1923 yılında Atatürk

Atatürk takvimi

1923 : YAŞASIN CUMHURİYET.


1 Ocak 1923 – Claude Farrere’in, Atatürk’e telgrafı: “Lâkin, zât-ı devletinizin şurasını bilmelerini arzu ederim ki bütün Fransız milletinin kalbi, tıpkı benim kalbim gibi sizinle beraberdir. Bütün kalbimle ve bütün sadakat ve samimiyetimle zât-ı devletinize bağlıyım Paşa Hazretleri.” [Kocatürk]

4 Ocak 1923 – Sefir İbrahim Abilov, 4 Ocak 1923 günü (Cuma) Cebeci’deki Azerbaycan elçiliğinde yılbaşı ziyafeti verdi. Mustafa kemal yemekte “Evleneceğini” açıkladı.

4 Ocak 1923 – Atatürk’ün, gece Azerbaycan Elçiliğinde verilen ziyafeti şereflendirmesi ve arkadaşlarıyla sohbet esnasında -yakında evleneceğini ifade ederek- söyledikleri: “Ben, sadece evlenmek için evlenmek istemiyorum. Vatanımızda yeni bir aile hayatı yaratmak için önce kendim örnek olmalıyım. Kadın öyle umacı gibi kalır mı?” [Kocatürk]

4 Ocak 1923 – Atatürk’ün, kendisine Adana’dan imzasız bir mektupla küçük boyda bir Kuran gönderilişi nedeniyle Hâkimiyet-i Milli­ye gazetesi aracılığıyla teşekkürü: “Bence kıymetini takdire imkân olmayan bu hediyeyi en derin ve hürmetkar din duygularımla muhafaza edeceğim.”

10 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Ankara Hacıbayram Mahallesi muhtar seçimi münasebetiyle Ankara hemşehrisi olarak oyunu kullanması ve demeci: “…Diyorsunuz ki istibdat fikri ve gericilik bir daha yer bulamayacaktır. Ben de aynı görüşteyim. Bunu sizin gibi gençlerden işitmek şeref vericidir.”

13 Ocak 1923 – Gazi’nin Orduyu teftişe çıkması ve kuracağı fırka hakkında halk ile temasa geçmesi.

13 Ocak 1923 – Hariciye Vekili Rauf Bey (Orbay) Büyük Millet Meclisi’nde Lozan’da sürdürülen görüşmeler hakkında hükümetin görüşlerini açıkladı.

13 Ocak 1923 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e telgrafı: “Nişanlanmak müjdeniz beni mesut etti. Allah’ın izniyle mesut olacaksın. Hem seni, hem bizi tebrik ederim.”

14 Ocak 1923 – Mustafa Kemal Paşa’nın annesi Zübeyde Hanım’ın 66 yaşında İzmir’de vefatı. Zübeyde hanım, 18 Aralık 1922 tarihinde geldiği İzmir’de 14 Ocak 1923 tarihinde vefat etti.

14-20 Şubat 1923 Mustafa Kemal, Batı Anadolu gezisine çıktı.

14 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Batı Anadolu’da bir inceleme seyahati için 18.45’te Ankara’dan Eskişehir’e hareketi. Atatürk’ün, Ankara’dan ayrılırken İleri gazetesi başyazarı Celâl Nuri Bey’e demeci: “…Ben öyle bir parti kurulmasını düşünüyorum ki, parti milletin bütün sınıflarının refah ve mutluluğunu temine yönelmiş bir programa sahip olsun. Milletimizin şartları buna müsaittir.”

15 Ocak 1923 – Zübeyde hanımın na’şının İzmir Karşıyaka Ferik Hacı Osman paşa Cami bahçesine defnedilmesi.

15 Ocak 1923 – Atatürk yaveri Muzaffer (Kılıç) ile birlikte Eskişehir’de.

15 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Eskişehir’e gelişi ve Mutasarrıflık Dairesi’nde halkla konuşması: “…Biz bütün milletçe, Hükûmet’çe ve Meclis’çe samimî surette barışa taraftarız. Gerçekten, barış hem kendi menfaatimiz hem de cihanın menfaati yararınadır.” [Kocatürk]

15 Ocak 1923 – Atatürk’ün, annesi Zübeyde Hanım’ın ölümünü bildiren Başyaver Salih (Bozok) Bey’e telgrafı: “Verdiğiniz elim haber, beni çok müteessir etti. Merhumenin uygun bir şekilde cenaze törenini yaptırınız. Cenab-ı Hak, millete hayat ve selâmet versin.”

15 Ocak 1923 – Eskişehir’de mutasarrıf, orman, maarif, baytar müdürleri ve Eskişehir mebusu ile bir araya geldi. Atatürk, düşman tahribatı, tarım ve ekonomi, Eskişehir ormanları, eğitim, yollar, basın, adliye, Lozan Konferansı, yeni hükümet şekli, Osmanlı padişahlarının siyaseti, 1921 Anayasası, I. Dünya Savaşı, Meclis, İslam tarihinde halifelik gibi çok farklı konuda açıklamalar yaptı.

15 Ocak 1923 – Atatürk, 15 Ocak 1923’te Eskişehir’de gazetecilerle ve halka yaptığı görüşmede de Ankara Ahi Cumhuriyeti’nden şöyle söz etmişti: “Selçukluların yıkılmasından sonra Anadolu’da küçük değişik yönetimler yanında yalnız Ankara’da bir cumhuriyet yönetimine rastlıyoruz”. (Arı İnan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları, s. 30,31) (ANKARA AHİ CUMHURİYETİ; Atatürk’ün cumhuriyet düşüncesinin yerli- milli kökleri de vardı. Atatürk kendi ifadeleriyle Ankara Ahi Cumhuriyeti’nden (1290-1354 yılları arasında Ankara’da kurulduğu iddia edilen devlet) esinlendiğini şöyle ifade etmişti: “… Ben Ankara’yı coğrafya kitabından ziyade tarihten öğrendim ve cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Hakikaten Selçuki idaresinin bölünmesi üzerine Anadolu’da kurulan küçük hükümetlerin isimlerini okurken bir Ankara Cumhuriyeti’ni görmüştüm. Tarih sayfalarının bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya ilk defa geldiğim o gün gördüm ki aradan geçen asırlara rağmen Ankara’da hâlâ o cumhuriyet kabiliyeti devam ediyor…”

16/17 Ocak 1923 – Atatürk, Eskişehir’den İzmit’e geçti. 16/17 Ocak 1923’te İzmit’te İstanbul gazetecileriyle bir basın toplantısı yaptı. Bu, Atatürk’ün ilk basın toplantısıydı. 16 Ocak 1923 Salı günü, İzmit Kasrı’nın alt katındaki büyük salonda uzun bir masa hazırlanmıştı. Masanın etrafında İstanbul’dan gelen başyazarlar, muhabirler ile İstanbul Milletvekili Dr. Adnan (Adıvar) ve eşi Halide Edip (Adıvar) ve işgal yıllarında Ankara Hükümeti’nin İstanbul’daki temsilcisi Hilaliahmer (Kızılay) Başkanı Hamit Bey hazır bulunuyordu. Ayrıca Atatürk’ün konuşmalarını kaydetmek için Meclis’in dört katibi de oradaydı.

16 Ocak 1923 – Atatürk Bilecik’te. (Vezirhan, Osmaneli)

16 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmit’e gelişi.

16 Ocak 1923 – Mustafa Kemal İzmit’te yaptığı basın toplantısında “İnkılâbın kanunu mevcut kanunların üstündedir” dedi.

16 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Arifiye’ye gelişi ve konuşması: “…Tarihimiz birçok parlak zaferler kaydeder. Fakat, zaferle beraber her şey bırakılmış ve semerelerini toplamayı ecdadımız ihmal etmiştir.”

16 Ocak 1923 – TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Bilecik Osmaneli İstasyonu’nda bir öğrencinin okuduğu şiiri dinledi.

16 Ocak 1923 (16-17) – Atatürk’ün, İzmit’te İstanbul gazetecileriyle basın toplantısı: “…Aydınlar gidecekleri muhitlerde başlı başına bir âlem yaratabilirler. Memleketin yalnız bir yerinde değil, beş on yerinde birer bilim merkezi, ışık merkezi, kültür merkezi yapmalıyız, millet bahtiyar olsun. …Bu Devletin halife ile alâka ve münasebeti yotur. …Halkı kendi halinde terk edersek bir adım ileri atamayız. …İnkılâbın kanunu, mevcut kanunların üstündedir. …Dış siyasetin dayanağı, kuvvetli bir iç siyasettir.”

16-17 Ocak 1923 – Mustafa kemal, İzmit kasrında İstanbullu gazetecilerle buluştu. (Lozan, Kürt meselesi, Musul’u anlattı.) (Mustafa Kemal’in tek basın bilgilendirme toplantısı buydu. Sabah 09.30’da başladı. 2 gün boyunca sürdü.)

17 Ocak 1923 – Atatürk Halide Edip Adıvar hanımefendi ile Gebze, İzmit’te.

17 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmit’te çeşitli heyetleri kabulü.

17 Ocak 1923 – Atatürk’ün, öğle yemeğini Hereke’de yemesi; Yarımca köyü halkının ricası üzerine Yarımca hemşeriliğini kabulü.

17 Ocak 1923 – Atatürk’ün, annesinin ölümü üzerine başsağlığı dileklerini ileten kişi ve kuruluşlara -Anadolu Ajansı aracılığıyla- açık teşekkürü. Mesajı ertesi gün gazetelerde de yayınlandı.

17 Ocak 1923 – Atatürk’ün, annesinin ölümü nedeniyle Halife Abdülmecit Efendi’nin başsağlığı telgrafına cevabı.

18 Ocak 1923 – Gazi’nin İzmit’te devletin müstakbel faaliyetine dair halka beyanatı. Atatürk’ün, İzmit’te “Anadolu Sineması” salonunda halkla sohbeti: “…Bütün millet emin ve müsterih olsun ki, inkılâbı yapanlar menfi kuvvetleri çıktığı noktalarda imha edecek kudret ve kabiliyet ve tedbire sahiptirler.”

18 Ocak 1923 – Mustafa kemal, İzmit’te Anadolu sinemasında halka 7,5 saat konuştu.

18 Ocak 1923 – Atatürk’ün, I. Ordu Komutanı Nurettin Paşa ile beraber Yarımca ve Hereke’deki (İzmit) ordu birliklerini denetlemesi.

19 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Çerkeşli, Tavşancıl, Gebze yöresindeki ordu birliklerini denetlemesi ve tatbikatı izlemesi.

19 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmit’ten Bilecik’e gelişi.

19 Ocak 1923 – Mustafa Kemal’in halası Emine ve kardeşi Makbule’nin Mustafa Kemal’i İstanbul’dan İzmit’e gelerek ziyaret etmeleri ve başsağlığı dilemeleri.

19 Ocak 1923 – Atatürk’ün, annesinin ölümü nedeniyle başsağlığı dileklerini ileten Lâtife Hanım’a telgrafı: “Acıma bütün kalbinizle iştirak edeceğinize tamamen eminim. Annemin son saatlerini, sizin şefkatli bakım ve dikkatiniz altında geçirmiş olması cidden beni avutuyor. Çok teşekkür ederim.”

20 Ocak 1923 – Atatürk’ün, saat 15.00’te Bilecik’ten Bursa’ya gelişi, şehirde ziyaretleri, Bursa Belediyesi’nin Çekirge’deki bir köşkü kendilerine armağan edişi. (Bursa’da 4 gün kaldı.)

20 Ocak 1923 – Mustafa Kemal, Bursa’da kaplıcaları gezdi.

20 Ocak 1923 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e, annesi Zübeyde Hanım’ın ölümü sebebiyle kendisi ve delege arkadaşları adına başsağlığı telgrafı.

20 Ocak 1923 – Ahmet Emin (Yalman), 20 Ocak 1923’te Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde “Hedefe Mutlaka Varılacaktır” başlıklı yazısında şöyle diyecekti: “Mustafa Kemal Paşa bizimle, toplam 12 saat konuştu. Bize karşı, ‘Ben milli meseleler hakkında söz söylemek hakkına sizlerden bin defa fazla sahibim; benim sözlerimi hiç sorgulamadan doğrudan doğruya kabul ediniz’ der gibi bir tavır takınmadı. Mustafa Kemal Paşa, Büyük Millet Meclisi’nin Reisi ve Türkiye’nin kurtarıcı kurucusu olduğunu bize unutturmayı başardı…”

21 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Bursa Lisesi öğretmenlerinin, şerefine verdiği çayda öğretmenlerle görüşmesi.

22 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Bursa’da “Şark Sineması” salonunda halkla konuşması: “…İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.” Mustafa kemal, Bursa Şark sinemasında halka hitaben 6 saat konuştu.

22 Ocak 1923 – Askerlikten firar edenlerin tüm tedbirlere rağmen Elcezire Bölgesinde önlenememesi üzerine, 22 Ocak 1923’te 335 numaralı Meclis Kararı ile merkezi Diyarbekir’de bulunmak, sahası Elcezire cephesi mıntıkası olmak ve sırf askerlikten firar edenler ile ilgili davalara bakmak üzere yeni bir İstiklal Mahkemesi kuruldu. Söz konusu mahkeme 9 Mart 1923’ten 11 Mayıs 1923’e kadar iki ay süreyle çalıştı.

22 Ocak 1923 – Atatürk’ün, annesinin ölümü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başsağlığı dileklerini ileten Meclis II. Başkanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’ya cevabı: “…Cenab-ı Hak, büyük validemiz vatanı gerçek kurtuluş ve refaha ulaştırmaya ve milletin bağımsızlık ve egemenliğini sağlamlaştırmaya çalışan Meclisimizi tarihî çalışmalarında başarılı kılsın!” [Kocatürk]

23 Ocak 1923 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e, Konferansla Musul konusundaki görüşmeleri bildiren telgrafı.

23 Ocak 1923 – Atatürk, Bursa Sultanîsi’nde Muallimler (Erkek Lisesi’nde Öğretmenler) tarafından verilen çay ziyafetinde.

23 Ocak 1923 – Atatürk Amerikan milletine beyannamesinin sonunda, “Silahsızlanma ve sürekli barış, ancak ve ancak büyük devletlerin devlet adamlarının ve küçük bütün milletlerin bağımsızlık ve gelişme haklarına eşit suretle sahip olduklarını kabul etmeyi öğrendikleri zaman mümkün olacaktır.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.539)

24 Ocak 1923 – Atatürk’ün, sabah, İzmir’e gitmek üzere Bursa’dan ayrılışı.

25 Ocak 1923 – Mustafa Kemal, Alaşehir’de törenle karşılandı, halka hitap etti. Atatürk’ün, Hükümet Alanı’nda konuşması: “…Arkadaşlar! Bundan sonra pek önemli zaferlere kavuşacağız. Fakat bu zafer süngü zaferleri değil, ekonomi, bilim ve kültür zaferleri olacaktır.”

26 Ocak 1923 – Atatürk’ün,  Salihli’ye gelişi ve istasyonda halka hitabı: “…Bundan sonra memleketimizi kesin kurtuluşa kavuşturmak için pek kuvvetli ve esaslı tedbirler almak gerekir. Bu tedbirlerin en önemlisi ve en birincisi bilim ve kültürdür.” [Kocatürk]

26 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Turgutlu istasyonunda halka hitabı: “Memleket ve milletin iyiliği için çalışanlar, milletin yardım ve itimadından emin bulunmazlarsa elbette kalp kuvveti ile çalışamazlar.”

26 Ocak 1923 – Atatürk, Manisa Turgutlu’da, bir İran’lının Farsça söylediği nutku dinledi.

26 Ocak 1923 – Atatürk’ün, akşam saatlerinde Manisa’ya gelişi ve konuşması: “…Bizim kuvvetimiz, milletin güven ve itimadıdır.”

26 Ocak 1923 – Atatürk’ün beraberinde Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir paşalar ile birlikte, Manisa’dan Menemen’e gelişi, istasyonda karşılanışını takiben İzmir’e hareketi.

26 Ocak 1923 Manisa’ya ayak bastığı gün ihtiyar bir Türk kadınının “Ahdim var Paşa” diyerek elini öpmesi

27 Ocak 1923     Mustafa Kemal’in İzmir’e gidişi, annesinin mezarını (Karşıyaka) ziyaret etmesi.

27 Ocak 1923 – Atatürk’ün, sabah Karşıyaka istasyonunda trenden inerek annesinin mezarını ziyareti ve konuşması: “…Burada yatan annem, zulmün, zorun bütün milleti felâket uçurumuna götüren bir keyfî idarenin kurbanı olmuştur. …Bu kadar kan dökerek milletin elde ettiği egemenliğin korunması ve savunulması için gerekirse valdemin yanına gitmekte asla tereddüt etmeyeceğim. Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun!” (Atatürk, annesinin mezarını ziyaretten sonra Karşıyaka istasyonundan tekrar trene binerek saat 13.00’de Basmane’ye gelmiş ve coşkun bir şekilde karşılanmıştır). [Kocatürk]

27 Ocak 1923 – Atatürk’ün, Karşıyaka istasyonunda Lâtife Hanım’ın babası Muammer Bey’le -ilk defa- tanışması. Salih (Bozok) hatıralarında, bu olayı şu şekilde anlatmaktadır: “…İzmir’e gelirlerken Karşıyaka’da Atatürk’ü karşıladık. Beni kompartımanlarına yalnız olarak kabul buyurdular ve şu emri verdiler: ‘Ben Lâtife Hanımla evlenmeye karar verdim. Şimdi babası burada ise kendisini bu kararımdan haberdar edersin ve hiç kimseye bir şey söylememesini de ilâve edersin! Paşa, o güne kadar Muammer Bey’i görmediğinden tanımıyordu. Paşa’nın emirleri gereğince hareket ettim. Muammer Bey’e, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kayınpederi olacaklarını söylediğim zaman boynuma sarıldılar ve içini çekerek beni kokladılar. Biraz sonra Paşa Hazretleri de vagonlarından inerek Muammer Bey’le tanıştılar. [Kocatürk]

27 Ocak 1923 – Atatürk’ün saat 13.00’de Basmane istasyonuna gelişi, da­ha sonra İzmir Valiliğini ziyareti, öğleden sonra Gözte­pe’de Uşakîzade Muammer Bey’in köşküne gidişi.

27 Ocak 1923 – Mustafa Kemal İzmir hükümet konağında yaptığı konuşmada; “ Efendiler, NAMUS CEPHESİ hiçbir zaman yıkılmaz, yenilemez. Bundan dolayı o cephe yıkılmamış, mağlup edilememiştir.”

27 Ocak 1923 – Atatürk’ün, akşam, Şehir Belediyesi tarafından izmir Hükü­met Konağı’nda şerefine tertiplenen ziyafette konuşması: “…Bütün bu başarı, yalnız benim eserim değildir ve ola­maz. Bütün başarı, bütün milletin karar ve imanı ile çalış­masını birleştirmesi neticesidir; kahraman milletimizin ve güzide ordumuzun kazandığı başarı ve zaferdir.”

27 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de, Bulgaristan’ın Edime Başkonsolusu T. Markov’u kabulü ve Türk-Bulgar ilişkileri hakkında görüşmesi (Ertesi günü bir görüşme daha yapılmıştır). [Kocatürk]

29 Ocak 1923 – Mustafa Kemal’in Latife hanımla evlenmeden hemen önce tanzim edilen evlilik ilmühaberi.

29 Ocak 1923 – Mustafa Kemal, Latife Hanım ile evlendi. Atatürk, İzmir’de Lâtife (Uşaklıgil) Hanım’la evlendi. (5 Ağustos 1925’te ayrılmıştır.)Nikâh, Muammer Bey’in Göztepe’deki köşkünde yapılmış, sonra Anadolu Ajansı ile duyurulmuştur. Nikâhta Atatürk’ün şahitliğini Fevzi (Çakmak) ve Kâzım Karabekir, Lâtife Hanım’ın şahitliğini ise İzmir Valisi Abdülhalik (Renda) ve Salih (Bozok) yapmışlardır.  İzmir’in tanınmış iş adamlarından Uşakîzade Muammer Bey’in kızı olan Lâtife Hanım, 1898 yılında İzmir’de doğmuştu, İstanbul Amerikan Kolejini bitirdikten sonra bir yıl Londra’da kalmış, birkaç yılda Paris’te kalarak Hukuk Fakültesi’ne devam etmişti, İzmir’in işgalinden bir süre sonra, Yunanlılar tarafından baskı ve kontrol altında tutulan babası Muammer Bey, ailesiyle beraber Fransa’ya gitmişti. Lâtife Hanım, 1921 yılı sonbaharında, yalnız olarak İzmir’e döndü. 11 Eylül 1922’de Atatürk’le tanıştı ve bu tanışma 29 Ocak 1923’te evlilikle sonuçlandı. 2.5 yıllık bir evlilikten sonra 5 Ağustos 1925’te Atatürk’le ayrıldılar. Lâtife Hanım, bu ayrılıktan sonra bir süre İzmir’de yaşadı; daha sonra İstanbul’a yerleşti ve 12 Temmuz 1975’te burada öldü. [Kocatürk]

29 Ocak 1923 – MUSTAFA KEMAL-LATİFE HANIM EVLİLİĞİ. Türk Ordusunun İzmir’e girişinin ikinci günü Başkumandan Mustafa Kemal’in şehre geldiğini duydu. (11 Eylül 1922). Bunun üzerine Latife Hanım Kumandanlık karargahına giderek Atatürk’ten güvenlik gerekçesiyle Göztepe’deki konaklarında kalmasını istedi. Atatürk bu çağrıyı memnunlukla karşıladı. Bu tanışma taraflar arasında devamlı haberleşmenin başlangıcı oldu. Mustafa Kemal 1923’te annesinin ölümü dolayısıyla gittiği İzmir’de Latife hanımla evlendi (29 Ocak 1923). 1925 yazında Doğu Anadolu gezisinde aralarında geçen tatsız bir tartışmadan sonra 5 Ağustos 1925 tarihinde boşandılar. Öldüğü 1976 yılına kadar İzmir’de ve İstanbul’da yaşayan Latife Hanım, tüm ısrarlara rağmen anılarını anlatmamıştır. NTV

29 Ocak 1923 – Mustafa Kemal’in Latife hanımla nikâhı. Nikah saat 17.00’de 40 davetli önünde kıyıldı. Evlenme akdinde Merkez kadısı Ömer Fevzi İbni Hüseyin’in imzası vardı. (Mustafa Kemal 41, latife hanım 24 yaşındaydı.)

30 Ocak 1923 – Lozan Konferansı’nda Yunan ve Türk halklarının mübadelesine ilişkin 19 maddelik sözleşme ve protokol imzalandı. Buna göre, Anadolu Türk topraklarında yaşayan Türk uyruklu Rum Ortodokslar ile Yunan topraklarında yaşayan Yunan uyruklu Müslüman halk zorunlu olarak ahali mübadelesine (nüfus değişimine) tabi tutulacaktır.  (Lausanne’de, “Sivil Mevkufinin İadesiyle Harb Esirlerinin Mübadelesine Dair Türk-Yunan İtilafnamesi” imzalandı.)

30 Ocak 1923 – Türk ve Yunan tarafları arasında Türk ve Rum nüfus mübadelesine dair sözleşme ve protokol imzalandı. (TBMM 23 Ağustos 1923 tarihinde onayladı, aynı gün yürürlüğe girdi.) (Sözleşmeye göre İstanbul Rum ahalisi ile Batı Trakya Türk ahalisi dışında kalan, Türkiye arazisine yerleşmiş Rum Ortodoks dininde bulunan Türkiye tebası ile Yunan arazisinde yerleşmiş Müslüman olan Türk asıllı tebanın 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren zorunlu mübadelesine başlanması kararlaştırıldı.) (30 Ekim 1918’den önce kanunen buralarda yaşayanlar muaf tutulacaktı.) Bu yerli halk konusunda taraflar anlaşamadı, milletler cemiyeti de sorunu çözemedi.

30 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de Anadolu, Ahenk, Sadayihak, Şark ve Yeni Turan gazeteleri başyazarlarını kabulü ve görüşmesi: “…Türkiye, tam bağımsızlığını temin edecek bir barış ister. …Muhtaç olduğumuz hayatî gerekleri ve bağımsızlığı temin edinceye kadar başladığımız işte devam olunacaktır. Milletin ciddî kararı budur.”

30 Ocak 1923 – Atatürk’ün, İzmir basın mensuplarına Lozan Barış Konferansı hakkında demeci: “…Harbi devam ettirmek sorumluluğundan çekinmezlerse bilmelidirler ki, hükümetimiz vatan ve millete karşı üstlendiği vazifeyi iyi yapabilmek için başvurmaya mecbur olduğu tedbirleri düşünmekten ve almaktan bir an geri kalmamıştır.” [Kocatürk]

30 Ocak 1923 – Atatürk, İzmir’de Şark gazetesine verdiği demeçte ( Lozan görüşmelerinin devamına dair); “Senelerden beri milletin bu kadar kan dökerek sonsuz fedakârlıklarla gerçekleştirmeye çalıştığı tam bağımsızlığı ihlal eder görülüyor. Kesinti muhtemeldir.” diyordu. (Nitekim 4 Şubat 1923 tarihinde görüşmeler kesildi.) (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.129.)

30 Ocak 1923 – Vakit gazetesinde “İzmir’de pek kutlu bir evlenme” başlığıyla Mustafa Kemal Paşa’nın nikâh haberi yayınlandı. Latife hanımın meziyetleri duyuruldu.

31 Ocak 1923 – Mustafa Kemal Atatürk, İzmir’de; “Bugünün icaplarından biri kadınlarımızın her bakımdan yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız da âlim olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim derecelerinden geçecekler ve sonra kadınlar erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı olacaklardır.”

31 Ocak 1923 – İzmir’de halka konuşmasında Atatürk; “Bizim dinimiz en makul ve en tabii dindir ki ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme, mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.484)

31 Ocak 1923 – Atatürk İzmir’de halkla konuşmasında; “Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman tam bağımsızlık istiyoruz dediğimizi herkesin bilmesi lazımdır. Barışın anlamı budur. Bunu istemeye hakkımız ve gücümüz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağı görülerek ölmektense şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutarız.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.497)

1 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Anadolu gazetesi muhabirine barış hakkında demeci: “…Müttefiklerin, Türkiye’nin ve halkımızın varlığı ve gelişmesi için kesin şekilde gerekli olan şartları henüz kabul edip onaylayacak bir zihniyete gelmedikleri anlaşılıyor!”

2 Şubat 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de, eski Gümrük Binası’nda yapılan toplantıda çeşitli konular ve Lozan görüşmeleri hakkında konuşması: “…Biz, ‘barış istiyoruz!’ dediğimiz zaman, ‘tam bağımsızlık istiyoruz!’ dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır.”

2 Şubat 1923 – Mustafa kemal ve Latife hanım İzmir gümrük binasında düzenlenen toplantıya birlikte katıldılar.

2 Şubat 1923 – Atatürk İzmir’de halka seslenirken; “Arkadaşlar! Sizi temin ederim ki hiç korkmayınız. Kesin olarak arz ediyorum ki bu millet İngiltere’den korkmaz efendiler!” (Bu konuşmayı yaparken dahi İstanbul’da İngiliz donanması demirlemiş vaziyetteydi.) (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.152.)

2 Şubat 1923 – Atatürk İzmir’de halka seslenirken; “Kabul etmek lazımdır ki asıl kurtuluşa ulaşmak, mücadeleyi tatil etmekle değil, ilelebet mücadeleyi devam ettirmekle mümkün olacaktır.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.454)

2 Şubat 1923 – Atatürk İzmir’de halka seslenirken; “kalkınma için yapılması gereken şeylerin çok olduğu anlaşılıyor. Yol yapacağız, demiryolları, limanlar yapacağız. Sonra tamamen çağdaş ve bilimsel araçlar kullanarak tarımımızı yükselteceğiz. Sonra sanatkârlarımızı yetiştireceğiz ve onların sanat eserlerinden yararlanacağız. Çok miktarda dünya ile rekabete girebilecek tarzda hareket edeceğiz. Bu da fabrikalarla olacaktır.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.459)

3 Şubat 1923 – Gazi’nin, İzmir’de kadın hakları ve medreselere dair nutku.

4 Şubat 1923 – Lozan Konferansı müzakeratının kesilmesi.  Lozan Konferansı’nın iki ay süren görüşmelerinden sonra kesintiye uğraması. Konferans, batılı baş delegelerin uzlaşmaz tutumları nedeniyle kesildi. Lozan Konferansı, önemli noktalardaki uyuşmazlıklar sebebiyle kesildi. (ara verildi)

4 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’den hareketle Akhisar’a gelişi, Komutanlığı, Belediye’yi ziyareti ve Belediye binasında konuşması: “…Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre ilim ve fen ve her türlü uygar buluşlardan azamî derecede istifade etmek zorunludur.” [Kocatürk]

4 Şubat 1923 – İsmet Paşa ve heyetinin Lozan Anlaşması müttefik taslağını ‘tam bağımsızlık’ ilkesine aykırı bularak reddetmesi. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.129.)

5 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Akhisar Belediyesi tarafından akşam Türkocağı’nda şerefine tertiplenen ziyafette konuşması: “…Her millet yaşamak mecburiyetindedir. Yaşamak için mücadele şarttır!”

5 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lozan Konferansı’nda görüşmelerin kesilmesi üzerine Vakit gazetesi muhabirine demeci: “Lozan’da iktisadî meselelerden dolayı kesilme olmuştur. Zerre kadar hayrete düşmeyiniz. Sorumluluğu bize ait olmayan ve olmayacak olan hesaplaşmaların safhaları ne olursa olsun, yasal hukukumuzu her şekilde temine muvaffak olacağımıza şüphesi olmayan kimseleriz. Milletimizin kararı, kuvvetimiz, kabiliyetimiz buna kefildir.” [Kocatürk]

5 Şubat 1923 – Atatürk’ün, gece Lâtife Hanım’la beraber, Hat Sineması’nda Akhisar’daki okulların düzenlediği müsamereyi şereflendirmesi (Müsamerede, kız ve erkek öğrencilerin okudukları şiirler dinlenilmiş, sahneye koydukları temsiller seyredilmiştir).

5 Şubat 1923 – Atatürk’ün, evliliğini kutlayan Halife Abdülmecit Efendi’nin telgrafına teşekkürü.

5 Şubat 1923 – Mustafa Kemal ve Latife hanım, Akhisar yolu üzerindeki Çiftlik kasabasında hastaneyi ziyaret etti. Kasaba Musevilerinden çifte iki beyaz güvercin hediye edildi.

6 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Akhisar’dan Balıkesir’e gelişi, şehirde inceleme ve ziyaretleri, gece şerefine fener alayı düzenlenmesi.

6 Şubat 1923 – Fransız Generali Edvart de Bourbon’un, evliliği nedeniyle Atatürk’e tebrik mektubu: “İslâmın savunması ve Türkiye’nin yeniden kazandığı yüce şanlı şeref için de sizi ayrıca kutlarım.”

7 Şubat 1923 – İsmet Paşa görüşmelerin kesintiye uğraması üzerine Lozan’dan ayrıldı.

7 Şubat 1923 – Atatürk eşi Latife hanım ve komutanlarla birlikte Balıkesir’de.

7 Şubat 1923 – Atatürk öğle namazını Balıkesir Zağnos Paşa caminde kıldı. Namazdan sonra mevlit okundu. İstiklal savaşı şehitleri anıldı ve Atatürk minberden hutbenin Türkçeleşmesine, din ve devlet işlerine, bağımsızlık mücadelesine ve İslam’ın yüceliğine ve dinin yaban otlarından temizlenmesine dair hutbe okudu.

7 Şubat 1923 – Balıkesir Zagnos Paşa caminde halka hitabında ilk sözleri; “Ey Millet! Allah Bir’dir, Şanı büyüktür!”

7 Şubat 1923 – Mustafa Kemal’in Balıkesir Zagnos Paşa Camii minberinden halka hitap edişi. Atatürk’ün, Balıkesir’de Zağnos Paşa Camii’nde cuma namazı kılması, şehitler için okunan mevlitten sonra minbere çıkarak bir hutbe vermesi, müteakiben minberden inerek çeşitli soruları cevaplandırması: “…Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir dilde olması ve onların da bugünkü gerek ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, halife ve padişah namını taşıyan müstebitlerin arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç, halkı aydınlatma ve ona doğru yolu göstermektir; başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hattâ bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları bilgisizlik ve dalgınlık içinde bırakmak demektir.” [Kocatürk]

8 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Balıkesir’den Balya’ya gelişi, askerî birlikleri teftişi, geçit törenini izlemesi, daha sonra Belediye’yi, Vilâyeti, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubesini ziyareti.

8 Şubat 1923 – Edremit Ergama köyü’nde çevrelerini saran köy çocuklarının zeki yanıtları, Mustafa Kemal’i çok mutlu etmişti. Eşi Latife Hanım’la yaptığı yurt gezilerinden biri.

9 Şubat 1923 – Atatürk’ün,  Lâtife Hanım’la beraber saat 17.00’de Balya’dan Edremit’e gelişi, gece şerefine fener alayı düzenlenmesi.

9 Şubat 1923 – T.B.M.M. Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Edremit yolunda Ergama köyü çocukları ile birlikte

10 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’e dönüşü.

10 Şubat 1923 – Atatürk’ün, evliliğini kutlayan Kayseri’de Türk Ortodoksları Başpiskoposu’nun telgrafına teşekkürü.

13 Şubat 1923 – Atatürk, İzmir Sanat Mektebi (Okulu)’nde. (Bölge sanat okulu)

13 Şubat 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de Bölge Sanat Okulu’nu ziyareti ve okulun şeref defterine yazdıkları: “…Erişmeye mecbur bulunduğumuz düzeye, bugünkü kadar uzak kalışımızın önemli sebeplerinden biri, sanata ve sanatkârlığa lâyık olduğu derece önem verilmemiş olmasıdır.”

16 Şubat 1923    Lozan Heyeti, İstanbul’a döndü.

17 Şubat 1923    İzmir’de “Türkiye İktisat Kongresi” toplandı. Gazi Mustafa Kemal’in, İzmir’de ilk Türkiye İktisat Kongresi’ni açması. 1923  İzmir’de iktisadi sorunları tartışmak, tüccar, esnaf, köylü ve işçilerin yeni ekonomik yapı içindeki işlevlerini belirlemek amacıyla Birinci Türkiye İktisat Kongresi toplandı. Kongrede Mustafa Kemal, İktisat Vekili Mahmut Esat Bey (Bozkurt) ile kongre başkanlığına seçilen Kazım Karabekir birer konuşma yaptı.

17 Şubat 1923 – Mustafa Kemal’in İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi’ni açış konuşması: “… Siyasi, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner…”

17 Şubat 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de toplanan “Türkiye İktisat Kongresi”ni açış konuşması: “…Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu düzeye eriştirebilmek için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü, zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir. …Kılıç ile zaferler kazananlar sapanla zaferler kazananlara mağlup olmaya ve netice olarak yerlerini onlara vermeye mecburdur. …Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner. …Ekonomi demek her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir, her şey demektir.” [Kocatürk]

17 Şubat 1923 – Atatürk; “Halkın sesi, Hakk’ın sesidir.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.107.)

17 Şubat 1923 – Atatürk İzmir İktisat Kongresinde; “Tam bağımsızlığı sağlayacak tek güç, en güçlü temel kesinlikle ekonomidir…” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.130.)

17 Şubat 1923 – İzmir İktisat kongresindeki konuşmasında Atatürk; “Siyasal, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa, kazanılan zaferler devamlı olmaz, az zamanda söner.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.301)

18 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber, gece trenle İzmir’den Ankara’ya hareketi.

18 Şubat 1923 – İzmir Verem Mücadele derneği Dr. Behçet Salih öncülüğünde kuruldu. (Dönemin ilk verem savaş derneğidir.) Derneğin kuruluş çalışmaları 14 Nisan 1923 tarihinde resmen tamamlandı.

19 Şubat 1923 – Atatürk’ün Uşak’a gelişi, Lâtife Hanım’la beraber trenden inerek Hükümet Konağı’nı ziyareti, konak balkonundan halka hitabı, daha sonra Türkocağı’na gelişi ve söyledikleri: “…Eğer mensup olduğum milletin şanı, şerefli varsa ben de şanlı ve şerefliyim. Aksi takdirde içinizden herhangi bir adam çıkar da şan, şeref arkasından koşar ve benzersiz olmak isterse biliniz ki başınıza belâdır, belâdır! Millet, bu gibilere asla izin vermemelidir!”

19 Şubat 1923 – İzmir’den trenle Ankara’ya dönmekte olan Atatürk’ün, Lozan’dan dönen İsmet Paşa ile Eskişehir’de buluşma ve görüşmesi.

20 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım ve İsmet Paşa’yla beraber Ankara’ya gelişi.

20 Şubat 1923 – Ankaralılar trenle gelen yeni evli çifti (Mustafa Kemal ve latife Hanım) kalabalık halinde merak ve özlemle bekliyordu.

20 Şubat 1923 – Atatürk’ün, öğleden sonra, Vekiller Heyeti toplantısına başkanlık edişi.

23 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber öğleden evvel Çankaya’da komşularını ziyaret etmeleri, öğleden sonra şehre inerek Hariciye Vekâleti’nde İsmet Paşa’yı ziyaretleri, buradan yaya olarak ve Millet Bahçesi’ni dolaşarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelişleri, daha sonra Genelkurmay Dairesi’ne giderek Fevzi Paşa’yı ziyaretleri, saat 17.30’da Çankaya’ya dönüşleri. [Kocatürk]

24 Şubat 1923    İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi lağvedilerek, yerine Ankara’daki Emniyet Umumiye Müdürlüğü’ne bağlı ve İl Teşkilatları düzeyinde İstanbul Polis Müdürlüğü kuruldu.

25 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da “Chicago Tribune” muhabirini kabulü.

26 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Amerikan milletine hitaben yayımladığı bildirgenin Amerika Senatosu’nda okunarak tutanaklara geçirilmesi “…Yalanlara ve iftiralara inanmayınız. Hürriyet ve bağımsızlık uğrunda harp eden ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adalet etkeni olmak için samimî bir surette mücadelede bulunan Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz.”

27 Şubat 1923    T.B.M.M.’nde Lozan Konferansı üzerinde gizli oturumda görüşmeler yapıldı. (6 Mart’da görüşmeler yapıldı. Ankara Hükümetinin karşı barış önerileri, İtilaf Devletleri temsilcilerine 8 Mart’ta verildi)

27 Şubat 1923 – Atatürk’ün, Bitlis’te Küfrevî Şeyhi Abdülbaki Efendi’ye bölgesindeki genel durum hakkında bilgi vermesini isteyen telgrafı.

28 Şubat 1923 – Atatürk’e, İstanbul Belediyesi tarafından “İstanbul hemşehriliği” unvanı verilmesi kararı. Mustafa Kemal’e “İstanbul hemşehriliği” payesi verildi.

1 Mart 1923 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin birinci devre dördüncü toplantı senesini açış söylevi: “…Bilinmektedir ki izlediğimiz siyaset, barışçı siyasettir. Memleketimizi hiçbir hak ve adalete dayanmayarak çiğnemek ve çiğnetmek girişimi muzaffer ordumuzun fedakârane gayretiyle lâyık olduğu başarısızlığa uğratılmış ve milletimiz, tarihin nadir kaydettiği bir zafer kazanarak sevgili yurdumuzu kurtarmıştır.”

1 Mart 1923 – Atatürk meclis konuşmasında son bir yıl içinde vakıf bakanlığınca 126 cami ve mescidin, 31 medrese ve okulun, 22 suyolu ve çeşmenin, 175 gelir getiren yerin (imaret) ve 26 hamamın onarıldığını söyledi.

1 Mart 1923 – Lâtife Hanım’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Atatürk’ün dördüncü toplantı yılını açış konuşmasını izlemesi.

1 Mart 1923 – Atatürk’ün, “İstanbul Türk İzciler Ocağı”nın Başkanlığını kabulü nedeniyle İstanbul Valiliği’ne telgrafı: “Vatana yüksek karakterli ve sağlam ruhlu gençler yetiştirmesini temenni ettiğim İstanbul Türk İzciler Ocağı’nın Başbuğluğu’nu büyük bir iftihar hissiyle kabul ediyorum. Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selâmlarımın ulaştırılmasını rica ederim.” [Kocatürk]

1 Mart 1923 – Ali Fuat Paşa yeniden, TBMM başkanı oldu.

1 Mart 1923 – Atatürk; “Efendiler, geçen yıl içinde Vakıf Bakanlığı, dini yapılar ve hayır kurumlarının onarım ve inşaatında oldukça önemli bir çalışma yapmıştır. Yapılan onarım içinde ülkemizin çeşitli yerlerinde olmak üzere 126 cami ve mescidi şerif ile 31 medrese ve okul, 22 suyolu ve çeşme, 175 gelir getiren yer ile 26 hamam bulunmaktadır”

1 Mart 1923 – Atatürk, 1 Mart 1923’te yaptığı Meclis konuşmasında bir yıl içinde 126 tarihi cami ve mescidin onarıldığını belirtti. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C. 15, s. 175). CHP; Atatürk ve İnönü, 1935’ten sonra da cami tamirlerine devam etti. 1937’de mecliste Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bütçesi tartışırken tamir edilen camilerden de söz edildi.

1 Mart 1923 – Atatürk konuşmasında şehitlerimizin çocuklarına on beş bin kitap dağıtılmasını istedi.  (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.458)

3 Mart 1923 – Atatürk’ün, Süryanî Patriği İlyas Efendi’yi kabulü.

4 Mart 1923 – İzmir İktisat Kongresi sona erdi. Kongre sonunda on iki maddelik “Misak-ı İktisadi Esasları” kabul edildi. İzmir iktisat kongresinde 1135 delegenin 425’i çiftçidir. (17 Şubat – 4 Mart 1923)

5 Mart 1923 – Mecliste bir konuşma yapan Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey, Lozan’da alınan kararlarla birlikte hükümeti de şiddetle eleştirdi.

5 Mart 1923 – Atatürk, Latife hanımın ailesi ile birlikte Çankaya köşkünde.

6 Mart 1923 – Atatürk’ün, hükümete güvenoyu verilmesini isteyen önerge nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda konuşması: “..Ben, şahsen vicdanıma ve fikrî kanaatime, düşünüşüme ve araştırmalarına dayanak yüksek heyetinize derim ki, delege heyetimiz kendisine verilen görevi tamamen ve pek mükemmel bir şekilde yapmıştır. Milletimizin ve Meclisimizin şerefini yükseltecek bir tarzda dünyaya tanıtmıştır ve muvaffak da olmuştur.”

6 Mart 1923 – Fikriye Hanım’ın -Atatürk tarafından tedavi için gönderildiği- Münih’teki sanatoryum’dan kaçarak gizlice İstanbul’a gelişi, T.B.M.M. İstanbul temsilcisi Adnan (Adıvar) Bey’in, durumu Atatürk’e bildiren telgrafı: “Fikriye Hanım, bugün geldi. Yarın hemen Ankara’ya hareket etmek istiyor. Yüksek emirlerinizi beklemekteyim.”

6 Mart 1923 – Atatürk’ün, Adnan (Adıvar) Bey’in 6.3.1923 tarihli telgrafına cevabı: “Fikriye Hanımı tedavi için Almanya’ya göndermiştim. Benden izin almadan, ne sebeple İstanbul’a gelmiştir. Kesinlikle Ankara’ya gelmesine izin veremem. …Benden izin almadan hareketine müsaade olunmamak için gerekenlere emir vermenizi rica ederim.” [Kocatürk]

6 Mart 1923 – İkinci grup üyesi Ali Galip ile Mustafa Kemal’in sert tartışması.

6 Mart 1923 – Lozan görüşmelerinin tartışıldığı meclis toplantısında Atatürk sinirli bir şekilde Trabzon vekili Ali Şükrü Bey’in üzerine yürüdü. Milletvekilleri birbirine girdi. (Ali Şükrü Bey’in 27 Mart 1923’te öldüğü anlaşıldı ve şüpheler azmettirici olarak Mustafa Kemal’e dek haksız yere uzandı. Daha sonra suçu Topal Osman ve yandaşının kendi inisiyatifleriyle işlediği anlaşıldı.)

7 Mart 1923 – Atatürk’ün, İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’nun 77. kuruluş yıldönümü nedeniyle öğretmen ve öğrencilere telgrafı: “…Büyük ve asil milletimizin insan gücü üstündeki mücadele ve fedakârlıkları ile kazanılan zaferler pek parlak olmakla beraber, bizi henüz gerçek mutluluk ve kurtuluşa eriştirememiştir. Memleketi ilim, kültür, ekonomi ve bayındirlik alanında da yükseltmek, milletimizin her hususta pek verimli olan kabiliyetlerini geliştirmek, gelecek kuşağa sağlam, değişmez ve olumlu bir karakter vermek lâzımdır. Bu kutsal amaçları elde etmek için mücadeleye atılan aydın kuvvetlerin arasında öğretmenler en önemli ve nazik yeri işgal etmektedirler.”

11 Mart 1923 – Berthe Georges Gaulis Mustafa kemal paşa ile Ankara’da ikinci kez görüştü. (Evlilik hakkında)

13 Mart 1923 – Mustafa kemal, eşi Latife hanımla birlikte ilk kez Yurt gezisine çıktı.

13 Mart 1923 – Mustafa Kemal, Konya, Adana, Mersin ve Tarsus’u içine alan bir yurt gezisine çıktı.

13 Mart 1923 – Atatürk’ün, Latife Hanımla beraber Adana’ya gitmek üzere trenle Ankara’dan hareketi.

13 Mart 1923 – Lozan görüşmeleri öncesi İstanbul’daki İngiliz Yüksek komiseri Rumbold’un Lord Curzon’a gönderdiği rapor; “… Barış yapılırsa Kemalistler ile anti-Kemalistler arasında şiddetli bir boğuşma olacaktır. Bu boğuşma, kendini pek beğenmiş Türkiye’yi zayıf düşürecektir.”

14 Mart 1923 – Atatürk’ün, trenle Konya’dan geçişi ve istasyonda karşılanışını takiben Adana’ya hareketi.

15 Mart 1923 – Adana Türk ocağındaki erkek lisesi izcilerinin yemin törenini izledi.

15 Mart 1923 – Atatürk, Adana Darüleytamı (Öksüzler Okulu)’nda.

15 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Adana’ya gelişi ve Türkocağı’nda konuşması “…Efendiler, bende bu olayların ilk girişim hissi bu memlekette, bu güzel Adana’da olmuştur. Bilirsiniz ki Suriye felâketinden sonra ben, Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’nı almak üzere buraya gelmiştim. O zaman burada bütün memleketin, bütün milletin nasıl bir geleceğe sürüklenmekte olduğunu görmüştüm. Buna engel olabilmek için derhal girişimde bulunmuştum. Fakat, girişimimi o zaman için sonuca götürmek mümkün olamadı.”

15 Mart 1923 – Atatürk’ün, Adana Türkocağı hatıra defterine yazdıkları: “Bu ocağın ateşi çok, pek çok eskidir. Onu, asırlarca, söndürmeye çalışmaktan uzak kalmadılar. Fakat buna her girişenin ocağı söndü.”

15 Mart 1923 – Mustafa Kemal’in Adana’da seslenişi; “ … Bu memleket tarihte Türk’tü, halde Türk’tür ve ilelebet Türk olarak yaşayacaktır.

15 Mart 1923 – Atatürk’ün, Adana Belediyesi’nin şerefine verdiği ziyafette konuşması: “Düşmanlarımızın hakkımızda uzun asırlarla yoğunlaşan hislerini yalnız bugünkü hadiseler ile silebileceğimizi zannetmek, gerçeği ifade etmek olmaz. Biz bunu zaferlerle değil, ancak bugünkü ilerlemeyi kabul, bugünkü bilimin ve uygarlığın istediği hususların hepsine başvurmak ve bütün uygar milletlerin kültür seviyelerine gerçekten erişmekle yapacağız.” [Kocatürk]

16 Mart 1923 – Atatürk’ün, Adana Türkocağı’nda çiftçiler tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: “…Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık.”

16 Mart 1923 – Atatürk, Adana Darülmüallimîni (Erkek Öğretmen Okulu), Adana Sanayi Mektebi (Sanat Okulu), Adana Darülmuallimatı (Kız Öğretmen Okulu)ve Sultanî Mektebi (Lisesi)’nde.

16 Mart 1923 – Atatürk’ün, Adana Türkocağı’nda tertiplenen Esnaf Cemiyeti çayında konuşması: “…Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lâzımdır ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.” [Kocatürk]

16 Mart 1923 – Atatürk Adana esnafıyla konuşmasında; “Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir değer ölçüsü vardır. Bu değer ölçüsü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca anlayabilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, milletin menfaatine, İslam’ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın, o şey dinidir. Eğer dinimiz aklın, mantığın kabul ettiği din olmasaydı en mükemmel din olmazdı, en son din olmazdı.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.484)

16 Mart 1923 – Adana’da yaptığı konuşmada Atatürk; “… bizi yanlış yola sevk edenler, bilirsiniz ki çoğu din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep dini kural sözüyle aldata gelmişlerdir….”

16 Mart 1923 – Mustafa Kemal’in Adana Türk Ocağı’nda söyledikleri; “Elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız.”

16 Mart 1923 – Atatürk Adana’da çiftçilerle yaptığı konuşmada; “Dünyada fetihlerin iki aracı vardır; biri kılıç diğeri saban. Zaferinin aracı yalnızca kılıçtan ibaret olan millet, bir gün girdiği yerden kovulur, terzil edilir, sefil ve perişan olur. Öyle milletlerin sefaleti ve perişanlığı o kadar büyük ve kötü olur ki kendi vatanlarında bile mahkûm ve esir bir halde kalabilirler. Onun için gerçek fetih kılıçla değil sabanla yapılandır. Saban kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kol kuvvetlenir. Kılıç kullanan kol ise çok geçmeden yorulduğu halde saban kullanan kol zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi olur. Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu. Tarihin bütün olayları, hayatın bütün mücadeleleri bunu doğruluyor.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.304)

17 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Adana’dan hareketle Mersin’e gelişi, Hükümet Konağı’nı, Belediye’yi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni ziyareti ve Millet Bahçesi’nde -Türkocağı’nın tertiplediği- toplantıda konuşması: “…Gerçek refah ve mutluluğa sahip olabilmek için, asıl bundan sonra çalışmak lâzımdır. Sizin için, zafer ve ilerleme sahası iktisadiyatta, ticarettedir. Bunu takdir ediyorsanız, çok çalışmaya mecbursunuz.”

17 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber akşam Adana’dan Mersin’e ve oradan Tarsus’a gelişi ve geceyi burada geçirişi.

17 Mart 1923 – Atatürk’ün Mersin’de Mektep (Okul) Ziyareti.

18 Mart 1923 – Atatürk’ün,   Tarsus   Çiftçiler   Yurdumda   konuşması: “…Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir; biri çiftçi, diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz, iyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır.”

18 Mart 1923 – Atatürk, Tarsus’ta Çağlayan Bahçesi’nde.

18 Mart 1923 – Atatürk’ün, Tarsus Gençlik Yurdu’nda konuşması: “…Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak. Size, Türk gençliğine bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız!”

19 Mart 1923 – Atatürk’ün Tarsus’ta Mektep (Okul) Ziyaretleri.

19 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Tarsus’tan Konya’ya hareketi.

20 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Konya’ya gelişi, Hükümet Konağı’ndan halka söylevi: “…Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın değerini pek iyi anlayan millet, bu kutsal egemenliğine karşı baş gösterecek her tehlikeyi boğacaktır!”

20 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya Hükümet Binası’nda esnaf ve tüccarlar tarafından şerefine tertiplenen ziyafette konuşması: “…Bugün için düşündüğüm yegâne şey kapitülâsyonlardır. Maddeten, gerçekten, kanla kaldırılmış olan kapitülâsyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini temin etmektir. Ticaretimizin de, sanayiimizin de, iktisadiyatımızın da gelişme ve yükselmesi ancak buna bağlıdır.”

20 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya Türkocağı’nda gençlere seslenişi: “…Bilirsiniz ki, milliyet teorisini, milliyet ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan teorilerin dünya üzerinde uygulanma kabiliyeti bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hâdiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde eylemsel tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir.” [Kocatürk]

20 Mart 1923 – Lozan görüşmelerine ara verilen günlerde Atatürk; “Bugün için düşündüğüm biricik şey kapitülasyonlardır. Maddeten, fiilen kanla kaldırılmış olan kapitülasyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini sağlamaktır.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.310)

20 Mart 1923     Mustafa Kemal, Konya’da halka seslendi.

21 Mart 1923 – Atatürk Konya’ya beşinci gelişinde (Toplam 12 defa gelmiştir.) Dergah’ta sema gösterisi izledi.

21 Mart 1923 – Atatürk’ün Konya Darülmuallimîni (Erkek Öğretmen Okulu )’ni Ziyareti.

21 Mart 1923     Gazi Mustafa Kemal , Konya’da Hilaliahmer (Kızılay) Kadınlar Şubesi’nde yaptığı konuşmada, kadın haklarına değindi.

21 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya Hilâliahmer (Kızılay) Kadınlar Şubesi’nin tertiplediği çayda Konya kadınlarına hitabı: “…Daha emin, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını çalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur.”

21 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya Sultanisi’nde tertiplenen çayda öğretmen ve öğrencilere hitabı: “…Gerçek kurtuluşu istiyorsak her şeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bilgisizliği ortadan kaldırmaya mecburuz.”

20 / 21 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya Türkocağı’nın şeref defterine yazdıkları: “Konya, muhtelif Türk Devletleri yaşamış öz Türk vatanıdır. Konya, asırlardan beri tüten büyük bir Türk ocağıdır. Türk kültürünün esaslı kaynaklarından biridir. Konya Türkocağı, Konya Türklüğünün hakikî bir timsali olmalıdır. Bu Ocak’tan milletin hissini, ülküsünü daima ısıtacak, nurlandıracak parlak alevler semalara yükselmelidir; çok yükselmelidir!” [Kocatürk]

22 Mart 1923 – Atatürk’ün, Konya’da Mevlâna Türbesi ve Dergâhı’nı ziyareti ve Dergâh’ta düzenlenen mevlevî semamı izlemesi.

22 Mart 1923 – Atatürk, Konya Darülhilâfetülâliyye Medresesi, Konya Darülmuallimâtı (Kız Öğretmen Okulu), Konya Sultanîsi (Erkek Lisesi) ve Konya Darülirfan Mektebi (Okulu)’nde.

22 Mart 1923 – “Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kasdetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkabilir.”

23 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber sabah Konya’dan Afyon’a hareketi.

23 Mart 1923 – Atatürk’ün Lâtife Hanım’la beraber Afyon’a gelişi ve Belediye binası önünde halka söylevi: “…Felâketlerden ancak millî benliğinize hâkim olduğunuz için kurtuldunuz!”

23 Mart 1923 – Atatürk’ün, Afyon Türkocağı’nda gençlere seslenişi: “…Milletin her vesile ile her vasıta ile böyle güven ve itimadını gördükçe kuvvetim artıyor!”

23 Mart 1923 – Atatürk’ün, Afyon Türkocağı şeref defterine yazdıkları: “…Afyon halkının, gençliğinin, aydınlarının kıymetli duygularını, millî egemenliğin korunmasındaki kesin kararlılıklarını kendi heyecanlı dillerinden işitmek benim için pek çok gönül ferahlığı ve güvene sebep olmuştur. Afyon halkı cidden memleketlerine, millî ülküye sahiptirler.”

23 Mart 1923 – Atatürk’ün, Afyon Belediyesi tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: “…Milletimiz, son bulmuş Osmanlı Devleti yerine yeni Türkiye Devleti halinde varlığını göstermişse, bu milletimizin kendi hukukuna, kendi egemenliğine, kendi benliğine sahip olmasından ve millî menfaatleri dışında emellerden uzaklaşarak yürümesinden meydana gelmiştir.

23 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber gece Afyon’dan Kütahya’ya hareketi. [Kocatürk]

23 Mart 1923 – Mustafa Kemal’in defter şeklindeki ilk nüfus cüzdanının tanzimi. (Nüfusu 1928 senesinde yeniden düzenlenmiştir ve 1934 yılından sonraysa iki nüfus cüzdanı vardır.) (Benim Ailem, Yrd. Doç. Dr. Ali Güler)

24 Mart 1923 – Atatürk ilk kez Time Dergisi’ne kapak oldu. (İkincisi 21 Şubat 1927 tarihinde.)

24 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Kütahya’ya gelişi ve Kütahya Lisesi’nde şerefine verilen çayda öğretmenlere seslenişi: “…Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefine, saadet hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusu!” [Kocatürk]

24 Mart 1923 – Atatürk Kütahya Sultanîsi (Lisesi)’nde

24 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber gece Kütahya’dan Ankara’ya hareketi.

25 Mart 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Ankara’ya dönüşü.

27 Mart 1923 – Mecliste yapmış olduğu sert eleştirileriyle tanınan Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey öldürüldü. Milletvekili Ali Şükrü Bey Topal Osman tarafından öldürüldü.

27 Mart 1923 – Trabzon vekili Ali Şükrü Bey 27 Mart tarihinde ortadan kayboldu. Daha sonraysa öldü anlaşıldı. (Cenazesi 10 Nisan 1923 tarihinde Trabzon’da toprağa verildi.) Soruşturma sonrasında cinayetin Atatürk’ün muhafızı Topal Osman tarafından işlendiği sonucuna varıldı. Muhalifler Atatürk’ü azmettirici olarak suçlamaya kalktılar. Sorgulamada savcı köşke gelerek Atatürk’ün de ifadesini aldı. Sonuçta Topal Osman ve suç ortağı Mustafa Kaptan 5’er yıl kalebentliğine mahkûm edildi. Azmettiricinin ise Rauf Orbay olduğu daha sonradan anlaşıldı.

27 Mart 1923 – Atatürk’e, Afgan Kralı Amanullah Han tarafından “Âliyülâlâ Nişanı” verilişi. “27 Mart 1923 tarihinde Afganistan Emiri (Kralı) tarafından Aliyülâlâ Nişanı irsal kılınmıştır.”

27 Mart 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey’le Dışişleri Vekili İsmet (İnönü) Paşa’yı kabulü ve görüşmesi.

28 Mart 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da Antep ve Kilis heyetlerini kabulü ve bilgi alışı.

31 Mart 1923 – Eski Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı merhum Cemal Paşa’nın eşi Senia Cemal Hanım’ın, Münih’ten Atatürk’e, evliliğini tebrik eden mektubu: “…Sizi bütün kalbimle tebrik eder ve Cenab-ı Hak’tan pek çok zamanlar sevgili eşinizle beraber mesut ve bahtiyar yaşamınız için dua ederim. …Eşiniz hanımefendiyi de tebrik eder, gözlerinden öperim, İsmet Bey’le [Cemal Paşa’nın yaveri] kendilerine bir sırmalı maşlah takdim ediyorum. Eski Osmanlılarda gelinlere sırmalı bir şey hediye etmek, âdeta bir uğur sayılıyordu, inşallah hayırlı bir barış yaparak en mesut dakikalarında bazı akşam bunu giyerek, burada da kendi saadet ve bahtiyarlıklarına dua eden bir kız kardeşleri olduğunu hatırlarlar.” [Kocatürk]

31 Mart 1923 – İtilaf Devletleri, Lozan’a yeniden delege istediler.

31 Mart 1923 – “Mahkum Askeri ve Sivil Esirler Hakkında Aff-ı Umumi ilanına Dair Kanun” T.B.M.M.’nde kabul edildi.

1 Nisan 1923 – Topal Osman, Ankara’nın Seyranbağları’ndaki evinde yaralı olarak ele geçirildi.

1 Nisan 1923 – T.B.M.M., seçimin yenilenmesi için karar aldı.

1 Nisan 1923 – Atatürk’ün, yeniden seçim kararı hakkındaki önergenin kabulü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu Devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır; o da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır; o da milletin kalbi, vicdanı ve varlığıdır!”

2 Nisan 1923 – Ali Şükrü Bey’in katili olduğu anlaşılan Topal Osman öldürüldü ve cesedi Meclis önünde asılarak teşhir edildi.

3 Nisan 1923 – Birinci Grup diye bilinen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Grubu’nun bir partiye dönüştürüleceği kararı açıklandı ve Dokuz Umde bildirisi yayınlandı.

3 Nisan 1923 – II: Berzenci kürt ayaklanması başladı.

8 Nisan 1923      Gazi Mustafa Kemal “Dokuz Umde” ‘yi yayınladı. (Seçim bildirisi niteliğindeki bu ilkeler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti adına yayınladı.) Mustafa Kemal’in, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı olarak milletvekili seçimi münasebetiyle millete, 9 ilkeyi içine alan beyannamesi.

8 Nisan 1923 – Atatürk 8 Nisan 1923’te “9 Umde/İlke” aldı seçim bildirgesini yayımladı. Bu ilkeler Atatürk’ün kurmayı planladığı Halk Partisi’nin de ilk programı gibiydi. Birinci ilkede, her konuda “milli egemenliğe” uygun hareket edileceği; ikinci ilkede, “saltanatla hilafeti ayıran ve saltanatı kaldıran 1 Kasım 1922 tarihli yasanın değiştirilemeyeceği” belirtilmişti.

8 Nisan 1923 – Mustafa Kemal’in Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adına yayınladığı 9 umde (ilke); “1. Egemenlik ulusundur. 2. TBMM dışında hiçbir makam ulusal yazgıya egemen olamaz. 3. Bütün yasalarda, örgütlerde, yönetimde, eğitimde, ekonomide ulusal egemenlik içinde davranılır. 4. Saltanatın kaldırılması değişmez bir ilkedir. 5. mahkemeler, yasalar düzeltilecektir. 6. Aşar vergisi kaldırılacaktır.7. Öğretim birleştirilecektir. 8. Askerlik süresi kısaltılacaktır. 9. Barış konusunda mali, iktisadi, siyasi bağımsızlığımızın kesin olarak sağlanması koşuldur.”

8 Nisan 1923 – Atatürk, yayınladığı seçim beyannamesinde; “Barış hakkında görüşümüz, mali, iktisadi, idari bağımsızlığımızı temin etmek şartıyla barışın sağlanmasına çalışmaktır. Bu şartları sağlamayan barış anlaşması kabul olunamaz.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.129.)

9 Nisan 1923 – Doğu Anadolu demiryolunun yapımı karşılığında bazı imtiyazların verildiği “Chester Projesi” T.B.M.M. tarafından onaylandı.( Ancak bu proje uygulamadan kaldırıldı.) TBMM, Amerikan Chester şirketine demiryolu yapımı ve Musul petrolleri konusunda geniş ayrıcalıklar tanıyan “Chester projesi”ni imzaladı. (Bunda amaç İngiltere ve Fransa’ya karşı ABD ile çıkar ittifakı yapmaktı. Lakin bu projeden sonradan vazgeçildi.)

11 Nisan 1923 – Atatürk’ün, milletvekili seçimi nedeniyle İstanbul halkına bildirgesi: “…Yeni seçim devresini, İstanbul ile bağlantımız tamam olmadan geçiriyoruz. …İstanbullular! Düşmanın gözü üzerinizdedir. Reyleriniz parçalanacak mı? İstanbul’umuzun düşmana ümit verecek oy bölünmesi yapmayacağına inanıyorum. Oyların bölünmesinden kimlerin yararlanacağını her an göz önünde tutmak, özellikle sizin görevinizdir.”

11 Nisan 1923 – Mustafa Kemal, yeni seçim dolayısıyla İstanbul halkına yayınladığı beyannamede ; “Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetinin amacının, İstanbul’a kavuşmak olduğunu, memleket yönetimi için güven isteyecek cemiyet ve halk fırkasının memleketin kurtarılmasını sağlamış olan milli egemenlik esaslarını sürdüreceğine” dikkat çekmiştir. (Atatürk’ün Söylev ve demeçleri, Cilt 4, s. 491-493)

11 Nisan 1923 – Atatürk’ün, Vatan gazetesi muhabiri Ahmet Şükrü (Esmer) Bey’e, yeni seçim ve İstanbul hakkında demeci: “…Basının ilkelerimizi tahlil ederek halka anlatması lâzımdır. Ben art arda bildirgeler yayımlayarak halkı aydınlatmaya gayret edeceğim.” [Kocatürk]

12 Nisan 1923 – Atatürk’e İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’nce takdim edilecek “fahrî profesörlük” diplomasının, profesörlerden Necip Asım (Yazıksız), İsmail Hakkı (İzmirli), Şemsettin (Günaltay) Beyler tarafından iletilmesinin karar altına alınması.

13 Nisan 1923 – Londra’da toplanan İtilaf Devletleri temsilcileri, Türkiye’nin 8 Mart’taki notasına cevap vererek, Lozan’da kesintiye uğrayan görüşmeleri sürdürmeye çağırdılar. Türkiye, çağrıyı 7 Nisan’da kabul etmişti.

14 Nisan 1923 – Atatürk’ün, Anadolu Ajansı muhabirine eski İttihat ve Terakki Cemiyeti hakkında demeci: “…Bugün kimse İttihat ve Terakki Cemiyeti veya Partisi adına hareket etmek yetkisine sahip değildir.”

15 Nisan 1923 – Hıyanet-i Vataniye Kanun’nda önemli değişiklikler yapılarak, kapsamı genişletildi.

15 Nisan 1923 – Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasından sonra TBMM ile İstanbul Hükümeti arasında siyasi iktidarın gerçek sahibinin kim olduğu tartışmaları başladı. Bunun üzerine 1 Kasım 1922’de TBMM tarafından saltanata son verildi ve 18 Kasım 1922’de Abdülmecit halife olarak seçildi. 1 Nisan 1923’te ise Meclis kendini feshederek seçime gitme kararı aldı. Ancak, Meclis dağılmadan bir gün önce 15 Nisan 1923 tarihinde 334 ve 335 numaralı kanunlarla Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun 1. ve 8. maddelerinde değişiklikler yaptı. Yapılan bu düzenleme ile saltanatı geri getirmek için yapılacak faaliyetler Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamına alındı.

15 Nisan 1923 – Hıyaneti Vataniye Kanunu’nda bir değişiklik yapıldı. Daha önce “Hilafeti, saltanatı ve Osmanlı ülkesini yabancıların elinden kurtarmak amacıyla kurulmuş olan Büyük Millet Meclisi’ni eleştirmek vatana ihanet suçudur” biçimindeki cümle, “Büyük Millet Meclisi’ni eleştirmek vatana ihanet suçudur” biçiminde kısaltıldı. Ayrıca kanuna “1 Kasım 1922’de alınan kararı eleştirmek vatana ihanet suçudur” şeklinde bir madde eklendi. (Ahmet Kuyaş, 1919-1923 Cumhuriyet Kuruluş Öyküsü, s. 42). Böylece meclis korunmaya devam edildi, hilafet savunmasız bırakıldı, ayrıca saltanatçılar susturuldu.

16 Nisan 1923 – TBMM’nin birinci dönem çalışmalarının sona ermesi. Seçimlerin yenilenmesi nedeniyle Birinci Büyük Millet Meclisi son toplantısını yaparak, çalışmalarını bitirdi.

16 Nisan 1923 – Atatürk’ün, orduya mesajı: “…Meşru hukukumuzun temini için devletçe yapılmakta olan barış girişimlerinin neticesini sükûnet ve itimat ile bekliyoruz. Sonuç, bizim tekrar harekete geçmemizi gerektirecek bir şekilde belirirse savaşma ve yiğitlik yolunda aynı vatanperver şevk ile devam edeceğimiz tabiîdir.”

18 Nisan 1923 – Meclisin son ramazan tatili oldu. (Ramazanda meclis bir ay tatil edilirdi.)

18 Nisan 1923 – Mustafa kemal, milletin, ordunun, İslam aleminin Ramazan Bayramını kutlayan bir mesaj yayınladı. Dua istedi.

19 Nisan 1923 – Atatürk’ün, -“Hilâfet-i İslâmiye ve Büyük Millet Meclisi” adlı bir kitapçık yayımlayarak dini siyasete âlet eden Afyonkarahisar Milletvekili Hoca Şükrü hakkında- Afyon Millî Eğitim Müdürü Şahin Bey’in mektubuna cevabı: “Mektubunuzu aldım. Memleketin hayat ve kurtuluş esası olan millî egemenlik ilkesi hakkında gösterdiğiniz heyecanlı duygulara teşekkür ederim. En hasis çıkarların etkisinde hareket eden ve sonuç olarak milletin mukadderatını hükümdarların keyfi idaresine bırakmaya çalışan Hoca Şükrü Efendi hakkında kıymet bilir, ileri görüşlü ve vatansever Afyon halkının gösterdiği muamele, milletin gerçek çıkarlarını idrak hususundaki yüksek anlayışı gösterir.” [Kocatürk]

20 Nisan 1923 – Atatürk, Rize Livası İdare meclisi üyelerinden Hüseyin Bey’in gönderdiği yazısı ile kendisine sunulan “Rizelilerin hemşerilik teklifini” kabul etti.

21 Nisan 1923 – 7 Şubat’ta kesintiye uğrayan Lozan Barış Konferansı’nın tekrar başlayacak görüşmelerine katılacak olan İsmet Paşa başkanlığındaki heyet Lozan’a ulaştı.

21 Nisan 1923 – Atatürk’ün, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti aleyhinde faaliyette bulunanlara karşı uyanık bulunulması hakkında Trabzon halkına bildirgesi: “…Trabzonlu fedakâr kardeşlerim! Sizi, tam bir açıklıkla görmekte olduğunuza zerre kadar şüphem olmayan büyük bir gerçekle karşı karşıya bırakıyorum. Ve tamamen eminim ki, hakkın, insafın, vefanın ve vatanseverliğin en yüksek nitelikleriyle donanmış olan siz Trabzonlular doğru ile yanlış yolun belirgin farkını derhal anlayacak ve zamanında temiz vicdanlarınızın kesin kararlarını ifade eden oylarınızı doğru yola vereceksiniz.” [Kocatürk]

21 Nisan 1923 – Atatürk’ün, 9 ilkeyi kabulde tereddüt gösterenlerin uyarılması hakkında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Trabzon Şubesi ileri gelenlerine telgrafı: “…İlkelerimiz, bütün milletçe dört yıllık bağımsızlık savaşımızın başarıyla taçlandırılmış gerçek sonuçlarına dayanarak daha parlak bir geleceği amaçlayan, millî ve saygı değer gayelehmizdir. Onlar, bütün milletin malıdır.”

23 Nisan 1923 – 4 Şubat 1923’te kesilen Lozan Konferansı’nın ikinci kez toplanması. Lozan’da görüşmelerin ikinci bölümü başladı. Türk heyeti görüşmelere başlarken İstanbul Hükümeti’nin daha önce taraf olduğu hiçbir anlaşmayı tanımadığını çok açık bir dille ifade etti. Bu tutum Müttefiklerin kapitülasyonları tekrar konulması yolundaki girişimlerini durdurdu ve kapitülasyonlar tamamen kaldırıldı.

23 Nisan 1923 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihi olan 23 Nisan’ın 3. yıldönümü nedeniyle millete bildirisi: “…Vatanımızda millî hükümet esasının kurulması hatırasını yaşatan günün anılması sebebiyle bütün memleketin, bağımsızlık ve millî egemenliğin sonsuz nimetleri içinde ebediyen mesut  olmasını  temenni  ederim.”

23 Nisan 1923 – Atatürk’ün, 23 Nisan’ın 3. yıldönümü nedeniyle orduya mesajı: “…Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış günü olan bu tarih, vatanımızda millet egemenliğinin kurulmasına başlangıç olmuştur. Her mesut günde sizi hatırlayan ve vatanın savunulmasını sizin büyük liyakatinizden bekleyen komutanınız sıfatıyla hepinizin millî bayramını tebrik ederim.”

23 Nisan 1923 – Çelebi Velayettin Efendi, Alevi – Bektaşi cemaatine 23 Nisan 1923’de gönderdiği bildiride ‘seçimlerde Mustafa Kemal’in adaylarına oy verilmesini’ istedi.

25 Nisan 1923 – Atatürk’ün, Yahya Kemal (Beyatlı) Bey’e “Yahya Kemal Bey Biraderimize” ithafını taşıyan, Mareşal üniformalı resmini armağan edişi.

25 Nisan 1923 – Atatürk’ün, İstanbul Evkaf-ı İslâmiye Mütevelliler Cemiyeti’nin telgrafına cevabı: “Evkaf işlerini vatan için faydalı olacak bir tarzda düzenleme ve düzeltmenin, barış devrinin en  önemli   işlerinden  birini   oluşturacağından  eminim.”

28 Nisan 1923 – Atatürk’ün, teklif edilen Rize hemşeriliğini kabul ettiğine dair Rize İl İdare Meclisi’ne yazısı.

16 Mayıs 1923 – Atatürk’ün, bayram nedeniyle Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti örgütüne, belediye heyetlerine ve millet fertlerine tebrik telgrafı: “…Nihayetsiz güçlükler içinde meydana getirdiği orduların kazandığı zaferlerle ebedî iftihara hak kazanan millet, siyasî ve toplumsal faaliyet alanlarında da aynı liyakati gösterecek ve inşallah millî ilerlemenin tam gelişimi içinde çok mesut bayramlara erişecektir.”

16 Mayıs 1923 – Atatürk’ün, bayram nedeniyle orduya mesajı: “…Bütün silâh arkadaşlarımın tam bağımsızlık mücadelesinde zafer ve mutluluğa kavuşmalarını, bu feyizli günün kutsallığı hürmetine Cenabıhak’tan dilerim.” [Kocatürk]

21 Mayıs 1923 – 1904 yılında Paris’te kurulan, Türkçe adıyla “Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği” FIFA, futbolun dünya çapında yetkili kurumudur. FIFA’nın Merkezi İsviçre’nin Zürih kentindedir. 1923 yılında kurulan Türkiye Futbol Federasyonu, o zamanki adıyla “Futbol Hey’et-i Müttehidesi” aynı yıl FIFA’ya başvurmuş ve 21 Mayıs 1923 tarihinde FIFA’nın 26. üyesi olmuştur. FIFA üyesi Türkiye, ilk milli maçını Cumhuriyetin ilanından üç gün önce 26 Ekim 1923 tarihinde İstanbul Taksim Stadı’nda Romanya’yla oynadı ve bu maç 2-2 sonuçlandı.

21 Mayıs 1923 – Türkiye futbolda 26 ncı üye olarak FİFA’ya üye oldu. (Türk Futbol Federasyonu 1923 yılında Türk İdman cemiyeti ittifakının kurulmasını takiben Yusuf Ziya Öniş tarafından, Şehzadebaşında Letafet Apartmanı salonunda yapılan toplantıda “Futbol Heyet-i Müttehidesi” adı altında kuruldu.)

24 Mayıs 1923 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e telgrafı: …Hükümetle aramızda, esasla ilgili anlaşmazlık vardır. Uyuşma olmazsa dönüş mecburiyet ve kararındayım. Başkan makamında bulunan sizin bu fevkalâde zamanda umumî vaziyeti yakından izlemelerini dilerim.”

26 Mayıs 1923 – Yunanlılar ile Türkler arasında (Lozan) tazminatlarla ilgili anlaşmaya varılması.

30 Mayıs 1923   Antakya – İskenderun ve Havalisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.

2 Haziran 1923 – Atatürk’ün, asılsız haber ve propagandalar hakkında Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti örgütüne genelgesi: “Âdi ve menfi emeller takip eden bazı kişiler tarafından çirkin söylentiler çıkarılmaktadır. …Yeni oluşacak Türkiye Büyük Millet Meclisi, memleketin geleceği üzerinde kesin ve hayatî bir tesir ve öneme sahip bulunduğuna, bütün vatandaşların bu ve bu gibi etki ve telkinler karşısında uyanık bulunmalarını temin için bu bilgiyi sunuyorum.”

5 Haziran 1923 – Şile’de Rum Değirmenlik Mahallesinde çıkan yangında yaklaşık 550 Rum (çoğu terkedilmiş), 200 Müslüman hanesi, 100 dükkan, 2 kilise, 1 cami, ve bazı resmi binalar yandı, 1500 kişi evsiz kaldı.

9 Haziran 1923 – Atatürk, Ankara Ziraat Mıntıka Mektebi Fennî Sergisinde (Tarım Bölge Okulu Teknik Gösterisinde)

10 Haziran 1923 – Türk dostu Fransız yazar Pierre Loti öldü.

14 Haziran 1923 – Kadınlar Halk Fırkası kuruldu.

14 Haziran 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da kendisine “hemşehrilik” belgesini getiren İstanbul Heyeti’ni kabulü.

15 Haziran 1923 – Yünsa Yünlü Sanayi Şirketi kuruldu. Firmanın, iplik ve kumaş üreteceği ifade edildi

17 Haziran 1923 – Latife Hanımın doğum günü şerefine köşkte küçük bir davet verildi. (Mustafa Kemal hediye olarak Karlsbad’da tuttuğu hatıra defterlerinden birisini verdi.)

21 Haziran 1923 – Atatürk’ün, -28 Şubat 1923 tarihli kararla- kendisine verilen “hemşehrilik” unvanı nedeniyle İstanbul Belediyesi’ne teşekkür yazısı: “…Bu vesile ile tabiî hemşehriliği ile övündüğüm İstanbul’un, artık hak edilmiş mesut bir hayat devresi içinde hür ve mesut yükselmesini bekleyerek büyük, küçük bütün halkına en sıcak ve samimi özlemlerimin ulaştırılmasını rica ederim.”

23 Haziran 1923 – İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi “fahrî profesörlük” diplomasının. Necip Asım (Yazıksız), İsmail Hakkı (İzmirli) ve Şemsettin (Günaltay) Beylerden oluşan heyet tarafından Ankara’da Atatürk’e takdimi.

23 Haziran 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da Sovyet Elçisi Suriç’in güven mektubunu kabulü ve Elçi’nin söylevine cevap konuşması.

24 Haziran 1923 – Topkapılı Mehmet Bey’e dair vatana üstün hizmet faslından maaş bağlanması hakkında,  TBMM aşağıdaki kararı oy birliği ile almıştı: “TBMM Başkanlığından: İstanbul’un düşman altında bulunduğu sırada, Osmanlı ordusunun depolanan silah ve teçhizatını her an ölümle karşı karşıya kalarak Anadolu’ya kaçıran, düşmanın gizli istihbarat teşkilatının içinde yuvalanarak, milli kuvvetlere çok yararlı bilgiler sağlayan M.M.Grubu Başkanı Topkapılı Mehmet Bey’e, Vatana Üstün Hizmet faslından ayda 1.500 lira maaş bağlanması Büyük Meclis’in 24 Haziran 1923 tarihli toplantısında oy birliği ile kararlaştırıldı.”

24 Haziran 1923 – 24 Haziran 1923 tarihli TBMM kararınca Topkapılı Cambaz Mehmet’e ayda 1.500 lira maaş bağlanır. O devirde bir tavuğun fiyatı 12,5 kuruştur. Bu demektir ki Topkapılı’ya bağlanan maaş, bugünün parasıyla ayda yaklaşık 10 milyar liradır. Peki Topkapılı Cambaz Mehmet böylesine yüksek ve sürekli bir ödülü kazanınca ne der? “Ben bir şey yapmadım. Vatanım için, Mustafa Kemal Paşam için üzerime düşen görevi yerine getirmeye çalıştım. Hizmetleri gerçekleştiren arkadaşlarımdır. Ben buna layık değilim” Topkapılı Cambaz Mehmet, bugünün parasıyla ayda yaklaşık 10 milyar lira maaşı Kızılay’a devreder. Tek kuruşunu bile almaz.

24 Haziran 1923 – Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Toplam 143 madde ile çeşitli sözleşme ve protokol biçimindeki 17 ek’ten ibaret olan antlaşmanın imzalanması nedeniyle Mustafa Kemal, İsmet Paşa’yı kutladı.

24 Haziran 1923 – Milli mücadeleden sonra TBMM’nin milletvekilliği teklifini geri çevirerek Topkapı’daki mütevazı evine çekilen “Demir” takma lakaplı Topkapılı Cambaz Mehmet TBMM tarafından 24 Haziran 1923 tarihinde, “Vatana Hizmet Faslından mahiye (ayda) 1500 lira maaş ile ödüllendirilmiştir.” (Ben sadece üzerime düşeni yaptım diyen Topkapılı bu maaşı da almamış ve Kızılay’a devretmiştir. Topkapılı 1932 yılında hayata veda etmiştir. Mustafa Kemal’in Mim Mim Grubundaki takma adı ise; “NUH’tur.”Nuh adı aynı zamanda Mim Mim grubunun parolasıdır.)

25 Haziran 1923 – Mustafa Kemal Paşa İzmir’den milletvekili seçildi.

26 Haziran 1923 – General Harington, Abdülmecid Efendi’yi ziyaret etti.

28 Haziran 1923 – Darülfünun Mustafa Kemal’e “Fahri Müderrislik Şahadetnamesi” gönderdi.

28 Haziran 1923 – Gazi Mustafa Kemal, kendine “Müderrislik Şahadetnamesi” gönderen İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne teşekkür telgrafı yolladı.  Atatürk’ün, kendisine “fahrî profesörlük” diploması gönderen İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne teşekkür telgrafı: “…Millî bağımsızlık, millî kültür ile eş olduğu cihetle, işgal etmekte olduğunuz öğretim kürsülerinde memleketin siz bilim adamları da, hiç şüphesiz aynı savaşın kahramanlarısınız.”

29 Haziran 1923 – Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Lozan’da suçluların geri verilmesi ve başka konularda sözleşmeler imzalanması için görüşmeler başladı. (Anlaşma 6 Ağustos’ta imzalandı.)

29 Haziran 1923 – Fenerbahçe, İşgal Kuvvetleriyle oynadığı “General Harrington” kupasını kazandı.

29 Haziran 1923 – Harrington kupası futbol maçı, Taksim Stadı’nda Fenerbahçe ile İngiliz Gardlar karması arasında oynanmıştır. Harrington gazetelere verdiği ilanlarda kendisine güvenen bir Türk kulübüyle, İngiliz Gardlar Karması’nın maç yapmak istediğini belirtmişti. İlanda ayrıca, kazanan takıma özel olarak yaptırılan Harrington Kupası’nın verileceği belirtilmişti. Bu ilanı FB kendisine yönelik bir maç daveti olarak algılamış ve İngilizlere aynı gün şu yazılı cevabı vermişti:“İstanbul ve Havalisi Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı Cenab-ı Alisi’ne; Fenerbahçe Spor Kulübü, bütün kulüplere vaki davetinize muttali olmuştur. Kulübümüz, arzu duyulan futbol maçını, yine arzu buyrulan gün ve saatte yalnız kendi kadrosuyla oynamaya hazır ve cevabınıza muntazır olduğunu cenab-ı alilerine bildirmekle kesbi şeref eyler.” Maçın adı konmuştu: Gardlar Karması-Fenerbahçe. Harington, Gardlar karması’nın dünyaca ünlü İngiliz Çelse kulübünden getirttiği dört futbolcuyla takviye etmişti. Maçın önemi, diğer takımları da harekete geçirmiş, FB’nin ezeli rakibi GS, başta Aslan Nihat olmak üzere en iyi birkaç futbolcusunu FB’ye vermeyi teklif etmiş, ancak FB, ezeli rakibine teşekkür ederek bu maça kendi kadrosuyla çıkacağını belirtmiştir. Maç, 29 Haziran 1923’te Taksim Stadı’nda oynamıştır. Fenerbahçe, Gardlar Karmasını 2-1 yenmiş ve Harrington Kupası’nı almıştır. Bu kupa bugün FB Müzesi’nde sergilenmektedir. İşgal kuvvetleri giderayak FB’den unutamayacakları bir tokat yemişti. Zafer haberi kısa sürede Türkiye sınırlarını aşmış ta İsviçre’ye kadar gitmişti. Lozan Görüşmelerini yürütmek için İsviçre’de bulunan İsmet Paşa, FB’nin İngiliz Gardlar Karması’nı yenerek Harrington Kupası’nı aldığını duyunca çok sevinmiş ve bir telgrafla FB’yi tebrik etmiştir. İsmet Paşa’nın FB’ye gönderdiği telgraf şöyle bitiyordu: “Heyetimiz adına meserretle gözlerinizden öperim… İsmet.”

4 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Lozan’da bulunan İsmet Paşa’ya telgrafı: “…Sizce esasen bilinen esas görüş üzerinde kararlı ve ısrarlı olduğumuz ve bunlarda lehimizde başarısızlık halinde askerî vasıtalarla yapılabilecek hususlar ve bunların sonuçları malûmdur. Biz bu harekâtın yapılmasını ve sonucun elde edilmesini memleketimizin yüksek çıkarları için çoktan uygun görmekteyiz. Çok iyi takdir buyurulacağı gibi sizden yiğitçesine bir hareket ve onun kuvvetli bir ihtimal olan neticesini beklerim.” [Kocatürk]

10 Temmuz 1923 – İstanbul’da Harp Akademisi Beyazit’ta Harbiye Nezaretinde kuruldu. 1923-1924 yılları arasında Beyazit’ta Harbiye Nezaretinde faaliyet göstermiştir.

10 Temmuz 1923 – Türk milletinin ve onun değerli varlığı Türk Silâhlı Kuvvetlerinin insana yaptığı yatırımın en güzel örneği olan Harp Akademileri 1848 yılında kurulmuş, ilk mezunlarını 1849 yılında vermiştir. Kaynak: harpak.tsk.mil.tr

10 Temmuz 1923 – İstanbul’daki en eski askeri kurumlarımızdan olan Harp Akademileri’nden siyasi tarihimizde iz bırakan birçok asker ve devlet adamı yetişmiştir. Akademi de halen kurmaylık eğitimiyle birlikte milli savunma, yüksek komuta vs. konularında da eğitim verilmekte; iletişim, halkla ilişkiler gibi askerlikle ilgili yan kollarda da öğrenciler bilgilendirilmektedir. Kaynak:  ibb.gov.tr

10 Temmuz 1923 – Fener Kilisesi Patriği Meletios, Yunanistan’a kaçtı.

12 temmuz 1923 – İstiklal Marşı için Ali Rifat Bey’in (Çağatay) bestelediği eser seçildi. Bu marş 7 yıl okunduktan sonra 1930’da Osman Zeki Bey’in (Üngör) bestesiyle değiştirildi.

12 Temmuz 1923 – Polonya ile ticaret antlaşması imzalandı.

13 Temmuz 1923 – Atatürk The Saturday Evening Post yazarı İsaac F. Marcosson’a verdiği demeçte; “ Emperyalizm ölüme mahkumdur. (…) Demokrasi insan ırkının ümididir. (…) Yeni Türkiye’nin temelindeki fikir aynen budur. Biz ne zor kullanmak ne de fetih istiyoruz. Yalnız bırakılmamaızı ve kendi ekonomik ve siyasal kaderimizi kendimizin belirlemesine izin verilmesini istiyoruz. Yeni Türk demokrasisinin tüm binası bunun üzerine kuruludur. Şunu da ilave edeyim ki, bu demokrasi Amerikan düşüncesini temsil eder, şu farkla ki siz kırk sekiz devletsiniz, biz bir tek büyük devletiz.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.371)

13 Temmuz 1923 – Atatürk The Saturday Evening Post yazarı İsaac F. Marcosson ile mülakatında; “Panislamizm, din ortaklığını temel alan bir federasyon demekti. Panturanizm ise ırkı temel alan aynı çeşit bir çaba ve ihtiras ortaklığını temsil ediyordu. Her ikisi de yanlıştı. Panislamizm fikri, asırlar önce viyana kapılarında, Türklerin Avrupa’da ulaştıkları en kuzey noktada öldü. Panturanizm de doğu ovalarında mahvolup gitti.” Devamında şöyle dedi; “Emperyalizm ölüme mahkûmdur. Demokrasi insan ırkının ümididir.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.500)

13 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Amerika’da yayımlanan “The Saturday Evening Post” dergisi yazarlarından Isaac F. Marcosson’u Çankaya’da kabulü ve görüşmesi: “Yeni Türkiye’nin ilk ve en önemli düşüncesi siyasal değil, ekonomiktir. Biz, dünya üretiminin de, tüketiminin de bir parçası olmak istiyoruz.” [Kocatürk]

13 Temmuz 1923 – The Saturday Evening Post yazarı İsaac F. Marcosson ile mülakatında Atatürk ‘Dünyanın bugünkü hastalığı için ilacınız nedir ?’ sorusuna cevaben şöyle der; “Aptalca şüphe ve güvensizlik değil, akıllıca işbirliği.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.22.)

14 Temmuz 1923 – Atatürk, Ankara’da, Fransız Milli bayramı dolayısıyla Fransız Albay Mougin’in verdiği yemekte yaptığı konuşmasında; “Fikirler baskı ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.103.)

15 Temmuz 1923 – Birinci Heyet-i İlmiye toplantısı yapıldı. (Toplantı sonunda Halk Eğitimi raporu hazırlandı. 25 Kasım 1933 tarihinde halk eğitimi çalışmalarına başlandı.)

18 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da, dil uzmanlarından Mithat Sadullah (Sander) Bey’i kabulü.

18 Temmuz 1923 – İsmet Paşa’nın, hükümetten beklediği cevabın gecikmesi üzerine Lozan’dan Atatürk’e telgrafı: “…Eğer hükümet, kabul ettiğimiz şeylerin reddinde kesin ısrarlı ise, bunu bizim yapmaklığımıza imkân yoktur. …Hükümetten teşekkür beklemiyoruz. Yaptıklarımızın hesabı tarihe bırakılmıştır.”

19 Temmuz 1923 – Gazi Mustafa Kemal, İsmet İnönü’ye Lozan Konferansı konusunda telgraf gönderdi.

19 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Lozan barış görüşmeleri esnasında İsmet Paşa ile Vekiller Heyeti Başkanı Rauf Bey arasında çıkan anlaşmazlık ve Ankara ile yazışmaların gecikmesi üzerine İsmet Paşa’ya telgrafı: “Hiç kimsede tereddüt yoktur. Kazandığınız başarıyı en sıcak ve samimî hislerimizle tebrik emek için usulen imza olunduğunun bildirilmesini bekliyoruz.” [Kocatürk]

20 Temmuz 1923 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e telgrafı: ‘Her dar zamanımda Hızır gibi yetişirsin. Dört, beş gündür çektiğim azabı tasavvur et! Büyük işler yapmış ve yaptırmış adamsın! Sana bağlılığım bir kat daha artmıştır!” [Kocatürk]

23 Temmuz 1923 –  Atatürk’ün, akşam Lâtife Hanımla beraber Ankara’dan trenle İzmir’e hareketi.

23 Temmuz 1923 – Türkiye-Polonya dostluk antlaşması imzalandı.

24 Temmuz 1923 – Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Günümüz Türkiye’sinin sınırlarının çizildiği Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye’nin bugünkü sınırlarını çizen ve Ankara’nın Türkiye’nin meşru hükümeti olarak uluslar arası alanda tanınmasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması imzalandı.

24 Temmuz 1923 – Türkiye’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınmasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Gazi Mustafa Kemal: ”Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, yüz yıldan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zannedilmiş bir büyük suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir.”

24 Temmuz 1923 – Atatürk önderliğinde Milli Mücadele’ye başlayan Türk ulusu savaş meydanlarında büyük zaferler kazanmış ve Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923 imzalanmış barış antlaşması) ile siyasi ve hukuki alanda tescil etmiştir. Lozan barış görüşmeleri 8 ay sürmüş ve Türk tarafının kayıtsız şartsız bağımsızlık talebi nedeniyle çetin geçmiştir.

24 Temmuz 1923 – Atatürk der ki: “Bu Antlaşma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşmasıyla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte örneği bulunmayan bir siyasî zafer eseridir.” [Kocatürk]

24 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Lozan Antlaşması’nın imzalanması üzerine İsmet Paşa’ya tebrik telgrafı: “Memlekete bir dizi faydalı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu defa da tarihî bir başarıyla taçlandırdınız!”

24 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Lozan Antlaşması’nın imzası ve kurban bayramı nedeniyle orduya tebrik mesajı: “…Harp sahasında olduğu kadar siyasî sahada da Türk milletinin hakları, ısrarla ve ehliyetle savunulmuştur. Şimdiye kadar hiçbir ordunun tahammül etmediği derecede ağır bir görevi, büyük mazisinin şöhretine lâyık bir surette yerine getirmiş olan kahraman ordumuz, bugün kurtulan vatanın ufuklarında bayram ve barış güneşinin beraber doğduğunu görüyor. Dünya ve tarih karşısında Türk milletine karşı üstlendikleri görevi başarmaktan dolayı şimdi pek haklı olarak mutluluk ve iftihar duyan aziz silâh arkadaşlarımın, aynı mutluluk ve iftihar hissiyle bayramlarını tebrik ediyorum.”

24 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, eski Macar Başbakanı Frederik’e yazdığı mektubun, Macar Milli Meclisi’nde şiddetli alkışlarla karşılanması: “…istikamet, metanet ve nefisten fedakârlık, zafere ulaştırır. Ümitsizliğe düşmeyiniz. Zira gelecek, arzu ve imanı olana vaat edilmiştir.” [Kocatürk]

27 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber Ankara’dan İzmir’e gelişi.

27 temmuz 1923 – Atatürk’ün, akşam Göztepe’de kalmakta olduğu köşkün penceresinden halkı selâmlaması ve söyledikleri: “…Memleket ve milletin menfaatine yan bakanların yeri ya denizin dibi yahut toprakların altıdır.”

28 Temmuz 1923 – Atatürk’ün, İzmir’de kurularak çalışmalarına başlayan İhtiyat Zabitleri Cemiyeti’ne onbin lira bağışta bulunması.

29 temmuz 1923 – Atatürk’ün, Yahya Kemal (Beyatlı) Bey’e, Urfa milletvekilliğine seçilmesi nedeniyle memnuniyetini bildiren ve başarı temenni eden telgrafı.

29 Temmuz 1923 – Batı Cephesi karargâhı Ankara’ya taşındı.

2 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber İzmir’den Ankara’ya dönüşü.

2 Ağustos 1923 – İtalya eski Başbakanı Nitti’nin, Lozan Antlaşması’nın imzalanması nedeniyle Atatürk’e kutlama mektubu.

4 Ağustos 1923 – Rauf Bey (Orbay) İcra Vekilleri Heyeti Reisliği’nden (başbakanlık) ayrıldı.

4 Ağustos 1923 – Fethi Ali Okyar’ın, Rauf Orbay’ın başbakanlıktan ayrılması üzerine başbakan seçilmesi.

5 Ağustos 1923 – Çanakkale’de savaşan Avusturalyalı General Charles Ryan’ın, Atatürk’e mektubu: “Türkiye’nin eski ve içten bir dostu olarak bu birkaç satırı yazmaya ve Türkiye’nin yeniden canlandırılmasındaki ve memnuniyet verici barışın yapılmasındaki önemli payınız sebebiyle size yürekten tebriklerimi sunmaya kalkıştım. Sizin faaliyetleriniz ve askerlerinizin muhteşem davranışı olmasaydı, Türkiye acınacak durumda olurdu. Şimdi Türkiye’nin, dünya ülkeleri arasındaki eski ve mağrur yerini almak için emin bir yolda bulunduğuna inanıyorum.” [Kocatürk]

5 Ağustos 1923 – Genelkurmay Başkanlığı, barış, konuş ve kuruluş planını uygulamaya başladı.

6 Ağustos 1923 Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Lozan’da suçluların geri verilmesi ve başka konularda sözleşmeler imzalandı. (Görüşmeler 29 Haziran’da başlamıştı.)

6 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, Meclis’teki başkanlık odasında, -İzmir’de kurularak çalışmalarına başlayan- İhtiyat Zabitleri Cemiyeti temsilcilerini kabulü ve cemiyetin fahrî başkanlığını kabul edişi.

6 Ağustos 1923 – Lozan görüşmelerine gözlemci olarak katıldığı için anlaşmaya imza koymayan ABD ile 6 Ağustos 1923’de dostluk ve ticaret anlaşması imzalandı. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.245.)

8 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, yeni yasama dönemi için seçilen milletvekilleriyle, Halk Partisi kurulması hakkında konuşması.

8 Ağustos 1923 – Mustafa Kemal Atatürk, “Halk Fırkası” ile ilgili geniş bir konuşma yaptı. (9 Ağustos’ta fırka nizamnamesi görüşülmeye başlandı, 9 Eylül’de kabul edildi. 11 Eylül’de fırka resmen kuruldu. 10 Kasım 1923’te fırkanın ismi “Cumhuriyet Halk Fırkası” oldu.) (Atatürk ve siyaset, Cevat Şenol)

10 Ağustos 1923 – Lozan Antlaşması’nın imzalayan İsmet Paşa ve beraberindekiler yurda döndü.

11 Ağustos 1923 – T.B.M.M.’nin ikinci dönemi başladı.

11 Ağustos 1923 – İkinci T.B.M.M.’nin açılması.

11 Ağustos 1923 – Yapılan seçimlerden sonra Büyük Millet Meclisi’nin ikinci dönemi açılarak, çalışmalara başlandı. Birinci Meclis’teki mebusların yüzde 28’i tekrar seçildi. Hıyanet-i Vataniye Kanunu’ndaki değişikliklerle birlikte adaylara getirilen bazı güçlükler nedeniyle, İkinci Grup’un adaylarının seçime katılmama kararı grubun sonu oldu.

11 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, İstanbul’dan gelen izcileri Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde teftişi.

13 Ağustos 1923 – Gazi Mustafa Kemal’in, Ankara Milletvekilliğini kazanması.

13 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, 2. defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na seçilmesi.

13 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ikinci devre I. toplantı yılını açış konuşması: “…Memleketimizi bayındır, halkımızı mutlu yapacağız ve refaha kavuşturacağız. Ümidimiz, kararımız ve bilhassa milletimizin ve Yüce Meclisinizin göstereceği birlik ve dayanışma, ilerleme ve uygarlık yolundaki çalışmamızda elbette başarının kefili olacaktır.”

13 Ağustos 1923 – Mustafa Kemal meclis konuşmasında, kurtuluş savaşının ne zorluklarla kazanıldığını anlattı, şehitlerimizin ruhuna FATİHA istedi.

14 Ağustos 1923 – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Fethi (Okyar) Bey’in icra Vekilleri Heyeti Başkanlığı’na seçilmesi.

14 Ağustos 1923 – Fethi Bey (Okyar) yeni İcra Vekilleri Heyeti’ni (Bakanlar Kurulu) kurarak, meclise sundu.

14 Ağustos 1923 – Hükümet programında müzeciliğe geniş yer ayrıldı.

14 Ağustos 1923 – Atatürk’ün, akşam Heyet-i İlmiye üyeleri şerefine Ankara Türkocağı’nda verilen çayda bulunması ve üyelere söyledikleri: “…Şimdiye kadar askerlik ve siyaset alanında kazanılan zaferin, kültür ve bilim alanında da temin edileceğini ümit ederim.”

14 Ağustos 1923 – Sovyet Elçisi Suriç’in, Atatürk’e, Lozan Antlaşması’nın imzası ve Meclis’in 2. devre çalışmalarına başlaması nedeniyle Sovyet Hükümeti adına Çiçerin’in tebriklerini sunan mektubu.

14 Ağustos 1923 – Ankara Milletvekili Atatürk yeniden TBMM Başkanı seçildi.

15 Ağustos 1923 – Atatürk’ün 2. defa Meclis Başkanlığı’na seçilmesi nedeniyle Halife Abdülmecit Efendi’nin tebrik telgrafı.

15 Ağustos 1923 – Mustafa Kemal, TBMM İkinci dönemini açarken milli mücadele sırasında dini siyasete alet ederek halkın yüce duygularını siyasi emellerine alet edenleri “ŞEYTANLIKLA” suçladı.

16 Ağustos 1923 – Atatürk’ün,   Ankara  Türk ocağı   toplantısında  Ali   Sami (Yen)’in sunduğu bilgi üzerine söyledikleri: “…Biz henüz Avrupa derecesine gelmedik. Sporda tek ve açık bir amaç gözetmek lâzımdır. Sporu ya propaganda için yapacağız, yahut da bedensel gelişmemizi temin için yapacağız.”

18 Ağustos 1923 – İzmir’den de seçilmiş olan Gazi Mustafa Kemal, Ankara milletvekilliğini kabul etti.

23 Ağustos 1923 – Meclis akşam saatlerinde, Lozan Barış Antlaşması’nı onayladı. Antlaşma 14’e karşı 213 oyla onaylandı. Antlaşmaya göre onay tarihinden itibaren İstanbul ve Boğazlar 6 hafta içinde boşaltılacak.

23 Ağustos 1923 – Lozan Barış Antlaşması’nın TBMM Görüşmelerinde Dışişleri Bakanı İsmet İnönü anlaşmanın faydalarını içeren bir konuşma yaptı.

23 Ağustos 1923 – Vahdettin Taksim camisini 7000 liraya Fransızlara sattı. (Maliye Nazırı Mehmet Rıfat Bey’di.) 20 Şubat 1913 tarihli sözleşmede açık tutulması istenen Taksim cami, bu yeni sözleşme ile ‘nakledilecek’ ibaresiyle anıldı ve Sofraköy’de bir cami yapılması şartıyla satış gerçekleşti. Lakin bu satış resmi gazeteden (Takvim-i Vakayi) dahi saklandı. (Charles Harington, Atilla Oral)

25 Ağustos 1923 – Yunanistan Lozan anlaşmasını onayladı.

26 Ağustos 1923 – Vakit gazetesi haberi; “ … milli hükümet nişanları lağvediyor. Eskiden verilmiş olan nişanların hiçbir zaman takılamayacak. Ecnebi nişanlarının takılması müstesnadır. Hükümetçe yalnızca İstiklal madalyasından başka hiçbir madalya ve nişan tanınmamaktadır.”

29 Ağustos 1923 – İngiltere Hükümeti Türkiye ile savaş nedeniyle sürdürdüğü ticaret yasağını kaldırdı.

1 Eylül 1923 – Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.

5 Eylül 1923 – Fethi Bey (Okyar) hükümetin icra programını mecliste okudu.

5 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da İleri gazetesi muharriri Suphi Nuri (İleri) ile görüşmesi ve söyledikleri: “…Ordu vazifesini yaptı. Memleketin bilim ve kültür adamları, memurları, milletvekilleri, iş adamları devleti idare mevkiine geçtiler. Kendilerini göstersinler. Bu vatanı hür ve mutlu bir hale getirsinler!”

5 Eylül 1923 – Atatürk’ün, öğleden sonra Meclis’teki başkanlık odasında Makedonyalılar Cemiyeti üyesi ihsan Bey’i kabulü ve değişim yolu ile gelecek soydaşlarımız hakkında görüşmesi. [Kocatürk]

7 Eylül 1923 – İkdam, Akşam, İleri, Tercüman-ı Hakikat, Tevhid-i Efkar, Tanin, Vatan ve Vakit gazeteleri, dizgici grevi nedeniyle çıkamayınca ortaklaşa “Müşterek” gazetesini yayımlamaya başladı. “Müşterek” gazete iki hafta çıktı.

9 Eylül 1923 – Halk Fırkası kuruldu. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından 9 Eylül 1923’de kuruldu.

9 Eylül 1923 – Halk Fırkasının teşekkülü. Halk Fırkası Tüzüğü onaylandı. Böylece CHP’nin kuruluşu gerçekleştirildi. Halk Fırkası’nın nizamnamesi (tüzüğü) mebus olan üyeler tarafından kabul edildi. Böylece ilk siyasi partinin kuruluşu için gerekli olan ilk adım atıldı.

9 Eylül 1923 – Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Halk Partisi üyeleri tarafından “Halk Partisi Tüzüğü”nün kabul edilmesi. (Parti, 11 Eylül 1923 tarihinden itibaren kurulmuş, ancak İçişleri Bakanlığı’na kuruluş dilekçesi 23 Ekim 1923 günü verilmiştir). [Kocatürk]

9 Eylül 1923 – CHP Tüzüğü’nün 1. Maddesi’nde aynen şöyle denilmektedir: “Cumhuriyet Halk Partisi; Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamı olarak 9 Eylül 1923 tarihinde kabul edilen ‘Parti Tüzüğü’ ile kurulmuştur.”

9 Eylül 1923 – Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından, “Halk Fırkası” adıyla 9 Eylül 1923’de kuruldu. Kurtuluş Savaşını örgütleyen ve yürüten “Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti”nin devamıdır. 20 Kasım 1923’de, “Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti” Halk Fırkası’nın bünyesine katıldı. Partinin adı 10 Kasım 1924’de “Cumhuriyet Halk Fırkası,” 1935 yılında da (4. Kurultay)  “Cumhuriyet Halk Partisi” oldu. Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesi 11 Eylül 1923 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na verildi.

9 Eylül 1923 – Halk fıkrası kuruldu. (Partinin kökleri 1. Kurultay kabul edilen Sivas kongresine kadar dayanır. Bu kongrede muhtelif müdafa-i Hukuk cemiyetleri “Anadolu Müdafa-i Hukuk cemiyeti” adı altında birleşmiştir. (23 Nisan 1920’de TBMM bu cemiyetin delegelerinden oluşmuştur ancak 1922 de meclis birinci grup ve ikinci grup olarak ikiye ayrılmıştır. Birinci grup 8 Nisan 1923’de seçimlere tek liste ile girerek biri dışında bütün milletvekilliklerini almıştır. Mustafa Kemal, Lozan anlaşmasının kabulünden sonra 9 Eylül 1923’te “9 Umde (ilke)” adı verilen siyasi programı ilan etmiş ve iki gün sonra içişlerine verilen dilekçe ile kendisine bağlı milletvekillerinden oluşan “halk fırkasını” kurmuştu.) (Mustafa Kemal ile birlikte parti kurucuları; Refik Saydam, Celal Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Ünaydın, Kazım Hüsnü, Saffet Arıkan, Zülfü Bey ve ilk genel sekreter Recep Peker’di. (10 Kasım 1923’te fırkanın ismi Cumhuriyet halk fırkası oldu. 1935’teki 4. kurultay ile adı Cumhuriyet Halk Partisi oldu. ) (Geldikleri gibi giderler, Kahraman Yusufoğlu)

9 Eylül 1923 – Atatürk’ün, İzmir’in kurtuluş yıldönümü nedeniyle İzmir Belediye Başkanlığı’na kutlama telgrafı: “9 Eylül 1923 günü, sevgili hemşehrilerimizin samimî ortamında bulunmak benim için bir mutluluk olurdu. Ne çare ki, yine millet ve memleketimizin kurtuluş ve refahına ait mühim uğraşılarım, beni bu mutluluğa eriştirmekten, bu şerefli vazife men ediyor.”

10 Eylül 1923 – Atatürk’ün, açılışı nedeniyle saygı ve bağlılık dileklerini ileten Tekfurdağı  Türkocağı   Başkanlığı’na başarı telgrafı.

11 Eylül 1923 – Halk Fırkasının kurulması ve Mustafa Kemal’in Halk Fırkası Genel Başkanlığına seçilmesi. Atatürk’ün, “Halk Partisi Genel Başkanlığı”na seçilmesi.

11 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Meclis’teki başkanlık odasında -Mersin’den Ankara’ya gelen- Şeyh Sunusî’yi kabulü.

15 Eylül 1923-  Mustafa Kemal’in genel başkanlığa getirildiği Halk Fırkası’nda Umumi Katipliğe (Genel Sekreterlik) de Kütahya mebusu Recep Peker seçildi.

15 Eylül 1923 – Lozan Antlaşması uyarınca Edirne’ye bağlı Karaağaç istasyonu Yunanlılardan teslim alındı.

19 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Yarbay İbrahim Bey’in oğlu Kemalettin Efendi’nin hatıra defterine yazdıkları: “Oğlum Kemalettin! Babanın iyi ahlâklı bir insan, temiz bir asker olduğunu öğrendim. Seni, fotoğrafından incelemekle fikir çıkarmaya kalkışmayacağım. Babanın verdiği öğütler kıymetlidir. Ben, yalnız şunu ilâve edeceğim. Hatıra defterini başkalarının yazıları ile doldurmaya heves etmektense, hayat defterini kendi faaliyet ve fazilet eserlerinle doldurmaya bak!” [Kocatürk]

20 Eylül 1923 – İstanbul’da , kapütilasyonların öngördüğü yabancı devletlere ait postaneler kapatıldı.

21 Eylül 1923 – Bozcaada Yunanlılardan alındı.

21 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanım’la beraber, Ankara Türkocağı salonunda toplanan Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu) Kongresi’nin açılışını izlemesi.

22 Eylül 1923 – İmroz Yunanlılardan alındı.

22 Eylül 1923 – Mustafa Kemal Avusturya’da yayınlanan Neue Freie Presse gazetesi muhabirine (Hans Lazar) Cumhuriyet’in İlanı’na dair mülakat verdi. (Sözleri 27 Eylül tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinde de yayınlandı.)

23 Eylül 1923 – Evlilik ilmühaberine dair “İzinname-i Şer’i Sureti” tanzimi.

23 Eylül 1923 – Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu rejimin cumhuriyet olduğu açıktı. Nitekim bu gerçeği 23 Eylül 1923’te New Free Press muhabirine verdiği demeçte şöyle itiraf edecekti: “Yeni Türkiye, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi, milletin biricik gerçek temsilcisi olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki cümleyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet.”

23 Eylül 1923 – Atatürk, gizli Cumhuriyet fikrini 23 Eylül 1923’te New Free Press muhabirine verdiği demeçte şöyle itiraf edecekti: “Yeni Türkiye, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi, milletin biricik gerçek temsilcisi olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki cümleyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet.”

25 Eylül 1923 – Milli sınırlar dışında kalmış ve Milli Mücadele’ye katılmamış olanlara yapılacak işlemleri belirten 347 sayılı kanun T.B.M.M.’nde kabul edildi.

27 Eylül 1923 – Harb Okulu, İstanbul’da Harbiye’deki binasına taşındı.

27 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Avusturya’da yayınlanan “Neue Freie Presse” muhabiri J. H. Lazar’a, Cumhuriyet idaresi, Türkiye’nin doğu, batı ilişkileri hakkında demeci: “…Yeni Türkiye Anayasası’nın ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin yegâne gerçek mümessili olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet!” (Bu görüşme, adı geçen gazetenin 2 Ekim 1923 tarihli sayısında yayımlanmıştır). [Kocatürk]

27 Eylül 1923 – Atatürk’ün Neue Freie Presse muhabirine halifelik sorununa dair verdiği demeç, “… Tarihimizin en mesut devresi hükümdarlarımızın halife olmadıkları zamandır.”

28 Eylül 1923 – Atatürk’ün, Rumeli Müslümanlarının yerleştirilmesi ve Yunan tahribatının tamiri için yardım amacıyla İslâm âlemine bildirgesi: “…Yunan idaresindeki Müslümanları buralarda yerleştirmeye, altıyüz bin kişiye ekmek vermeye, mesken bulmaya çalışan Türkler, kardeşlerinin sefaletten yok olmamaları için İslâm âleminin iyilikseverliğine müracaat ediyor.” [Kocatürk]

30 Eylül 1923 – Fenerbahçe’nin altın harflerle yazdırdığı tarih; “Beş yıl süren İngiliz işgali 5 gol ile kapandı. FB:5 – İngiliz Takımı:1” (Tevhid-i Efkar gazetesi, 1 Ekim 1923)

2 Ekim 1923 – Müttefik Kuvvetlerin İstanbul’dan ayrılması. İtilaf Devletlerinin son birlikleri İstanbul’dan ayrıldı.

2 Ekim 1923 – İngilizler, Lozan Antlaşması’ndan sonra, 2 Ekim 1923’te İstanbul’u boşaltıp geldikleri gibi gittiler.

2 Ekim 1923 – İngilizlerin İstanbul’u, 24 Ağustos 1923’de başlayan terki, 2 Ekim 1923 tarihinde tamamlandı. (Böylece 13 Kasım 1918’de başlayan İngiliz işgali, 1837 gün sonra sona ermiş oldu.)

2 Ekim 1923 – Mustafa Kemal’in ”geldikleri gibi giderler” dediği işgal güçlerine ait son birlik, İstanbul’dan ayrıldı. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından tahliyesi. İşgal kuvvetlerine ait son askeri birlikler de İstanbul’dan ayrıldı. İstanbul’da İtilâf Devletleri son birliklerinin, Dolmabahçe önünde Türk bayrağını ve Türk askerini selâmlayarak ayrılmaları.İstanbul’a 13 Kasım 1918’de gelen ve 16 Mart 1920’de kenti tamamen işgal eden İtilaf Devletleri’nin son birlikleri, Dolmabahçe rıhtımından gemilere binerek kenti terk ettiler.

4 Ekim 1923 – Anadolu Müstakil Türk Ortodoksları lideri Papa Eftim, Milli Hükümeti destekleyen beyannamesini yayınladı. Anadolu Müstakil Türk Ortodoks lideri Papa Eftim (Pavli Karahisarlıoğlu), Kuvayı Milliye lehinde bildiri yayınladı.

4 Ekim 1923 – İsmet Paşa’nın General Harrington’a mektubu; (İstanbul’u terk ederken şiddet ve çarpışmalara meydan verilmediği için teşekkürü.)

4 Ekim 1923 – İstanbul’da sansür kaldırıldı.

4 Ekim 1923 – Atatürk’ün, kendisini İstanbul’a davet eden Üsküdar ve Beyoğlu Müdafaa-i Hukuk heyetlerinin telgrafına cevabı: “…Hürriyetine kavuşan sevgili İstanbul’u, çıkacak ilk fırsatta ziyarete koşacağım.”

5 Ekim 1923 – İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşu. 5 Ekim 1923’te İstanbul’un Anadolu yakasına gelen Türk ordusu, 6 Ekim 1923 günü coşkun bir bayram havası içinde, sevinç gözyaşları arasında ve çiçek yağmuru altında İstanbul’a girdi.

6 Ekim 1923 – Şükrü Naili (Gökberk) Paşa komutasındaki Türk birlikleri İstanbul’a girdi. Bugün İstanbul’un Kurtuluş Günü olarak kabul edildi. Türk birliklerinin, İstanbul’a girişi ve halk tarafından coşku ile karşılanışı.

6 Ekim 1923 – Damat Ferit Paşa, Fransa’nın Nice kentinde öldü. Milli Mücadele’ye karşı oluşuyla tanınan, çeşitli kabinelerde nazırlık ve sadrazamlıkta bulunan daha önce yurt dışına kaçmış olan Damat Ferit Paşa, Fransa’nın Nice kentinde öldü.

6 Ekim 1923 – İngilizler Çanakkale’den ayrıldı.

8 Ekim 1923 – TBMM’nde “Islah ve Teksiri hayvanatı Ehliye kanunu” ile “koşu cemiyetlerine, koşu müsabaka ve sergilerine dair kanun” kabul edildi.

13 Ekim 1923 – Ocak’ta imzalanan Ahali Mübadelesi nüfus değişimi için 17 Temmuz’da hazırlanan iskân cetvelinde aksamaların olması üzerine Mübadele, İmar ve İskân Vekaleti kurularak Anadolu 10 iskân bölgesine ayrıldı.

13 Ekim 1923 – T.B.M.M.’nde “Mübadele İmar ve İskan Vekaleti İhdasına Dair Kanun” kabul edildi.

13 Ekim 1923 – Ankara’yı “Hükümet Merkezi” yapan kanun kabul edildi. Ankara’nın başkent olması. Ankara’nın gurur günü. Ankara, 13 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edildi.

13 Ekim 1923 – Ankara başkent ilan edildi. Avrupa, bu kararı şaşkınlıkla karşıladı. Yeni başkenti tanımamak için bir hayli direndiler.

13 Ekim 1923 – Büyük Millet Meclisi’nde Ankara’nın hükümet merkezi olmasına ilişkin kanun teklifi kabul edildi. Ankara’nın Yeni Türk Devleti’nin merkezi olduğuna dair Kanunun kabul edilişi.

20 Ekim 1923 – Atatürk’ün, -şehit yetimlerine yardım olmak üzere para gönderen- “New York Türk Yardımlaşma Cemiyeti”ne teşekkür telgrafı. [Kocatürk]

20 Ekim 1923 – Saturday evening post gazetesi,  Mustafa Kemal’e “Kemal paşa” başlığıyla yayınlanan röportaj için sayfalarca yer ayırdı. Yazıyı paşanın köpekli resmi süsledi. (latife Hanım ve köpek yavruları da resimdeydi.)

21 Ekim 1923 – Atatürk’ün, “Subay ve askerî memurların maaş ve fevkalâde ödenekleri hakkındaki Kanun” nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Memleketimiz ve milletimiz her ne vakit felâketlere maruz kaldıysa, hiç şüphesiz ki bütün vatan evlâdı, memleket evlâdı, en büyük fedakârlığa katlanmaktan çekinmemiştir. Yalnız, bütün bu memleket evlâdını, vatanın müdafaası için ölüme sevk etmek sorumluluğunu üzerine alan ve aynı zamanda onların ilerisinde göğsünü düşman kurşunlarına geren subaylardır, komutanlardır.” [Kocatürk]

23 Ekim 1923 – Büyük Millet Meclisi’nin ikinci başkanlığını yapan Ali Fuat Bey’in (Cebesoy) istifa etti.

23 Ekim 1923 – Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na verildi; Daha önce tüzüğü kabul edilen Halk Fırkası’nın resmen kurulması için Dahiliye Vekâleti’ne dilekçe verildi.

23 Ekim 1923 – Halk Partisi’nin kuruluş dilekçesinin, Genel Başkan Gazi Mustafa Kemal ve Genel Sekreter Recep (Peker) imzalarıyla İçişleri Bakanlığı’na verilişi.

23 Ekim 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Ankara Türkocağı’nda açılan resim sergisini ziyareti ve bazı tabloları satın almaları.

24 Ekim 1923 – T.B.M.M.’nde (362 sayılı) “12 Rebiülevvel Gecesiyle Gününün (Saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım günü) Milli Bayram Addine Dair Kanun” kabul edildi. (27.5.1935 günlü, 2739 sayılı, ulusal bayramlarla ilgili kanun’la kaldırılmıştır.)

24 Ekim 1923 – Atatürk, Fethi Bey’den İçişleri Bakanlığı görevini bırakmasını istedi.

24 Ekim 1923 – Fethi Bey, 24 Ekim’de İçişleri Bakanlığı görevini bıraktı. Ali Fuat Paşa da aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı’ndan ayrıldı.

25 Ekim 1923 – Halk Fırkası Grubu, muhaliflerden Rauf Bey’i Meclis İkinci Başkanlığı’na gıyaben aday gösterdi. Yine muhaliflerden Sabit Bey de gıyaben İçişleri Bakanlığı’na aday gösterildi. Atatürk, Rauf Bey’in Meclis İkinci Başkanlığı’na, Sabit Bey’in de İçişleri Bakanlığı’na aday gösterilmelerini muhaliflerin karşı hamlesi olarak değerlendirdi.

26 Ekim 1923 – Atatürk Bakanlar kurulunu akşam Çankaya’ya toplantıya çağırdı. (Fethi Okyar ve diğer bakanların istifası kararlaştırıldı.)

26 Ekim 1923 – Atatürk kabineyi Çankaya’da topladı. Yapılan durum değerlendirilmesinden sonra kabinenin istifa etmesine karar verildi. Orduların başında bulunan Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa hariç herkes istifa edecekti. İstifa eden vekiller, meclis tarafından yeni kabineye seçilmeleri halinde bu görevi de kabul etmeyeceklerdi. Atatürk, önce Meclis Hükümeti Sistemi’nin zayıflığını herkese gösterecek, sonra da bu sorunu aşmak için rejim değişikliğini gündeme getirecekti. Plan buydu.

26 Ekim 1923 – Atatürk’ün başkanlığında, Çankaya’da Vekiller Heyeti’nin toplanması ve Atatürk’ün teklifi üzerine Fethi (Okyar) Bey Kabinesi’nin istifa kararı alması.

26 Ekim 1923 – Türk Milli Futbol takımının ilk resmi maçı Romanya ile İstanbul’da oynandı. İstanbul Taksim stadındaki maç 2 – 2 berabere bitti.

27 Ekim 1923 – Hükümet istifa etti. Yeni hükümeti kurmak için mecliste kulis çalışmaları başladı. Kısa süre sonra birçok liste ortaya çıktı. Grupların sayısı gittikçe artıyor, hükümet bir türlü kurulamıyor, bunalım derinleşiyordu. Muhalefet teşkilatsızdı ve bir bütün olarak hareket edemiyordu. O gün olup bitenleri Atatürk Nutuk’ta şöyle anlatıyor: “Muhteris grubu (muhalifleri), hükümet kurmakta tamamen serbest bırakıyoruz. Kabinedeki hiçbir vekili işin içine katmaksızın istedikleri kişilerle istedikleri gibi bir Bakanlar Kurulu oluşturup ülkeyi yönetmelerinde hiçbir sakınca görmüyoruz. Fakat hükümet kurup ülkeyi yönetemeyeceklerine eminiz.”

27 Ekim 1923 – Atatürk’ün başkanlığında, Halk Partisi Meclis Grubu’nun toplanması ve Fethi Bey’in Gruba, icra Vekilleri Heyeti’nin istifasını bildirmesi. İcra Vekilleri Heyeti’nin (Bakanlar Kurulu) toplantısında, daha önce Dahiliye Vekiliği’nden istifa eden Fethi Bey’in İcra Vekilleri Heyeti Reisliği’nden (başbakanlık) de ayrılmasının kararlaştırılması sonunda, Fethi Bey bu görevden istifa etti.

27 Ekim 1923 – Fethi (Okyar) Bey Hükümeti istifa etti.

28 Ekim 1923 – Hükümet kurmak için kulis faaliyetleri 28 Ekim akşamına kadar devam etti. Ancak hükümet kurulamadı. Meclis Hükümeti Sistemi tıkanmış, işlemiyordu. Birçok milletvekili sorunu çözmek için Atatürk’ün çağrılmasını istedi. Atatürk, çağrıldı ve geldi. Hazırlanan aday listesindeki bazı kişilerin listeye girmek istemediklerini gördü. Bunun üzerine kesin bir aday listesi hazırlanmasını isteyerek oradan ayrıldı. Atatürk, beklenen anın geldiğine karar verdi. Meclisten Çankaya’ya dönerken bazı arkadaşlarını Çankaya’ya akşam yemeğine davet etti.

28 Ekim 1923 – Mustafa Kemal bazı bakan ve vekilleri Çankaya’ya yemeğe davet etti. (İsmet Paşa, Kazım Özalp, Fethi Okyar, R.Eşref Ünaydın, Fuat Bulca, Kemalettin Sami ve Halit Karsıalan davetliydi. “YARIN CUMHURİYET’İ İLAN EDECEĞİZ!”

28 Ekim 1923 – Akşam, İsmet İnönü, Kazım Özalp, Fethi Okyar, Ruşen Eşref Ünaydın, Fuat Bulca, Kemalettin Sami ve Halit Karsıalan Çankaya’da Atatürk’ün sofrasındaydı. Cumhuriyetten önceki son akşam yemeğini yiyeceklerdi. Sonrasını Atatürk’ten dinleyelim: “Yemek sırasında ‘Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar derhal düşünceme daldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.” Atatürk, oradakilere yarın cumhuriyetin nasıl ilan edileceklerini de anlattı. Yapılan plana göre yarınki grup toplantısında Kemalettin Sami Paşa bir önerge vererek Atatürk’ü gruba davet edecekti. Misafirler çabuk gittiler. Atatürk, İsmet Paşa’nın kalmasını istedi. Hemen bir masa başına geçtiler. Yan yana oturdular. Kalem kâğıt İsmet Paşa’nın elindeydi. Atatürk söylüyor, İsmet Paşa yazıyordu. Önce yasa tasarısını görüştüler. Atatürk, 1921 Anayasası’nın bazı maddelerinde cumhuriyet için gerekli değişiklikleri yaptı. Birinci maddenin sonuna “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir” diye ekledi. İki arkadaş, Sakarya, Büyük Taarruz, Lozan derken şimdi de cumhuriyet için baş başa vermişlerdi. Türkiye’nin kaderinin belirlendiği o geceyi İsmet Paşa şöyle anlatıyor: “Atatürk sonucu bana söylüyordu, ben yazıyordum. Böylece çerçeve tamamlandıktan sonra yeniden okudum. Atatürk, dikkatle dinledi. Düşündü. ‘Hazırlık tamam’ dedi. Ayrılmak üzere izin verdi. Ben köşkte konuktum. Odama çekildim. Ertesi sabah metni tekrar bir gözden geçirdik ve beraberce meclise gittik.” Cumhuriyetin ilanına artık sadece saatler vardı.

28 Ekim 1923 – Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde verdiği akşam yemeğinde, hazır bulunanlara sözü: “Yarın Cumhuriyet’i ilân edeceğiz!”

28 Ekim 1923 – Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde verdiği bir akşam yemeğinde sofradakilere, “Yarın Cumhuriyet’i ilân ediyoruz!” diyerek yeni devletin şeklini belirledi.

28 Ekim 1923 – Atatürk’ün, gece İsmet Paşa ile Anayasa’nın bazı maddeleri hakkında değişiklik teklifi hazırlamaları ve kanun teklifine “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir” kaydının konulması.

28 Ekim 1923 – Curtis Lafrance adlı on yaşlarında Amerikalı çocuğun, Atatürk’e mektubu: “Türkiye hakkında yazılan yazıları bir araya topluyoruz. Lütfen imzalı bir resminizle ufak bir mesaj gönderir misiniz?” [ 27 Kasım 1923 Atatürk’ün Curtis Lafrance mektubuna cevabı: “…Amerika’nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegâne tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine gerçek gözüyle bakmayıp görüşlerini mutlaka ilmî ve esaslı incelemelere dayandırmaya bilhassa önem vermeleridir.” ]

28 Ekim 1923 – Mustafa Kemal, İslam alemine ve dünya Müslümanlarına bildiri yayınlayarak Batı Trakya’dan göç etmek zorunda kalan 600.000 Türk için ilk ve son kez yardım talebinde bulundu. (Türkiye üzerine notlar, Metin Aydoğan)

29 Ekim 1923 – Cumhuriyet ilân edildi. (Saat 20:30) Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

29 Ekim 1923 – Halk Partisi Grubu sabah saat 10.00’da Fethi Bey (Okyar) başkanlığında toplandı. Bakanlar Kurulu seçimi için görüşmeler başladı. Ancak yine sonuç alınamadı. Bir süre sonra Kemalettin Sami Paşa’nın önergesi okundu. Önergede genel başkan olarak Atatürk’ün sorunu çözmek için görevlendirilmesi isteniyordu. Önerge kabul edildi ve Atatürk toplantıya çağrıldı. Şimdi Atatürk’e kulak verelim: “Görüşmeler sırasında Çankaya’da evimde bulunuyordum. Kemalettin Sami Paşa’nın önergesinin kabul edilmesi üzerine toplantıya davet edildim. Toplantı salonuna girer girmez doğruca kürsüye çıktım ve kısaca şu görüş ve teklifleri ortaya attım.” ‘Efendiler’ dedim. Hükümet üyelerinin seçiminde görüş birliği sağlanamadığı anlaşılmıştır. Bana bir saat kadar müsaade buyurun. Bulacağım çözüm yolunu bildiririm.” Fethi Bey bu teklifi oya koydu. Teklif kabul edildi. Atatürk bu bir saat içinde gereken kişileri meclisteki odasına davet ederek onlara 28 Ekim gecesi hazırladığı karar tasarısını gösterip bulduğu çözümü anlattı. Saat 13.30’da parti genel kurulu Fethi Bey’in başkanlığında toplandı. Atatürk tekrar kürsüye çıktı. “Kusur, takip etmekte olduğumuz usul ve şekildedir” dedi. Sonra, “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun bazı noktalarını açıklığa kavuşturmak lazımdır. Teklifim şudur!” diyerek tasarıyı meclis kâtiplerinden birine verdi. Tasarı okunduğunda, Atatürk’ün “cumhuriyet” teklif ettiği anlaşıldı. Derhal görüşmeler başladı. Birçok milletvekili söz alarak görüşlerini bildirdi. Antalya Milletvekili Rasih (Kaplan) Hoca kürsüye geldi. Ağır ağır ve kendinden emin, “Din bakımından da en uygun hükümet şekli cumhuriyettir” dedi. Sözlerini “Yaşasın cumhuriyet!” diye bitirdi. Meclis birden hareketlendi. Bütün milletvekilleri “Yaşasın cumhuriyet” diye bağırıyordu.

29 Ekim 1923 – İsmet Paşa kürsüye geldi. Milletvekillerinin gözlerinin içine bakarak konuştu: Türkiye’de bir devlet başkanı olmamasının Avrupa ülkeleriyle ilişkileri olumsuz etkilediğini söyledi. Sonra şöyle devam etti: “Millet hâkimiyeti fiili olarak eline almıştır. O halde bunu hukuki olarak dile getirmekten neden çekiniyoruz? Cumhurbaşkanı olmadan başbakan seçilmesini teklif etmek kanunsuz olur. Bunda şüpheye yer yoktur. Başbakanın seçilebilmesi için Gazi Paşa Hazretlerinin teklifinin kanunlaşması gerekir.”

29 Ekim 1923 – Sonra meclisin en yaşlı üyesi Abdurrahman Şeref Bey kürsüye geldi: “Hükümet biçimlerini birer birer saymak gereksizdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Kime sorarsanız sorunuz bu cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama bu ad kimilerine hoş gelmezmiş varsın gelmesin” dedi.

29 Ekim 1923 – Parti grubu toplantısının ardından meclis toplantısına geçildi. Saat 18.00’de TBMM toplantısı başladı. Tasarı okunduktan sonra oylamaya geçildi. Her milletvekili oyunu bir kaba attı. Seçim 15 dakikada bitti. Oylar sayıldı. O gün oylamaya katılan 158 milletvekilinin tamamı “cumhuriyete” olumlu oy verdi. Meclis Başkanı Çorum Milletvekili İsmet Bey (Eker) sonucu açıkladı: “Tasarı oy birliğiyle kabul edilmiştir.” Meclis coşkuyla dalgalandı. “Yaşasın cumhuriyet” sesleri meclis duvarlarını aşıp Ankara’nın sokaklarına taştı. Cumhuriyet ilan edildiğinde saat 20.30’u gösteriyordu.

29 Ekim 1923 – Atatürk, 158 oyla, cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Meclis şimdi de “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye çınlıyordu. Atatürk sanki hiçbir şey olmamış gibi sakin bir şekilde kürsüye geldi. O gün dişi ağrıyordu. Bu nedenle kısa konuştu. Milletvekillerine teşekkür etti. Sözlerini şöyle bitirdi: “Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”

29 Ekim 1923 – Büyük Millet Meclisi şekli hükümetimizin cumhuriyet olarak ilanına karar verdi. Gazi Paşa Hazretleri müttefikan reisi-i cumhur… (Açık Söz, 30 Ekim 1923)

29 Ekim 1923 – Atatürk’ün, Halk Partisi Meclis Grubu’nun toplantısında, hükûmet buhranına hal tarzı bulmak için “Anayasa’nın bazı maddelerinin açıklanması” gerektiğini bildiren konuşması ve Cumhuriyet teklifinin toplantıda kabul edilmesi.

29 Ekim 1923 – Büyük Millet Meclisi’nde, “Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesine dair kanun teklifi”nin derhal görüşülmesinin önerilmesi ve Türkiye Devleti’nin hükûmet şeklinin Cumhuriyet olduğunun, “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arasında kabul edilmesi.

29 Ekim 1923 – T.B.M.M. Başkanı sonucu; “Türkiye Cumhuriyeti için yapılan seçimde oylamaya katılan üyenin sayısı 158’dir. 158 üye oybirliği ile Ankara Mebusu Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerini Cumhurbaşkanlığına seçmişlerdir” ifadesiyle açıklamıştır. Gazi Mustafa Kemal, bu dönemde dört yıl iki gün süreyle görev yapmıştır. 1927, 1931 ve 1935’teki Milletvekili seçimlerinin ardından Atatürk üç kez daha Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir.

29 Ekim 1923 – Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Meclis’e teşekkürü: “…Daima, muhterem arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir surette yapışarak, onların şahıslarından kendimi bir an bile ayrı görmeyerek çalışacağım. Milletin sevgisini daima dayanak noktası sayarak hep beraber ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”

29 Ekim 1923 – Atatürk’ün, Fransız gazeteci Maurice Pernot’e demeci: “…Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmamız Türkiye’de çağdaş, bu sebeple batılı bir hükûmet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de, batıya yönelmemiş millet hangisidir?”

29 Ekim 1923 – Mustafa Kemal Fransız gazeteci Pernot’a verdiği demecinde; “Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam ona da öyle inanıyorum, şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor.” (Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor.)

29 Ekim 1923 – Atatürk bir yabancı basın mensubuna cevabı: “Eğer yabancı düşmanlığından o kadar pahalı elde edilen bağımsızlığa gölge düşürebilecek herşeyden nefret etme anlamı çıkarılırsa, evet bizim yabancı düşmanı olduğumuz söylenebilir… Yabancı girişimcilerin, yabancı amaçlarının içimizde uyandırdığı kaygılar bütünüyle ortadan kalkmış değildir. Eğer bazen ihtiyatlı hareket ediyorsak aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bize çok pahalıya mal olan özgürlüğümüzü kaybetmek korkusundandır.”

29 Ekim 1923 – Cumhuriyet ilan edildi. Meclis’teki teşekkür konuşmasını şaşırtıcı derecede kısa tuttu. Çünkü diş protezlerini yeni takmıştı, henüz alışamamıştı, konuşurken hem damağını acıtıyordu hem de ıslık sesi çıkıyordu. (kaynak: Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal)

29 Ekim 1923 – Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin dinamik Türkiyesi ve O’nun vatansever yöneticileri sayesinde 1923 – 1933 arası 2213 kilometre demiryolu yapıldı. 3500 yeni ve modern bina yapıldı. 1923 – 1932 arası 1701 kilometre yeni karayolu yapıldı. 1923’ten 1926 yılına dek 27.850 kilometre karayolu onarıldı. 1923 – 1938 arası 3038 kilometre demiryolu yapıldı. (Türkiye üzerine notlar, Metin Aydoğan)

29 Ekim 1923 – 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nde sadece 13.900 kilometre stabilize, 4450 kilometre toprak olmak üzere toplam 18.250 kilometre karayolu ve 94 adet köprü vardı. 1929 yılında bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Karayolları (TCK)’nın temeli olan Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde ‘Şose ve Köprüler Reisliği’ kuruldu.

30 Ekim 1923 – 29 Ekim 1923’te saat 18.00’de TBMM’de cumhuriyetin ilanı görüşülmeye başladığında olup bitenleri Anayasa Komisyonu Sözcüsü Celal Nuri (İleri), ertesi gün “İleri” gazetesinde şöyle anlatmıştı: “Anayasa Komisyonu üyeleri başkâtip Veysel Bey’in odasında maddelerin redaksiyonunu yapıyorlardı. Başkan Yunus Nadi zayıf bir petrol lambasının altında maddeleri okuyordu. Ben, kararı kaleme aldım. O yüce yasayı özel bir kâğıt üzerine, özel bir demir kalemle ve mavi mürekkeple yazdık… Birkaç günden beri büyük salon elektrikle aydınlatılıyor. Üyeler tam, dinleyici locaları dolmuş. Hatta salonun içinde bile dinleyici dolu. Hemen kürsüye çıktım ve dört gözle beklenen yasa tasarısını sundum… Ruşen Eşref tasarıyı yüksek sesle okudu. Herkeste bir heyecan ve büyük olaya tanık olmanın onuru var. Sıralarda oturacak yer yok. Geleceğin cumhurbaşkanı (Atatürk) öndeki sıralardan birine ilişmiş, Fethi Bey (Okyar) biraz ötemde, Şair Mehmet Emin (Yurdakul) coşkun bir durumda. Herkesin yüzünde bir beğeni var… Yurtsever Emin Bey (Yurdakul) ilk madde sırasında söz aldı, kürsüye çıkıp çok heyecanlı bir şekilde tüm meclisin ayakta üç kere ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diye bağırmasını önerdi. Sevinç duygularımız son noktasına ulaştı. Herkes ayakta, eller çırpılıyor… Yeri gelmişken uzatmayayım. Şimdi bu satırları kaydederken Ankara’nın kutsal ufuklarına 101 pare top atılıyor.” (Şerafettin Turan, Atatürk, s. 403,404).

30 Ekim 1923 – Cumhuriyet’in İlk Hükümetini, Başvekil sanı ile İsmet (İnönü) kurdu. Mustafa Kemal tarafından, kabineyi kurma görevine İsmet Paşa’nın atanması.

30 Ekim 1923 – Gazi Mustafa Kemal’in ilk Cumhurbaşkanı seçilmesi.

30 Ekim 1923 – İsmet (İnönü) Paşa’nın Cumhuriyet’in ilk Başbakan’ı oluşu. Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından, kabineyi kurmaya Malatya Milletvekili İsmet Paşa’nın atanması (Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kabinesi).

30 Ekim 1923 – Başbakan İsmet İnönü’nün ilk Cumhuriyet kabinesini kurması.  Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Kemal’in atadığı Başvekil İsmet Paşa’nın kurmuş olduğu hükümet Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde güvenoyu aldı. Böylece Cumhuriyet’in ilk hükümeti kuruldu.

30 Ekim 1923 – Atatürk’ün İsmet İnönü’ye yazdığı ve memleketin o anki halini anlatan meşhur mektubu. (Cumhuriyet’in ilk cumhurbaşkanı, Cumhuriyet’in ilk gününde, Cumhuriyet’in ilk başbakanına şöyle diyordu: “Bize, geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev bu. Özgür bir toplum oluşturmak zorundayız. Çağdaşlaşmak, bu ideali gerçekleştirmek zorundayız. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun.”)

30 Ekim 1923 – Çankaya köşkünde büyük yemek verildi. İsmet, Fevzi, Kazım (Özalp) paşalar da eşli olarak icabet ettiler. Mevhibe Hanım da davetliler arasındaydı, teşrif etti.

30 Ekim 1923 – Kazım Karabekir Paşa Trabzon’dayken Cumhuriyet İlanı’nı vilayete gönderilen bir telgraftan öğrendi. (İstanbul şehir halkı da atılan top seslerinden öğrenmişti.)

31 Ekim 1923 – Seferberliğin 1 Kasım 1923 tarihinde kaldırılmasına ilişkin Kanun T.B.M.M.’nde kabul edildi. (Seferberlik 13 Eylül 1921’de ilan edilmişti).

31 Ekim 1923 – 3 Eylül 1914’de ilan edilen Seferberlik kaldırıldı.

31 Ekim 1923 – Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle memleketin her tarafından gönderilen tebriklere basın yoluyla açık teşekkürü.

1 Kasım 1923 – Başkanlık için yapılan seçimde Fethi Bey (Okyar) T.B.M.M. başkanlığına seçildi. Ali Fethi Okyar TBMM’de ikinci başkan oldu. Görevini 22 Kasım 1924’e kadar devam ettirdi.

1 Kasım 1923 – Rauf Bey’in (Orbay) tartışmalar yaratan, Cumhuriyet’in ilanına karşı verdiği demeç gazetelerde yayınlandı.

1 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle kendisini kutlayan Halife Abdülmecit Efendi’ye cevap telgrafı: “Türkiye Cumhuriyeti hakkında hayırlı temennilerinize teşekkür ederim.”

4 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle kendisini kutlayan Sovyet icra Komitesi Başkanı Kalinin’e teşekkür telgrafı.

11 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da, öğle yemeğinden sonra -göğsünde ve sol kolunda şiddetli ağrı ile seyreden- bir koroner spazmı geçirmesi ve Dr. Refik (Saydam) Bey’in tedavisiyle durumun normale dönüşü. [Kocatürk] (O sıralarda eşi Latife Hanım da zatürredir, istirahat etmektedir.)

13 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Çankaya’da, öğle yemeğinden sonra bahçede gezinirken yeniden -göğsünde ve sol kolunda ağrı ile seyreden- bir koroner spazmı geçirmesi. (Bu durum üzerine İstanbul’dan Prof. Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Bey Ankara’ya çağrılmıştır). [Kocatürk] İstanbul üniversitesinden Prof. dr. Neşet Ömer (İrdelp) Ankara’ya çağrılır.

14 Kasım 1923 – 14 Kasım’da Ankara’ya gelen Dr. Neşet Ömer Çankaya’da Mustafa Kemal’i muayene eder, kronik yetmezlik teşhisinden ziyade aşırı yorgunluk ve yoğunluğa bağlar. (Bir sonraki kalp krizi 22/23 Mayıs 1927’dedir. )

14 Kasım 1923   Temyiz’in (Yargıtay) Ankara’ya taşınmasını öngören kanun, T.B.M.M.’nde kabul edildi.

16 Kasım 1923 – Padişah Vahdettin’in İstanbul İşgal kuvvetleri Başkomutanı General Harington’a mektubu; “Sayın General, İstanbul’da hayatımın tehlikede olduğunu düşünerek Hükümetinize sığınıyor ve İstanbul’dan başka bir yere gönderilmemi rica ediyorum.”

17 Kasım 1923 – Atatürk’ü muayene edişini takiben Ankara’dan İstanbul’a dönen Prof. Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Bey’in gazetecilere demeci: “Gazi Paşa, çok çalışmadan dolayı biraz yorgunluk belirtileri göstermişlerdir; fakat 6 günlük bir istirahatten sonra tamamiyle sağlığına kavuşmuştur. Bu sebeple kendisinin rahatsızlığı “anjin de puatrin” ve benzeri bir hastalık değildir. Gazi Paşa’nın rahatsızlığına tıp terminolojisinde ‘yorgunluk’ denir.” [Kocatürk]

19 Kasım 1923 – Gazi Mustafa Kemal, Halk Fırkası başkanlığına vekalet etmesini bir yazı ile İsmet İnönü’den istedi. (Gazi Cumhurreisi seçildikten sonra, Halk Partisi Başkanlığını vekâleten İsmet Paşa‟ya devretti)

19 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Halk Partisi Başkanlığına vekâlet etmesi için İsmet Paşa’ya yazısı: “Halk Partisi Genel Başkanlığı ile fiilen uğraşmaya bugünkü vazifem müsait olmadığından sizi vekil tayin ediyorum.”

19 Kasım 1923 – Atatürk yazıyla Cumhurbaşkanı seçildiği için Halk Fırkası Başkanlık görevini (yoğun mesaisi nedeniyle) yapamayacağını, bu görevi bundan sonra İsmet İnönü’nün yapacağını açıkladı. (Atatürk’ün söylev ve demeçleri, cilt 4, s. 506)

20 Kasım 1923 – Halk Fırkası, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” örgütlerini kendi çatısı altında topladı. (Atatürk, Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti teşkilat ve görevlerini Halk Partisi‟ne devretti. Bu suretle Müdafaa-i Hukuk’çular Halk Partisi ile bütünleştiler.)

20 Kasım 1923 – Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk tarafından, “Halk Fırkası” adıyla 9 Eylül 1923’de kuruldu. Kurtuluş Savaşını örgütleyen ve yürüten “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin devamıdır. 20 Kasım 1923’de, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” Halk Fırkası’nın bünyesine katıldı. Partinin adı 10 Kasım 1924’de “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında da (4. Kurultay)  “Cumhuriyet Halk Partisi” oldu. Halk Fırkası’nın kuruluş dilekçesi 11 Eylül 1923 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na verildi.

20 Kasım 1923 – Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bütün şubeleri, İsmet Paşa’nın yayınladığı bir genelge ile Halk Fırkası’nın kurulları haline getirilerek, kurul üyeleri de fırka yöneticileri oldu.

21 Kasım 1923 – Atatürk’e, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile yeşil-kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası verilmesi.

21 Kasım 1923 – Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Kazım Paşa, Refet Paşa, Fahrettin Paşa, Cafer Tayyar Paşa ve cephede kahramanlık ve fedakarlık gösteren bazı sivil mebuslara, yeşil kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmesi hakkında Başbakanlık Tezkeresi, TBMM’de kabul edildi.

21 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Meclis’teki başkanlık odasında Damar (Arıkoğlu) başkanlığındaki Adana Heyetini kabulü.

24 Kasım 1923   Hindistan’daki İsmaillerin başkanı Ağa Han ve Emir Ali, İsmet (İnönü) Paşa’ya Hilafet konusunda yazılar yazdılar.

26 Kasım 1923 – Posta Kanunu kabul edildi.

27 Kasım 1923 – Tosya, Osmancık, Erbaa, Vezirköprü, Ladik ve Havza’da meydana gelen deprem sonucunda 5 bin kişi öldü, 40 bine yakın bina da yıkıldı.

27 Kasım 1923 – Atatürk’ün, Curtis Lafrance adlı Amerikalı çocuğun 28 Ekim 1923 tarihli mektubuna cevabı: “…Amerika’nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegâne tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine gerçek gözüyle bakmayıp görüşlerini mutlaka ilmî ve esaslı incelemelere dayandırmaya bilhassa önem vermeleridir.” [Kocatürk](Mr. Curtis Lafrance’a. Mektubunuzu aldım. Türk vatanı hakkındaki alaka ve temenniyatınıza teşekkür ederim. Arzunuz veçhile bir adet fotoğrafımı leffen gönderiyorum. Amerika’nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegane tavsiyem: Türkler hakkında her işittiklerine hakikat nazariyle bakmayıp kanaatlerini mutlaka ilmi ve esaslı tahkikata istinat ettirmeye bilhassa atf-ı ehemmiyet eylemelidir. Hayatta nail-i muvaffakiyet ve saadet olmanızı temenni ederim.Türkiye Reisicumhuru. Gazi Mustafa Kemal)

3 Aralık 1923 – Teşkilat-ı Esasiye Encümeni (Anayasa Komisyonu) tarafından yeni anayasanın görüşülmesine başlandı.

4 Aralık 1923 – Atatürk’ün, Tercüman-ı Hakikat gazetesi başyazarına İstanbul halkı ve Cumhuriyet hakkında demeci: “…Memleket mutlaka çağdaş, uygar ve yeni olacaktır. Bizim için bu, hayat davasıdır. Türkiye ya yeni fikirle donanmış, namuslu bir idare olacaktır veyahut olamayacaktır. Halk ile çok temasım vardır. O saf kitle, bilmezsiniz, ne kadar yenilik taraftarıdır.” [Kocatürk]

5 Aralık 1923 – Ağa Han, hilâfet sorunu ile ilgili olarak İsmet Paşa’ya bir mektup gönderdi. Bu mektup, Tanin, Tevhid-i Efkâr ve İkdam gazetelerinde yayınlandı.

5 Aralık 1923 – Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu kuruldu.

6 Aralık 1923 – Atatürk’ün, “Türkiye Tarihi” adlı eserini gönderen Prof. Fuat Köprülü’ye mektubu: “..Uzmanlığınızın kendini gösterecek eserleri millete, Cumhuriyete yapılabilecek hizmetlerin en kıymetlileri derecesinde bulunacaktır.”

9 Aralık 1923 – İstanbul’da, Ağa Han’ın Başbakan İsmet Paşa’ya gönderdiği mektubu yayımlayan gazeteciler tutuklandı. Ağa Han’ın mektubunu yayınlayan gazeteciler kurulan İstiklâl Mahkemesi tarafından tutuklandı.

10 Aralık 1923 – Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk arasındaki Dostluk Antlaşması Ankara’da imzalandı.

10 Aralık 1923 –  50 numaralı Meclis Kararı ile İstanbul’da bir İstiklal Mahkemesi kuruldu. Mahkeme, 10 Aralık 1923 tarihinde bir beyanname yayımlayarak Cumhuriyet’in mevcudiyetine ve esasatına karşı hareket ve teşebbüse cür’et edenleri şiddetle cezalandıracağını açıkladı. Mahkeme ilk iş olarak Ağa Han ile Emir Ali’nin mektubunu yayımlayan gazetecilerle ilgili yargılamaları gerçekleştirdi. Mahkemenin yaptığı diğer önemli yargılamalardan biri İstanbul Baro Reisi Lütfi Fikri Bey’in yargılanması bir diğeri ise Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e ve Cumhuriyet’e suikast davasıdır. 30 Ocak 1924 tarihinde suikast davasının sonuçlanmasından sonra 5 Şubat 1924 tarihinde mahkemenin görevine son verildi. İstanbul İstiklal Mahkemesi 10 Aralık 1923 ile 5 Şubat 1924 tarihleri arasında yaklaşık iki ay süre ile çalıştı.

12 Aralık 1923 – TBMM, 15 Mayıs 1919 ile 1 Kasım 1923 arasında üstün hizmet gösterenlere İstiklal Madalyası verilmesini kararlaştırdı.

15 Aralık 1923    Türkiye-Macaristan dostluk antlaşması imzalandı. (İstanbul)

15 Aralık 1923 – Türkiye ve Arnavutluk arasında dostluk anlaşması imzalandı.

26 Aralık 1923    “Zafer ve Barış Şerefine” kimi suçlar dışında “Aff-ı Umumi Kanunu” T.B.M.M.’nde kabul edildi. (Cumhuriyet’in ilânı şerefine 26 Aralık 1923‟te bazı suçlar hariç, genel af çıkarıldı.)

27 Aralık 1923 – Dersim mebusu Lütfi Fikri Bey İstiklâl Mahkemesi tarafından 5 yıl kürek cezasına mahkum edildi.

31 Aralık 1923 – Boğazlar Antlaşması yürürlüğe girdi.

31 Aralık 1923 – Atatürk’ün, Lâtife Hanımla beraber Ankara’dan trenle İzmir’e hareketi.


Büyük nutukBu memleket tarihte Türk’tü, şimdi de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923, Adana) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

 

Not: Lütfen varsa hata ve noksanları yorum yaparak bildiriniz.

Sayfayı yazdırın Sayfayı yazdırın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir