlığı kurulmuştur.) (Genelkurmay Başkanlığı, hükümet ve siyaset dışına çıktı)
3 Mart 1924 – 429 sayılı kanunla Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırılıp yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Cumhuriyetin bir kurumu olmakla birlikte tarihsel kökeni itibarıyla Şeyhülislâmlığa dayanan ve onun geleneksel misyonunu sürdürmek üzere kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevi, kuruluş kanunu olan 3 Mart 1924 tarihli ve 429 sayılı Kanun’da ‘İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek’ şeklinde ifade edilmiştir. 1924’te Diyanet İşleri Başkanı olan Rıfat Börekçi, 1941’de ölümüne kadar bu görevde kaldı. 3 Mart 1924 tarihli 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu’yla Medreseler kapatıldı. Bu kanunun 4. maddesine göre 1924’te İstanbul Darülfünunu’nda bir İlahiyat Fakültesi’yle ülkenin değişik yerlerinde 29 imam-hatip okulu açıldı.
3 Mart 1924 – Erkan-ı Harbiye Umumiye Vekilliği kaldırılarak hukuken ordu ile siyaset birbirinden ayrıldı. (Akl-ı Kemal, c.1, Sinan Meydan)
3 Mart 1924 – Atatürk’ün Darülfünun adına saygı ve bağlılık duygularını ileten İstanbul Darülfünun Emini İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) Bey’in telgrafına cevabı: “Memleketimizde demokrasi ve cumhuriyet ilkelerinin tam ve kesin şekilde uygulanması ve memleketimizin bilim ve uygarlık tarihinde lâyık olduğu yüksek düzeye erişme hususunda Darülfünunumuzun görüşü ve ilme dayalı şuurlu çalışma ve uyarılarının daima en kıymetli ve yararlı etken olduğunu bu vesile ile de tekrar eder, hakkımda samimî şekilde hislerini belirten muhterem heyetinize teşekkürlerimin iletilmesini rica ederim.” [Kocatürk]
3 Mart 1924 – Halife Abdülmecid Efendi trenle İsviçre’ye gönderildi.
3 Mart 1924 – 429 sayılı kanunla Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırılıp yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. 1924’te Diyanet İşleri Başkanı olan Rıfat Börekçi, 1941’de ölümüne kadar bu görevde kaldı. 3 Mart 1924 tarihli 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu’yla Medreseler kapatıldı. Bu kanunun 4. maddesine göre 1924’te İstanbul Darülfünunu’nda bir İlahiyat Fakültesi’yle ülkenin değişik yerlerinde 29 imam-hatip okulu açıldı. İmam-hatipler, 1930’da öğrenci yetersizliği nedeniyle kapatılacak ancak 1949’da yeniden açılacaktı. İlahiyat Fakültesi ise 1933 Üniversite Reformu sırasında İslam Araştırmaları Enstitüsü’ne dönüştürülecekti. Ancak o da 1936’da öğrenci yetersizliği nedeniyle kapatılacaktı. Cumhuriyet’in ilk Kuran Kursu, 1930’larda Süleymaniye Camii’nde açıldı. (Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk’ün Yanı Başında, s. 190.) 1932-1937 arasında Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı resmi 59 Kuran Kursu vardı. (Gottard Jaschke, Yeni Türkiye’de İslamlık, s. 75, 76).
3 Mart 1924 – Çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i tedrisat (Öğretimlerin birleştirilmesi) kanununun 4 ncü maddesi ile; hem imam ve hatip yetiştirilmesi için “İmam – Hatip okullarının açılması” hem de yüksek din uzmanlarının yetiştirilmesi için “ilahiyat fakültelerinin açılması” hedeflenmişti.
3 Mart 1924 – 6 Mart’ta yayınlanarak yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat kanunu ile tüm medreseler Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı, genelge ile Medaris-i İlmiye diye bilinenler kapatıldı, Darü’l-Halife medreseleri ise 1924 yılında imam-hatip mekteplerine dönüştürüldü. (Bu okullar 1924 yılında “İmam Hatip mektepleri” adıyla 29 merkezde açıldı. 4 yıllıktı. 1929’da sayısı 2’ye düşen bu okullar, 1930’da öğrenci yokluğu sebebiyle açılamadı. 1930-1948 yılları arasında din eğitimi Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan Kur’an Kurslarında verildi. (Atatürk ve İslam, Yrd. Doç. Dr. Ali Güler)
3 / 4 Mart 1924 – Abdülmecit’in İstanbul’dan yurt dışına çıkarılışı.
4 Mart 1924 – Son halife ailesi ile birlikte sabah 05.00’de 3 otomobil ve 3 kamyonetle konaktan ayrıldı. Vali tarafından hükümetçe tahsis edilen 1700 sterlin (15.000 lira) ve pasaportlar kendilerine verildi. Emniyet müdürü Çatalca’ya kadar eşlik etti. Trene Sirkeci’den değil Çatalca’dan ve akşam binilecekti. Damatların bir kısmı Sirkeci’den bindiler. Tren sınırı geçti ve Abdülmecid kendisini müdafa etmek ve hilafetin kaldırılmasına isyanı teşvik için derhal bir bildiri yayınladı; “Halifeliği korudum ve 300 milyon Müslümanın beni yalnız bırakmayacağına eminim” (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
4 Mart 1924 – Atatürk’ün, Ankara’da, İstanbul gazeteleri başmuharrirlerine hilâfetin kaldırılması hakkında demeci: “…Bu kararlar millet ve memleket için herhalde çok hayırlıdır ve pek az zamanda bütün bu iyilikler kendisini gösterecektir.” [Kocatürk]
5 Mart 1924 – Halifenin ve hanedan üyelerinin yurdu terk ettiği gazetelerde yer aldı. Halifeciler olaylar çıkacağını umuyordu ama öyle olmadı. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
5 Mart 1924 – Yeni çıkan yasa gereği İstanbul’da medreselere el konuldu.
5 Mart 1924 – Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından TBMM’nin 3 Mart 1924’te kabul ettiği 431 sayılı kanunla, Osmanlı Hanedanı’nın 144 üyesi sınırdışı edildi. Sirkeci İstasyonu’ndan 5 Mart akşamı kalkan Simplon Ekspresi’ndeki yolcular, dönüşü olmayan bir yola çıkmıştı.
5 Mart 1924 – T.B.M.M.’nde “Ziraat ve Ticaret Vekaletleri Teşkiline Dair Kanun” kabul edildi.
8 Mart 1924 – T.B.M.M. Birinci dönem üyelerine İstiklal Madalyası verilmesi yolunda karar aldı.
13 Mart 1924 T.B.M.M.’nde “Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu” kabul edildi.
18 Mart 1924 T.B.M.M.’nde “Köy Kanunu” kabul edildi.
18 Mart 1924 – Köylerin kalkınması için 18.03.1924 tarihinde Köy Kanunu çıkarılmış, okul, yol su yatırımları başlatılmış, sıtma ile savaş, Halk Evlerinin açılması (1932), Tarım Kooperatiflerinin kurulması(1924), 1930’lu yıllarda tartışılmaya başlanan Toprak Reformu çalışmaları, Köy Enstitüleri(1936) gibi çeşitli uygulamalar başlatılmıştır.
26 Mart 1924 – İstanbul’da Darülfünun Hukuk Fakültesi öğrencileri boykota gitti.
30 Mart 1924 – Mehmet Rıfat (Börekçi), Diyanet İşleri Başkanlığına atandı.
1 Nisan 1924 – Ergani Bakır madeninin devletçe işletilmesi konusunda Kanun, T.B.M.M.’nde kabul edildi.
1 Nisan 1924 – Diyarbakır – Ergani madeninin devlet tarafından işletilmesi hakkında kanun TBMM’nde kabul edildi. (Atatürk ve CHP’nin saklı tarihi, Ali Kuzu)
3 Nisan 1924 – Meclis’te Avukatlık Kanunu kabul edildi.
4 Nisan 1924 – Mehmet Rıfat Börekçi’nin ilk diyanet işleri başkanı olarak göreve başlaması. (5 Mart 1941 tarihindeki vefatına kadar bu görevde kalmıştır.) (Börekçi 27 Ekim 1920 ‘de müftülüğü seçerek, vekillik görevinden azlini istemişti. 23 Aralık 1922 tarihinde ise Şer’iye vekaleti heyet-i İtfaiye azalığına başlamıştı.)
8 Nisan 1924 – Dinî mahkemelerin kaldırılması. Şeriye mahkemelerini kaldıran yeni Mahkemeler Teşkilatı Kanunu TBMM’de kabul edildi. Kadıların yerini hakimler aldı (böylece şer’i hükümlere, fıkha göre yargılama yapan Şer’iye Mahkemeleri kaldırılarak hukuktaki ikiliğe son verildi). “Mehakim-i Şer’iyenin İlgasına ve Mehakim Teşkilatına Ait Ahkamı Muaddil Kanun” ile dinsel mahkemeler kaldırılarak mahkemeler birleştirildi. Kanun, Mayıs başında yürürlüğe girdi.
9 Nisan 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Sovyet Elçisi Suriç’i kabulü ve görüşmesi (Bu görüşmede İsmet Paşa da bulunmuştur).
10 Nisan 1924 – İngiltere’de Lozan’ın onaylanmasını geciktiren Lord Curzon dönemi 22 Şubat 1924’te sona erdi. İşçi Partili yeni başbakan MacDonald, 1 Mart’ta Lozan’ın onay sürecini başlattı. Avam Kamarası 10 Nisan 1924’te Lozan’ı onayladı.
13 Nisan 1924 – Mithat, Mahmut Şevket, Talat Paşalar, Reşit Hikmet Bey ve başkalarının ailelerine vatan hizmetinden dolayı maaş bağlanması konusunda kanun T.B.M.M.’nde kabul edildi.
16 Nisan 1924 – T.B.M.M’i “Aff-ı Umumi Kanunu” ile, Kurtuluş Savaşı sırasında düşmanlara yardım edenleri bağışladı.
20 Nisan 1924 – II. Anayasa’nın kabulü. Yeni Anayasa kabul edildi.1924 Anayasası’nın yürürlüğe girmesi. Yasa önünde eşitlik, kişi dokunulmazlığı, din ve vicdan hürriyeti ve yargısal güvence gibi birçok önemli hakları içeren yeni Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa) TBMM’de kabul edildi. 20 Ocak 1921 tarihli Anayasa’da bazı değişiklikler yapılarak hazırlanan 105 Maddelik yeni Anayasa’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulü. Çeşitli tarihlerde bazı değişiklikler yapılan 1924 Anayasası, 27 Mayıs 1960’a kadar yürürlükte kalmıştır). [Kocatürk]
20 Nisan 1924 – Teşkilat-ı Esasiye kanununun 87nci maddesi değiştirilerek “İlköğretim zorunluluğu” getirildi. (Türk kızlarının da öğretim eşitliğinin sağlanabilmesi için) (Atatürk ve CHP’nin saklı tarihi, Ali Kuzu)
21 Nisan 1924 T.B.M.M.’nde “İstanbul Darülfünunu’nun Şahsiyet-i Hükmiyesi Hakkında Kanun” kabul edildi.
22 Nisan 1924 T.B.M.M.’nde “Anadolu Demiryollarının Mübayaasına ve Müdüriyet-i Umumiyesinin Teşkiline ve Vezaifine Dair Kanun” kabul edildi. (Bu Kanun’la, Devlet Demiryolları kurulmuş oldu.)
23 Nisan 1924 Ankara’da toplanan kurultay ile Türk Ocakları yeniden kuruldu. (İlk kuruluş, 25 Mart 1912. 1931’de kapatılmış, yerlerine Halkevleri açılmıştı.1949’da yeniden kurulmuştur.)
23 Nisan 1924 – Atatürk’ün, 23 Nisan’ın 4. yıldönümü nedeniyle Hâkimiyet-i Milliye muhabirine söyledikleri: “…Beş yıl evvel nasılsa bugün de aynı hislerle doluyum. Halden emin, gelecekten eminim. Bugün nasılsa yarın da öyle olacaktır.”
23 Nisan 1924 – Atatürk’ün, 23 Nisan’ın 4. yıldönümü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde düzenlenen geçit törenini izlemesi, daha sonra Meclisle kutlamaları kabulü.
23 Nisan 1924 – Kutlama törenlerinde Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni Mustafa Kemal’in eşi Latife temsil etti.
24 Nisan 1924 – TBMM’nde kabul edilen bir kanunla demiryollarının hem satın alma hem de inşa çalışmaları başlatıldı. (Akl-ı Kemal, c.3, Sinan Meydan)
4 Mayıs 1924 – Atatürk’ün, “New York Herald” muhabirine hilâfet ve yabancı dinî kurumlar hakkında demeci: “…Her adımda patrikhaneler ve hilâfet gibi siyasî, dinî kurumların hukuku ile karşı karşıya geldik. Patrikhanelerin veya hilâfetin itirazlarına maruz olmaksızın hiçbir düzenleme veya ilerici fikir, idare şeklimize sokulamıyordu.”
7 Mayıs 1924 – Yunus Nadi’nin kurduğu ve başyazarlığını yaptığı, Ahmet Rasim Ahmet Refik ve Peyami Safa gibi isimlerin yer aldığı Cumhuriyet gazetesi yayına başladı.
7 Mayıs 1924 – Cumhuriyet gazetesi yayın hayatına başladı. İlk sayıda Yunus Nadi’nin Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı röportaj vardı. (Ziya Gökalp, Aka Gündüz, Reşat Ekrem Koçu, Ahmet Rasim, Peyami Safa, Ahmet Refik, İsmail Habip, Abidin Daver, Vedat nedim, Halit Ziya, Fuat Köprülü, Halit fahri Ozansoy yazarlar arasındaydı. İlk tirajlar 7.000’di. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
7 Mayıs 1924 – Atatürk’ün, Millî Mücadele ve Bağımsızlık Savaşı üzerine Yunus Nadi Bey’le görüşmesinin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanması: “…Türkiye’nin ve Türk milletinin ve Türk milleti menfaatlerinin en emin savunmasının ancak Ankara’dan olabileceği olaylarla belli olmuştur.”
11 Mayıs 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Macar Elçisi Tahy de Tahvar’ın güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin söylevine cevap konuşması.
11 Mayıs 1924 – Atatürk’ün, Ankara Belediye Başkanı Asaf (ilbay) Bey’i, Orman Çiftliği kurulması için düşünülen arazi üzerindeki çadırlı karargâha çağırarak direktifi: “…Burada bir çiftlik kurmak istiyorum. Bu çiftliğin faydası, memlekette çağdaş ziraat usulünü yerleştirmek için bir örnek teşkil etmesi olacaktır. Modern bir çiftliğe gerekli bütün tertibat ve araçlara sahip olunmalıdır.” [Kocatürk]
15 Mayıs 1924 – Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) öğrencileri ilk resim sergilerini İstanbul’da açtı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi; Sanat Tarihçisi, Arkeolog, Müzeci, Ressam Osman Hamdi Bey tarafından 1882’de Sanayi-i Nefise Mektebi adıyla kuruldu ve 2 Mart 1883’de öğretime başladı. Ülkemizin ilk sanat ve mimarlık yüksek okulu olan Kurum, 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi adını aldı ve böylece ülkemizde Akademi ünvanını alan ilk yükseköğretim kurumu oldu. Güzel Sanatlar Akademisi, 1969’da 1172 sayılı Devlet Güzel Sanatlar Akademileri Kanunu’nun kabul edilmesiyle birlikte bilimsel özerkliğe kavuştu. Kurum, 4.11.1981’de kabul edilen 2547 sayılı Kanun ve 20 Temmuz 1982’de çıkarılan 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile üniversiteye dönüşerek Mimar Sinan Üniversitesi adını aldı.
19 Mayıs 1924 – Haliç (İstanbul) konferansı ile İngiltere ile Musul görüşmelerinin başlaması. (Konferans 5 hafta sürmüş, 5 Haziran’da netice alınamadan kapanmıştır.)
19 Mayıs 1924 – Musul konusunda ilk görüşmeler İstanbul’da başladı. (İkinci görüşme Cenevre’de oldu.) (Cumhuriyet tarihi yalanları, Sinan Meydan)
19 Mayıs 1924 – Musul sorunuyla ilgili Türk-İngiliz heyetleri arasında, Haliç Konferansı diye adlandırılan görüşmeler başladı. 9 hazirana kadar sürecek görüşmelerden sonuç alınamayınca, konu Milletler Cemiyeti’ne götürüldü. Türk-Irak sınırı konusunda Türkiye – İngiltere görüşmeleri İstanbul’da başladı. (5 Haziran’a değin sürmüş, antlaşmaya varılamamış, konu Milletler Cemiyeti’ne götürülmüştür.)
19 Mayıs 1924 – Musul sorunu. Türkiye Lozan’da, İngiltere’nin özerk veya bağımsız Kürdistan planlarını bozdu, ama Musul’u alamadı. İsmet Paşa’nın tüm direnişine rağmen İngiltere, Musul’u Türkiye’ye vermedi. Lozan Antlaşması’nın 3. maddesine göre Musul sorununun 9 ay içinde iki devlet arasında uzlaşmayla çözülmesine, olmazsa Milletler Cemiyeti Konseyi’ne başvurulmasına karar verildi. Musul Sorunu, 19 Mayıs-5 Haziran 1924 tarihleri arasında İstanbul (Haliç) Konferansı’nda görüşüldü.
24 Mayıs 1924 – Yeni Anayasa yürürlüğe girdi.
24 Mayıs 1924 – Yabancı şirketlerce işletilen Anadolu Demiryolları şirketinin millileştirilmesi için Anadolu-Bağdat Demiryolları Müdiriye-i Umumiyesi kuruldu.
24 Mayıs 1924 – Türkiye cumhuriyeti yerli demiryollarının millileştirilmesi tamamlandı. (Bu tarih TCDD’nin kuruluş tarihi kabul edilir.)
24 Mayıs 1924 – 24 Mayıs (İstanbul Haliç konferansı) oturumunda İngiliz temsilci Sir Percy Cox, Lozan’daki iddialarını tekrarlamaktan öte (Musul’un Türklere verilmemesinde inatla), Hakkâri, Beytüşşebab, Çölemerik ve Revanduz’un da Irak’a bırakılmasını istedi. Türk temsilci Fethi Bey buna şiddetle karşı çıkınca konferans dağıldı.
26 Mayıs 1924 – Fikriye Ankara’ya geldi. (Emine adlı bir çalışanın nüfus kağıdını alarak yola çıkmıştı. Yanına eşya almamış sadece bir tabanca almıştı. Haydarpaşa’dan trene bindi. 26 Mayıs’ta Ankara’ya indi. Faytonla Çankaya köşküne geldi. Latife hanımın muhalefeti nedeniyle köşke alınmadı, adeta kovuldu. Faytonla Ankara’ya geri dönerken bir el silah sesi duyuldu.) (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
30 Mayıs 1924 – Fikriye Hanım’ın Ankara’da intiharı. Fikriye Hanım, Münih’ten İstanbul’a döndükten sonra, Atatürk’ün Ankara’ya gelmesine izin vermemesi üzerine kısa bir süre İstanbul’da kalmış, daha sonra Gelibolu’ya giderek, eskiden tanıdığı bir ailenin evinde bir sene kadar misafir edilmiştir. Ancak 1924 yılı mayısının sonlarında, başkasına ait bir nüfus cüzdanını kullanarak Gelibolu’dan İstanbul’a, oradan da Ankara’ya gelmeyi başarmış, 30 Mayıs günü Atatürk’le görüşmek üzere Çankaya’ya gitmişti. Köşke varışında bu arzusunun yerine getirilemeyeceği kendisine söylenildiği zaman, geri dönmek üzere -beklemekte olan- payton’a binmiş, payton’da, yanında taşıdığı tabanca ile intihar etmiştir. [Kocatürk]
31 Mayıs 1924 – Türkiye Cumhuriyeti ile İsveç Kraliyeti arasında Dostluk Antlaşması imzalandı.
1 Haziran 1924 – 1924 – Milli Mücadele aleyhine faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle, aralarında gazeteci, yazar, şair ve askerlerin bulunduğu 150 kişi tesbit edildi. Milli Mücadele aleyhinde çalışmaları nedeniyle, Lozan Antlaşması’na bağlı genel af beyannamesinin dışında bırakılan 150 kişinin yurt dışına çıkarılması konusunda Bakanlar Kurulu karar verdi.
1 Haziran 1924 – Vatan gazetesi haberi; “Fikriye Hanım 30 Mayıs 1924’de intihar etti.”
5 Haziran 1924 – Ali Haydar Bey (Yuluğ) Ankara şehreminliğine atandı.
5 Haziran 1924 – Silifke’de Cumhuriyet aleyhine vaaz verdiği için Hoca Askerî idama mahkûm edildi.
6 Haziran 1924 – Fener Patrikhanesi dışındaki Türk Ortodoksları İstanbul’da Papa Eftim’in teşebbüsüyle, Panayia Kilisesi nezdinde İstanbul Türk Ortodoks Kilisesi’ni teşkil kararı aldı ve Papa Eftim’i bu kilisenin başkanlığına getirdi. İstanbul’da Papa Eftim (Erenerol)’in girişimi ile Türk Ortodoksları Panaiya kilisesinde kongre yaptılar ve “Müstakil İstanbul Türk Ortodoks Kilisesi”ni kurarak başına Papa Eftim’i getirdiler.
6 Haziran 1924 – Japonya’nın Lozan’ı onay belgeleri 6 Haziran 1924’te Paris’e ulaştı.
10 Haziran 1924 – Atatürk’ün, Halk Partisi Yürütme Kurulu üyelerine akşam Çankaya’da yemek vermesi ve memleket sorunları üzerinde sohbeti.
12 Haziran 1924 – Türkiye’nin ilk sanatoryumu olan Heybeliada Sanatoryumu kuruldu.
14 Haziran 1924 – Atatürk’ün, İçişleri Bakanı Recep (Peker) Bey’i ve Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) Paşa’yı makamlarında ziyareti ve görüşmeleri.
15 Haziran 1924 – Atatürk’ün, Ankara’nın yeni Belediye Başkanı Haydar (Yuluğ) Bey’i Çankaya’da kabulü ve şehrin imarı hakkında görüşmesi.
16 Haziran 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Almanya Elçisi Rudolf Nadolny’nin güven mektubunu kabulü.
25 Haziran 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Polonya Elçisi Kaoll Romain’in güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin söylevine cevap konuşması.
26 Haziran 1924 – Atatürk’ün, öğleden sonra Vekiller Heyeti toplantısına başkanlık yapışı.
30 Haziran 1924 – İstanbul posta dağıtıcıları, ücretlerini yetersiz bularak topluca istifa ettiler.
1 Temmuz 1924 – Atatürk’ün, İmar Bakanı Celâl (Bayar) Bey’i makamında ziyareti ve bir süre görüşmesi.
3 Temmuz 1924 – Atatürk’ün, öğleden sonra Vekiller Heyeti toplantısına başkanlık edişi.
6 Temmuz 1924 – Dr. Safiye Ali Hanım başkanlığında bir heyet Uluslararası Kadınlar Kongresi’ne katılmak üzere Londra’ya gitti.
25 Temmuz 1924 – Atatürk’ün, Cebeci bölgesinde otomobille bir gezinti yapması.
25 Temmuz 1924 – (Salih Bozok’un anı defterinden) Mustafa Kemal, Salih Bozok ile birlikte Fikriye’nin mezarını ilk ve son kez ziyaret etti.
25 Temmuz 1924 – Ankara’da Öğretmenler birliği kongresine Mustafa Kemal’de katıldı. (Akl-ı Kemal c.2, Sinan Meydan)
30 Temmuz 1924 – Antep mebusu Kılıç Ali, gazeteci Celal Nuri’nin (İleri) başını silahının kabzasıyla yaraladı.
30 Temmuz 1924 – Atatürk’ün, akşam İsmet Paşa’yı Çankaya’da yemeğe alıkoyması.
3 Ağustos 1924 – Üzerlerinde Türkiye Cumhuriyeti yazısı bulunan ve Türkiye’nin ilk madeni parası olma özelliği taşıyan bronz 10 kuruşluk paralar tedavüle çıktı.
3 Ağustos 1924 – Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk madeni parasının basımı 1924 tarihinde gerçekleşmiştir. Basılan ilk madeni paralar 100 Para, 2,5, 5 ve 10 kuruşlardı.
6 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da, Başbakan ve Dışişleri Bakanı İsmet Paşa ile İmar Bakanı Celâl (Bayar) Bey’i kabulü.
6 Ağustos 1924 – İngiltere çözülemeyen Musul konusunu Milletler Cemiyeti’ne götürdü. 7 Ağustos’ta Nesturiler, Hakkâri Valisi’ni pusuya düşürüp esir alarak Nesturi ayaklanmasını başlattı. Ayaklanmaya İngiliz uçakları da destek verdi.
7 Ağustos 1924 – Nusturi isyanı. Hakkari Valisi Halil Rıfat Bey, 7 Ağustos 1924’te keşif için geldiği Hangediği’nde, Nuhup Nasturi aşireti Reisi Gülyano’nun saldırısına uğradı ve tutsak edildi. Aynı saldırıda il jandarma komutanı Binbaşı Hüseyin Bey’le Üç jandarma eri de öldürüldü.
7 Ağustos – 28 Eylül 1924 – Nasturi İsyanı. Nasturiler, Süryanilerin Nastur mezhebine bağlı Hristiyan Kürtlerdir. (Cumhuriyet tarihi yalanları, Sinan Meydan)
8 Ağustos 1924 Lozan Antlaşması yürürlüğe girdi.
12 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Ankara’ya gelen Berlin Elçisi Kemalettin Sami Paşa’yı kabulü.
15 Ağustos 1924 – Heybeliada Çam limanında Mustafa Kemal’in emriyle sanatoryum kurulmasına başlandı. (Sanatoryum Kasım ayında açıldı. Sekiz yataklı iki koğuştan biri kadınlara ayrılmıştı.)
18 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Sağlık Bakanı Refik (Saydam) Bey’le beraber Dışişleri Bakanlığı’na giderek Başbakan ve Dışişleri Bakanı İsmet (İnönü) Paşa’yı ziyareti.
22 Ağustos 1924 – Ankara’da Muallimler (Öğretmenler) Kongresi toplandı.
22 Ağustos 1924 – Kadınlarımızın yargıçlığa atanmak istemeleri.
25 Ağustos 1924 – Gazi Mustafa Kemal, Ankara’da Muallimler Birliği Kongresi üyelerine verilen çayda.
25 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Ankara’da Öğretmenler Birliği Kongresi üyelerine verilen çayda konuşması: “…Öğretmenler! Yeni kuşağı Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır!” [Kocatürk] Atatürk, 25 Ağustos 1924’te, Ankara’da, toplanan Muallimler Birliği Kongresi’ne katılan üyelere, yeni Türkiye’nin biçimlenmesinde ve yeni nesillerin yetiştirilmesinde en önemli görevin öğretmenlere düştüğünü vurgulamıştır.
26 Ağustos 1924 – Mustafa Kemal’in direktifiyle, Ankara’da Türkiye İş Bankasının kurulması.
26 Ağustos 1924 – İş Bankası kuruldu. Kuruluş için gerekli olan sermaye Hint Müslümanlarının Kurtuluş Savaşı için gönderdikleri yardımdan arta kalan ve Mustafa Kemal’in banka hesabında yatan paradan sağlandı. Bankanın ilk genel müdürlüğüne Celal Bey (Bayar) getirildi.
26 Ağustos 1924 – İş bankası 1 milyon lira sermaye ile kuruldu. (250 bin lirayı Atatürk ödedi ve ödenmemiş 750 bin lira taahhüt edildi. 47 ortaklı İş bankasının en büyük ortağı Atatürk’tü.) (Panzehir, Sinan Meydan)
26 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, akşam, sohbet esnasında Türkiye İş Bankası idare Meclisi üyelerine söyledikleri: “Sermayenin azlığına bakarak cesaretiniz kırılmasın! Böyle kurumlar için en kuvvetli sermaye, zekâ, dikkat, iffettir; teknik ve metodik çalışmasını bilmektir. Bu inançla işe sarılınız, mutlaka başarırsınız! ..Bu işte başarı kazanmayı, eğer şahsî bir onur meselesinden daha ileri, millî bir gurur, millî bir onur meselesi yaparsanız çalışmak için, amacınıza ulaşmak ve daha yükselmek için muhtaç olduğunuz ateşi, enerjiyi bol bol yüreklerinizde bulacaksınız!” [Kocatürk]
26 Ağustos 1924 – Cumhuriyet kurulduğunda yerli-milli güçlü bir bankaya ihtiyaç vardı. Bu amaçla Atatürk, 26 Ağustos 1924’te İş Bankası’nı kurdu. Banka 1 milyon sermaye ile kuruldu. Bu paranın dörtte birini, yani 250.000 lirasını Atatürk verdi. Ödenmemiş sermayenin 750.000 lirası ise taahhüt edildi. Atatürk, bankanın Genel Müdürlüğü’ne Celal Bayar’ı getirdi. Atatürk, İş Bankası’nın kuruluşu için verdiği 250.000 lirayı nereden mi buldu? Hindistan Müslümanları, Milli Mücadele’ye destek olmak için aralarında para toplayıp bizzat Atatürk’ün şahsına, Ankara’ya göndermişlerdi. Hindistan’dan 14 seferde Atatürk’e gönderilen toplam para 675.000 Türk lirasıydı. (Cumhurbaşkanlığı Arşivi, A.III-10-a, Dos.44, F.47, F.10-23, Türk İstiklal Harbi, İdari Faaliyetler, C.VII, s. 175.) Atatürk, Büyük Taarruz öncesinde ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için bu paranın 500.000 lirasını Milli Savunma Bakanlığı’na verdi. Yunan ordusunun kaçarken yakıp yıktığı şehirlerimizde aç kalan insanlarımıza da 110.000 lira yardım etti. (Sabahattin Selek, Anadolu İhtilali, C.1, s.143.) Böylece Atatürk’ün elinde 65.000 lira kaldı. Ancak Büyük Zafer’den sonra Bakanlar Kurulu, Atatürk’ün ordunun ihtiyaçları için verdiği 500.000 liranın 380.000 lirasını Atatürk’e geri verdi. Milli Mücadele sonrasında Atatürk’ün elinde 380.000+65.000=445.000 lira vardı. Ayrıca zengin Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına girerken CHP’ye 900.000 lira bağışlamıştı. (Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, C.2,s.686.) Atatürk, Hindistan Müslümanlarının gönderdiği paradan kalan bu 445.000 lirayı, ülke için en verimli biçimde şöyle değerlendirdi:
- 250.000 liraya -Türk ekonomisini geliştirmek için- İş Bankası’nı kurdu.
- 120.000 liraya -tarım ve hayvancılığı geliştirmek için- örnek çiftlikler kurdu.
- 65.000 liraya da İş Bankası’ndan Maden T.A.Ş. hisseleri satın aldı. (Bu hisse gelirlerini örnek çiftliklerde kullandı.)
Abbas Hilmi Paşa’nın verdiği 900.000 liranın bir kısmını İş Bankası 2 numaralı hesaba yatırdı. Bir kısmıyla da İş Bankası’ndan hisse senetleri aldı.
27 Ağustos 1924 – Fransa Lozan’ı onayladı.
29 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Ankara’dan trenle Dumlupınar’a hareketi.
30 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Eskişehir-Afyon üzerinden Dumlupınar’a gelişi.
30 Ağustos 1924 – Atatürk, Başkomutanlık Meydan Muharebesinin (Dumlupınar) kazanılmasının ikinci yıldönümü törenlerinde Zafer tepe, Altıntaş, Kütahya’da.
30 Ağustos 1924 – Atatürk; “ Savaş, savaşma ve sonunda meydan savaşı karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Ulusun çarpışmasıdır …”(Komutan Atatürk, Celal Erikan)
30 Ağustos 1924 – Atatürk’ün Dumlupınar’da Meçhul Asker Anıtı’nın temelini atması ve “Başkomutan Meydan Muharebesinin ikinci yıl dönümü nedeniyle yapılan törende konuşması: “…Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı; ebedî hayatı burada taçlandırıldı. …Bu anıt Türk vatanına göz dikeceklere, Türk’ün 30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, hücumunu, kudret ve iradesindeki şiddeti hatırlatacaktır!” (Atatürk, törende Fevzi (Çakmak) Paşa’nın, Darülfünun Rektörü İsmail Hakkı Bey’in, basın adına Ahmet Ağaoğlu’nun, Türkocakları adına Hamdullah Suphi Bey’in, Öğretmenler Birliği adına Nüzhet Haşim Bey’in, Barolar adına Muhiddin Baha Bey’in, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı adına Ali Sami Bey’in, Kızılay adına Dr. Âkil Muhtar Bey’in, T.B.M.M. adına Fethi (Okyar) Bey’in konuşmalarını dinlemiş, daha sonra kendisi kürsüye gelmiştir). [Kocatürk]
30 Ağustos 1924 – 31 Ağustos 1922 tarihinde gördüğü askerin anısına yapılacak Şehit Asker anıtının temel atma töreninde söyledikleri (Asker çukurda şehit olmuş ama dışarıdaki kolu il sancağı sımsıkı tutmaktadır); “Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçmakta olan şehit ruhları, devlet ve Cumhuriyet’imizin ebedi muhafızlarıdır.”
30 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Dumlupınar’da 30 Ağustos törenini takiben askerî geçit törenini izlemesi.
30 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber akşam Dumlupınar’dan Bursa’ya hareketi.
31 Ağustos 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Dumlupınar’dan Afyon-Eskişehir yoluyla Bursa’ya gelişi.
31 Ağustos 1924 – Atatürk, Bursa Askeri lise öğrencileri ile birlikte.
1 Eylül 1924 – Ankara Devlet Konservatuarı’nın temelini oluşturan Musiki Muallim Mektebi Ankara’da açıldı. Ankara’da Musiki Muallim Mektebi kuruldu.
1 Eylül 1924 – Ankara’da Musiki Muallim Mektebi kuruldu. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
5 Eylül 1924 – Türk atletizm tarihinde ilk Türkiye şampiyonası bu tarihte Eskişehir’de yapıldı. (1930 yılında balkan oyunlarında 100 metreyi 11.1 saniyede koşan Semih Türkdoğan’ın aldığı gümüş madalya ülkemizin Atletizmde aldığı ilk madalyadır. (Türkiye Atletizm federasyonu 1924 yılında IAAF’ye üye oldu. 1924 Paris olimpiyatlarına katılan atletizm takımımız başarı gösteremedi.)
11 Eylül 1924 – Atatürk Bursa’da.
11 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Bursa’nın kurtuluşunun 2. yıldönümünde Bursa’da konuşması: “Efendiler, bu kurtuluş gününü size tebrik ederken bu dağlarda, bu ovalarda kanlarını döken şehitlerimizi ve vatanları için, milletleri için minnet ve meşakkat bilmeyen kahraman gazilerimizi hürmetle yâd ederim.”
11 Eylül 1924 – Atatürk’ün, saat 16.30’da Lâtife Hanım’la beraber Bursa’dan Mudanya’ya hareketi.
11 Eylül 1924 – Mustafa Kemal’in direktifiyle İsviçre Üniversitesinde eğitim görmüş 26 hukukçudan teşkil komisyon, Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt başkanlığında dünyadaki çağdaş medeni kanunları incelemeye başladı. (Akl-ı Kemal c.2, Sinan Meydan)
12 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Hamidiye kruvazörü ile Mudanya’dan hareketle İstanbul’dan geçerek -Trabzon’a gitmek üzere- Karadeniz’e çıkışı.
12 Eylül 1924 – Atatürk’ün Hamidiye kruvazörü ile İstanbul’dan geçişi nedeniyle İstanbul Belediye Başkanı Emin (Erkul) Bey’in, içişleri Bakanı Recep (Peker) Bey’e İstanbul halkının sevinç ve teşekkürlerini bildiren telgrafı.
13 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Hamidiye kruvazörü ile Trabzon’a gitmek üzere Karadeniz’de seyahati.
13 Eylül 1924 – Büyük Erzurum depremi yaşandı.
14 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Trabzon’a gitmek üzere Hamidiye kruvazörü ile Karadeniz seyahatine devam etmesi.
14 Eylül 1924 – Atatürk’ün, gazetelerde yayınlanmak üzere açıklaması: “Ali Haydar Mithat ve Doktor Hüseyin Suat namındaki zatların kendilerini selâmlamadığımdan dolayı, Belediye Başkanı’nın, halk adına olan telgrafına iştirak etmediklerini, İçişleri Bakanlığı’na telgraf ile bildirdiklerinden haberdar oldum, İstanbul’dan geçerken, binmiş olduğum gemi, usulü gereğince İstanbul’u ve muhterem halkını selâmlamıştır. Eğer, ayrıca Ali Haydar Mithat ve Hüseyin Suat adındaki zatları selâmlamamış ise, adı geçenlerin esasen selâmlanmaya lâyık bulunmamalarından ileri gelmiştir.” (Mithat Paşa’nın oğlu olan Ali Haydar Mithat ile Hüseyin Cahit Yalçın’ın kardeşi olan Dr. Hüseyin Suat Beyler, içişleri Bakanı Recep (Peker) Bey’e birer telgraf çekerek “İstanbul halkı adına 12 Eylül 1924’de Belediye Başkanı tarafından kendisine çekilen telgrafa -Cumhurbaşkanı Hazretlerinin şehrin önünden geçerken halkı selâmlamadıkları gerekçesiyle- iştirak etmediklerini bildirmişlerdi. Oysa ki, Hamidiye kruvazörü, Boğaz’dan Karadeniz’e çıkarken top atışlarıyla İstanbul halkını selâmlamış bulunuyordu). [Kocatürk]
15 Eylül 1924 – Atatürk, 15 Eylül 1924 Trabzonlular tarafından heyecanla karşılandı.
15 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Hamidiye kruvazörü ile saat 11.00’de Trabzon’a gelişi ve rıhtımda büyük törenle karşılanışı.
15 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Trabzon’da Belediye’yi, Halk Partisi Merkezi’ni, Vilâyeti ziyareti; akşam, Trabzon Belediyesi tarafından şereflerine verilen ziyafette konuşması: “…Arkadaşlar, beş sene evvel ilk defa Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp kuvveti veren vatandaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya kanlı savaşına Üçüncü Tümen ile yetişen Trabzon evlâtlarının muharebe meydanında gösterdikleri fedakârlığın kıymetli hatırası daima dimağımda canlı kalacaktır.” [Kocatürk]
16 Eylül 1924 – ATATÜRK’ün Trabzon lisesini ziyareti ve Türk Tarih Tezi konulu iki saatlik konuşmasından sonra derslere girmesi, din dersinde derin bilgisini ispat etmesi.
16 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Trabzon’da ziyaret ve incelemeleri, Öğretmen Okulu’nun hatıra defterine yazdıkları: “…Memleketin muhtaç olduğu öğretmen miktarı düşünülürse bunun daha yüz misline çıkması gerekir. Sayı eksikliği, yetişen öğretmenlerimizin kıymet ve faziletteki yüksekliği ile ancak telâfi edilebilir. Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır!”
16 Eylül 1924 – Atatürk’ün, akşam, Trabzon Halk Partisi’ni ziyareti ve şereflerine verilen ziyafette konuşması: “Bütün cihan bilsin ki benim için bir taraftık vardır; bir tarafım. O da cumhuriyet taraftarlığı, fikrî, sosyal inkılâp taraftarlığı! Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda bir ferdi hariç düşünmek istemiyorum!”
16 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Erzurum’daki zelzeleyi haber alması üzerine Erzurum Valiliği’ne telgrafı: “Erzurum ilinin muhtelif bölgelerinde zelzele olduğu üzüntü ile haber alındı. Bilgi verilmesini ve zarar derecesinin bildirilmesini rica ederim.” [Kocatürk]
16 Eylül 1924 – Atatürk’ün, zelzele hakkında bilgi veren Erzurum Valisi’ne telgrafı: “Başladığım seyahati bu elim vaziyet karşısında yarı bırakmak kararını verdim. Trabzon-Erzurum yolunun hali ve Trabzon’da istifadeye elverişli otomobil bulamamak dolayısıyla bu yolla derhal hareket mümkün olmamıştır. Gereken aracı buldurarak diğer bir yönden hareket edeceğim. Muhterem hemşehrilerimin ıstıraplarını ortadan kaldırmak için en etkili surette çalışacağımı bildirmenizi rica ederim.”
16 Eylül 1924 – Atatürk Trabzon Lisesi, Trabzon Erkek Muallim Mektebi (Öğretmen Okulu) ve Trabzon Ticaret Mektebi (Okulu)’nde.
17 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Hamidiye kruvazörü ile öğleden sonra Trabzon’dan ayrılışı ve saat 18.00’de Rize’ye gelişi.
17 Eylül 1924 – Mustafa Kemal ve eşi Latife Hanım Rize’yi ziyaret etti. Halk coşkuyla karşıladı. (20 Nisan 1923 tarihinde Atatürk, Rize Livası İdare meclisi üyelerinden Hüseyin Bey’in gönderdiği yazısı ile kendisine sunulan “Rizelilerin hemşerilik teklifini” kabul etti.) (Panzehir, Sinan Meydan)
17 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Rize’de Vilâyeti, Belediye’yi, Halk Partisi ve Komutanlık binalarını ziyareti ve heyetleri kabulü.
18 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber saat 14.30’da Hamidiye kruvazörü ile Rize’den Giresun’a hareketi.
18 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Rize’den ayrılırken, medreselerin açılmasını isteyen bir hoca heyetine bağırarak söyledikleri: “Mektep istemiyorsunuz; halbuki, millet, onu istiyor. Bırakınız, artık bu zavallı millet, bu memleket evlâdı yetişsin! Medreseler açılmayacaktır; millete mektep lâzımdır!”
19 Eylül 1924- Mustafa Kemal’in, Rize’de, kendisine ‘Medreselerin yeniden açılmasını istiyoruz’ yazılı dilekçe veren Rize ve Pazar müftülerine sinirlenmesi; “ … hayır, medreseler açılmayacak!”
18 Eylül 1924 – Rize gezisi sırasında iki müftünün medreselerin açılması için verdikleri bir dilekçeye sinirlenen Atatürk şöyle diyordu; “Eğitim öğretim birliğini mi istemiyorsunuz? Bu millet mektep yapmayacak mı? Şimdiye kadar geri kalmamızda en büyük etkenin ne olduğunu bi,lmiyor musunuz? Hayır! Medreseler açılmayacak.” Atatürk daha sonra Valiye dönerek; “Bu adamlar burasını İran gibi mi yapmak istiyorlar?” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.439)
18 Eylül 1924 – Atatürk’ün, medreselerin tekrar açılması için kendisine dilekçe veren iki müftüye cevabı nedeniyle tebriklerini sunan İzmir Milletvekili Mahmut Esat (Bozkurt) Bey’e telgrafı: “Gezdiğim ve gördüğüm her yerde millet, cehalete ve taassuba harp ilânı halindedir. Uygarlık ve ilerleme yolunda bir an kaybetmeye izni yoktur. Paslı beyinlerin şuursuz sözleri, anide milletin müşterek ve müthiş feveranıyla bunalmaktadır. Bunu gözlerimle gördüm.” [Kocatürk]
19 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Hamidiye kruvazörü ile Rize’den Giresun’a gelişi ve Giresunlular adına konuşan bir gencin söylevine cevap konuşması: “Bu sözlerinizle bütün memleket gençliğine tercüman olmaktasınız. Muharebe meydanlarında kanlarını akıtan şehitlerin ruhları bu sözleri işitmekte ve huzura erişmektedir. Memleketin şuurlu ve zinde gençliği karşısında hissettiğim bahtiyarlık büyüktür.”
19 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber öğleden sonra Hamidiye kruvazörü ile Giresun’dan Ordu’ya gelişi, şehirde ziyaretleri ve akşam Ordu’dan ayrılırken halka hitabı: “…Bu şuurlu gösterinizle Türk milletinin bütün cihan karşısında sonsuza dek yaşayacağını bir daha ispat etmiş olan sizin samimî çehreleriniz ve sevimli gözleriniz karşısında, günlerce kalmak ve sizinle samimî sohbetlerde bulunmak isterdim!”
19 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber akşam Hamidiye kruvazörü ile Ordu’dan Samsun’a hareketi.
19 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Hamidiye kruvazörü ile Ordu-Samsun yolculuğu esnasında, gece gemide verdiği ziyafette Hamidiye Komutanı’nın konuşmasına cevabı: “…Millî Mücadele esnasında donanmamızın toplu olarak kullanılmasına imkân yoktu. Bununla beraber dağınık ve vatansevercesine hizmetler pek çoktur.”
20 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Hamidiye kruvazörünün hatıra defterine yazdıkları: “…Sınırlarının önemli ve büyük parçaları deniz olan Türk Devleti’nin donanması da önemli ve büyük olmak gerekir. O zaman Türk Cumhuriyeti daha kaygısız ve emin olacaktır. Mükemmel ve güçlü bir Türk donanmasına sahip olmak amaçtır.”
20 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber sabah Hamidiye kruvazörü ile Ordu’dan Samsun’a gelişi, Belediye binasında görüşmeleri, akşam Şehir Belediyesi’nin şerefine verdiği ziyafette konuşması: “Düşmanların İzmir’e çıktıkları günlerde idi ki, İstanbul’dan çıkarak Samsun’a gelmiştim. Ben Samsun’u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memleket ve millete ait bütün düşüncelerimin, kararlarımın her halde yerine getirilebilir olduğuna bir defa daha kuvvetle inandım. Samsunluların hal ve vaziyetlerinde gördüğüm, gözlerinde okuduğum vatanseverlik, ümit ve tasavvurlarımı olumlu kanaata ulaştırmaya kâfi gelmişti.” [Kocatürk]
20 Eylül 1924 – Atatürk, Samsun’da, Hamidiye kruvazörü mürettebatı ile birlikte.
21 -23 Eylül 1924 – Atatürk Samsun’da incelemelerde bulundu.
21 Eylül 1924 – Mustafa Kemal Paşa, “Halk, köylüler bana her yerde iş programını şu iki kelime ile ihtar ettiler; Yol, mektep” dedi.
21 Eylül 1924 – Nemlioğlu Galip bey adlı bir Türk müteşebbisin imtiyazını aldığı Samsun – Çarşamba demiryolu hattının temel atma töreninde Mustafa Kemal konuşmasını takiben kazma küreği alarak demiryolu düzenleme işlerini kendi eliyle başlattı. (Akl-ı Kemal, c.3, Sinan Meydan)
21 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Samsun-Çarşamba demiryolu hattının temel atma töreninde konuşması: “Memleket idaresinde cesaretle, kişisel belirsiz düşüncelerle ne yapılmak arzu ettiğini bilmeyenlere, halkın sağduyusuna başvurmayı tavsiye etmelidir. Halk, köylüler bana her yerde iş programını şu iki kelime ile ihtar ettiler: Yol, mektep!”
21 Eylül 1924 – Atatürk’ün, öğleden sonra Samsun’da Hükümet Konağı’nı, Komutanlığı, hastaneleri ve -Samsun’a ilk gelişinde kaldığı- Mıntıka (Mantika) Palas’ı ziyareti, akşam halk arasında tiyatro seyretmesi.
22 Eylül 1924 – Gazi Mustafa Kemal Samsun’da, İstiklal Ticaret Mektebi’nde öğretmenlerle yaptığı konuşmada: “Dünyada her şey için medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlmin ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir” dedi.
22 Eylül 1924 – Atatürk Samsun’da öğretmenlere seslenirken; “Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için, en gerçek yol gösterici bilimdir. Bilimin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, bilgisizliktir, sapkınlıktır. Yalnız, bilimin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini algılamak ve ilerleyişini zamanla izlemek koşuldur. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki bilim dilinin çizdiği ilkeleri, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette bilimin içinde bulunmak değildir.”
22 Eylül 1924 – Mustafa Kemal Samsun’da Ticaret Okulu’ndaki konuşmasında bilime olan inancını belirten, ünlü konuşmasını yaptı: “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir.” Atatürk’ün, Öğretmenler Birliği’nin Samsun İstiklâl Ticaret Mektebi’nde şerefine verdikleri çayda konuşması: “Bu çay ziyafetini düzenleyenlere özel olarak teşekkür ederim. Bu vesile beni, Samsun’un çok aydın ortamında bulundurmuş oldu. Bu vesile beni, kafaları ilim ve fen ile bezenmiş kıymetli insanlardan oluşmuş bir topluluk huzurunda bulunmakla pek mutlu etti. Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir, ilim ve fennin dışında yol gösterici aramak dalgınlıktır, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır! Yalnız, ilim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki gelişimini kavramak, ilerlemeleri zamanında izlemek şarttır.”
22 Eylül 1924 – Atatürk’ün Samsun İstiklâl Ticaret Mektebi (Okulu)’nda Muallimlerle (Öğretmenlerle) Konuşması.
22 Eylül 1924 – Samsun’da “nereden esin ve kuvvet aldığı” yolunda yöneltilen bir soruya verdiği cevapta, “uyanışı düne borçlu olduğumuzu” belirterek şöyle demiştir: “Diyebilirim ki bugünkü uyanışı düne, geçmişe borçluyuz. Herhalde babalarımızın, analarımızın, eğitimcilerimizin ruh ve zihinlerimizin gelişmesinde verimli etkileri vardır… Şimdi burada büyük bir kişiye rastladım. O, benim ortaokul birinci sınıfta öğretmenim idi. Bana henüz ilk bilgileri öğretirken gelecek için ilk düşünceleri de vermişti. Açıklamak istiyorum ki ilk esin, ana baba kucağından, sonra okuldaki öğretmenin dilinden, vicdanından, eğitiminden alınır.’’ ATATÜRK’ün Samsun’daki kalabalık arasında görüp kendisinden övgü ile söz ettiği, Selânik Askerî Ortaokulundaki Fransızca Öğretmeni olan Yüzbaşı Nakiyüddin YÜCEKÖK idi. ATATÜRK’ün öğrenim hayatında etkisi altında kaldığını söylediği bir diğer öğretmeni Manastır Askerî Lisesinde Tarih Öğretmeni Topçu Yüzbaşı Mehmet Tevfik BİLGE’dir.
22 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Samsun’da Öğretmenler Birliği’ni ziyareti ve Birliğin hatıra defterine yazdıkları: “…Bütün Türkiye’yi içine alan Öğretmenler Birliği’nin, bütün milleti aydın birlik haline getirdiği zaman, Türk milletinin nasıl bir demir kütle olacağını düşünmek cidden büyük zevk ve saadettir!” [Kocatürk]
22 Eylül 1924 – Atatürk, Samsun’da öğretmenlerle yaptığı konuşmasında; “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlmin ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, sapkınlıktır. Yalnız ,ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişmesini kavramak ve ilerlemelerini zamanında izlemek şarttır. Bin, iki bin, binlerce sene önceki ilim ve fen dilinin çizdiği kuralları, şu kadar bin sene sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak, elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.470)
23 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Samsun’da bazı heyetleri kabulü ve şehrin ihtiyaçları hakkında bilgi alması.
23 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber evinde misafir kaldıkları Şahinzade Remzi Bey’in aile albümüne hatıra olarak yazdıkları: “Samsun’da kaldığımız günler içinde misafir olduğumuz Şahinzade Remzi Bey’in evinde, evin sahibi tarafından gördüğümüz misafirseverliği ve nezaketi özellikle kaydederim.” [Kocatürk]
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün 24 Eylül 1924 tarihinde Amasya’ya ziyareti esnasında şerefine verilen yemekte yaptığı konuşması; “Efendiler! Bundan beş sene evvel buraya geldiğim zaman bu şehir halkı da bütün millet gibi hakiki vaziyeti anlamamışlardı. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar adeta durgun bir halde idi. Ben burada bir çok zevatla beraber Kamil Efendi Hazretleri’yle de görüştüm. Bir cami-i şerifte (Beyazıt) hakikatı halka izah ettiler. Efendi hazretleri halka dediler ki: “Milletin şerefi, haysiyeti, hürriyeti ve istiklali hakikaten tehlikeye düşmüştür. Bu felekatten kurtulmak icap ederse, vatanın son bir ferdine kadar ölmeyi göze almak lazımdır. Padişah olsun, halife olsun isim ve unvanı her ne olursa olsun hiçbir şahıs ve makamın hikmet-i mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane kurtuluş çaresi halkın doğrudan doğruya hakimiyeti eline alması ve iradesini kullanmasıdır.” İşte Efendi Hazretlerinin bu aydınlatıcı vaaz ve nasihatından sonra herkes çalışmaya başladı. Bu münasebetle Müftü Kamil Efendi Hazretleri’ni takdirle yadediyorum. Ve genç Cumhuriyetimiz bu gibi ulema ile iftihar eder.”
24 Eylül 1924 – Mustafa Kemal Amasya’da belediye binasında yaptığı konuşmada milli mücadeleye katkı sağlayan din adamlarından övgüyle söz etti. (Bir ömrün öteki hikayesi, Sinan meydan)
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Erzurum’a gitmek üzere saat 10.00’da otomobille Samsun’dan ayrılışı ve Havza’ya gelişi.
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Havza’da konuşması: “…Havza’ya ve Havzalılara çok borçluyum. Kalbî bağlılığımı ebediyen saklayacak, sizi hiç unutmayacağım. Muhterem Havzalılar! İlk cüreti, ilk cesareti gösteren, ilk örgüt yapan siz oldunuz. İnkılâp ve Cumhuriyet Tarihi’nde kahraman Havza’nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır.”
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber öğleden sonra Havza’dan Amasya’ya hareketi.
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber saat 19.30’da Havza’dan Amasya’ya gelişi ve karşılayıcılara hitaben konuşması: “…Cumhuriyet bayrağı altında birlik, kararlılık ve gayret en esaslı ilkemiz olmalıdır”
24 Eylül 1924 – Atatürk’ün, gece Amasya Belediyesi tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: “Benim için, memleket için, inkılâp için çok mühim günler geçirdiğim bir şehirde bulunuyorum. Milletin varlığını tanımayı alçalma sayanlar, kendilerinin Allah’ın gölgesi olduğunu iddia dalgınlığında, cüretinde, sahtekârlığında bulunanlar, en nihayet bu mukaddes varlığa ilk defa bu şehirde hürmete mecbur edilmişlerdir!” [Kocatürk]
25 Eylül 1924 – Mustafa Kemal Amasya’da yetimler yurdunda (Dar’ül Eytam) ziyarette gördüğü Zehra’yı ( İNAL) evlat edindi. (Benim Ailem, Yrd. Doç. Dr. Ali Güler)
25 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber sabah Amasya’dan hareketle saat 16.00’da Tokat’a gelişi.
26 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Tokat Valiliği’nde ilgililerden şehrin sorunları hakkında bilgi alışı, daha sonra Kolordu Dairesi’ni ziyareti, akşam Tokat Musiki Yurdu tarafından verilen konseri izlemişi.
27 Eylül 1924 – Atatürk’ün, sabah Tokat Belediyesi’ni ziyareti, daha sonra Lâtife Hanımla beraber Tokat’tan hareketle saat 16.30’da Sivas’a gelişi, Sivas Kongresi’nin toplandığı lise salonunda şehir temsilcilerini kabulü, akşam şerefine verilen yemekte teşekkür konuşması.
27 Eylül 1924 – Atatürk Sivas Lisesi’nde.
28 Eylül 1924 – Nasturi isyanı.
28 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtif Hanım’la beraber sabah Sivas’tan hareketle 11.30’da Zara’ya gelişi, bir süre dinlendikten sonra Zara’dan hareketle yolda Hafik’e de uğrayarak saat 18.00’de Suşehri’ne varışı ve geceyi burada geçirişi. [Kocatürk]
29 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber sabah Suşehri’nden hareketle akşam saat 18.00’de Erzincan’a gelişi, Belediye’yi, Vilâyet ve Kolordu Dairelerini, Halk Partisi’ni ziyareti, akşam şereflerine verilen ziyafette konuşması: “Erzincan’ın az zamanda lâyık olduğu ve Cumhuriyet’in kendisinden beklediği derecede ışık ve ilerleme kaynağı olacağına tamamen inanıyorum.”
30 Eylül 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber sabah Erzincan’dan hareketle saat 17.00’de Erzurum’a gelişi, Vilâyet Konağı’nı ziyareti, Cumhuriyet Caddesi’ni hizmete açışı.
30 Eylül 1924 – Atatürk’ün, akşam Erzurum’da şerefine verilen ziyafette konuşması: “Muhterem hemşehrilerim kahraman Erzurumluların bugün hakkımda gösterdikleri samimî, mertçe, sevgi dolu gösterilerden dolayı fevkalâde memnunum. Benim buraya gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana tesadüf etti. Bütün millet, bu çemberin içinden nasıl çıkacağını düşünmekle meşguldü. Memleketin batı bölgesi düşman ayaklarına terk edilmiş ve oradaki halk silâha sarılmış, buranın halkı ise memleketin felâketten kurtulması için ayağa kalkmış bir vaziyette idi. Ben işte böyle bir zamanda Erzurum’a geldim. Burada gördüğüm samimiyet, mertlik, vefakârlık benim, memleketi kurtarmak için her türlü fedakârlığı yapmam hususundaki karar ve kuvvetimi artırmış idi. O zamanki vaziyetimi çok iyi biliyorsunuz. Burada rütbemi, resmî mevkiimi, üniformamı attım ve bütün kâinata ilân ettim ki milletin sinesinde bir ferdim!” [Kocatürk]
30 Eylül 1924 – Milletler Cemiyeti Konseyi, 30 Eylül 1924 tarihli oturumunda 3 üyeli özel bir komisyon kurulmasına karar verdi. Londra’da, Türkiye’de ve Bağdat’ta incelemeler yapan komisyon, 16 Temmuz’da hazırladığı raporu Milletler Cemiyeti Genel Sekreterliği’ne sundu.
1 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Erzurum’da “Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu”nun çalışmalarını denetlemesi ve felâketzedelere harcanmak üzere gerek kendisi gerekse Lâtife Hanım’ın onar bin lira bağışta bulunması.
2 Ekim 1924 – Atatürk, depremde zarar görenlerle birlikte Erzurum Hasankale (Pasinler)’de.
3 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Erzurum’da, deprem felâketzedeleri yararına tertiplenen at yarışlarını izlemesi, daha sonra “Depremden Zarar Görenlere Yardım Komisyonu” toplantısına katılması. [Kocatürk]
4 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Erzurum’dan hareketle saat 18.00’de Sarıkamış’a gelişi ve geceyi burada geçirişi.
4 Ekim 1924 – Atatürk Sarıkamış’ta (Latife Hanım ile birlikte) Erzurum’dan gelmişlerdi. Gece burada kaldılar. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
5 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Sarıkamış’ta Türkocağı’nı, Hükümet Binası’nı ve Belediye’yi ziyareti, heyetleri kabulü, akşam Lâtife Hanım’la beraber Kurtuluş Savaşı ile ilgili bir piyesi seyretmesi.
6 Ekim 1924 – Atatürk ve Latife hanım trenle Sarıkamış’tan Kars’a geldiler. Türk Ocağı binasında kaldılar. Yoğun ilgi ve sevgi vardı. Gündüz etkinliklere katıldılar. Gece müsamere vardı. İcabet ettiler. Müsamere başında öğrenciler “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa” türküsünü seslendirdi. Atatürk, onları dinlerken birkaç kez ayağa kalkıp selamladı. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
6 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber sabah Sarıkamış’tan hareketle öğle vakti Kars’a gelişi, şehirde ziyaret ve tetkikleri, Türkocağı’nda millî oyunları izlemesi, akşam 21.00 ‘de trenle tekrar Sarıkamış’a hareketi.
6 Ekim 1924 – Atatürk Kars Kız İlk Mektebi (İlkokulu)’nde.
7 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Sarıkamış’ta ilgililerle görüşme ve tetkikleri, günün bir bölümünü istirahatle geçirmesi.
7 Ekim 1924 – Sarıkamış’ta akşam, Ordu Komutanı Ali Sait Paşa’nın, evinde Atatürk şerefine ziyafeti. (Bu ziyafet sonrası, yemek salonunun yanındaki hususi dairelerine geçen Atatürk ile Lâtife Hanım arasında -Lâtife Hanım’ın yemekteki yersiz bir davranışı üzerine- tartışma olmuştur). [Kocatürk]
8 Ekim 1924 – Mustafa Kemal Paşa ve Latife Hanım öğleden sonra Sarıkamış’tan Erzurum’a geldiler. Mustafa Kemal Paşa Latife hanımı Salih Bozok’la birlikte Ankara’ya gönderdi. İsmet Paşaya’da iletilmek üzere mektup yazarak Latife Hanımdan boşanacağını bildirdi. Bu mektup da Salih Bozok’a verildi. (Latife Hanım Erzincan’a kadar ağladı. Orada Mustafa Kemal’e bir mektup yazıp bıraktı. Mustafa Kemal Paşa dönüş yolunda bu mektubu okudu ve Salih Bozok’a haber gönderip Kayseri’de kendisini beklemelerini istedi. Kayseri’de buluştular ve Ankara’ya birlikte döndüler. Bu Latife Hanım için son şanstı.) (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
9 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Erzurum’da sabah Muş ve Bitlis’ten gelen heyetleri kabulü.
9 Ekim 1924 – Atatürk Erzurum Lisesi ve Erkek Muallim Mektebi (Öğretmen Okulu)’nde.
9 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Erzurum’dan hareketle depremden zarar gören Hasankale (Pasinler) ve köylerinde incelemelerde bulunması (akşam tekrar Erzurum’a dönüşü).
9 Ekim 1924 – Öğleden sonra Belediye’yi, Komutanlığı, okulları, hastaneleri ziyareti; Lise’de ve Erkek Öğretmen Okulu’nda şereflerine verilen çaylarda öğretmenlerle sohbeti.
9 Ekim 1924 – Atatürk, Erzurum’da, 4. Kolordu Komutanı Ali Sait (Akbaytugan) ile birlikte, şehrin ileri gelenleriyle görüştü.
9 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’ı Ankara’ya götürmek üzere Başyaver Salih (Bozok) Bey’e direktifi, bu direktif üzerine Lâtife Hanım’ın otomobille Erzurum’dan ayrılışı ve Atatürk tarafından uğurlanışı. (Lâtife Hanım, Erzincan’a geldiğinde -oraya bir gün sonra Atatürk’le beraber gelecek olan- Kılıç Ali’ye verilmek üzere Kolordu Komutanı Asım (Gündüz) Paşa’ya bir mektup bırakmıştır. Kılıç Ali’ye verilecek olan bu mektubun içinde ayrıca, kapalı zarf içinde Lâtife Hanım tarafından Atatürk’e yazılmış bir mektup da bulunuyordu. Bu mektup, Atatürk’ün Erzincan’a geldiği 10 Ekim 1925 gecesi Kılıç Ali tarafından kendisine sunulmuştur). [Kocatürk]
10 Ekim 1924 – Atatürk’ün, sabah Ankara’ya dönmek üzere Erzurum’dan ayrılışı.
10 Ekim 1924 – Atatürk’ün, saat 13.00’te Tercan’a gelişi ve öğle yemeğini burada yemesi.
10 Ekim 1924 – Atatürk’ün, akşam Erzincan’a gelişi ve gece Halk Partisi tarafından şerefine verilen ziyafette bulunması.
10 Ekim 1924 – Atatürk’ün, gece, Lâtife Hanım’ı Ankara’ya götürmekte olan Başyaver Salih (Bozok) Bey’e telgrafı: “Kayseri’den ileri geçmeyiniz, orada beni bekleyiniz!” (Erzurum’dan Kayseri’ye gelmiş olan Lâtife Hanım, bu telgraf üzerine, Kayseri’ye 60 km mesafede Sivas yoluna doğru giderek Atatürk’ü karşılamış, beraber Atatürk’ün otomobiliyle Kayseri’ye gelmişlerdir). [Kocatürk]
11 Ekim 1924 – TBMM yeni binasına taşındı; Cumhuriyet Bayramı’nın ilk kutlama töreni burada yapıldı.
11 Ekim 1924 – Atatürk’ün, sabah 11.00’de Erzincan’dan hareketle, akşam geç vakit -o tarihlerde il merkezi olan- Şebinkarahisar’a gelişi ve geceyi burada geçirişi.
11 Ekim 1924 – Türkiye-Çekoslavakya arasında dostluk anlaşması imzalandı.
12 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Şebinkarahisar’da sabah Belediye’yi, Halk Partisi’ni, Türkocağı’nı, Vilayeti, Alay Komutanlığı’nı ziyaretleri, öğleye doğru hareketle saat 20:00’de Sivas’a gelişi.
12 Ekim 1924 – Atatürk Şebinkarahisar Orta Mektebi (Ortaokulu)’nde.
13 Ekim 1924 – Atatürk’ün, sabah Sivas’tan hareketle akşamüzeri Lâtife Hanımla beraber Kayseri’ye gelişi, Belediye’yi ziyareti, gece kaldığı evin önünde toplanan halkı selâmlaması ve onlara seslenişi: “Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya gücü yetecek kadar kuvvetlidir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar!” [Kocatürk]
13 Ekim 1924 – Atatürk’ün Şarkışla İptidai Mektebi (İlkokulu)’ni Ziyareti.
14 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Kayseri’de Vilâyet’i, Komutanlığı, Halk Partisi’ni ve Ticaret Odası’nı ziyareti, yeni yapılan Memleket Hastanesi’ni hizmete açışı, öğleden sonra Kayseri Lisesi’nde şereflerine verilen müsamereyi izlemesi. [Kocatürk]
14 Ekim 1924 – Atatürk Kayseri Lisesinde.
14 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Kayseri Lisesi’nin hatıra defterine yazdıkları: “Kayseri Lisesi’ni müdürüyle, öğretmenleriyle, bütün öğrencisiyle Cumhuriyetin ateşli, feyizli bir ocağı bulduk.”
15 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Kayseri’den hareketle gece Yozgat’a gelişi.
16 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Yozgat’ta Vilâyet’i ve Belediye’yi ziyareti, Vilâyette yapılan toplantıda ilgililerden şehrin sorunları hakkında bilgi alması, Yozgat’ın kazalarında doktor olmadığını, Memleket Hastanesi’nde de yalnız bir operatör bulunduğunu öğrenince söyledikleri: “İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki doktorları, milletin hayat ve sağlığı ile ilgilendirmek çarelerini bulmalıyız!” [Kocatürk]
16 Ekim 1924 – Topkapı Sarayı müze olarak ziyarete açıldı.
17 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Yozgat’tan hareketle saat 17.00’de Kırşehir’e gelişi, Vilâyet’te heyetleri kabulü.
17 Ekim 1924 – Atatürk Kırşehir Yeşilyurt İlk Mektebi (İlkokulu)’nde
17 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Fransız edibi Anatole France’ın ölümü nedeniyle Fransa Cumhurbaşkanı Doumergue’e başsağlığı telgrafı. [Kocatürk]
18 Ekim 1924 – Meclis yeni binasında ilk kez toplandı. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
18 Ekim 1924 – Cumhurbaşkanı Atatürk’ün çağrısı üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin -Musul meselesiyle ilgili olarak- olağanüstü toplanışı. Bu toplantı Meclis’in yeni binasındaki ilk toplantı oldu.
18 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Kırşehir’den hareketle saat 13.00’te Ankara’ya gelişi ve törenle karşılanışı.
19 Ekim 1924 – Atatürk’ün, doğu seyahati izlenimleri hakkında Cumhuriyet gazetesi muhabirine demeci: “…Kesinlikle bir daha gördüm ki, ilerlemeyi, yükselmeyi ve yüzyılın gereklerini seven ve isteyen güzide bir milletimiz vardır. Türk’e olumlu ve iyi bir şey veriniz; bunu reddetmesi ihtimali yoktur. Halkın karanlığı aşmak, refaha ve iyiliğe varmak arzusu elle tutulacak kadar belirgindir. Cumhuriyet’in eli bu arzuyu tutmuştur.” [Kocatürk]
21 Ekim 1924 – Atatürk’ün, İstanbul’da Fransız Hastanesi’nde tedavi görmekte olan büyük Türk düşünürü Ziya Gökalp’e telgrafı: “Rahatsızlığınızdan çok üzüntü ile haberdar oldum. İyileştiğiniz haberi bütün memleketçe beklenmektedir. Süratle iyileşmeniz için Avrupa’da tedavinize ihtiyaç varsa gereken her şeyin yapılmasını üzerime alıyorum.”
21 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Fransa ile Türkiye arasında gerçekleştirilecek hava ulaşımı hakkında Fransa Cumhurbaşkanı Doumergue’e cevap mektubu: “…Memleketlerimizi birbirine bağlayan ilişkilerin daha fazla kuvvetlenmesini görmek hususunda en samimî temennilerimi arz ederim.” [Kocatürk]
22 Ekim 1924 – Ziya Gökalp’ın yakın dostlarından Profesör Halim Sabit ve Doktor M. Zekeriya Beylerin -müşterek imza ile- Atatürk’e telgrafı: “Ölüm yatağında bulunan Ziya Gökalp Bey’e yüksek telgraflarınızı okuduk. Çok duygulandı, içinde minnet okunan ve günlerden beri gülmeyen gözlerinde bir minnet şulesi parıldadı. Bize aynen şu cümleleri yazdırdı: Teşekkürlerimi yazınız. Ölürken, beni hatırladığı için minnettarım. Gazi Paşa ve Lâtife Hanım’a ithaf ederek yazdığım Türk Medeniyeti Tarihi eserimi bastıramadan ölüyorum. Çocuklarıma babalık vazifemi yapamadım. Onları milletime ve Halaskarımıza bırakıyorum’ dedi ve sözünü bitiremedi. O dakikadan beri muntazam söz söyleyemediği için son vasiyeti hükmünde olan bu ifadesini, hakkında gösterilen samimî alâkadan cesaret alarak Halaskarımıza arzı vicdan borcu bildik.” [Kocatürk]
25 Ekim 1924 – Türk milliyetçiliğinin önemli isimlerinden Ziya Gökalp öldü.
26 Ekim 1924 – Bazı komutanların siyaseti seçmeleri nedeniyle bunalım doğdu.
26 Ekim 1924 – Kazım Karabekir Paşa meclise dönmek istediğini belirterek 1nci Ordu Komutanlığı görevinden istifa etti. (Daha öncede Doğu cephesi Komutanı iken istifa etmiş ve meclise gelmiş ama bir süre sonra tekrar askerliğe dönmek isteyince 1nci Ordu Komutanlığına atanmıştı.) (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
26 Ekim 1924 – Atatürk’ün, Ziya Gökalp’ın ölümü üzerine eşi Vecihe Hanım’a başsağlığı telgrafı: “Muhterem eşiniz Ziya Gökalp Bey’in bütün Türk âlemi için pek elim bir kayıp teşkil eden ölümü sebebiyle başsağlığı dileklerimi ve Türk milletinin samimî kalbî teessürlerini sunar ve Türk milleti ve hükümetinin büyük düşünürün ailesi hakkında müşfik hislerini temin ederim efendim.”
26 Ekim 1924 – Lâtife Hanım’ın, Ziya Gökalp’m ölümü üzerine -Lâtife Gazi M. Kemal imzasıyla- eşi Vecihe Hanım’a başsağlığı telgrafı: “Türkiye’nin ilim âlemi için çok kıymetli bir uzuv olan muhterem eşiniz Ziya Gökalp Bey’in kaybı nedeniyle üzüntü ve başsağlığı dileklerimi arz ederim, efendim.”
26 Ekim 1924 – Ziya Gökalp’in eşi Vecihe Hanım’ın, Atatürk’ün gönderdiği başsağlığı telgrafına cevabı: “…Hayatını millete adayan ve bu sebeple onun kurtarıcısı olan zât-ı devletlerine dünyada en ziyade hürmet ve sevgi beslediğini bildiğim merhum eşimin elim kaybı karşısında büyük Türk milletinin ve onun kurtarıcısı Gazimizin gösterdiği üzüntü, bu matemli günlerimizde üzgün kalplerimize teselli veren en büyük kuvvet olmuştur.”
26 Ekim 1924 – Ziya Gökalp’in eşi Vecihe Hanım’ın, Lâtife Hanım’ın gönderdiği başsağlığı telgrafına cevabı: “Eşimin kaybı nedeniyle nihayetsiz acımıza iştirak ettiğinizi bildiren başsağlığı telgrafınız, bizi çok derinden duygulandırmış ve minnettar etmiştir. Teşekkürlerimi arz ederim, efendim.” [Kocatürk]
26 Ekim 1924 – Kazım Karabekir Paşa, Birinci Ordu Müfettişliğinden ayrıldı; artık milletvekili olarak çalışacağını bildirdi.
29 Ekim 1924 – Milletler Cemiyeti Konseyi’nin, Türk – Irak Sınırını, Musul’u, Irak’a Bırakacak Biçimde Saptaması.
29 Ekim 1924 – Milletler Cemiyeti Konseyi’nde Musul’u dışarıda bırakan Irak sınırı geçici olarak tesbit edildi.
29 Ekim 1924 – T.B.M.M. ikinci binasında Cumhuriyetin yıldönümünü kutladı.
29 Ekim 1924 – Brüksel’de olağanüstü bir toplantı yapan Milletler Cemiyeti Meclisi, Türkiye ile Irak arasında “Brüksel Sınırı” denilen geçici bir sınır belirledi. Bu, Musul’u Irak’a bırakan bir sınırdı. 13 Şubat 1925’te Şeyh Sait İsyanı çıktı. Bu isyan Türkiye’nin, Türk-Kürt birlikteliği tezini zayıflattı. Sonuçta Milletler Cemiyeti, 16 Aralık 1925’te Brüksel Hattı’nın kuzeyini Türkiye’ye, güneyini ise Irak’a bıraktı. Türkiye, Milletler Cemiyeti kararından bir gün sonra, 17 Aralık 1925’te SSCB ile bir dostluk ve tarafsızlık anlaşması yaparak tepkisini gösterdi.
30 Ekim 1924 – Atatürk’ün, milletvekili olan komutanlara telgrafı: “Bana olan itimat ve sevginize dayanarak gördüğüm ciddî lüzum üzerine derhal milletvekilliğinden istifa ettiğinizi telgrafla Meclis Başkanlığı’na bildirmenizi teklif ederim. Önemli olan askerî görevinize kayıtsız şartsız kendinizi vermek, sebep olarak kayda değer. Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa Hazretleri aynı lüzuma dayanarak teklifim üzerine istifasını vermiştir.” [Bu telgraf 3. Ordu Müfettişi Cevat (Çobanlı) 1. Kolordu Komutanı İzzettin (Çalışlar), 2. Kolordu Komutan Ali Hikmet (Ayerdem) 3. Kolordu Komutanı Şükrü Naili (Gökberk) 5. Kolordu Komutanı Fahrettin (Altay) ve 7. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşalara çekilmiştir]. [Kocatürk]
30 Ekim 1924 – Mustafa Kemal aynı zamanda milletvekili olan ordu ve kolordu komutanlıklarına bir telgraf gönderip ya askerliği ya milletvekilliğini seçmelerini istedi. (Akl-ı Kemal, c.1, Sinan Meydan)
1 Kasım 1924 – Meclis açış konuşmasında yurt savunmasından söz ederken “Hava Kuvvetlerine Yüce Meclis’in özellikle ilgisini ve dikkatini çekmek isterim” dedi.
1 Kasım 1924 – TBMM Birinci Dönem oturumları Kasım’da başladı. Yasama yılı başlangıç tarihi, Kasım ayı olarak belirlendi. Daha önce 1 Mart idi.
1 Kasım 1924 – Cumhurbaşkanı Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin II. devre II. toplantı yılını açış konuşması: “…Hiç şüphe etmemelidir ki, Anadolu ortasında süratle meydana getirilecek yeni ve bayındır bir Ankara, asırlarca ihmal edilen Türk vatanı için başlı başına bir uygarlık merkezi, Türk Devleti için pek önemli bir dayanak olacaktır!”
3 Kasım 1924 – Atatürk Topkapı sarayının onarılıp, müze olarak açılması için Bakanlar Kurulu kararı çıkarttı. (1931 yılında da Konya Mevlana Dergâh ve Türbesi, tekke ve zaviyelerin kapatılması kanununa istisna yaratılarak, müzeleştirildi. (1935 yılında da Ayasofya Camisi müzeleştirildi.) (1937 yılında ülkenin ilk resim ve heykel müzesi kuruldu. 17 Yılda toplam 25 arkeoloji müzesi açıldı.) (Akl-ı Kemal, C.4, Sinan Meydan)
3 Kasım 1924 – Teyyare Cemiyeti Başkanı Fuat Bey, Diyanet İşleri Başkanı’na yazı gönderip, zekât ve fitrelerin kuruma verilmesini istedi. (Akl-ı Kemal, C.4, Sinan Meydan)
9 Kasım 1924 – Aralarında Rauf Bey (Orbay), Refet Paşa (Bele) ve Dr. Adnan Bey’in (Adıvar) bulunduğu bazı mebuslar Halk Fırkası’ndan istifa etti.
10 Kasım 1924 – “Halk Fırkası”nin, “Cumhuriyet Halk Fırkası” adını alması. Halk Fırkası’ndan istifa eden milletvekillerinin kuracağı partinin adının “Cumhuriyet Fırkası” olacağı haberi üzerine Halk Fırkası’nın adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirildi. Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF), 9 Eylül 1923`te Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisidir. 1927-1946 yılları arasındaki TBMM seçimlerine tek parti olarak katılmıştır. Başlangıçta “Halk Fırkası” olan parti adı 10 Kasım 1924’te “Cumhuriyet Halk Fırkası” olarak değiştirildi. Mayıs 1935’de 4. Kurultayda Cumhuriyet Halk Partisi adı benimsendi. Cumhuriyet Halk Fırkası’nın kökleri Sivas Kongresi’ne dayanır. 4-11 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi’nde, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde işgale direnmek amacıyla kurulan müdafaa-yı hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.
12 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da akşama doğru eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’yı kabulü.
12 Kasım 1924 – Atatürk’ün, İstanbul Darülfünunu profesörlerinden Fuat (Köprülü), Ali Nihat (Tarlan) Beyleri ve diğer bazı öğretim üyelerini kabulü.
12 Kasım 1924 – Atatürk’ün, akşamüzeri Başbakan İsmet (İnönü) Paşa’ya daha sonra rahatsız bulunan Sağlık Bakanı Refik (Saydam) Bey’i evlerinde ziyareti.
13 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Milli Eğitim Bakanı Vasıf (Çınar) Bey’i Keçiören’deki evinde ziyareti.
14 Kasım 1924 – Londra’da yayınlanan Kurtuluş savaşı karşıtı ‘Times’ gazetesi 14 Kasım’da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını, Mustafa Kemal’in attığı her adımı eleştirdiği için kutluyor ve Türkiye’deki İngiliz çıkarlarının korunması umutlarını bu partinin başarısına bağlıyordu. (Türkiye üzerine notlar, Metin Aydoğan)
17 Kasım 1924 – Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulması. (1925 yılının Haziran ayının başında, Bakanlar Kurulu kararı ile feshedilmiştir.)
17 Kasım 1924 – Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, eski ittihatçılar, saltanat ve halife yanlıları tarafından, Kazım Karabekir başkanlığında kuruldu. Muhalifler bu partiyi muhalefetten ziyade bölücülük maksatlı kullandı. Şeyh Sait ayaklanmasına sebep oldu. Bu nedenle ülke bütünlüğünü temine tehdit oluşturduğu kanaatiyle tehlikeli bulunup 3 Haziran 1925 tarihinde kapatıldı. (Atatürk ve siyaset, Cevat Şenol)
17 Kasım 1924 – Başkanlığını Kazım Karabekir Paşa’nın, genel sekreterliğini Ali Fuat Paşa’nın (Cebesoy) yaptığı, yönetim kurulunda Mersin mebusu Besim Bey, Trabzon mebusu Muhtar Bey, Erzurum mebusu Rüştü Paşa, Bursa mebusu Necati Bey, Ordu mebusu Faik Bey ile Dr. Adnan Bey gibi isimlerin bulunduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu.
17 Kasım 1924 – Yeni parti, Meclisin ikinci döneminde Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan ayrılan milletvekillerinin katılması ile Meclis içinde kuruldu. Fırka’nın başkanı General Kazım Karabekir, İkinci Başkanı H.Rauf Orbay (eski başbakan) ve genel sekreteri de Ali Fuat Cebesoy’du.
17 Kasım 1924 – Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin kuruluşu. Başlıca kurucuları: Kâzım Karabekir, Ali Fuat (Cebesoy), Rauf (Orbay), Adnan (Adıvar), Refet (Bele) vb. Partinin Genel Başkanlığını Kâzım Karabekir, Genel Sekreterliği’ni Ali Fuat (Cebesoy) üslenmiştir. (Terakkiperver Cumhuriyet Partisi, 3 Haziran 1925’te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılmıştır). [Kocatürk]
17 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da İran Elçisi Mirza Sadek Tababai’nin güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin söylevine cevap konuşması.
20 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Çankaya’da Avusturya Elçisi August’un güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin söylevine cevap konuşması.
21 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Cumhuriyet Halk Partisi Grup idare Heyeti’nin gizli toplantısında konuşması: “…Biz, büyük bir inkılâp yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Birçok eski müesseseleri yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lâzım. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için, sert tedbirlere müracaat edilmiştir. Bize gelince, inkılâbı koruyacak tedbirlere daha çok muhtacız.” [Kocatürk]
21 Kasım 1924 İsmet (İnönü) Paşa, Başbakanlıktan çekildi. (22 Kasım’da Fethi (Okyar) Bey Başbakan oldu. 2 Mart 1925’e değin Başbakanlıkta kaldı.)
21 Kasım 1924 – İsmet İnönü Başbakanlığı bıraktı. Bu göreve Fethi Okyar atandı. Hükümet kuruldu. Meclis başkanlığına Kazım Özalp seçildi. (Cumhuriyet, Turgut Özakman)
22 Kasım 1924 – Mustafa Kemal’in CHP grubunda konuşması; “…biz büyük bir inkılap yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük…”(Bir ömrün öteki hikayesi, Sinan meydan)
22 Kasım 1924 – İstifa eden İsmet Paşa’nın yerine Fethi Bey (Okyar) başbakanlığa getirildi. Fethi Bey’in kabinesi güven oyu aldı.
22 Kasım 1924 – Fethi (Okyar) Bey’in Başbakanlığa atanması ve kabine kuruşu (2 Mart 1925’de istifa etmiştir).
22 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Başbakanlıktan istifa eden İsmet Paşa’ya yazısı: “…Gerek sizin ve gerek başkanlığını yaptığınız Bakanlar Kurulu’nun vatan ve milletin kurtuluş ve mutluluğunu üstlenen hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunar ve zât-ı devletlerine sağlık ve esenlik temenni ederim.”
24 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber, İsmet (İnönü) ailesini ziyaret ederek İnönü’nün kayınvaldesinin ölümü nedeniyle başsağlığı dileklerini iletmeleri.
25 Kasım 1924 – Kazım Paşa (Özalp) TBMM başkanı seçildi.
25 Kasım 1924 – Atatürk’ün, Le Matin gazetesi yazarı Madam Titaniya’ya Türkiye-Fransa ilişkileri ve hilâfetin kaldırılması hakkında demeci: “…Hilâfet, mazinin bir rüyası olup zamanımızda yeri yoktu!” [Kocatürk]
26 Kasım 1924 – Kazım Özalp TBMM’nin 3. başkanı seçildi. Görevini 1 Mart 1935’e kadar sürdürdü.
27 Kasım 1924 – 17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın başkanlığına Kâzım Karabekir Paşa seçildi. (Terakkiperver Cumhuriyet Partisi, 3 Haziran 1925’te Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılmıştır).
1 Aralık 1924 – Türkiye ile Estonya arasında dostluk anlaşması imzalandı.
11 Aralık 1924 – Atatürk’ün, “Times” gazetesi İstanbul muhabirinin, siyasî partiler hakkında yazılı sorularına cevabı: “…Millî egemenlik esasına dayanan ve bilhassa cumhuriyet idaresine sahip bulunan memleketlerde siyasî partilerin mevcudiyeti tabiîdir. Türkiye Cumhuriyeti’nde de, birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüphe yoktur.” [Kocatürk]
20 Aralık 1924 “Kırkkilise İsminin Kırklareli’ye Çevrilmesi Hakkında Kanun” T.B.M.M.’nde kabul edildi.
29 Aralık 1924 T.B.M.M.’nde “Bahriye Vekaleti Teşkili Hakkında Kanun” kabul edildi.
Bu memleket tarihte Türk’tü, şimdi de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923, Adana) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Not: Lütfen varsa hata ve noksanları yorum yaparak bildiriniz.