1922 : İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR.
2 Ocak 1922 – Ankara Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti arasında dostluk antlaşması Ankara’da imzalandı.
2 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Ukrayna Fevkalâde Temsilcisi General Frunze’nin veda ziyafetinde konuşması.
2 Ocak 1922 İzmir’de Fransız Konsolosluğu’nun önünde toplanan Yunan denizciler, konsolosluk binasını taşa tuttu.
2 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Cemal Paşa’ya mektubu: “…Paşam, Türkiye’de tahmin edemeyeceğiniz derecede bir inkılâp olmuştur. Bütün manasıyla bir halk hükümeti teşekkül etmiştir Yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplayan Türkiye Büyük Millet Meclisi, bütün devlet işlerine el koymuştur. Hiçbirimiz, bu Meclis’in onayını kazanamayacak çalışmalarda bulunamayız. Şüphesiz bu, takdir ve iftihara değer bir haldir. Şunun veya bunun pazı kuvvetiyle ve zorbalıkla vaziyete hâkim olmasına ihtimal yoktur.” [Kocatürk]
3 Ocak 1922 – Mersin’in Fransız işgalinden kurtuluşu.
3 Ocak 1922 – Fransız kadın gazeteci Berthe Georges-Gaulis’in, Adana’dan Atatürk’e mektubu: “…Avrupa’daki şahsî nüfuzunuz günden güne artmaktadır. Daima iddia ettiğim gibi, bu nüfuzunuz şahsınıza dayanacak olan gelecek barışın en önemli etkeni olacaktır.” [Kocatürk]
3 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Anadolu’da yetimhaneler, numune çiftlikleri vb. hayır kurumları kurma teklifinde bulunan Amerikan Yakın Şark Yardım Heyeti’ne verilecek cevabın esasları hakkında Dahiliye Vekilliği’ne yazısı: “…Ancak bu hususta gerek uzak gerek pek yakın bir mazide bize gayet pahalıya mal olan elim tecrübelere dayanarak bazı göz önüne alınacak kayıtların ifadesine kesin lüzum vardır.” [Kocatürk]
4 Ocak 1922 – Adana boşaltıldı. (Türk ordusu 5 Ocak’ta Adana’ya girdi.) Mersin ve Dörtyol kurtuldu. (Adana’nın Kurtuluş Günü 1973’te 20 Aralık’a alındı.)
4 Ocak 1922 – Dörtyol’un kurtuluşu (bazı kaynaklarda 9 Ocak 1922 olarak ifade ediliyor).
4 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda tenkitleri cevaplandırması: “…Orduya ait yaptığımız işleri kontrol için Meclis’in bir encümen teşkil etmesinde bir mahzur görmem. Fakat bu encümen benim başkanlığım altında olur.”
4 Ocak 1922 – Mustafa Kemal; “Türkiye’nin hala açık ve kapalı olarak çılgınca saldırılara hedef olmasının nedeni, bütün mazlum milletlere kurtuluş yolunu göstermiş olmasıdır.”
4 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Ukrayna Fevkalâde Temsilcisi Frunze’nin Ankara’dan ayrılışı nedeniyle Lenin’e mektubu.
4 Ocak 1922 – Atatürk , Lenin’e gönderdiği mektubunda; “ Türkiye hala büyük devletlerin ve onların uydularının açık veya gizli azgın saldırılarına hedef olmaya devam ediyorsa bunun nedeni, her şeyden önce mazlum sömürge halklarına örnek olarak kurtuluşa giden yolu göstermesidir.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.88.)
5 Ocak 1922 – Adana’nın kurtuluşu.
5 Ocak 1922 – Türk Ordusu, Fransızların terk ettiği Adana ve Ceyhan’a girdi. Halk bayram sevinci ile sokaklara döküldü.
5 Ocak 1922 – 178 sayılı kanunla cephe ve gerisindeki orduya ait bütün çelimsiz ve zayıf hayvanların ve fazla kağnıların bedelsiz olarak muhtaç çiftçilere verilmesi kararlaştırıldı.
7 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Buhara’dan gelen Nazari başkanlığındaki siyasî heyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında kabulü ve törende konuşması. [Kocatürk]
7 Ocak 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a Ankara ile ilgili elde ettiği bilgileri sunan raporu: “…Mustafa Kemal, her zamankinden daha güçlü durumda. Ankara hükümeti, Türkiye’nin başkentini Anadolu’ya kaydırma niyetinde. Türkler “Anadolu Türklerindir” düşüncesinde. Kemalistlerle anlaşmaya varılamaz; çünkü Anadolu’nun tam bağımsızlığını istiyorlar.”
7 Ocak 1922 – İngiliz yüksek komiseri H.Rumbold’un Lord Curzon’a 7 Ocak 1922 tarihli raporu; “Kemalistler ile anlaşmaya varılamaz çünkü Anadolu’nun tam bağımsızlığını istiyorlar” diyordu. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.129.)
8 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Fevkalâde Harp Encümeni kurulmasıyla ilgili kanun teklifi nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda konuşması: “…Şunu açıkça söylemek istiyorum ki, gerçekten böyle bir fevkalâde encümenin sizin arzu ettiğiniz şeyleri yapacağına ben emin değilim. Yapılmış ve yapılacak olan işleri görmek için bunun kurulmasına taraftarım. Bu encümen de görecektir ki, azamî derecede yapılacak iş, ancak yapılabilen işlerden ibarettir. Bunu görecekler ve Yüksek Heyetinizi bu suretle tatmin edeceklerdir.”
9 Ocak 1922 – Atatürk’ün, “New York Times” muhabiri Clair Price’ı Ankara’da kabulü. [Kocatürk]
9 Ocak 1922 – Gazeteci Price Mustafa Kemal tarafından kabul edildi. (American Current Opinion dergisi ve New York Times yazarı Price, Atatürk ile ilgili makalelerini sonradan “The Rebirth of Turkey” (Türkiye’nin yeniden doğuşu) isimli kitabında topladı.
10 Ocak 1922 – Gazi Mustafa Kemal, Vakit Gazetesi için, yaşamına, anılarına değinen uzun bir demeç verdi. Atatürk’ün, gazeteci Ahmet Emin (Yalman) Bey’le yaptığı -hayatına ait- uzun görüşmenin Vakit gazetesinde yayımlanması: “…Her tarafta çeşitli isimler altında birtakım örgütler başlamıştı. Bunları aynı program ve aynı ad altında birleştirerek bütün milleti ilgilendirmek ve bütün orduyu da bu amaca hizmet ettirmek gerekiyordu. Anadolu’ya girdiğim zaman daha ordu müfettişi görevi ve yetkisi üzerimde iken bu noktadan işe başladım ve bu amaç az zamanda belirdi, izlediğim çalışma şekli İstanbul’ca anlaşılınca beni İstanbul’a getirtmek istediler. Gitmedim; neticede istifa ettim.”
11 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Ankara’da “Entransigeant” gazetesi muhabirine demeci: “Türk barış şartları, Misak-ı Millî’nin ilân günü olan 28 Ocak 1920 tarihinden beri bütün cihana malûmdur.”
12 Ocak 1922 – Fransız edibi Pierre Loti’nin sekreteri G. Janberger’in, Loti’ye gönderilen harp yetimlerinin işlediği halı nedeniyle Atatürk’e teşekkür mektubu: “Pierre Loti, göz yaşartıcı bu yüksek iltifata nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor. Hiç olmazsa bu teşekkürlerini kendi elleriyle yazmalıydı. Ne yazık ki bu sevinçten de mahrumdur.” (P.Loti’nin ağır hasta oluşu nedeniyle mektubu kâtibi yazıp imzalamıştır). [Kocatürk]
14 Ocak 1922 – Kazım Paşa’nın (Özalp) Milli Müdafaa vekilliğine seçilmesi. Refet Paşa’nın istifasıyla boşalan Milli Müdafaa Vekilliği’ne Kazım Paşa (Özalp), Rauf Bey’in (Orbay) istifasıyla boşalan Nafia Vekiliği’ne Fevzi Bey, Celal Bey’den (Bayar) sonra da İktisat Vekilliği’ne Sırrı Bey seçildi.
14 Ocak 1922 – Başkomutan Atatürk’ün başkanlığında, Meclis İkinci Reisi ve Maliye ve Millî Müdafaa Vekilleriyle Genelkurmay Başkanı ve Millî Müdafaa ve Maliye Encümenleri Reislerinden oluşmak üzere “Harp Encümeni” kurulması (Başkomutan’ın bu hususu bildiren 16 Ocak 1922 tarihli tezkeresi Meclis’in 19 Ocak 1922 günkü oturumunda okunmuş, Encümenin ilk toplantısını 22 Ocak 1922 günü yapacağı kaydedilmiştir. [Kocatürk]
14 Ocak 1922 – Associated Press haber ajansı yalan haberle Mustafa Kemal’in suikaste kurban gittiğini duyurdu.
15 Ocak 1922 – Ukrayna Fevkalâde Temsilcisi General Frunze’nin, Trabzon’dan memleketine hareketi esnasında Atatürk’e teşekkür telgrafı.
15 Ocak 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a telgrafı: “…Yeni barış önerilerini Mustafa Kemal reddedecektir. Bunlar Padişah’a kabul ettirilebilir”
16 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda, yargılanmasına karar verilen sabık Merkez Ordusu Komutanı Nurettin Paşa’dan gelen -savunma niteliğindeki- raporun görüşülmesi sırasında konuşması: “…Bendenizde oluşan kanaat şudur ki, Nurettin Paşa hakkında Yüksek Heyetinizce verilmiş olan karar biraz ağır bir karar olmuştur. Bununla beraber bunu, adalete uygun olarak düzeltmek yine Yüksek Heyetinizin elindedir.” [Kocatürk]
21 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Ankara’da “İzmir Yurdu Cemiyeti”nin tertiplediği çayda, Yurt’un fahrî başkanlığını kabul edişi nedeniyle konuşması: “…Yurt’un, İzmir’in içinde vazife göreceği güne kavuşacağız. O gün uzak değildir!”
21 Ocak 1922 – İzmir-Atina kaynaklı bir haberde Hüseyin isimli bir havacı yüzbaşının Mustafa kemal’e üç el ateş ettiği ancak suikastın başarısız olduğu yer aldı. (Yalan haber)
22 Ocak 1922 – Ankara’da “Harp Encümeni”nin, Atatürk’ün başkanlığında ilk toplantısını yapması.
22 Ocak 1922 – İstanbul Robert kolejinin Amerikalı müdürü Lawrence Moore’ın demeci; “Mustafa Kemal öldürülürse yeri doldurulamaz.”
23 Ocak 1922 – Atatürk’ün, “Petit Parisien” muhabirine demeci: “…Büyük Millet Meclisi Hükümeti veya ben, Türk milletine her şeyden evvel, millî emellerinin elde edileceği hakkında teminat vermeye mecburuz. Türk milleti, Yunanlıları kovmaya her ne pahasına olursa olsun, karar vermiştir.” [Kocatürk]
25 Ocak 1922 – Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, İstanbul’da vasiyetname yazdırması. (Zübeyde Hanım, iki nüsha olarak hazırlanan bu vasiyetnamenin aslını bir yazı ile Atatürk’e göndermiştir). [Kocatürk]
25 Ocak 1922 – Zübeyde hanım vasiyetnamesini yazdırmak için Cemal Beyi (Bolayır) çağırdı. Şahitler önünde vasiyeti düzenlendi. Mal varlıklarını Mustafa Kemal’e ve Makbule’ye bırakmıştı.
27 Ocak 1922 – Sovyetler Birliği’nin yeni büyükelçisi Aralof, Ankara’ya geldi. Aralof büyük bir törenle karşılandığı Ankara İstasyonu’nda halkı Türkçe selamladı.
28 Ocak 1922 – Sovyet elçisi Aralov’un Ankara’ya gelişi.
30 Ocak 1922 – Atatürk’ün, Sovyet Elçisi Aralof’un güven mektubunu kabulü ve Elçi söylevine cevap konuşması. [Kocatürk]
1 Şubat 1922 – Mustafa Kemal, İngilizlerin Musul’daki faaliyetlerini engellemek için Irak’ın Revandiz bölgesine kuvvet gönderilmesini emretti. Musul’un kurtarılması kararı alındı.
1 Şubat 1922 – Atatürk’ün, Millî Savunma Bakanlığı’na (Milli Müdafaa Vekaleti) emri : “…Misak- Millî sınırları içinde kalan Musul ilinin kurtarılması amacıyla Revandiz bölgesine bir kısım kuvvet gönderilmesi…”
4 Şubat 1922 – Atatürk’ün Başkomutanlık süresinin, 5 Şubat 1922 tarihinden itibaren ikinci defa üç ay uzatılmasına dair Kanun’un Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulü.
4 Şubat 1922 – Meclis’te Ankara hükümetine destek bulmak ve maksadın (Milli Misak) işgal kuvvetleri siyasilerine anlatılabilmesi için Paris ve Londra’ya gidilmesi ve orada gerekli kişi ve kurumlarla görüşülmesi teklifi kabul edildi. (Buna göre Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal başkanlığında teşkil edilen heyet 7 Şubat 1922 tarihinde Ankara’dan hareket etti. Önce İstanbul’a ve oradan Avrupa’ya gidecekti.)
5 Şubat 1922 – 5 Şubat 1922 Tarihinden itibaren Başkumandanlık müddeti üç ay daha temdit edilmiştir.
5 Şubat 1922 – Harp Encümeni’nin, Atatürk’ün başkanlığında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık odasında toplantı yapışı.
5 Şubat 1922 – Atatürk’ün, öğleden sonra Vekiller Heyeti toplantısına başkanlık edişi.
7 Şubat 1922 – Hariciye vekili Yusuf Kenan Bey Başkanlığındaki heyetin Avrupa’ya gitmek üzere Ankara’dan hareketi.
7 Şubat 1922 – Ankara hükümetinin haklı mücadelesini Avrupa’ya duyurmak için Paris ve Londra’da görüşmeler yapacak olan heyet Ankara’dan yola çıktı. Heyette dışişleri bakanı Yusuf Kemal, hukuk uzmanı Münir, Dışişleri siyasi daire müdürü Yusuf Hikmet Bayur, özel kalem müdürü Ferit, katip Kemal ve İstanbul’dan katılacak katip Hamit vardı. Batı cephesi harekat şube müdürü binbaşı Tevfik’te heyete yolda katıldı. Heyet 15 Şubat’ta İstanbul’a otomobille geldi. (Çünkü Demiryolları işgal altındaydı.)
7 Şubat 1922 – İngiliz Baştercüman Ryan’ın Londra’ya sunduğu Atatürk’ü devirme planına göre Mustafa Kemal dışarıdan müttefikler, içeriden saltanat güçleriyle devrilecekti. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.151.)
16 Şubat 1922 – Başkomutan Atatürk’ün, 1901 doğumluların hemen muayeneleri yapılarak silâh altına alınmaları hakkında emri.
16 Şubat 1922 Merkez Ordusu kaldırıldı.
18 Şubat 1922 – Kâzım Karabekir’in Atatürk’e, uzmanlardan kurulu ikinci bir meclis teklif eden telgrafı.
19 Şubat 1922 Kazım Karabekir, uzmanlardan oluşan üçüncü bir Meclisin kurulmasını önerdi.
20 Şubat 1922 – Tevfik ve İzzet paşalar, Ankara hükümetinin Paris ve Londra ziyaretlerinde amaçladığı gayeyi sabote etmek için heyet başkanı Yusuf Kemal’i hazırlıksız vaziyette padişah Vahdettin’in huzuruna çıkarttı. Vahdettin yapılmak isteneni anlamadı ve engellemediyse de desteklemedi. Dahası Vahdettin çabalar ile alay etti ve milli hükümeti tanımayacağını bir kez daha belirtti. Yetmezmiş gibi Yusuf Kemal’in konakladığı evde şahsi eşyaları arasındaki gizli altı belgenin fotoğraflarını çekip İngilizlere (Yüksek komiserliğe) haber verdi.
22 Şubat 1922 – Batı cephesi menzil müfettişi Kazım Bey’in; “Süvari Birliklerinin şiddetle kılıca ihtiyacı vardır ve fakat ordunun kılıcı kalmadı” mesajı üzerine Behiç (Erkin) Bey kullanılmayan vagon raylarını Konya silah tamirhanesine vererek kılıç yapılmasını sağlamıştır. (Akl-ı Kemal, c.3, Sinan Meydan)
23 Şubat 1922 – Yunanistan başbakanı Gunaris, Türklerin silahlandığını, kendilerinin ekonomik açmazlara düşebileceğini, bu nedenle yardıma ihtiyaçları olduğunu Lord Curzon’a bildirdi.
24 Şubat 1922 – Elazığ’da, Milli Mücadele yanlısı “Satveti Milliye” adlı gazete çıkmaya başladı.
25 Şubat 1922 – Zübeyde hanımın vasiyetini yazdırması.
1 Mart 1922 T.B.M.M. 3’üncü toplantı yılına başladı.
1 Mart 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin birinci devre üçüncü toplantı yılını açış konuşması: “…Efendiler! Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Türkiye ve Türkiye halkının devamını ve bağımsızlığını temine çalışıyor. Çünkü Türkiye’nin asıl sahibi, meşru ve gerçek sahibi olan Türkiye halkının kesin arzu ve iradesi bu yoldadır.”
1 Mart 1922 – Rauf Bey, Meclis ikinci başkanı oldu.
1 Mart 1922 – Kamutay’ın (Büyük Millet Meclisi’nin) üçüncü toplantı yılını açarken bu konuda şunları söylemiştir : “Bugünkü mücadelelerimizin hedefi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünlüğüyse ancak mali bağımsızlıkla olanaklıdır. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca o devletin bütün yaşam kollarında bağımsızlık felce uğramıştır. Çünkü her devlet organı ancak maliye gücüyle yaşar. Mali bağımsızlığın korunması için ilk koşul, bütçenin ekonomik bünyeyle orantılı ve denk olmasıdır. Dolayısıyla, devlet bünyesini yaşatmak için dışarıya başvurmaksızın ülkenin gelir kaynaklarıyla yönetimi sağlamak çare ve önlemini bulmak gerekli ve olanaklıdır.”
1 Mart 1922 – Atatürk Meclis açış konuşmasında; “Bugünkü mücadelemizin amacı tam bağımsızlıktır. Tam bağımsızlık ise ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca bütün hayati bölümlerinde bağımsızlık felç olur. Çünkü her devlet organı ancak maliye ile yaşar.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.300)
2 Mart 1922 – Atatürk’ün, Afganistan’ın bağımsızlığa kavuşmasının 4. yıldönümü münasebetiyle Afgan Elçiliği’nde yapılan törende Elçi Ahmet Han’ın söylevine cevap konuşması.
3 Mart 1922 – Ankara’da, Sovyet Elçisi Aralof’un, Elçilik binasında, Atatürk şerefine öğle yemeği vermesi ve Aralof’un söylevine Atatürk’ün cevap konuşması: “..Devletlerin başlı başına ayrı ayrı kuvvetli olması, ayrı ayrı bağımsızlık fikriyle duygulanmış ve hazırlanmış bulunması lâzımdır.”
4 Mart 1922 – Atatürk’ün, Kâzım Karabekir’in, Meclisin üstünde uzmanlardan oluşacak ikinci bir meclis bulunmasını teklif eden 18 Şubat 1922 tarihli yazısına bu görüşü uygun bulmadığını bildiren cevabı.
4 Mart 1922 – Gazi Mustafa Kemal, cepheyi denetlemek üzere Ankara’dan ayrıldı.
4 Mart 1922 – Atatürk’ün, Bitlis’te Küfrevîzade Şeyh Abdülbaki Efendi’ye, bölücü faaliyetlere karşı halkın uyarılması ve dikkatli olunması hususunda mektubu. [Kocatürk]
5 Mart 1922 – Atatürk’ün, annesi Zübeyde Hanım’a mektubu: “…Benim mektup yazmak hususundaki tembelliğimi eskiden beri bilirsiniz. Sağlığım çok iyidir, işler, Allaha şükür fevkalâde memnuniyet verici bir halde seyrediyor. Buraya gelmekte acele etmeye lüzum yoktur, inşallah yakında ben oraya geleceğim.”
5 Mart 1922 – Mustafa Kemal’in annesinin Şubat 1922 tarihli mektubuna cevabı; “Sağlığım iyi, işler iyi gidiyor. Gelmekte acele etmeyin. İnşallah yakında ben oraya geleceğim.”
6 Mart 1922 – Meclisin gizli oturumunda bazı üyeler İstanbul’da Yusuf Kemal Bey’in Vahdettin’le görüşmesini eleştirdi.
6 Mart 1922 – Mustafa Kemal gizli oturumda ordunun esas amacının taarruz olduğunu dile getirdi.
6 Mart 1922 – TBMM’nin gizli oturumlarında Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın askeri durum hakkında konuşması: “Ordumuzun kararı taarruzdur. Fakat, bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi hazırlığımızı tamamen ikmale biraz daha zaman lazımdır.”
6 Mart 1922 – Mustafa Kemal’in meclis gizli oturumunda konuşması; “Ordunun kararı taarruzdur. Lakin tehir ediyoruz. İkmal için zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla taarruz hiç taarruz etmemekten daha fenadır.”
6 Mart 1922 – Mustafa Kemal’in Avrupa hakkındaki meclis konuşması; “ … hepiniz bilirsiniz ki Avrupa’nın en önemli devletleri Türkiye’nin zararıyla, Türkiye’nin gerilemesiyle ortaya çıkmışlardır…”
6 Mart 1922 – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumlarında Başkomutan Atatürk’ün askerî vaziyet hakkında konuşması ve “Nereye gidiyoruz? Bizi kim, nereye sevk ediyor? meçhûlâta?…” sözleriyle ortalığı bulandıran muhaliflere cevabı: “Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat, bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen tamamlamaya biraz daha zaman lâzımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten daha çok fenadır. …Meclisle, bir veya birkaç üyenin kötümserlik telkin eden sözlerinden bile aleyhimizde istifade çareleri aranılmakta olduğuna şüphe edilmemelidir.” [Kocatürk]
6 Mart 1922 – Atatürk’ün, gece saat 23.00’te Ankara’dan Batı cephesine hareketi.
6 Mart 1922 – Atatürk’ün sözü: “Tarihte hangi millet vardır ki ecnebilerin nasihatlarıyla yükselebilmiştir.”
6 Mart 1922 – Atatürk TBMM’de yaptığı konuşmada “savunma araçlarını” şöyle sıralıyordu:
- Milletin Bütünü
- Milletin Kalp ve Vicdanındaki Sağlamlık ve Kuvvet
- Meclisin Azim ve Kahramanlığı
- Ordu.
7 Mart 1922 – Atatürk’ün, sabah Biçer’e gelişi, bir saat sonra Biçer’den hareketle öğleyin Sivrihisar’a gelişi, askerî tetkik ve teftişleri.
8 Mart 1922 – Atatürk’ün, sabah Sivrihisar’dan hareketle öğleyin Karakaya’ya gelişi, askerî tetkik ve teftişleri; akşam tekrar Sivrihisar’a dönüşü.
9 Mart 1922 – Özdemir Bey’in Musul bölgesine takviye etmek üzere, Revandiz’e hareketi.
9 Mart 1922 – Atatürk’ün, sabah Sivrihisar’dan hareketle saat 10.00’da Aktaş’a, saat 12.00’de Belpınar’a, saat 14.00’te Batık’a gelişi, buralardaki askerî kuvvetleri teftişi, saat 16.00’da Aziziye’ye gelişi.
9 Mart 1922 – Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın, saat 20.00’de Akşehir’den Aziziye’ye gelişi ve Başkomutan Atatürk ile buluşması.
9 Mart 1922 – Atatürk’ün 19 numaralı not defterinden; “Saat 8’e doğru İsmet Paşa geldi. Evvela yemek. Yemekten sonra 10 Mart için sureti hareket kararlaştırıldı. Ondan sonra hafıza KUR’AN okuttuk.”
10 Mart 1922 – Atatürk’ün, sabah Aziziye’den hareketle Hüsrevpaşa’da ileri karakol (emniyet hattı) mevzilerine gelişi, araziyi tetkiki, saat 15.00’te buradan hareketle saat 17.00’de tekrar Aziziye’ye dönüşü; akşam İsmet, Yakup Şevki ve Selâhattin Adil Paşalarla yemek yemesi.
11 Mart 1922 – Atatürk’ün, sabah Aziziye’den hareketle saat 11.00’de 3. Tümen’i teftişi ve subaylara kısa söylevi: “…Bugünkü Türkiye ordusu, eski ordulardan faziletçe daha yüksektir. …Muvaffak olacaksınız. Geleceğin ilk şerefli subayları olacaksınız!”
11 Mart 1922 – Atatürk’ün, 3. ve 7. Tümenleri teftişten sonra tekrar Aziziye’ye dönüşü.
11 Mart 1922 – Cemal Paşa’nın, Paris’ten Atatürk’e mektubu: “…Bütün dışardaki girişimlerimde Ankara’dan ilham almayı ve her teşkilâtımı Ankara’ya bağlamayı öteden beri meslek edindiğim gibi gelecekte de ruhen ve cismen Ankara’ya bağlı olarak çalışacağımı bildiririm.”
12 Mart 1922 – Atatürk’ün, Yakup Şevki Paşa ve Albay Kemalettin Sami Bey’le beraber sabah Aziziye’den hareketle Afyonkarahisar’ın kuzeyinde Derben köyüne gelişi, askerî kuvvetleri teftişini takiben Bolvadin’e gelişi ve geceyi burada geçirişi.
12 Mart 1922 – Mustafa Kemal sağ böbrek rahatsızlığı nedeniyle yatarak tedavi gördü. (Doktor Hulusi) Ayrıca kalbinde az miktarda ritm bozukluğu tespit edildi.
13 Mart 1922 – Mustafa Kemal yatakta dinlenmeye (tedavisine) devam etti.
14 Mart 1922 – Atatürk’ün, saat 11.00’de trenle Bolvadin’den Akşehir’e hareketi, Çay istasyonunda trende Ali İhsan Paşa ile görüşmesi, saat 14.20’de Akşehir’e gelişi.
14 Mart 1922 – Mustafa Kemal trenle Akşehir’e hareket etti. Trende İhsan Paşa ile görüştü. 14:20’de Akşehir’e vardı.
15 Mart 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’de Batı Cephesi Karargâhı’na gidişi, öğle ve akşam yemeklerini İsmet Paşa ile yemesi.
15 Mart 1922 – Mustafa Kemal, ismet Paşanın karargâhını ziyaret etti. Dişi ağrıyordu. Orada çekildi. Akşam İsmet paşa ile birlikte yemek yediler. Gece yarısı saat 01:30’a kadar görüştüler.
15 Mart 1922 – Bulgaristan Savunma eski Bakanlarından General Kleman Boyaciyef’in, Viyana yakınlarında Baden’den Atatürk’e mektubu: “Elde edeceğiniz başarılar sayesinde zulüm görmüş bütün milletlerin zorla alınmış haklarının geri verileceği zamanın geleceğini ümit ediyorum. Galibiyet tacıyla taçlanacak olan kahraman ordunuz, böylece yalnız vatanınıza değil, ortak düşmanlarımızın her gün artan zulümleri altında inlemekte olan Doğu’ya, barış ve kurtuluş nimetlerini geri vermiş ve temin etmiş olacaktır.”
16 Mart 1922 – İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon Londra’da önce İstanbul hükümetinin temsilcisi Ahmet İzzet Paşa ve ardından Ankara hükümetinin Hariciye Nazırı Yusuf Kemal Bey’le ayrı ayrı görüştü. İstanbul Hükümeti Hariciye Nazırı Ahmet Paşa ve Ankara Hükümeti Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’in Londra’da Lord Kurzon ile ayrı ayrı görüşmesi.
16 ve 18 Mart 1922 – Yusuf Kemal başkanlığındaki Ankara hükümeti temsilcileri bu iki tarihte Londra’da Lord Curzon ile görüştülerse de çalınan evraklar nedeniyle planlarından haberdar olan Curzon’a haklılıklarını anlatamadılar. (İstanbul hükümeti heyeti de Tevfik Paşa başkanlığında 16 ve 19 Mart tarihlerinde, Ankara heyetinden hemen sonra Lord Curzon ile görüşmüş ve İngiltere Ankara hükümetinin haklı sesine kulak vermemiştir.)
17 Mart 1922 – Mustafa Kemal evin tanzimi ile meşgul oldu. Saat 16:00’dan sonra teyyare bölüğünü teftiş etti. Akşam saatlerinde İsmet Paşayı ve Konya valisini evinde kabul etti.
17 Mart 1922 – Atatürk’ün, beraberinde İsmet Paşa olduğu halde Tayyare Bölüğü’nü teftişi, Fazıl Bey ve diğer bir pilotun uçuşlarını izlemesi.
17 Mart 1922 –Türkiye’de ilk Türkçe hutbe Ankara’da Hacı Bayram Veli caminde İstanbul Meclis-i Mebusan ve TBMM imamı İstanbullu Hacı Hafız Sabri Efendi tarafından okundu. Hutbe, İstanbul’daki sansüre rağmen 22 Nisan 1922 tarihinde İleri gazetesinde yayınlandı. (Charles Harington, Atilla Oral)
18 Mart 1922 – İsmet Paşa Atatürk’ü evinde ziyaret etti. İstanbul ve ANkara gazetelerini inceledi. 01:30 sularında İsmet Paşa evden ayrıldı.
20 Mart 1922 – Vahdettin ile görüşen Ankara hükümetinin hariciye vekili Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk), padişahtan Ankara’daki millet meclisini tanımasını istedi.
20 Mart 1922 – Mustafa Kemal’i Müdafa-i Hukuk heyetinden İhsan ve Fahreddin paşaların ziyareti. Mustafa Kemal’in daha sonra İsmet İnönü’nün yanına gidişi. Birlikte Mustafa Kemal’in evine dönüşleri. Fahreddin Paşa ve Kurmay subayı ile akşam yemeği yenmesi. (Bir hafızın Kur’an okuması.)
20 Mart 1922 – Akşehir’de, Müdafaa-i Hukuk Heyeti, Ali İhsan (Sabis) ve Fahrettin (Altay) Paşaların Atatürk’ü ziyareti.
20 Mart 1922 – Fransız Mareşali Lyautey’in, Atatürk’ün 23 Aralık 1921 tarihli mektubuna cevabı.
22 Mart 1922 – Paris’te toplanan İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının İstanbul – Ankara ve Yunan hükümetlerine mütareke önerisi. Paris’te toplanan İtilaf devletlerinin temsilcileri Yunanistan, İstanbul ve Ankara hükümetlerine üç ay süreli ateşkes önerisi yaptı.
22 Mart 1922 – Yusuf Kemal Bey Londra’dan Paris’e geldi. Burada kendisine yapılan İzzet Paşa ile görüşme önerisin reddetti.
22 Mart 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’de medreseyi ve mektepleri dolaşması, Kazak köyüne gidişi, tekrar Akşehir’e dönüşü.
22 Mart 1922 – Atatürk Akşehir Medresesi ve Akşehir İdadisi (Lisesi)’nde.
22 Mart 1922 – Mustafa Kemal’in medrese ve mektepleri ziyareti. Geç vakit Kazak köyüne gitmesi, gece yarısı dönmesi.
22-26 Mart 1922 – Paris Konferansı. İtilaf devletleri, 22 Mart’ta Türklere ve Yunanlılara mütareke önerisinde bulundu.
23 Mart 1922 – Antalya vekili Mustafa ve Tahsin beylerin Mustafa Kemal’i ziyareti.
24 Mart 1922 – Akşehir’de bulunan Mustafa Kemal, ateşkes önerilerini olumlu buldu. Ancak buna karşı sunulacak tezlerin ve önerilerin güçlü olmasını istedi.
24 Mart 1922 – Celal beyin mütareke teklifini bildirmesi. Cuma namazında hafızın Ulucami’de mevlit okuması. 24.00-04.00 saatleri arası Mustafa Kemal’in Ankara’dan giden heyetle haberleşmesi.
24 Mart 1922 – Atatürk’ün, cepheden, Vekiller Heyeti Başkanlığı’na direktifi: “Mütareke teklifini iyi karşılamak lâzımdır. Biz yalnız, onların teklif ettiği şartları kabul edemeyeceğimizden karşı şartları öne süreceğiz.”
24 Mart 1922 – İtilaf Devletlerinin Paris’teki toplantılarında ateşkes sorunu görüşüldü. Lord Curzon ile Fransız Poincare arasında görüş ayrılıkları ortaya çıktı.
24 Mart 1922 – Dışişleri Bakan Vekili Celâl (Bayar) Bey’in, İtilâf Devletleri’nin mütareke teklifi notasını Akşehir’de bulunan Atatürk’e bildirmesi. [Kocatürk]
24 Mart 1922 – Cemal Paşa’nın, Paris’ten Atatürk’e mektubu: “Sizi temin ederim ki, Enver gerek Anadolu’nun zararını ve gerek Rusya ile Anadolu arasındaki ilişkilerin bozulmasını gerektirecek hareketlerde bulunmak istedikçe ona şiddetle karşı koyarak onunla katiyen işbirliği yapmayacağım. Bütün kudret ve kuvvetimle onun hareketlerine mâni olacağım! Son söz: Bütün ruhumla ve varlığımla sizinle beraber çalışmaktan başka bir fikrim yok!” [Kocatürk]
25 Mart 1922 – Franklin Bouillon’un, Paristen -Yusuf Kemal Bey aracılığıyla- Atatürk’e mektubu.
26 Mart 1922 – Paris’te toplanan İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının, İstanbul – Ankara ve Atina hükümetlerine mütareke koşullarını içeren ikinci notası. Müttefikler, Sevr Antlaşması’nda bazı değişiklikler önerdi. İtilaf Devletlerinin barış önerisine göre; Anadolu Yunanlılar tarafından boşaltılacak, İstanbul Türklerin elinde kalacak ama silahsızlandırılacak, Doğu’da bir Ermeni Devleti kurulacak, kapitülasyonlarda belirli bir yumuşama gerçekleştirilecek, Türkler İtilaf devletlerine tazminat ödeyecek ve belirli sayıda asker besleyebilecektir.
26 Mart 1922 – Atatürk’ün, saat 16.00’da Akşehir’den hareketle saat 20.00’de Sivrihisar’a gelişi, Heyet-i Vekile, halk ve asker tarafından karşılanışı.
26 Mart 1922 – 21.00’de trenle hareket etmesi. Rusya ataşemiliteri ile istasyonda görüşmesi. Trende İsmet paşa ile eğitim ve ekonomi üzerine görüşmeleri.
27 Mart 1922 – Atatürk’ün, Sivrihisar (Eskişehir)’de Vekiller Heyeti ile, İtilâf Devletleri temsilcilerine verilecek cevabî notayı tespit etmesi.
27 Mart 1922 – Sabah Sovyet elçisi Aralov ve Azarbaycan elçisi Abilov’un özel vagonla Ankara’dan yola çıkması. (Konya’ya teftişe gelen Atatürk ile buluşacaklardı.)
28 Mart 1922 – Atatürk’ün, Sivrihisar’dan Akşehir’e hareketi.
28 – 30 Mart 1922 – Batı cephesindeki hazırlıkları denetlemek için (Sovyet heyeti, Sovyet ve Azerbaycan elçileriyle) Akşehir, Konya’da.
28 Mart 1922 – T.B.M.M. Başkanlığı Özel Kalem Müdürü Hayati Bey’in, cephede bulunan Atatürk’e -Fikriye Hanımın sağlığı ile ilgili- telgrafı: “Fikriye Hanımefendi, yataktan kalkmıştır.” [Kocatürk]
29 Mart 1922 – Atatürk’ün, İkinci İnönü Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle ordulara genelgesi: “…Zalim dünyaya karşı milletimizi baştan başa boğazlayabileceğini ilân ve üstlenen istilâcı ve mağrur bir düşman, geçen senenin 30 Mart günü yerlere serilerek hakkın galibiyetine boyun eğmişti. Tarihimizin en şerefli kahramanları arasına giren İkinci İnönü şehitlerine fatihalar, gazilerine minnet ve teşekkürler sunmaya, bütün cephedeki arkadaşlarımı davet ediyorum.”
30 Mart 1922 – Darülfunun’da öğrenciler Rıza Tevfik’in (Bölükbaşı) konferansında olay çıkararak, filozofu protesto etti. Rıza Tevfik’le birlikte Cenab Sahabettin, Barsamyan, Hüseyin Daniş ve Ali Kemal’in derslerine girmeme kararı alındı.
30 Mart 1922 – Atatürk’ün, beraberinde İsmet Paşa olduğu halde Akşehir’den Çay’a gelişi ve öğleden sonra Çay yöresinde 1. Ordu birliklerinin geçit resmini izlemesi.
30 Mart 1922 – Atatürk’ün, cephede komutanlarla görüşmesi ve II. İnönü Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle söyledikleri: “…Arzu ediyorum ki, bütün askerlere kazandıkları bu zafer gününün yüceliğini hatırlatırken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve fedakâr Türkiye halkının, kahraman ordumuzun yakında düşmanı mukaddes ana topraklarımızdan çıkaracağını da kesin güven ve imanla beklediklerini söyleyesiniz!”
30 /31 Mart 1922 – Gazi Mustafa Kemal, İsmet (İnönü) Paşa ile birlikte Akşehir’den Çay’a döndü.
31 Mart 1922 – Atatürk’ün. II. İnönü Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle Azerbaycan Elçisi Abilof’un tebrik telgrafına cevabı: “…Ben eminim ki, milletlerin hak ve bağımsızlığına hürmet etmeyen ve bütün insanlığı zulüm ve zorla hükmü altında ezmek isteyenler, şu mukaddes savaşta er geç mağlup olacaklardır.” [Kocatürk]
31 Mart 1922 – Atatürk, Çay Darüleytamı (Öksüzler Okulu)’nu ziyaret etti.
1 Nisan 1922 – Atatürk’ün, beraberinde Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa olduğu halde Ilgın (Konya) yöresinde Süvari Kolordusu’nu teftişi, harp uygulaması ve geçit resmini izlemesi.
1 Nisan 1922 – Atatürk’ün, akşam Ilgın’dan Konya’ya gelişi.
1 Nisan 1922 – Atatürk, Konya Darülhilafetülâliyye Medresesinde.
2 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Konya’da resmî daireleri ve bazı kuruluşları ziyareti, Askerî Nalbant Okulu’nda yapılan diploma töreninde konuşması: “Sanatın en basiti, en şereflisidir.”
2 Nisan 1922 – Atatürk, Konya Askerî Nalbant Mektebi (Okulu)’nde.
2 Nisan 1922 – Atatürk’ün, II. İnönü Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle Sovyet Elçisi Aralof’un tebrik telgrafına cevabı: “…Giriştiğimiz şu mücadelenin gayesi, tabiî hukukumuzun kurtarılmasıdır.”
2 Nisan 1922 – Fransız kadın gazeteci Berthe Georges-Gaulis’in, Paris’ten Atatürk’e mektubu: “Burada vaziyet, günden güne lehinizde değişikliğe uğruyor gibidir.”
3 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Konya’da bulunan Demiryolları Umum Müdürlüğü’ne yazısı: “…Demiryolları idaresinde çalıştırılacak memurların seçim ve atanmasında göz önüne alınacak en önemli nokta, şüphesiz uzmanlık ve tecrübe meselesidir. Bununla beraber bu memurların bugünkü mücadelemizin gerektirdiği tam güven şartına sahip bulunmaları lâzımdır. Bu görüş açısından Türk memur kullanılması esas olacaktır.”
3 Nisan 1922 – Atatürk, Konya Darüleytamı (Öksüzler Okulu), Konya Mektebi Sanayi (Sanat Okulu), Konya Darülmuallimatı (Kız Öğretmen Okulu), Konya Sultanîsi (Konya Lisesi), Konya Darülmuallimini (Erkek Öğretmen Okulu) ve Konya Topçu Talimgahı (Okulu)’nda.
4 Nisan 1922 – Atatürk’e, Konya Darülmuallimatı (Kız Öğretmen Okulu)’nın Armağanı.
5 Nisan 1922 – Ankara hükümeti İtilaf Devletlerinin önerilerine cevap verdi. Ateşkes önerisini kabul eden Ankara, Anadolu’nun hemen boşaltılmasını, ilk 15 gün içinde Kütahya, Afyon ve Eskişehir çevresinin dört ay içinde de İzmir ve diğer işgal edilmiş bölgelerin tamamen terkedilmesini, ancak bunun kabul edilmesi halinde barış görüşmelerine oturulabileceğini iletti.
5 Nisan 1922 – İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının, 22 Mart 1922 tarihli notasına, TBMM Hükümetinin cevabı: “Mütareke ile birlikte Anadolu’nun boşaltılmasına başlanması ve dört ay içinde tamamlanması.”
7 Nisan 1922 – İngiltere Savaş Bakanlığı Ankara hükümetinin iletmiş olduğu önerilerin kabul edilmemesini istedi. Lord Curzon oyalama taktiği güderek, zaman kazanmak istiyor.
10 Nisan 1922 – Cenova Konferansı başladı. Konferansa Ankara hükümeti adına Celalettin Arif Bey ile Bekir Sami Bey gözlemci olarak katıldı.
10 Nisan 1922 – İtalya’da İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanlarının katılımıyla, “Cenova Konferansı” (9 Mayıs 1922’de son bulmuştur).
10 Nisan 1922 – Atatürk’ün, 2 Ocak 1922’de Ankara’da imzalanan Türkiye-Ukranya Dostluk Antlaşması’nın T.B.M.M.’nde onaylanması nedeniyle Lenin’e mektubu: “…Rus dostluğu geçmişte olduğu gibi her zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin temel politikası olacaktır.”
11 Nisan 1922 – Atatürk’ün, süvari manevralarında bulunmak üzere Akşehir’den Ilgın’a hareketi.
12 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Ilgın’da süvari manevralarını izlemesi.
12 Nisan 1922 – Cemal Paşa’nın, Münih’ten Atatürk’e mektubu: “…Enver’in iki sene içinde işlediği iki büyük ve affedilmez hata, bundan sonra onunla hiçbir noktada işbirliği yapmama imkân bırakmamıştır. …Beni bir gün memlekette ve milletin bağrında görmek hususunda belirttiğiniz arzuyla, yaralı kalbe bilseniz ne kadar çare bulucu oldunuz. Size çok, pek çok teşekkür ederim kardeşim.”
12 Nisan 1922 İstanbul Darülfünunu, öğrencilerin, milliyet duygularını inciten kimi müderrislerin değiştirilmesini istemeleri üzerine, geçici olarak kapatıldı.
13 Nisan 1922 – İtalyanların Söke bölgesini boşaltmaya karar vermeleri.
13 Nisan 1922 – Meclis mali sorunlara çözüm arıyor. Mebus maaşları 200 liradan 100 liraya indirildi.
14 Nisan 1922 Yusuf İzzet Paşa öldü.
15 Nisan 1922 – İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının TBMM Hükümetinin 5 Nisan 1922 tarihli notasına olumsuz cevapları. Müttefikler Ankara Hükümeti’nin ileri sürdüğü şartları kabul edemeyeceklerini bildirdi.
15 Nisan 1922 – Mecliste kabul edilen bazı yasalarla vergi artırımlarına gidildi. Şeker, çay ve kahveden alınan vergiler arttırıldı.
15 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyetleri’ne, örgüt yönetmeliğinin ciddiyetle uygulanmasını isteyen genelgesi: “…Bütün Merkez Heyetleri ve idare Heyetleri’nin bu yönetmelik içeriğini ciddiyet ve süratle uygulamaları, millet ve memleketin yüksek menfaatleri gereğidir.” [Kocatürk]
17 Nisan 1922 Mustafa Kemal, Batı Cephesi karargâhından Ankara’ya döndü.
18 Nisan 1922 – Atatürk’ün, İtilâf Devletleri’nin mütareke önerilerine hükümetçe verilen cevaplar ve ordumuzun durumu hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Emin olabilirsiniz ki, ordumuzun hiçbir eri müstesna olmamak üzere tümü izlediğimiz mukaddes davayı tamamen kavramıştır.”
19 Nisan 1922 – Atatürk’ün, merhum Yusuf İzzet Paşa’nın eşine başsağlığı telgrafı: “Bütün hizmet hayatında namus ve liyakatle kendisini göstermiş bulunan ve Millî Mücadele’nin ilk günlerinden itibaren vatanın bağımsızlığı için yorulmak bilmeyen bir imanla çalışan Yusuf İzzet Paşa’nın acı ölüm haberini cephede aldım. Fevkalâde üzüntülerle başsağlığı dileklerimi arz eder, saygılarımı takdim ederim.”
21 Nisan 1922 – İtalyanların Söke’yi boşaltması ve aynı gün Yunanlıların işgali. İtalyanların Söke’yi boşaltmaları üzerine Yunan kuvvetleri Söke’ye girerek, kasaba ve çevresini işgal etti.
22 Nisan 1922 – TBMM Hükümetinin, İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının 15 Nisan 1922 tarihli notasına cevabı ve İzmit’te bir barış konferansı toplanmasını önermesi.
22 Nisan 1922 – Ankara Hükümeti, İtilaf devletleri dışişleri bakanlarının sunduğu notaya verdiği cevap Meclis’te okunarak tartışıldı, hazırlanan metin küçük değişikliklerle kabul edildi.
22 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Franklin Bouillon’un 25.3.1922 tarihli mektubuna cevabı.
22 Nisan 1922 – Moskova’daki Türk askeri ateşeliği Rus gizli polisi (ÇEKA) tarafından basıldı, bazı belgelere el konuldu, bir takım personel casusluk iddiasıyla sınırdışı edildi.
23 Nisan 1922 – Ankara’daki 23 Nisan kutlamalarına öğrencilerin de katılması ayrı bir coşku yarattı. Atatürk’ün desteğini alan Himaye-i Etfal Cemiyeti, sonraki yıl, 23 Nisan 1923’te yetim ve öksüz çocuklar için yardım toplamaya başladı. Bu sırada yardım amaçlı rozetler çocuklar tarafından satıldı. Böylece 23 Nisan’da çocuklar ön plana çıktı. 23 Nisan’ın çocuk bayramı olmasını isteyen Atatürk’ün de bu faaliyetlere destek olmasıyla 1925’te, 23 Nisan aynı zamanda “Çocuk Günü”, 1926’dan itibaren ise “Çocuk Bayramı” olarak kutlandı. İlk kapsamlı “Çocuk Bayramı” kutlamaları Atatürk’ün himayesinde 1927’de yapıldı. 23 Nisanlar, 1929’dan itibaren “Çocuk Haftası” olarak kutlandı.
23 Nisan 1922 – Büyük Millet Meclisi’nin açılışının ikinci yıldönümü, bir yıl önce çıkartılan kanun gereği ilk kez bayram olarak kutlandı.
23 Nisan 1922 – Bu ilk bayram konusunda Yenigün gazetesine demeç veren Mustafa Kemal, “23 Nisan Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve bir dönüm noktasıdır,” dedi.
23 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 2. açılış yıldönümü nedeniyle “Yenigün” gazetesi muhabirine demeci: “23 Nisan, bütün bir düşmanlık cihanına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kurmak hususunda gösterdiği harikayı ifade eder.”
24 Nisan 1922 – Atatürk’ün, Sovyet Elçisi Aralof’u ziyareti. (Ziyaret esnasında Azerbaycan Elçisi Abilof da bulunmuştur). [Kocatürk]
25 Nisan 1922 İstanbul’da, Garbi Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu.
26 Nisan 1922 Yunan şilebini, Türk denizcileri ele geçirdi.
1 Mayıs 1922 – İşçi Bayramı, Ankara’da İmalat-ı Harbiye ve Şimendifer işçilerinin düzenledikleri bir törenle kutlandı. Törene Sovyet elçilik mensupları da katıldı.
1 Mayıs 1922 – Ankara’daki Sovyet elçiliğinde Aralov tarafından “ Çiçek Bayramı – Amele Bayramı” resepsiyonu verilmesi.
1 Mayıs 1922 – İstanbul’da da Kağıthane’de Amele Sosyalist Partisi’nin düzenlediği törene katılan işçiler ve halk, işgale karşı çıktı.
5 Mayıs 1922 – Atatürk’ün, Başkomutanlık Kanunu’nda mevcut yetkilerin kaldırılmasını isteyen muhalifler hakkında Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya gizli telgrafı ve İsmet Paşa’nın Başkomutan’a düşüncelerini bildiren cevabı.
6 Mayıs 1922 – Başkomutanlık Kanunu’nun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde üçüncü defa 3 ay süre ile uzatılması. Mustafa Kemal’in Başkomutanlık süresinin ikinci defa üç ay süre ile uzatılmasına dair Kanun’un Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulü.
6 Mayıs 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda, Başkomutanlık Kanunu’nun uzatılmasını istemeyen muhaliflere karşı konuşması: “…En büyük vazifemiz siyaset yapmak değil, en büyük vazifemiz topraklarımızda bulunan düşmanı çıkarmaktır.” [Kocatürk]
9 Mayıs 1922 – Atatürk’ün, “Orduya Armağan” ve “Orta Anadolu’da Yunan Faciaları” adlı iki kitabını gönderen Zonguldak istihbarat Müdürü Tahir (Karauğuz) Bey’e teşekkür mektubu. [Kocatürk]
10 Mayıs 1922 – Moskova Büyükelçisi olan Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Sovyet görevlilerin “içinde casusuluk belgeleri var” diyerek iade etmedikleri çanta yüzünden 15 elçilik görevlisi ile birlikte Moskova’yı terk etti.
10 Mayıs 1922 – Atatürk’ün, Ankara’da Ziraat Mektebi’ni ziyareti, derslere girişi ve okulun faaliyetleri hakkında bilgi alışı.
11 Mayıs 1922 Hasan Bey, iktisat vekili oldu.
22 Mayıs 1922 San Remo Konferansı kararları, TBMM’de reddedildi.
24 Mayıs 1922 – Atatürk’ün, Fransız kadın gazeteci Berthe Georges-Gaulis’in 2.4.1922 tarihli mektubuna cevabı: “…Eski Fransız -Türk dostluğunun kuvvetlenmesini, her iki tarafın gözden uzak tutmaması gerektiğini düşünüyorum.” [Kocatürk]
25 Mayıs 1922 – Franklin Bouillon’un, Paris’ten Atatürk’e mektubu: “…Emin olabilirsiniz ki dostlarım ve ben, müşküller ve engeller ne olursa olsun, adaletli barışa ulaşmayı müdafaa etmekten vazgeçmeyeceğiz.” [Kocatürk]
2 Haziran 1922 Moskova’dan dönen Ali Fuat Paşa, Ankara’da Mustafa Kemal ile görüştü.
3 Haziran 1922 T.B.M.M. Yunan zulmünü dünyaya duyurma kararı aldı.
3 Haziran 1922 – Yunanlıların işgal ettikleri bölgelerde yaptıkları zulümlerin bütün dünya parlamentolarına bildirilmesi hakkında TBMM kararı.
4 Haziran 1922 Yunanistan’ın Anadolu Orduları Başkomutanlığına, General Hacıanesti atandı. Yunan Küçük Asya Ordusu Başkomutanlığına General Hacıanesti’nin getirilişi.
7 Haziran 1922 Averof gemisi ile iki Yunan gemisi, Samsun’u bombaladı. Samsun’da limanda bulunan Averof ve Kılkış adlı savaş gemileri Samsun’u bombaladı. Olay büyük tepkiler doğururken, şehirde yangın çıktı, hükümet şehirde sıkıyönetim ilan etti.
11 Haziran 1922 – Yunan ordusu başkomutanı General Hacıanesti, Afyon’a geldi.
13 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Millî Müdafaa Vekili Kâzım (Özalp) Paşa ile beraber Sarıköy istasyonuna gelişi ve vagonda Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile görüşmesi. (Atatürk, bu görüşmeyi takiben otomobille Adapazarı’na hareket etmiştir).
13 Haziran 1922 – Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım’ın İstanbul’dan Adapazarı’na gelişi. [Kocatürk] Zübeyde hanım ve Makbule hanım Atatürk’le buluşmak üzere Adapazarı’na geldiler. Gece Binbaşı Baha Bey’in evinde kaldılar.
14 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Adapazarı’na gelişi. Mustafa Kemal Adapazarı’nda, annesi Zübeyde Hanım ile görüştü. (Atatürk burada İstanbul’dan gelmiş olan annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanımla görüşmüştür).
14 Haziran 1922 – Atatürk Adapazarı’na geldi. Annesi ve Makbule ile buluştu. Gece Binbaşı Baha Bey’in evinde kaldılar. Makbule Hanım sabah eşinin yanına İstanbul’a döndü. Mustafa Kemal annesiyle otomobil ile Ankara’ya doğru yola çıktı. 24 Haziran 1922’de saat 20.00 sularında Ankara’ya vardılar. Doğruca Çankaya Köşkü’ne gittiler.
16 Haziran 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz’a karar verdi. Bu kararını Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) ve Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp) paşalarla paylaştı. Taarruz planı, büyük bölümü Afyonkarahisar’da bulunan Yunan Ordusu’nun sağ kanadına saldırıp güneyden kuzeye doğru ilerleyerek düşmanın İzmir’le bağlantısını kesmek biçimindeydi. Taarruz, bir baskın şeklinde yapılacaktı.
17 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Adapazarı’ndan İzmit’e gelişi.
17 Haziran 1922 – İsmet Paşa, Ali İhsan Paşa’nın görevden alınmasını istedi.
18 Haziran 1922 – “Küçük Mecmua” adlı dergi, Ziya Gökalp tarafından Diyarbakır’da çıkarılmaya başlandı. (33 sayı çıkan dergi, 5 Mart 1923’e kadar yayımına devam etti).
18 Haziran 1922 – Mustafa kemal İzmit’e trenle geldi. Mustafa Kemal burada Fransız yazar Claude Farrere ile uzun bir görüşme yaptı.
18 Haziran 1922 – İzmit’te askeri birlikleri denetledi.
18 Haziran 1922 – Atatürk’ün, İzmit’te Claude Farrere ile görüşmesi ve Fransız edibi şerefine verilen çay ziyafetinde konuşması: “…Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve müstakil yaşamış ve bağımsızlığı hayat gereği saymış bir milletin kahraman evlâtlarıdır. Bu millet bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.”
18 Haziran 1922 – Gazi Mustafa Kemal İzmit’te, Fransız yazarı Claude Farere ile görüştü. (T.B.M.M. Türkleri destekleyen yazara, 21 Ocak 1922 günlü toplantıda teşekkür kararı almıştı)
18 Haziran 1922 – Atatürk’ün, İzmit’te Vakit gazetesi muhabirine umumî vaziyet hakkında demeci: “…Geçen sene İnebolu’yu bombardıman etmişlerdi; bu sene de Samsun’u. Bu gibi canavarca hareketler, milletin vatanını ve bağımsızlığını savunma yolundaki azim ve imanını kuvvetlendirmeden başka bir netice hasıl etmez.” [Kocatürk]
18 Haziran 1922 – Mustafa Kemal; “Dünyada bağımsız bir devlet düşünülebilir mi ki içişlerine dostlarının dahi karışmasını hoş görsün?”
19 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Claude Farrere’le beraber İzmit’ten Adapazarı’na hareketi ve istasyonda konuşması: “…Bu yürüyüşümüzle memleketi gerçek neticeye kavuşturacağımıza şüpheniz olmasın!”
19 Haziran 1922 – Atatürk’ün, İzmit’ten ayrılırken mutasarrıfa veda telgrafı: “…Kurtuluş ve bağımsızlık mücadelemizde önemli bir yer işgal eden İzmit’ten pek duygulu olarak dönüyorum.”
19 Haziran 1922 – Atatürk’ün Claude Farrere ile Adapazarı’na gelişi, ziyaretleri ve öğle yemeğini burada yemeleri.
19 Haziran 1922 – Atatürk, Adapazarı, Sabiha hanım kız okulunu ziyaret etti.
19 Haziran 1922 – Atatürk’ün İzmit-Adapazarı yolunda Vakit gazetesi Başmuharriri Ahmet Emin (Yalman)’e umumî vaziyet hakkında demeci:”.. .Orduda mevcut pek yüksek manevî kuvvet, dayanışma, azim ve iman, şevk ve neşe çok defalar gözlerimi sevinç yaşlarıyla dolduracak derecede tesir bırakmaktadır.”
19 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Ömer Sezai (Madra) Bey’e mektubu: “Annemle gönderdiğiniz mektubu ve zarf içindeki hesap pusulasını aldım. Üç sene içinde anneme gösterdiğiniz yüksek insanlık ve yardımı ayrıntılarıyla öğrendim. Çok teşekkür ederim. Sizde korunan ikibin liradan bir müddet daha İstanbul’da kalmak mecburiyetinde bulunan kız kardeşim Makbule Hanım’la halam ve diğer akrabanın geçinmelerini sağlamak üzere, temmuz başından itibaren kız kardeşim Makbule Hanım’a aylık yüz lira vermenizi rica ederim.” [Kocatürk]
19 Haziran 1922 – Mustafa Kemal bir mektubunda; 3 sene zarfında annesi Zübeyde hanıma yaptığı maddi yardımlardan dolayı Sezai Bey’e teşekkür ederek, O’ndan o sırada İstanbul’da bulunan halası ve bazı akrabalarının geçimlerini sağlayabilmesi için kız kardeşi Makbule hanıma her ay 100 lira vermesini rica etmiştir. (Sezai Öner bu yardımı Atatürk’ün bıraktığı 2000 liradan yapacaktır.) (Akl-ı Kemal, c.3, Sinan Meydan)
20 Haziran 1922 – Claude Farrere’in, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na İzmit’ten telgrafı: “Fransa’ya pek acele dönmek mecburiyetinde bulunduğumdan hür İzmit toprağından Büyük Millet Meclisi’ne ve onun Reisine en içten saygılarımı sunarken acele ve şerefli bir barış dilediğimi arz eylerim.” [Kocatürk]
20 Haziran 1922 – Fahrettin Paşa, Ali İhsan Paşa’nın yerine vekaleten 1. Ordu komutanlığına atandı.
20 Haziran 1922 – Adapazarı Kız Numune Mektebi (Adapazarı Kız İlkokulu)’nde.
21 Haziran 1922 – Atatürk’ün isteği ile mecliste milli mücadeleye katkıda bulunan din adamlarından eski Uşak müftüsü İbrahim ile Eşme müftüsü Hacı Nafız beylere günlük birer lira maaş verilmesi kararlaştırıldı.
22 Haziran 1922 – Mareşal Sir Henry Wilson 22 Haziranda Londra’daki evinin önünde suikast sonucu öldürüldü. (Wilson, Harington’dan önce 2,5 yıl İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanlığı yapmıştı ve İngilizlerin Türkiye’den çekilmesini ve Türklerle dost olunmasını savunuyordu. Lloyd George ile de bu konuda anlaşmazlıkları vardı.) (Charles Harington, Atilla Oral)
24 Haziran 1922 – Atatürk’ün, annesiyle beraber Adapazarı’ndan Ankara’ya dönüşü.
28 Haziran 1922 – Cemal Paşa’nın, Moskova’da yayımlanan İzvestiya gazetesine verdiği mülakatta “Mustafa Kemal Paşa’ya karşı vaziyetiniz nasıldır?” sorusuna verdiği cevap: “Mustafa Kemal Paşa ile pek eskiden beri birbirimizi kardeş gibi severiz. Bu sevgimiz bugün de eski şiddetiyle devam ediyor ve her zaman birbirimizle yazışmada bulunuyoruz.”
29 Haziran 1922 – Atatürk’ün, Mersin Gençler Yurdu Başkanlığı’na telgrafı: “…Mersin Gençler Yurdu’nun arzunuz üzerine fahrî başkanlığını kabul ediyorum. Milletimizin ilerleme ve yükselmesine yönelik hizmetlerinizde başarıya erişmenizi temenni ederim.”
29 Haziran 1922 – Nurettin Paşa, 1. Ordu komutanlığına atandı.
3 Temmuz 1922 – Ali İhsan Paşa yargılanmak üzere, İstiklal Mahkemesine sevk edildi.
5 Temmuz 1922 – Fethi Bey’in vekiller heyeti kararıyla, Avrupa’ya hareketi (Paris ve Londra’ya giderek bazı temaslarda bulunmuştur).
5 Temmuz 1922 – Savaş hazırlıkları tamamlanmasına karşın Mustafa Kemal Paşa son bir barış teşebbüsünde bulunmak istedi. 5 Temmuz 1922’de İçişleri Bakanı Fethi (Okyar)’ı Avrupa’ya gönderdi. Bir ay kadar Avrupa’da temaslarda bulunan Fethi Bey, Londra’da ve Paris’te çok soğuk karşılandı. Ağustos ortalarında hükümete verdiği raporda “Milli amaçlarımıza ulaşılması ancak askeri faaliyetlerle gerçekleşecektir, başka incelemeye ve yoruma gerek yoktur” dedi.
7 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Sovyet Elçisi Aralof’un İran Elçisi Mümtazüddevle İsmail Han şerefine verdiği ziyafette konuşması.
7 Temmuz 1922 – Hindistan Merkez Hilâfet Komitesi Başkanı Chotani’nin, Bombay’dan Atatürk’e mektubu.
8 Temmuz 1922 – T.B.M.M.’nde İcra Vekilleri Heyeti’nin, Meclis başkanınca aday gösterilmeksizin, gizli oyla seçilmesi kabul edildi.
9 Temmuz 1922 – Cemal Paşa’nın, Bakû-Tiflis yolunda trenden Atatürk’e mektubu: “…Enver, maceracıların yapabilecekleri en son işi de yaptı. Kendisini Buhara Emiri ilân etti.”
12 Temmuz 1922 – Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, Rauf (Orbay) Bey’in, İcra Vekilleri Heyeti Başkanlığı’na seçilmesi.
13 Temmuz 1922 – Köşkte, Salih yaverin oğlunun (Cemil) sünneti vardı. Atatürk, Salih Bozok’un oğlu Cemil’in sünnet düğününe katıldı. (Davetiyeler Hakimiyet-i Milliye matbaasında basıldı.) Zübeyde Hanım da teşrif etti ve saat hediye etti.
13 Temmuz 1922 – Dr. Adnan Bey, T.B.M.M. ikinci başkanı oldu.
14 Temmuz 1922 – Fransız milli bayramı dolayısı ile Ankara’da Albay Mougun’in evinde verilen şölende, Gazi M. Kemal uzun bir konuşma yaptı.
14 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Fransız Millî Bayramı münasebetiyle Ankara’da Fransız Elçiliği’nde verilen ziyafette konuşması: “Efendiler! Yeryüzündeki uzak görüşlü devlet adamları için her zaman göz önünde tutulması gereken bir gerçek vardır: Fikirler zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez. Hassas bir millete karşı uygulanan zalimane muamelelerin, onu daha ziyade güçlendirdiği denenmiştir. Hürriyet ve bağımsızlık aşkı ile coşan ve şahlanan bir milletin ne harikalar yaratabileceğini Fransız Büyük Devrimi, bundan 130 yıl önce pek güzel ispat etmiştir. …İzmir’in işgali üzerine aynı heyecan ile çarpan kalplerden oluşan millî ordumuzun, neler yapabileceğini kolaylıkla tahmin edebilirler!” [Kocatürk]
16 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu toplantısında Tabiî Başkanlığa seçilmesi.
16 Temmuz 1922 – Gazi Mustafa Kemal, Anadolu ve Müdafaa-i Hukuk Grubu toplantısında doğal başkan, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ise Grup Başkanı oldu. ”Misakı Milli” temel ilke kabul edildi.
17 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Meclis’teki başkanlık odasında Fransız Albayı Mougin, daha sonra Sovyet Elçisi Aralof’un ziyaretini kabulü.
20 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal’in Başkomutanlığı, süresiz olarak uzatıldı. (Bu dördüncü ve son uzatma oldu.)
20 Temmuz 1922 – Başkomutanlığın süresiz olarak Mustafa Kemal Paşa’nın üzerinde kalmasının TBMM’de kabulü. Büyük Millet Meclisi’nde yapılan oylama sonunda Mustafa Kemal’in başkomutanlığı süresiz olarak kabul edildi.
20 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Başkomutanlık süresinin 4 Ağustos 1922 tarihinden itibaren üç ay daha uzatılmasına dair Kanun nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Bugün ordumuzun manevî kuvveti en yüksek derecededir Ordumuzun maddî kuvveti de fevkalâde bir önleme ihtiyaç hissetmeksizin millî emelleri tam bir güvenle elde edecek seviyeye ulaşmıştır. Bu sebeple artık böyle bir yetkiyi sürdürmeye lüzum ve ihtiyaç kalmadığı kanaatindeyim.” [Kocatürk]
20 Temmuz 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Akşehir’de Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile yapılacak taarruz hakkında görüşmesi.
20 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Öğretmen Dernekleri Birliği’nin fahrî başkanlığını kabulü ve derneğe 100 lira bağışta bulunması.
21 Temmuz 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal, Batı cephesine gitmek üzere Ankara’dan ayrıldı.
21 Temmuz 1922 – Cemal Paşa’nın, Tiflis’te bir Ermeni tarafından vurularak şehit edilmesi.
21 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık odasında İspanya Kralı’nın kardeşi Prens Louis de Bourbon’u kabulü ve görüşmesi.
21 Temmuz 1922 – Cemal Paşa Tiflis’te öldürüldü. (Paşa 9 Temmuz 1922’de Mustafa Kemal’e mektup yazarak Anadolu’ya dönmek niyetini bildirmişti.)
22 Temmuz 1922 – İttihat Terakki önderlerinden Cemal Paşa, Tiflis’te Ermeniler tarafından öldürüldü. İttihat ve Terakki liderlerinden Cemal Paşa, Gürcistan’da uğradığı suikastta öldü.
22 Temmuz 1922 – Akşehir’de 1 nci ve 2 nci Ordu takımları arasında futbol final maçı oynandı.
23 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal, Ankara’dan Konya’ya yola çıktı.
23 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Batı Cephesi Karargâhı’nın bulunduğu Akşehir’e gelişi.
24 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’den Konya’ya gelişi, burada General Townshend’i kabulü ve görüşmesi: “…Evet, karşımızdaki düşmanın çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Fakat insaniyeti savunanlar ölümle tehdit edilmelerine rağmen ölmezler ve ebediyen yaşarlar!”
24 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Konya’da Karargâh binası balkonundan Konyalılara hitabı: “Gayelerimiz, kesinlikle gerçekleşecektir!”
24 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Kâzım Karabekir’e telgrafı: “…Büyük Millet Meclisi’nin fevkalâde vaziyeti sebebiyle diğer meclislerle karşılaştırma yapılamayacak derecede gizli oturumlar yapılmış ve şimdiye kadar vuku bulan gizli oturum miktarı 197’ye ulaşmıştır.” [Kocatürk]
25 Temmuz 1922 – Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesinin bulunduğu Akşehir’e ulaştı.
25 – 28 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal, Genelkurmay başkanı Fevzi Paşa ve Batı cephesi komutanı İsmet Paşa ile büyük taarruz planını görüştü. (Hazırlıklar 15 Ağustos’a bitirilecekti.)
25 Temmuz 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, orduyu son defa teftiş etmek istiyordu. Konya’ya gelip kendisiyle görüşmek isteyen İngiliz generali Townshend’i görmek bahanesiyle 23 Temmuz’da Ankara’dan ayrıldı. 25 Temmuz gecesi Konya’da Townshend’le görüştü.
26/27 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet paşalar 26/27 Temmuz 1922 gecesi Akşehir’de bir toplantı yaparak 15 Ağustos’a kadar taarruz hazırlıklarının tamamlanmasına karar verdiler. Ertesi gün, 28 Temmuz’da Akşehir’de ordu takımları arasında düzenlenen futbol maçını seyretme bahanesiyle başka komutanlar da Akşehir’e davet edildi.
27 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz’a hazırlanma emrini verdi.
27 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal, Konya’dan ordu karargâhının olduğu Akşehir’e döndü. Burada, büyük bir taarruz için hazırlıkların tamamlanmasını istedi.
27/28 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’e çağrılan ordu komutanlarına gece Büyük Taarruz plânını açıklaması ve bu plân üzerinde umumî görüşmeler yapılması. [Kocatürk]
27 Temmuz 1922 – Samsun İstiklal Mahkemesinin kaldırılmasından sonra, Rum çetelerinin faaliyetlerine yeniden başlaması ve bölgede asayişin bozulması sebebiyle 27 Temmuz 1922 tarihinde Amasya İstiklal Mahkemesi kuruldu. Mahkeme göreve başlamakla birlikte, üyelerinin görevlerinden istifa etmesi, yeni üye seçimlerinin uzun zaman alması ve sonuçsuz kalması üzerine 27 Kasım 1922’de fiilen kaldırıldı.
27 Temmuz 1922 – General Townshend’ın, İngiltere’ye raporu: “Türk millî ordusu güçlü ve etkindir, İngiltere hükümeti bunu kavrayabilmiş değildir. Yepyeni bir Türkiye doğmuştur. Bu da İngiltere’de henüz anlaşılmış değildir. Türk’ü Avrupa dışına, Anadolu’ya itmeye çalışmak çılgınlıktır.” [Kocatürk]
27 Temmuz 1922 – Atatürk, Batı Cephesi karargâhının bulunduğu Akşehir’e geçti.
27/28 Temmuz 1922 – Akşehir’e çağrılan ordu komutanlarına gece, Mustafa Kemal Paşa tarafından Büyük Taarruz Planı açıklanarak görüşmeler yapılması.
28 Temmuz 1922 – Anadolu Ajansı, Mustafa Kemal’e bağlı ordu birliklerinin Akşehir’de futbol maçı yapacağını duyurdu. Saha hıncahınç doldu. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fevzi Paşa, Nurettin Paşa, Yakup Şevki Paşa seyirciler arasındaydı. Gelişmeleri saat saat takip eden İngiliz ve Yunan istihbaratı “moral maçı” olduğu zannetti. Bütün komutanlar orada olduğuna göre, Türklerin daha uzun süre taarruza kalkışmayacağı anlaşılıyordu. Halbuki maç kamuflajdı… (kaynak: Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal)
28 Temmuz 1922 – Mustafa Kemal, 1. ve 2. ordu arasında oynanacak final maçını izlemek için Akşehir’e geldi.
28/29 Temmuz 1922 – Gece Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz’un ayrıntıları konusunda komutanlarla görüş alışverişinde bulundu. Bu toplantıda Nurettin Paşa hariç diğer komutanlar, özellikle Yakup Şevki Paşa, planı uygun bulmadı. Falih Rıfkı Atay’ın ifadesiyle Mustafa Kemal Paşa, “tarihe karşı bütün sorumluluğu ben kendi üzerime alıyorum” diyerek toplantıyı bitirdi. (Ayrıntılar için bkz. Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C. 4, s. 153, 154.)
29 Temmuz 1922 – Yunanistan’ın İtilaf Devletleri’ne “Milli Türk Hükümeti’ni barışa zorlayacak tek çarenin, İstanbul’un kendileri tarafından işgali olacağını” bildiren notası.
29 Temmuz 1922 – İtilaf Devletleri’nin Yunanistan’a İstanbul’u, işgal etmelerine izin vermeyeceklerini bildiren notası.
29 Temmuz 1922 – İtilaf Devletleri, Yunanistan’a nota göndererek, İstanbul’u işgal etmelerine izin vermeyeceklerini bildirdiler.
29 Temmuz 1922 – İstanbul Darülfünunu’ndan, milliyet duygularına aykırı söz ve davranışları dolayısı ile bir bölük müderris çıkarıldı.
30 Temmuz 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı Fevzi ve Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşalar, Akşehir’de ”Büyük Taarruz”un ayrıntılarını görüştüler.
30 Temmuz 1922 – Yunanlılar İzmir’de yaptıkları mitingde İyonya Devleti’nin temelinin burada oluşturulan özerk bölge olduğunu ilan etti.
30 Temmuz 1922 – Planların son şeklini alması ve taarruz günü hakkında Başkomutan’ın karar vermesi. (26 Ağustos 1922)
30 Temmuz 1922 – İzmir’deki Yunan Başkomiseri Sterghiades “Ionia” devletini ilan etti. (Bu kararı, İstanbul ve Ankara Hükümetleri ile İtilaf Devletleri Ağustos ayı içinde protesto ettiler)
30 Temmuz 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’de, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile yapılacak taarruzun ayrıntılarını tespit etmeleri.
31 Temmuz 1922- İstiklal Mahkemeleri Kanunu TBMM’de kabul edildi.
31 Temmuz 1922 – Türkiye’nin ilk resmi spor teşkilatı olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı kuruldu.
31 Temmuz 1922 – Ankara İstiklal mahkemesi kapatıldı.
31 Temmuz 1922 – 31 Temmuz 1922 tarihinde 249 numaralı İstiklal Mehakimi Kanunu kabul edilip mahkemelerin görev ve yetkileri yeniden belirlenerek kısıtlandı.
1 Ağustos 1922 – İstanbul Hükümeti, Yunanlıların İzmir’de özerklik ilan edişlerini protesto etti.
1 Ağustos 1922 – İngiliz muhafazakar milletvekili General Townshend, Adana’da verdiği demeçte, “Yunanistan’ın Anadolu’yu boşaltmasından başka bir çaresi yoktur.” dedi.
1 Ağustos 1922 – 1 Ağustos 1922 tarihli 274 numaralı Meclis Kararıyla da İstiklal mahkemelerin faaliyetlerine son verildi.
1 Ağustos 1922 – Yunanlılar İstanbul’u işgal etmek için izin istiyor.
1 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Paşa, 1 Ağustos’ta Akşehir’e gelen Milli Savunma Bakanı Kazım (Özalp) Paşa ile de gerekli görüşmeyi yaptıktan sonra Ankara’ya dönüp 4 Ağustos’ta taarruz kararını hükümete bildirdi.
4 Ağustos 1922 – Enver Paşa’nın, Buhara’nın doğusunda bir çarpışmada Ruslar tarafından şehit edilmesi.
4 Ağustos 1922 – Enver Paşa Tacakistan (Buhara’da) savaş meydanında öldürüldü. (Cesedi birkaç gün sonra tesadüfen fark edildi.)
4 Ağustos 1922 – İngiltere Başbakanı Lloyd George’un Avam Kamarası’nda konuşması: “…Mustafa Kemal büyük bir general ve büyük bir yurtsever olabilir; ama Müslümanların başı İstanbul’dadır, halifedir(!)”
4 Ağustos 1922 – Atatürk’ün taarruz kararını hükümete bildirmesi.
4 Ağustos 1922 – İngilizler, padişaha bağlı, Bursa başkentli bir “İyonya devleti” kurdurmayı da hayal ediyorlardı. Lloyd George 4 Ağustos 1922’de Avam kamarasında bu İyonya devletini desteklediğini açıklamıştı. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.151.)
6 Ağustos 1922 – İsmet Paşa, gizli olarak ordulara taarruza hazırlık emri verdi.
6 Ağustos 1922 – Batı Cephesi komutanı İsmet (İnönü) Paşa, ordulara gizli olarak “Taarruza Hazırlık” emri verdi.
6 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, Kâzım (Özalp) Paşa ile Akşehir’den -Konya yoluyla- Ankara’ya dönüşü.
7 Ağustos 1922 – Fevzi Paşa, Ankara’ya döndü.
7 Ağustos 1922 İstanbul’da İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold, Vahidettin’le görüştü. Padişah, Yunanlıların işgal ettikleri bölgelerin, Hükümetine verilmesi, Anadolu’daki hareketi bastırmada kendisine yardım edilmesini istedi.
9 Ağustos 1922 – Yunanlıların daha önce ilan ettikleri özerklik kararı üzerine Başvekil ve Hariciye Vekili Rauf Bey (Orbay), İtilaf devletlerinin temsilcilerine protesto yazsısı göndererek, böyle bir şeyin, Türk çoğunluğun olduğu bir yerde hukuksal bir değerinin olmayacağını bildirdi.
12 Ağustos 1922 – 26 Aralık 1921’den bu tarihe kadar Hindistan’dan gelen yardım parası 14 seferde ve farklı miktarlarda olmak üzere toplam 106 bin İngiliz lirası veya 675 bin Türk lirasıdır. (Bu para Atatürk’ün emrinde, hazine dışında tutuldu ve Osmanlı bankasında saklandı.(Bu paranın 220 bini orduya, 45 bin lirası muhtaçlara verildi. Bu paradan Atatürk’ün elinde kalan sadece 445 bin liraydı ve kalan bu parada ülke imarı için harcanmıştı.) (Mısır eski hıdivi Abbas Hilmi Paşa’nın CHP’ne bağışladığı 900 bin lira ile Hindistan’dan gelen paradan kalanların (445 bin lira) (harcananlar çıkılınca) toplamı 1 milyon 345 bin liraydı. Bu para İş bankasında 2 numaralı hesapta tutuldu. Kişisel harcama yapılmadı.(445 bin lira; 120 bin lira örnek çiftlikler, 250 bin lira İş bankası, 75 bin İşbank ve Maden TAŞ hisse senedi için kullanıldı.) (900 bin lira; İş bankası 2 numaralı hesabındaydı ve hisse senedi alımında kullanıldı.)
13 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, gece Ankara’da Sovyet Elçiliği’nde -kaza sonucu- çıkan ve etrafa yayılma tehlikesi gösteren yangını söndürme çalışmalarını izlemesi.
13 Ağustos 1922 – Genelkurmay Karargâhı’nın, Ankara’dan Batı Cephesi’ne hareketi.
14 Ağustos 1922 – Celaleddin Arif Bey, başkanlık görevinden istifa etti.
14 Ağustos 1922 – Fethi (Okyar) Bey’in, Londra’dan Atatürk’e telgrafı: “Hariciye Nezareti’nde, Lord Curzon adına beni kabul eden Müsteşar ile görüştüm. Düşünce ve isteklerimizi Lord Curzon’a bildireceğini söyledi.”
15 Ağustos 1922 – Sovyetlerin Ankara’daki elçilik binası yandı. Mustafa Kemal söndürme çalışmalarını yerinde izledi. (Aralov yangında Rauf Orbay’ın rolü olabileceğini ima etti.)
16 Ağustos 1922 – Genelkurmay Karargâhı, Akşehir’de göreve başladı.
17 Ağustos 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’dan gizli olarak otomobille Konya’ya hareketi. Atatürk, öğleden sonra Konya’ya gelmiş, geceyi -Demiryolları Genel Müdürü olarak- Konya’da görev yapan Behiç (Erkin) Bey’in evinde geçirmiştir. Amaç kendisinin Ankara’da olduğu ve görüşmek isteyenlere hasta olduğu izlenimini yaratmaktı.
17 Ağustos 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Ankara’dan cepheye hareket etti.
17 Ağustos 1922 – Türk birlikleri Bandırma’ya girdi.
17 Ağustos 1922 – Mustafa kemal, Konya’da demiryolları genel müdürü Behiç (Erkin) Bey’in evine geldi. Hastalandı. Bu evde iki gün yattı.
18/19 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, Konya’dan gizli olarak Akşehir’e hareketi.
18 Ağustos 1922 – Enver Paşanın Buhara’da öldürüldüğü New York Times gazetesinde yayınlandı. (Hakimiyet-i Milli vefatı 20 Ağustos 1922 tarihinde duyurdu.)
17/18 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Paşa, 17/18 Ağustos gecesi çok gizlice Ankara’dan ayrılarak otomobille Tuzçölü üzerinden Konya’ya gitti. Ankara’dan ayrıldığını birkaç kişiden başka hiç kimse bilmiyordu.
20 Ağustos 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Konya’dan cephe karargâhının olduğu Akşehir’e gelişi ve Cephe Komutanı İsmet Paşa’ya 26 Ağustos 1922 sabahı için taarruz emri vermesi. Bugün çıkan Ankara gazetelerinde Paşa’nın Çankaya’da bir çay ziyafeti vereceği haberi yereldi.
20 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi karargahı, Akşehir’de.
20/21 Ağustos 1922 – Komutanlarla toplantı yapan Mustafa Kemal 26 Ağustos Cumartesi sabahı için taarruz emri verdi. Atatürk’ün, Akşehir’de Batı Cephesi Karargahı’nda I. Ordu Komutanı Nurettin ve II. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşalara, taarruz plânını harita üzerinde açıklaması ve taarruz emri verişi.
20 Ağustos 1922 – Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan haber: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Ağustos’un 21. Pazartesi günü öğleden sonra saat 16.00’da Çankaya’daki köşklerinde şehrimizde bulunan kordiplomatiğe bir ziyafet vereceklerdir. Ziyafette bütün elçiler ve siyasî kişiler hazır bulunacaktır. Birçok kişiye dün bu hususta davetiye gönderilmiştir.” (Bu haber, Atatürk’ün cepheye gidişini duyurmama amacıyla yayımlanmıştır). [Kocatürk]
20 Ağustos 1922 – Atatürk, Konya Akşehir’de, Büyük taarruz öncesi son hazırlıkları kontrol etti.
21 Ağustos 1922 – Yaver Mahmud Soydan’ın notlarından; “Paşa iki gündür çalıkuşu okuyor.”
20/21 Ağustos 1922 – Gece, Batı Cephesi Karargâhı’nda Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü), 1. Ordu Komutanı Nurettin ve 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki (Subaşı) paşalarla bir toplantı yapan Gazi Paşa, taarruz hakkında harita üzerinde bilgi verip 26 Ağustos sabahı taarruz edilmesini emretti.
21 Ağustos 1922 – Gazetelerde Mustafa Kemal Paşa’nın Çankaya’da bir “çay partisi” düzenlediği şeklinde bir haber çıktı. Oysaki Mustafa Kemal Paşa, 20 Ağustos’ta Akşehir’de Batı Cephesi karargâhında idi. Konya’ya gelir gelmez postaneyi kontrol edip orada olduğunun duyulmamasını sağladı.
21 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, Akşehir’den otomobille Konya’ya dönüşü.
21 – 22 Ağustos 1922 – Başkomutanlık karargâhında görevli Mahmut (Soydan)’ın anılarına göre Mustafa Kemal Paşa, 21 ve 22 Ağustos’ta iki gün Çalıkuşu romanını okudu ve çok beğendi.
22 Ağustos 1922 – Büyük Türk Taarruzunun başlaması.
22 Ağustos 1922 – Yaver Mahmud Soydan’ın notlarından; “Akşehir’deyiz. Paşa makamından çıkmadı. Çalıkuşu okudu. Çok sevdi.”
22 Ağustos 1922 – İstanbul hükümeti, Sevr Antlaşması’yla terk ettiği yerlerdeki memurların maaşlarını kesti. Sevr’deki gibi kapitülasyon sistemi yürürlüğe kondu. Türk maliyesi tamamen Müttefiklerin denetimine geçti. Müttefikler, Sevr’deki gibi İstanbul’u ve Boğazları ellerinde tutup yönetiyorlardı. Hükümeti ve orduyu denetliyorlardı. Silahlara el koymuşlardı. (Turgut Özakman, Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, 6. bas. Ankara, 2007, s. 385,386)
22 Ağustos 1922 – Anadolu’daki Yunanistan’ın Küçük Asya Ordusu komutanı Hacıanesti’nin görevden alınarak yerine Trikopis’in atanması. (Trikopis bu atamayı Türklere esir düştükten sonra, 3 Eylül 1922 günü Mustafa Kemal Paşa’dan öğrenmiştir.)
23 Ağustos 1922 – Yunanlıları şaşırtmak amacıyla Bilecik’in doğusundan Rumköy’e gece baskını düzenlendi. Bu baskında Türk kuvvetlerinden kaçan bir erin yapılacak taarruz hakkında Yunanlılara bilgi vermesi üzerine Yunan ordusunun istihbaratı önlem almaya başladı.
23 Ağustos 1922 – Ankara Komutanı Fuat (Bulca) Bey’in, Atatürk’e telgrafı: “Valide iyidir. Dün pek neşeli olarak vakit geçirildi. Pek memnundurlar, dua etmekte ve “Selânik’e ne vakit gideceğiz?” diye sual sormaktadır. Fikriye Hanım da iyidir, hürmetlerini iletmektedir. Başarınıza, hanımların ellerinde Kuran dua etmekteyiz.” [Kocatürk]
23 Ağustos 1922 – Vahdettin askeri doyurabilmek için Taksim kışlası ve talimhane meydanını (Taksim meydanı ve kışlasını) 500.000 liraya “İstanbul Emlak Şirket-i Osmaniyesi” isimli Fransız şirkete sattı. Satış mukavelesi 20 Şubat 1913 tarihinde imzalandı. Taksim kışlası satışa çıkarıldığında içinde Mehmetçiğin kullandığı bir de cami vardı. Sözleşmeye cami açık kalacak şartı kondu. Şirket şartlar nedeniyle bu alanı yeterince kullanamadığı için ettiği zarara karşılık 700.000 lira tazminat isteyince sözleşme 23 Ağustos 1922’de yenilendi. (Charles Harington, Atilla Oral)
24 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, Konya’dan otomobille tekrar Akşehir’e gidişi.
24 Ağustos 1922 – Başkomutanlık, Genelkurmay ve Batı Cephesi, I. Ordu’nun bulunduğu Afyon’un güneyindeki Şuhut kasabasına, 25 Ağustos’ta ise Kocatepe’nin güney batısındaki Çadırlı Ordugâh’a nakledildi.
24 Ağustos 1922 – Başkomutanlık ve Batı Cephesi Karargâhlarının Akşehir’den, cephe gerisinde Şuhut kasabasına nakledilmesi. Akşehir’deki karargâh, Şühut’a nakledildi.
24 Ağustos 1922 – “Türkiye sınırları içinde açılmış ve açılacak bölge tarım okullarının ziraat bankası tarafından yönetilmesine ilişkin “ 254 sayılı kanun çıkarıldı.
25 Ağustos 1922 – Bugünden itibaren Anadolu’nun dış dünyayla bütün bağlantısı kesildi. Anadolu bir ölüm sessizliğine büründü.
25 Ağustos 1922 – Gece Türk birlikleri, bazı yerlerde düşmana 400 metreye kadar yaklaşmış, verilecek taarruz emrini bekliyordu.
25 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey’e (Başbakan) ordularımızın yarın taarruza başlayacağını bildirdi.
25 Ağustos 1922 – Başkomutanlık, Genelkurmay ve Batı Cephesi Karargâhlarının Şuhut’tan, muharebenin idare edileceği Kocatepe’nin güneybatısında çadırlı ordugâha nakledilmesi.
25 Ağustos 1922 – Anadolu ile dış dünya haberleşmesi tamamen kesildi. Giriş – çıkış ve her türlü haberleşme yasak edildi. Uymayanlar vatana ihanetten yargılanacaktı. Telefonlar kesildi. Haberler sadece resmi tebliğler ile duyurulacaktı.
25 Ağustos 1922 – Batı Cephesi’nde son hazırlıklar yapıldı. Mustafa Kemal Kocatepe’ye çıkarak birlikleri gözden geçirdi. Başkomutanlık karargâhı Kocatepe’nin güneydoğusundaki çadırlı ordugâha nakledildi.
25 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal, şifreyle Ankara’da başvekâlete yarın taarruzun başlayacağını bildirdi. Ayrıca emir üzerine Anadolu’nun dış dünyayla tüm haberleşmesi durduruldu.
25/26 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, cepheden İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey’e telgrafı: “…Ağustos’un 26. günü düşmana taarruz başlayacaktır.”
25 Ağustos 1922 – ATATÜRK’ün Kocatepe’de duası; “Allah’ım! Senin bana verdiğin fikir ve zeka ile ben bütün planlarımı gerçekleştirdim. Bundan sonrası artık senin mukadderatın…”
26 Ağustos 1922 – Büyük taarruz öncesi 32 uçağımız uçuşa hazır hale getirildi. (Bu uçaklar bulutlu havaya rağmen başarılı işler yapmıştır.)
26 Ağustos 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa sabah saat 04.00 civarlarında uyandı. Emir erini uyandırıp kahve istedi. Yaver Muzaffer (Kılıç) uyanıp giyinmeye başladığı sırada Mustafa Kemal Paşa’nın çadırının önünde “Allah’ım! Sen Türk Milleti’ni ve ordusunu muzaffer eyle!” dediğini duydu. Kahvesini içti. Gün doğmasına bir saat kala, atıyla Kocatepe’nin zirvesine doğru ilerledi. Birkaç er fenerle yolu aydınlatıyordu. Mustafa Kemal konuşmuyor, sadece ufka bakıyordu. Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve Nurettin Paşa da Kocatepe’deydi.
26 – 30 Ağustos 1922 – Dumlupınar Meydan Muharebesi/
26 Ağustos 1922 – Büyük Taarruz başladı. (saat : 5:30’da topçu ateşi ile) (Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer, 26 Ağustos – 9 Eylül 1922). Büyük Taarruz şafak sökerken saat 05.30’da top atışlarıyla başladı. Türk kuvvetlerinin öncü tümenleri süngü hücumuyla önce Tınaztepe’yi, ardından da Belentepe’yi aldı.
26 Ağustos 1922 – Büyük taarruz, Kocatepe’den başladı. Kısa sürede başarıya ulaştı. Türk ordusu 27 Ağustos’ta Afyon’u, 1 Eylül’de Uşak’ı, 2 Eylül’de Eskişehir’i, 3 Eylül’de Nazilli, Simav, Salihli, Alaşehir ve Gördes’i, 6 Eylül’de Balıkesir ve Bilecik’i, 7 Eylül’de Aydın’ı, 8 Eylül’de Manisa’yı düşman istilasından kurtardı.9 Eylül 1922 tarihinde Türk Ordusu İzmir’e girdi. (Ordu 400 kilometrelik taarruz mesafesini 15 günde muharebe ederek kat etmişti.) (Geldikleri gibi giderler, Kahraman Yusufoğlu)
26 Ağustos 1922 – Gazi Mustafa Kemal’in Kocatepe’den Büyük Taarruz’u yönetmesi.
26 Ağustos 1922 – Gazi Mustafa Kemal’in en meşhur Kocatepe resminin, Afyon Kocatepe’de, Saat 11:00’de, Kuvayi Milliye’nin resmi fotoğrafçısı Etem Tem tarafından çekilmesi.
26 Ağustos 1922 – Büyük Taarruz’dan sonra Yunan Ordusunun müstahkem mevzilerinin düşürülmesi ve düşmanın çekilmeye başlaması.
26 Ağustos 1922 – Ankara’da ordunun zaferi için dua okundu.
26 Ağustos 1922 – İznik kurtuldu.
27 Ağustos 1922 – Büyük Taarruz’dan sonra Yunan Ordusunun müstahkem mevzilerinin düşürülmesi ve düşmanın çekilmeye başlaması.
27 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal’den aldığı davet telgrafı üzerine Halide Edip Konya’ya ulaştı. (Köpeği yoldaş, atı doru ve emir eri İbrahim ile) (Aynı gün Afyon alındı.)
27 Ağustos 1922 – Sabaha karşı saldırıya geçen Türk birlikleri Yunan mevzilerini ele geçirmeye başladı. Telaşlanan Trikopis, Afyon’un boşaltılmasını emretti, Yunanlılar malzemelerini imha ederek Afyon’u terketti. Türk birlikleri Afyon’a girdi.
27 Ağustos 1922 – Pazar sabahı saat 04.00’te Kurtkaya tepesi, saat 08.00 civarında Erkmen tepe düştü, gözler Çiğiltepe’ye çevrildi. 57. Tümen Komutanı Albay Reşat Bey, zamanında Çiğiltepe’yi alamayınca Mustafa Kemal Paşa telefonla “Niçin hedefinize varamadınız?” diye sordu. Albay Reşet Bey, yarım saat sonra hedefe ulaşacağını belirtti. Mustafa Kemal Paşa yarım saat sonra Albay Reşat Bey’i aradığında, kendisine şu notu okudular: “Yarım saatte size o mevzileri almak için söz verdiğim halde sözümü tutamamış olduğumdan dolayı yaşayamam.” Albay Reşat Bey intihar etmişti. Çiğiltepe o gün saat 17.30 civarlarında alınacaktı. 20.30’da Afyon ele geçirildi.
27 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, cepheden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na harekât hakkında telgrafı: “…Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının müstesna kıymet ve kabiliyeti sebebiyle yüksek Meclis’i tebrik ederim. Komutanlarımızın sevk ve idarede düşman komuta heyetine üstünlüğü belirgin bir surette görünmektedir.” [Kocatürk]
27 Ağustos 1922 – Afyon kurtuldu.
28 Ağustos 1922 – Yunan ordusu büyük kayıplar vererek geri çekilmeye başladı. Yunan kuvvetleri yarıldı, İzmir’e giden mevziler Türk birliklerinin eline geçmeye başladı.
28 Ağustos 1922 – Yunan Ordusu’nun asıl cephesi yarıldı. Güneyden ve doğudan ilerleyen Türk kuvvetleri Yunan Ordusu’nu ayırıp kuşattı.
28 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey’e telgrafı: “…Askerlerimiz pek keyiflidir. Yorulmak bilmiyorlar. Bu gece Afyonkarahisar’dayım, halk şenlik yapıyor.”
28 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, cepheden, annesi Zübeyde Hanım ve Fikriye Hanım’a telgrafı: “Buraya geldikten sonra düşmanı kovmak gerektiğinden taarruz ederek Allah’ın lütfuyla attık. Afyonkarahisar’ı aldık. Bu nedenle daha birkaç gün buralarda kalmak lâzım gelecektir. Siz müsterih olunuz! İnşallah duanız berekâtıyla bütün memleketimizi düşmandan kurtarmak nasip olacaktır.” [Kocatürk]
28 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, akşam Afyonkarahisar’a gelişi.
28 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal’in meclise telgrafı; “Afyon alındı, asker keyifli, durmak istemiyorlar.”
29 Ağustos 1922 – Dördüncü gün de ilerleme devam etti. Geri çekilmeye başlayan Yunan kuvvetlerinin izlenmesi emredildi. Afyon ve Kütahya’nın bazı ilçeleri kurtarıldı.
29 Ağustos 1922 – Taarruz başarılı bir şekilde gelişti. Düşmanın kuzey kanadı, Eskişehir cephesi bozuldu, güneydeki kuşatma da devam etti. O akşam düşmanın iki kolordusu Türk Ordusu’nca çevrildi.
29/30 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, gece, Afyon Belediye binasının bir odasında Fevzi ve İsmet Paşalarla harp vaziyetini gözden geçirişi. (Atatürk der ki: “Üçümüz vaziyeti bir defa daha gözden geçirdik ve kesinlikle anladık ki, Türkün hakikî kurtuluş güneşi, 30 Ağustos sabahı bütün parlaklığıyla doğacaktır.” [Kocatürk]
30 Ağustos 1922 – Büyük Zafer. Yunan ordusunun, tamamen sarılması ve imha edilmesi suretiyle “Dumlupınar Meydan Muharebesi”nin kazanılması.
30 Ağustos 1922 – Yunan ordusunun tamamen sarılması ve imha edilmesi suretiyle Dumlupınar (Başkomutanlık) Meydan Muharebesi’nin kazanılması.
30 Ağustos 1922 – Türk Ordusu düşmana kesin darbeyi 30 Ağustos’ta vurdu. 30 Ağustos günü düşmanın beş tümeni (40-50 bin kişi) Türk Ordusu’nca kuşatılmış, çıkış yolları kapatılmıştı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos’ta saat 14.00’te başlayan savaşı Çalköy yakınındaki 11. Tümen Karargâhı olan Zafertepe’den (Dumlupınartepesi) bizzat yönetti. Düşmanın bir bölümü imha edildi, bir bölümü teslim oldu, kurtulanlar ise İzmir’e doğru kaçmaya başladı.30 Ağustos 1922’deki bu savaşı, Aslıhanlar-Çal-İşören bölgesinde ve Çalköy’ün doğusunda bizzat 1. hatta 11. Tümen yanında bulunan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa yönettiği için, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa bu savaşa “Başkumandan Muharebesi” adını verdi.
31 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşaların son durumu değerlendirmeleri ve Başkomutan’ın takip emrini vermesi.
31 Ağustos 1922 – Kütahya’nın kurtuluşu.
31 Ağustos 1922 – Çivril’in kurtuluşu.
31 Ağustos 1922 – İzmir’e doğru büyük takip başladı. Yunanlılar geçtikleri yerleri yakıp, yıkıyor, harab ediyor.
31 Ağustos 1922 – Türk Ordusunun İzmir yönünde Yunan kuvvetlerini izlemesi.
31 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal, Rauf Bey’e Yunan askerlerinin teslim olmaya başladığını bildirdi.
31 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Paşa’nın, bir gün sonra, 31 Ağustos’ta savaş alanında gördüğü manzara şuydu: “Karşıdaki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bırakılmış toplarla, otomobillerle, sayısız donanım ve gereçlerle, bu kalıntıların arasında yığınlar teşkil eden ölülerle, toplatıp karargâhımıza sevk edilen sürü sürü esir kafileleriyle hakikaten bir kıyamet gününü hatırlatıyordu…” (Türk İstiklal Harbi, C. 2, 6. Kısım, s. 275).
31 Ağustos 1922 – Atatürk öğle vaktinde Çalköy’de, yıkık bir evin avlusunda İsmet Paşa ve Fevzi Paşa ile buluştu. Komutanlar, kırık bir kağnı arabasının döşeme ve oklarına ilişerek durumu değerlendirdi. Bütün ordu ile İzmir’e yürümeye karar verdiler. Atatürk, 31 Ağustos gecesi, Dumlupınar’da eski, küçük, iki katlı, kerpiç bir köy evinde kaldı.
31 Ağustos 1922 – Atatürk’ün, sabah Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, I. Ordu Komutanı Nurettin Paşa ile beraber Adatepe bölgesine giderek muharebe meydanını gezmeleri. (Savaş alanını gezen Mustafa Kemal, yerde yatan ölüleri göstererek, “buna meşru müdafaa için mecbur olduk” dedi. Yerdeki bir Yunan bayrağını da “bir milletin istiklâl alametidir” diyerek yerden kaldırdı).
31 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal Atatürk, büyük taarruz devam ederken harekata katılan başarılı havacıları kabul edip rütbelerini artırdı.
31 Ağustos 1922 – Mustafa Kemal’in muharebe meydanında gördüğü şehit Mehmetçik. (Asker çukurda şehit olmuş ama dışarıdaki kolu il sancağı sımsıkı tutmaktadır)
31 Ağustos 1922 – Uşak Yunanlılarca yakıldı.
31 Ağustos 1922 – Başkomutanlık Meydan savaşının ardından Fevzi Paşa (Çakmak) rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tavsiyesiyle TBMM tarafından mareşalliğe yükseltildi.
1 Eylül 1922 – Mustafa Kemal’in orduya beyannamesi: “… Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin zihinsel güçlerini ve kahramanlık ve vatanseverlik kaynaklarını yarışırcasına göstermeye devam etmesini isterim. Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!“
1 Eylül 1922 – Başkomutan Atatürk, 1 Eylül’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emrini verdi ve büyük takip başladı. “Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları… Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde zalim ve mağrur bir ordunun esas unsurlarını inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ederek büyük ve necip (soylu) milletimizin fedakârlıklarına layık olduğunuzu ispat ediyorsunuz. (…) Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
1 Eylül 1922 – Büyük Taarruz’un yedinci gününde Mustafa Kemal emrini verdi: “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!..” Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Türk Ordusu’na beyannamesi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin zihinsel güçlerini, kahramanlık ve vatanseverlik kaynaklarını yarışırcasına göstermeye devam etmesini isterim. ORDULAR! İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR. İLERİ!”
1 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Türk milletine bildirgesi: “Zalim ve mağrur düşman ordusunun esas unsurları, akıllara dehşet verecek kesinlikle imha edildi. Milletin rey ve iradesine dayanan her işin sonucu, millet için hayır ve mutluluk olduğu açıktır.”
1 Eylül 1922 – Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül 1922’de de “Kadınlarınızı ve çocuklarınızı düşman kaçarken emin yerlere saklayınız” şeklinde bir bildiri yayımladı. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C. 13, s. 231)
1 Eylül 1922 – Atatürk’ün, ordu hakkındaki sevgi ve güvenini bildiren Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne cevabı: “…Bu selâm ve güvenden duygulanan ve en kıdemsiz erden komutanlarına kadar en yüksek azim ve imanla savaşan ordunun, bağımsızlığımızın savunulması uğrunda namus gereğini yerine getireceğini temin ederim.”
1 Eylül 1922 – Türkiye Büyük Millet Meclisi 2. Başkanı Adnan (Adıvar) Bey’in, cephede bulunan Atatürk’e telgrafı: “Bu telgrafı Valide Hanımefendi’nin yatağının yanında yazıyorum. Kendileriyle beraber hepimiz mesuduz. Sağlıkları, kazandığınız zaferden bir kat daha iyileşmiştir. Milletin derdine çare bulucu olurken, bu muhterem kadının hastalığına da çare oluyorsunuz.” [Kocatürk]
1 Eylül 1922 – Gediz ve Seyitgazi’nin kurtuluşu.
2 Eylül 1922 – Yunan Hükümeti’nin Türkiye ile mütareke yapılabilmesi için İngiltere’ye aracılık önerisi.
2 Eylül 1922 – Alaşehir Yunanlılarca yakıldı.
2 Eylül 1922 – Atatürk Uşak’a geldi.
2 Eylül 1922 – Yunan Ordusu Başkumandanı General Trikopis ile II. Yunan Kolordusu Komutanı General Diyenis ve bazı yüksek rütbeli subayların esir alınması. Türk kuvvetleri Eskişehir ve Dursunbey’e girdi. İzmir’deki ABD konsolosu Yunan ordusunun bitmiş olduğunu, yeniden kurtarılmasının mümkün olmayacağını hükümetine bildirdi.
2 Eylül 1922 – Atatürk’ün, bugün esir alınan Yunan Generali Trikopis’in kılıcını Kâzım (Özalp) Paşa’ya armağan edişi ve yazısı: “General Trikopis’in eşyası arasında ganimet olarak alınan kılıcını, siz kardeşime takdim ediyorum.” [Kocatürk]
2 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İcra Vekilleri Heyeti’ne telgrafı: “…Eskişehir ve Uşak’ın düşmesi haberini bekliyorum.”
2 Eylül 1922 – Eskişehir ve Uşak’ın kurtuluşu.
2 Eylül 1922 – Yunan Hükümeti’nin Türkiye ile mütareke yapılabilmesi için İngiltere’ye aracılık önerisi.
3 Eylül 1922 – 30 Ağustos Muharebesi’ne “Başkomutan Muharebesi” adı verildi.
3 Eylül 1922 – Gazi Mustafa Kemal, Dumlupınar’dan Uşak’a geldi.
3 Eylül 1922 – Türk Ordusu ilerlemesini sürdürüyor. Emet, Tavşanlı, Kula, Eşme, Sındırgı, Bayramiç ve Burhaniye kurtarıldı.
3 Eylül 1922 – Yunanlılar Alaşehir yönüne doğru takip edildi.
3 Eylül 1922 – Selendi’nin kurtuluşu.
3 Eylül 1922 – Pire’de savaş aleyhtarı miting yapıldı. Hükümetin istifası istendi.
3 Eylül 1922 – Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın Müşir (Mareşal), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın Feril (Korgeneral) rütbesine yükselişi.
3 Eylül 1922 – Atatürk’ün, akşam Uşak’a gelişi.
3 Eylül 1922 – Esir alınan Yunan komutanları General Trikopis ile General Diyenisin, Uşak’ta Başkomutan Atatürk’ün huzuruna getirilişi ve Atatürk’ün General Trikopis’e söyledikleri: “Vicdanınıza karşı vazifenizi yaptığınıza kani iseniz, içiniz rahat olabilirsiniz! En büyük komutanların bile esir oldukları tarihlerde yazılıdır. Meselâ size Napolyon’u gösterebilirim.” [Kocatürk]
3 Eylül 1922 – Atatürk’ün, icra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey’e telgrafı: “…Esir alman generallerle görüştüm. Kendilerini teselli ve misafir ettim. Alilerine sağlık haberlerini bildirmelerine müsaade ettim.”
3 Eylül 1922 – Batı Cephesi Komutanlığı tarafından, 30 Ağustos 1922’de kazanılan Dumlupınar Muharebesi’ne “Başkomutan Muharebesi” adı verildiğinin bildirilmesi.
3 Eylül 1922 – Ankara Hükûmeti’nin Paris Temsilcisi Ferit (Tek) Bey’in, 30 Ağustos Zaferi nedeniyle Başkomutan Atatürk’e tebrik telgrafı: “Türkiye’nin Büyük Çocuğu! Azmin, vatanı esaretten kurtardı!”
4 Eylül 1922 – Türk Ordusu İzmir yolunda hızla ilerliyor, İsmet Paşa, İzmir’in kesinlikle tahrip edilmeden kurtarılmasını emretti.
4 Eylül 1922 – Atatürk Eşme’ye geldi. Taarruz planına karşı çıkan Yakup Şevki Paşa, Atatürk’ten özür diledi. Aynı gün Türk Ordusu’nun önünden kaçan kalabalıklar İzmir’e yığılmaya başladı.
4 Eylül 1922 – Yunan birlikleri Alaşehir’i yaktı, geri çekilme devam ediyor. Yunan 13. Tümeni Salihli’ye vardı.
4 Eylül 1922 – İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey’in, cephede bulunan Başkomutan Atatürk’e, İstanbul’daki İtilâf Devletleri temsilcilerinin mütareke isteğini bildiren telgrafı.
4 Eylül 1922 – Bozüyük, Demirci, Sarıgöl, Buldan’ın kurtuluşu.
4 Eylül 1922 – Atatürk’ün, akşam Eşme’ye gelişi.
4 Eylül 1922 – Yunanlılar Akşehir’i yaktı, Söğüt ve Kula kurtarıldı.
5 Eylül 1922 – Tevhid-i Efkar gazetesi, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal fotoğrafının üstünde “Ordular ilk hedefiniz, Akdeniz’dir, ileri” emri, fotoğrafın altında ise “Düşman Anadolu’nun harimi ismetinde boğulacaktır” yazdı.
5 Eylül 1922 – Türk birlikler,Yunanlıların Milne hattını tutmadan, korudukları mevzileri ele geçirmeye başladı. Alaşehir, tamamen yakılmış ve tahrib edilmiş olarak ele geçirildi.
5 Eylül 1922 – Turgutlu Yunanlılarca yakıldı.
5 Eylül 1922 – Gördes, Salihli, Susurluk, Bilecik, Bozöyük, Simav, Ödemiş ve Kuyucak kurtarıldı. Yörük Ali’nin müfrezeleri Nazilli’ye girdi.
5 Eylül 1922 – Yunan hükümeti Yunan Küçük Asya Ordusu Komutanı Hacıanesti’nin yerine Trikopis’i atadı. Ama Trikopis’in esir düştüğü öğrenilince onun da yerine Polimenekos getirildi.
5 Eylül 1922 – Yunanlılar İzmir’i boşaltmaya başladı.
5 Eylül 1922 – Nazilli, Simav, Salihli, Ödemiş, Alaşehir, Gördes, Pazaryeri’nin kurtuluşu.
5 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Vekiller Heyeti’nin 4 Eylül 1922 tarihli telgrafına cevabı: “Anadolu’daki Yunan ordusu kesin şekilde mağlup edilmiştir. Anadolu için herhangi bir görüşmeye gerek kalmamıştır. Mütareke, ancak Trakya için söz konusu olabilir.” [Kocatürk]
5 Eylül 1922 – Fransız Mareşali Lyautey’in, Atatürk ve İsmet Paşa’ya iletilmek üzere, Paris’te Ankara Hükûmeti’nin Paris Temsilcisi Ferit (Tek) Bey’e 30 Ağustos 1922 zaferini kutlayan yazısı.
5 Eylül 1922 – Hindistan Merkez Hilâfet Komitesi Başkanı Chotani’nin, Bombay’dan -Atatürk’e iletilmek üzere- Ankara Hükûmeti’nin Paris Temsilcisi Ferit (Tek) Bey’e 30 Ağustos Zaferi’ni kutlayan telgrafı.
5 Eylül 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a telgrafı: “Yüksek Komiserler, İzmir’de Kemalist kuvvetlerle çatışmaktan sakınmak gerektiği kanısında.”
5 Eylül 1922 – Bilecik kurtarıldı.
6 Eylül 1922 – Manisa Yunanlılarca yakıldı.
6 Eylül 1922 – Bursa’nın Yunanlılarca işgal edilmesi üzerine, T.B.M.M. kürsüsüne örtülmüş olan kara örtü kaldırıldı. 10 Temmuz 1920 günü, Meclis kürsüsüne örtülen siyah örtünün “BÜYÜK ZAFER” üzerine kaldırılması hakkında TBMM kararı.
6 Eylül 1922 – Yunanistan’ın Anadolu ordularına Başkomutan olarak atadığı Polyemekalis İzmir’e geldi.
6 Eylül 1922 – Ankara’da TBMM kürsüsündeki siyah örtü kaldırıldı.
6 Eylül 1922 – Balıkesir, Yunan işgalinden kurtuldu. İnegöl, Yunan işgalinden kurtuldu.
6 Eylül 1922 – Geri çekilme devam ediyor. Yunan birlikleri Manisa’yı yaktı. Ahmetli, Akhisar, Balıkesir, Bilecik, Gönen, Söke, İnegöl, Soma, Kırkağaç, Balya, Kuşadası, Tire, Bayındır, Pazarcık, Ahmetli, Savaştepe ve Domaniç kurtarıldı.
6 Eylül 1922 – Fethi (Okyar) Bey’in, Londra’dan Atatürk’e telgrafı: “İngiltere acele mütareke istiyor. Trakya’nın alınması, azınlıkların değiştirilmesi, harp tazminatı, ülkede yapılan tahriplerin tamiri istenmelidir.”
6 Eylül 1922 – Ankara Hükûmeti’nin Tiflis Temsilcisi Ahmet Muhtar Bey’in 30 Ağustos Zaferi nedeniyle Atatürk’e tebrik telgrafı.
6 Eylül 1922 – Ukrayna Sovyet Hükûmeti’nin, Atatürk’e 30 Ağustos Zaferini kutlayan telgrafı.
6 / 7 Eylül 1922 – İstanbul’da İngiliz Orduları Başkomutanı General Harington’un, İngiltere Savunma Bakanlığı’na telgrafı: “…Durum vahim. Ateşkes için kaybedilecek zaman yok. Yunanlı, Anadolu’dan kaçıp gitmekten başka bir şey düşünmüyor!”
7 Eylül 1922 – Yunan birlikleri Nif (Kemalpaşa) hattına doğru çekilmeye devam etti. Yunanistan’dan gelen takviye kuvvetlerindeki erler İzmir’de karaya çıkmayı reddetti.
7 Eylül 1922 – Aydın, İncirliova, Germencik, Kuşadası’nın düşman işgalinden kurtuluşu.
7 Eylül 1922 – Yunan hükümeti istifa etti. Yeni kabineyi Kalogeropulus kurdu.
7 Eylül 1922 – Atatürk, Alaşehir ve Salihli’ye geldi. Fahrettin (Altay) Paşa, cephanesi biten süvarilere “kılıca kuvvet” emri verdi. Aynı gün Yunan Hükümeti istifa etti. İtilaf devletlerinin mütareke teklifi de o gün İstanbul’daki TBMM temsilcisi Hamit Bey’e ulaştı.
7 Eylül 1922 – İtilaf Devletleri Temsilci üyelerinin Yunan Hükümeti adına Hamit Bey aracılığı ile Ankara Hükümeti’ne başvurmaları ve Anadolu’yu boşaltmak koşulu ile, Yunanistan’ın mütareke isteğini bildirmeleri.
7 Eylül 1922 – Saruhanlı, Turgutlu ve Kuşadası’nın kurtuluşu.
7 Eylül 1922 – Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın Salihli’den, Sarıkamış’ta bulunan Doğu ve Diyarbakır’da bulunan Elcezire Cephesi Komutanlıklarına emri: “Musul bölgesi de Misak-ı Milli sınırlarımız içinde olduğundan, gerekirse silahla kurtarılması için komutanlıklarınızca gereken hazırlıkların yapılması ve tasarruf edilebilecek kuvvetlerin hazırlanması”.
7 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Eşme’den Alaşehir-Salihli yönünde hareketi.
7 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Salihli’ye gelişi.
7 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Hindistan İslâm halkı tarafından emirlerine gönderilen paradan yüzbin lirayı düşman zulmüne maruz kalan köylülerimize ayırışı. [Kocatürk]
7 Eylül 1922 – Fransız Generali Gouraud’un, Atatürk’e -Albay Mougin aracılığıyla- 30 Ağustos Zaferi’ni kutlayan telgrafı.
7 Eylül 1922 – Ankara Hükûmeti’nin Roma Temsilcisi Celâlettin Arif Bey’in, Roma’dan Başkomutan Atatürk’e, 30 Ağustos Zaferi’ni kutlayan telgrafı.
7 Eylül 1922 – İtilaf Devletleri, Ankara Hükümetine başvurarak mütareke istediler. Yunanistan’ın Anadolu’yu boşaltmasını koşul olarak ileri sürdüler.
7 Eylül 1922 – Aydın’ın kurtuluşu.
8 Eylül 1922 – Manisa ve Nif’in (KemalPaşa) kurtuluşu.
8 Eylül 1922 – Hindistan’da cuma namazından sonra Türk ordularının zaferi için dua edildi. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.47.)
8 Eylül 1922 – Yunan birlikleri İzmir’i boşalttı. Kente binlerce mülteci akın ediyor. Yunan memurları ve kolluk kuvvetleri de İzmir’i terketti. Yunan Ordu Komutanlığı Anadolu’yu boşaltma kararı aldı. Türk birlikleri Manisa’ya girdi. Nif (Kemalpaşa), Selçuk, Saruhanlı ve Sarıgöl kurtarıldı.
8 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Salihli’den, Ankara Komutanı Fuat (Bulca) Bey’e telgrafı: “İlâhî adalet, bizim için mesut bir şekilde belirmektedir. Zaferimizin Ankara’da oluşturduğu tesirleri, Meclisle ve Meclis dışında oluşan düşünce ve görüşleri, kısacası Ankara’daki çeşitli çevrelerde hâkim olan kanaat ve hissiyatı öğrenmek istiyorum. Bu husustaki tetkik ve araştırmanız sonucunu, kendi görüşünüze ilâve olarak bildirmenizi rica ederim. [Kocatürk]
8 Eylül 1922 – Fethi (Okyar) Bey’in, Roma’dan, Atatürk’e İtalya Hariciye Nazırı ile görüşmesini bildiren telgrafı.
9 Eylül 1922 – İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşu. Türk ordusunun İzmir’e girişi. 30 Ağustos Zaferi’nin kazanılmasının ardından Yunan ordularını önüne katan Türk orduları İzmir’e girdi.
9 Eylül 1922 – Atatürk Nif’e (Mustafa Kemal Paşa) geldi. Paşalar, Belkahve’den bir incir ağacının altından İzmir’i görebiliyorlardı. Kadifekale’de Türk Bayrağı dalgalanıyordu. Atatürk için Nif’te tek katlı bir ev hazırlandı. Gazi’yi girişte kar beyaz başörtülü 7-8 kadın karşıladı. Gölgeler gibiydiler. Diz çöktüler, Atatürk’ün ellerinden, dizlerinden öptüler. Başörtüleriyle çizmelerinin tozunu alıp yüzlerine gözlerine sürmek istediler. Sevinç, minnet gözyaşları döktüler… İzmir’in kurtuluş şerefine şarkılar söylendi. Sonra içki getirdiler, içmedi. “Şimdi sırası değil” dedi.
9 Eylül 1922 – İzmir, 3 yıl 4 ay süren işgal sonucunda Türk birliklerinin eline geçti. Sabah saat 10.30’da Yüzbaşı Şeref Bey komutasındaki süvari birliği hükümet konağının önüne gelerek, Türk bayrağını göndere çekti. Esir edilen Yunan askerleri askeri kışlada toplandı. İzmir’in içinde kaçamamış olan Rumlar limandaki gemilere sığındı, bazısı da denize atladı.
9 Eylül 1922 – Birinci Tümen Komutam Mürsel Bey, İzmir’in alındığını Ankara’ya bildirdi.
9 Eylül 1922 – Yunanlılar Edremit’ten geri çekildi. Menemen ve Seydiköy kurtarıldı.
9 Eylül 1922 – İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda gösteriler yapıldı.
9 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İzmir’in alınışı haberi üzerine ordulara mesajı: “İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakârlığı hürmet ve takdirde anarım. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin elde edilişinde de aynı istek ve fedakârlığı göstereceklerine güvenim tamdır.”
9 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey’e telgrafı: “Birliklerimiz İzmir doğu sırtlarında düşmanın son direnişini kırdıktan sonra bugün mağlûp düşmanla beraber İzmir’imize zaferle girdi. Ben yarın öğleden itibaren İzmir’de bulunacağım.” [Kocatürk]
9 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Nif (Kemalpaşa)’e gelişi ve geceyi burada geçirişi.
9 Eylül 1922 – TBMM’nde okunan kutlama telgraflarından birisi de Mehmet Abdülmannan adlı bir Hintliye aitti. Telgrafın bir yerinde şöyle deniyordu; “ Ey İslam’ın alemdarı olan muazzam millet! Sizin zaferiniz bütün İslam’ın zaferidir. Bugün sevinç içinde bulunan yalnız Anadolu değildir. Bütün İslam diyarı sevinçler, saadetler içinde çalkalanmaktadır. İnşallah bugün bütün İslam aleminin kurtuluş ve saadetinin başlangıcı olacaktır.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.47.)
9 Eylül 1922 – Ankara Komutanı Fuat (Bulca) Bey’in, Atatürk’e telgrafı: “Valide Hanımefendi sıhhat ve afiyettedirler. Yalnız dört günden beri tarafınızdan hiçbir haber vaki olmamış olması, bizleri üzmüştür. Evinizde, havuz başında, muhterem valdenizin huzurunda cazlar çalınarak zafer şerefine eğlenildi.”
9 Eylül 1922 – Mustafa Kemal’in İzmir’in alınması haberi üzerine ordulara mesajı: “İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedâkarlığı hürmet ve takdirle anarım. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin elde edilişinde de aynı istek ve fedakârlığı göstereceklerine güvenim tamdır.”
9 Eylül 1922 – İşgalciler denize dökülürken, İzmir cayır cayır yanarken, Manisa Salihli’deki Sardes antik kentine ait buluntular çalınmıştı. Sardes antik kenti Osmanlı döneminde Amerikalılar tarafından kazılıyordu. Buluntular İzmir’e taşınmış, bugünkü İzmir Atatürk Lisesi’nin depolarına yerleştirilmişti. Amerikan konsolosluğu buluntuları 56 sandığa yerleştirilerek, New York’a göndermiş, Metropolitan Müzesi’ne teslim etmişti. Cumhuriyet ilan edilir edilmez son derece sert bir dille diplomasi başlattı. 53 sandık dolusu eser 1924 yılında geri alındı.
9 Eylül 1922 – Cumartesi sabahı yükselen güneş, yorgun süvarilerimizin kılıçlarını parlatıyordu. Bornova’da evlerde hâlâ yabancı bayraklar sallanıyordu. 1. ve 2. Süvari Tümenleri, Yunan kuvvetlerine saldırıp sabah saat 9.00’da Bornova’ya girdi. Süvarilerimiz, sabah saat 10.00’da sela sesleri arasında İzmir’deydi. İzmir’e yürürken Rumların açtığı ateşle 4 askerimiz şehit düştü. 2. Tümen 4. Süvari Alayı Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin önde, süvarileri arkada yalın kılıç dörtnala Punto, Alsancak ve Kordonboyu’ndan Pasaport iskelesine girdiler. Bu sırada Yüzbaşı Şerafettin, atılan bir bombayla başından yaralandı. Başından yüzüne doğru süzülen kanı eliyle sildi. Süvarilerimiz, telaşlı kalabalığın ve düşman askerlerinin şaşkın bakışları arasında dörtnala Konak Meydanı’na doğru ilerliyordu. Pencerelere Türk ve Müttefik bayrakları asılıyor, evlerden, dükkânlardan, sokaklardan halk askerlerimizi alkışlıyordu. Konak Meydanı’na geldiler. Yüzbaşı Şerafettin, Teğmen Ali Rıza Ekici ve Teğmen Hamdi atlarından inip Hükümet Konağı’nın merdivenlerine doğru koştular, binaya girdiler. Bu sırada, konağın önü kalabalıklaşıyordu.
9 Eylül 1922 – Hükûmet Konağı’ndaki Yunan Bayrağı’nın yerinde Türk Bayrağı dalgalanmaya başladığında saat 10.30’u gösteriyordu. O dakikalarda 14. Süvari Alayı’ndan Teğmen Zeki Bey, Sarıkışla’ya Türk Bayrağı çekti. Kısa bir süre sonra Asteğmen Besim de Kadifekale’ye bayrak çekecekti. Kordondaki bando “İzmir Marşı”nı çalıyordu…
9 Eylül 1922 – Halk Fırkası kuruldu. (10 Kasım 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası oldu.) Genel Başkan Atatürk, Genel Sekreter Recep Peker, Başkanvekili de İsmet Paşa oldu.
9 Eylül 1922 – Mustafa Kemal Atatürk, savaş öncesi olduğu gibi (17 Nisan 1919) bir resmini imzalayarak Rauf Orbay’a hediye etmiştir. Resimde şunlar yazılıdır; “Benim çok muhteşem kardeşim ve Türkiye’yi kurtarmakla hakiki yardımcı ve destekçi kardeşim Rauf’a” (Atatürk ölmeden önce Rauf Orbay’la görüşmek istemiş ama bu görüşme gerçekleşmemiştir.) (Rauf Orbay bir Atatürk muhalifi olsa da asla Mustafa Kemal’e haksızlık etmemiştir.)
10 Eylül 1922 – Gazi Mustafa Kemal’in İzmir’e girişi. Halk Paşa’ya büyük sevgi gösterilerinde bulundu. BÜYÜK ZAFER üzerine İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal Paşa’ya “Kumandan-ı besalet unvanı” hitabıyla tebrik telgrafı.
10 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Nif (Kemalpaşa)’ten hareketle Turgutlu üzerinden saat 14.00’te -Genelkurmay Başkanı Fevzi ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşalarla- İzmir’e gelişi, coşkun gösterilerle karşılanışı, Hükümet Konağı’na gidişi. [Kocatürk]
10 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Hükümet Konağı balkonundan, Konak Alanı’nı hıncahınç dolduran İzmirlileri selâmlaması ve kısa bir konuşma yapması: “Bu başarı milletindir!”
10 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Hükümet Konağı’nda, İzmir’de bulunan yabancı devlet temsilcilerini kabulü.
10 Eylül 1922 – İstanbul Hükûmeti’nin, Büyük Zafer üzerine Atatürk’e “Kahraman Komutan!” hitabıyla tebrik telgrafı.
10 Eylül 1922 – Atatürk’ün, geceyi İzmir-Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde geçirişi.
10 Eylül 1922 – Gemlik Yunanlılar tarafından boşaltıldı. Bursa ele geçirildi.
10 Eylül 1922 – Rum metropoliti Hrisostomos linç edildi.
10 Eylül 1922 – Lord Curzon Yunanlıların Trakya’dan çekilmelerine karşı olduğunu bildirdi.
10 Eylül 1922 – Tevhid-i Efkar gazetesi manşeti; “26 Ağustos Anadolu zaferi (Büyük Taarruz) öyle muazzam bir vakadır ki… Dünyada hiçbir millete, tarihinin hiçbir devresinde bu kadar şanlı, bu kadar muazzam, bu kadar ferahlık veren bir zafer nasip olmamıştır.”
10 Eylül 1922 – Peyam-ı Sabah gazetesi, baş yazarı Ali Kemal’in Atatürk’ten ve milli mücadeleden özür dileyen, Mustafa Kemal’e karşı olmakla yanıldıklarını itiraf eden ibretlik “gayelerimiz bir idi ve birdir” yazısı ile yayın hayatına son verdi.
10 Eylül 1922 – BÜYÜK ZAFER üzerine İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal Paşa’ya “Kumandan-ı besalet ünvanı” hitabıyla tebrik telgrafı.
11 Eylül 1922 – Paris’teki Türk temsilciliğine gelen, Cezayir’in Ain Beida kentinden Emir Halid’in telgrafı; “Cezayir müslüman ahalisi, (…) İngiliz uşağı Yunanlıların boyunduruğundan Anadolu’yu kurtaran Kemalist ordunun parlak zaferi için Allah’a şükreder. Ellerini Kairi Mutlak’a açarak yüreğinin derinliğinden Türk halkı için dua eder. Çok yaşa! Muzaffer Gazi Ekselans Mustafa Kemal Paşa’yı saygıyla kutlar.” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.29.)
11 Eylül 1922 – Orhaneli’nin kurtuluşu.
11 Eylül 1922 – İngiliz, Fransız ve İtalyanların Çanakkale Boğazı’nın Anadolu yakasına asker göndermeleri.
11 Eylül 1922 – Yunanlıların İzmir’den denize dökülmelerini takiben, Rum ve Ermenilerin İzmir’de kundakçılıkla büyük yangın çıkarmaları.
11 Eylül 1922 – Atatürk’ün Latife hanımla ilk karşılaşması.
12 Eylül 1922 – Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’nun kurtuluşu dolayısıyla millete beyannamesi yayınlandı.
12 Eylül 1922 – Başkomutan Atatürk’ün, Anadolu’nun kurtuluşu nedeniyle millete bildirgesi: “Akdeniz, askerlerimizin zafer teraneleriyle dalgalanıyor… Ordularımızın kabiliyet ve kudreti, düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza güven verecek bir mükemmellikte kendisini gösterdi. Büyük zafer, özellikle senin eserindir. Büyük ve soylu Türk milleti! Anadolu’nun kurtuluşu zaferini tebrik ederken sana İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selâmını da sunuyorum.”
12 Eylül 1922 – İzmir’deki İngiliz Başkonsolosu Sir Harry Lamb, Mustafa Kemal Paşa ve Ankara Hükümeti ile İngiltere arasındaki ilişkiler hakkında görüşmesi. Mustafa Kemal, Daily Mail muhabirine; daha fazla savaşmaya niyeti olmadığını, ciddi olarak barışı istediklerini ancak Yunanlıların Anadolu’yu boşaltmaya niyetlerinin olmaması üzerine Büyük Taarruz’u başlattıklarını söyledi.
12 Eylül 1922 – Gemlik’in kurtuluşu.
12 Eylül 1922 – Atatürk; “Türk Milleti, Anadolu’nun kurtuluş zaferini kutlarken sana İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordularının selamını da sunuyorum.”
12 Eylül 1922 – Milli kuvvetlerin Mudanya taarruzu. Mudanya’ya giriş ve 2. Yunan Tümeni’ni esir oluşu.
12 Eylül 1922 – Urla, Seferihisar ve Kırkağaç’ın kurtuluşu.
12 Eylül 1922 – Akdeniz’deki İngiliz Filosu Başkomutanı Amiral Brock’un, Atatürk’e, Ankara Hükûmeti’nin İngilizlere karşı bir harp halinde olup olmadığını soran mektubu.
12 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İzmir’e gelen “Daily Mail” gazetesi muhabiri G. Ward Price’e demeci: “…Bu son taarruzu istemedim; fakat Yunanlıları Anadolu’yu terk etmeye mecbur olduklarına inandırıcı başka yol yoktu!” (Bu demeç, 15 Eylül 1922 günkü “Daily Mail” gazetesinde yayımlanmıştır). [Kocatürk]
12 Eylül 1922 – Mustafa Kemal’in savaş kayıplarına dair “Millete Beyanname”de verdiği bilgi; “Düşmanın esirlerden başka 100.000’den fazla zaiyatı var. Bizim kaybımız dörtte üçü hafif yaralı olmak üzere 10.000 kişi.”
12 Eylül 1922 – Atatürk’ün, geceyi İzmir 1. Kordon’da, kendisi için hazırlanan bir evde geçirişi.
12 Eylül 1922 – Akdeniz İngiliz Filosu Başkomutanı Amiral Brock, Ankara’nın İngilizlerle savaş halinde olup olmadığını, Gazi Mustafa Kemal’e mektupla sordu. (Gazi Mustafa Kemal, 13 Eylül’de yanıt vererek, iki hükümetin siyasal ilişkiler kurabileceğini bildirdi.)
13 Eylül 1922 – İzmir’de büyük bir yangın başladı. İzmir’de düşmanların sabotajı sonucu, Ermeni mahallesinde başlayan büyük yangın.
13 Eylül 1922 – Gazi Mustafa Kemal’in ulusa bildirisi. (Ulusu kutlarken, İzmir’den, Bursa’dan, Akdeniz ufuklarından ordunun selamını bildirdi.)
13 Eylül 1922 – İzmir yanıyor. Yangını kimlerin başlattığı tesbit edilemedi. Yüzlerce insan yanarak can verdi. Kaçan Hıristiyanlar limana toplandı. İtilaf kuvvetlerine ait gemiler kimseyi kabul etmemeye karar verdi. Daha sonra yalnız çocuk ve kadınları aldılar.
13 Eylül 1922 – İzmir’de düşmanların sabotajı sonucu, Ermeni mahallesinde başlayan büyük yangın.
13 Eylül 1922 – Karacabey ve Soma’nın kurtuluşu.
13 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Amiral Brock’un 12 Eylül 1922 tarihli mektubuna cevabı: “…Her iki hükümetin uygulanagelen şekillere uyarak siyasal ilişkiler kurabileceklerini bildirmekle şeref kazanmaktayım.”
13 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Amerikalı gazeteci Richard Eaton’a İzmir’de demeci: “…Ben İngilizlerle değil, Yunanlılarla harp ediyorum. Yirmidört saatte en iyi kıtalarımı Trakya’ya geçirmeye yetecek nakliye gemilerim de mevcuttur. Bu askerler bir işaretimi bekliyorlar!” (Bu demeç, Le Figaro gazetesinin 1.10.1922 tarihli sayısında yayımlanmıştır). [Kocatürk]
13 Eylül 1922 – Atatürk’ün, akşam, kalmakta olduğu köşkün balkonundan -düşmanların sabotajı sonucu çıkan- İzmir yangınını izlerken yanındaki genç subaylara söyledikleri: “Çocuklar, bu manzaraya iyice bakın! Bu alevler, bir devrin sona erip yeni bir devrin başladığını gösteren bir yangındır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyıllardaki bütün günahları şu ateşle temizlenirken yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşu ve Türk milletinin yükselişi de cihana ilân ediliyor!” [Kocatürk]
13 Eylül 1922 – Atatürk’ün, geceyi -İzmir yangını sebebiyle- tekrar Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde geçirişi.
14 Eylül 1922 – Atatürk’ün karargâhı, Latife Hanım’ın daveti üzerine Göztepe’de Uşaklıgiller Köşkü’ne taşındı.
14 Eylül 1922 – Atatürk’e, İzmir Belediyesi tarafından “izmir hemşehriliği” unvanı verilişi.
14 Eylül 1922 – Dikili, Foça, Menemen, Bergama ve Karacabey kurtuldu. Bergama, Dikili ve Foça, Menemen’in kurtuluşu.
14 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Göztepe’de Uşakîzade Muammer Bey’in köşküne misafir oluşu. (Atatürk, İzmir’e gelişini takiben 10 ve 11 Eylül gecelerini Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde, 12 Eylül gecesini ise kendisi için I. Kordon’da hazırlanan bir evde geçirmiş, 13 Eylül gecesi ise -İzmir yangını sebebiyle- tekrar Karşıyaka’da İplikçizade Köşkü’nde kalmış, 14 Eylül’den itibaren -davet üzerine- Lâtife Hanım ailesinin Göztepe’deki köşkünde misafir edilmiştir). [Kocatürk]
14 Eylül 1922 – 9 Eylül 1922’de, Türk ordusunun İzmir’e girişinin ardından, güvenli bir karargâh arayışındaki kurmayları, Başkumandan Mustafa Kemal’e Uşakizade ailesinin köşkünü de önerdiler. Ailesi yurtdışında olan ve köşkte babaannesiyle birlikte kalan Latife Hanım’dan bir davet mektubu istendi. Bu öneriyi sevinerek kabul eden Latife Hanım, davet mektubunu yazdı ve ebeveynleri o sırada bir yurt dışı seyâhatinde olduğu için köşkte babaannesiyle birlikte kalan Latîfe Uşakî, 14 Eylül’den itibaren Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı köşkte ağırladı. 16 gün süren ve 30 Eylül 1922 tarihinde sona eren bu misafirlikte köşk, “Mudanya Ateşkes Antlaşması” çalışmalarına sahne oldu. Latife Hanım, 17 Haziran 1898 yılında İzmir’de doğdu. İzmir’in tanınmış ailelerinden olan Uşak kökenli Uşakizade (sonra Uşşaklı) Muammer Bey ile Adeviye Hanım’ın kızı olan Latife Hanım’ın Vecihe (ö.1992), İsmail, Münci, Ömer ve Rukiye adlarında 5 kardeşi vardı.
14 Eylül 1922 – (13 Eylül 1922 tarihinde başlayan yangın nedeniyle) Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalarla Göztepe’deki Uşakizade’lerin köşküne geldi. (Yaver Salih ve Muzaffer Kılıç da vardı.)
14 Eylül 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a telgrafı: “Savaşan tarafların artık birbirleriyle temasları kalmadı. Konferans çağrısı için şimdi en uygun zamandır. Ordularına “İlk hedefiniz Akdeniz’dir!” diyen Mustafa Kemal’in ikinci hedefi Trakya’dır. Konferans olmazsa Trakya’ya geçmeye çalışacaktır. Gecikirsek güç durumda kalırız.” [Kocatürk]
15 Eylül 1922 – İleri gazetesi, Celal Nuri’ye göre sokaktaki her Türk göğsünde Atatürk resmi taşıyordu. Ertesi gün gazetesine; “Sokaklarda Yunan’dan eser yok, Mustafa Kemal paşa çok keyifli” diye yazacaktı.
15 Eylül 1922 – İngiliz kabinesi aldığı kararla, Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya, tarafsız bölgeye saldırmaması için bildiride bulunmayı ve bir konferans toplanmasını öngördü.
15 Eylül 1922 – İzmir ve çevresinde bulunan son Yunan birlikleri de Çeşme’den gemilere bindirilerek Anadolu’yu terketti.
15 Eylül 1922 – Balya, Edremit, Burhaniye, Ayvalık ve Kirmesti’nin (Mustafa Kemal Paşa) kurtuluşu.
15 Eylül 1922 – Llyod George’un, İtilaf Devletleri ve İngiliz dominyonlarını, Türklere karşı Boğazlar’ın müdafaasında birleşmeye çağırması (Fransızlar ve İtalyanlar bu çağrıya olumsuz tavır almışlardır).
15 Eylül 1922 – Buhara Cumhuriyetinden gönderilen üç kılıçtan birisi İzmir’e ilk giren süvari komutanına verilecekti. (Bu kılıç, İzmir’e ilk giren süvari komutanına verilmek üzere Buhara Cumhuriyeti’nden gönderilen “üçüncü kılıçtı”; birinci kılıç Başkomutan Atatürk’e, ikinci kılıç Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya gönderilmişti.) İşte o başı sarılı süvari, bölüğünün başında İzmir’e ilk girip üçüncü kılıcı almaya hak kazanan Yüzbaşı Şerafettin’di. Atatürk, 15 Eylül’de bir törenle “üçüncü kılıcı” İzmir’e ilk giren Yüzbaşı Şerafettin’e verdi.
15 Eylül 1922 – Mustafa Kemal, Fransız Amirali Dumesnil ile İzmir Göztepe’deki Uşakizade köşkünde ‘İzmir’de 11 Eylülde çıkan yangınla ilgili’ görüştü.
16 Eylül 1922 – İngiliz Kabinesinin, Çanakkale’de tarafsız bölgeye tecavüz edilmemesi için üç devlet tarafından Atatürk’e bildirimde bulunulması ve Doğru meselesinin halli için bir konferans toplanması kararı.
16 Eylül 1922 – İngiltere Savunma Bakanlığı’nın, İstanbul’da General Harington’a gizli telgrafı: “Kabine, iki tümeni daha seferber edip Mustafa Kemal’e karşı koymak niyetindedir. Mustafa Kemal Müttefiklere saldırıya geçecekse önce Çanakkale Boğazı’nın Anadolu kıyılarını işgal edecektir, sanıyoruz.”
16 Eylül 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a yazısı: “Padişah Hükûmeti, Müttefiklerin tez elden konferans toplamalarını arzuluyor. Mustafa Kemal’in İstanbul’a yaklaşmasından kaygılanıyor. Padişahın geleceği karanlık. Padişah, zaferden dolayı Mustafa Kemal’i kutlamayı reddetti.” [Kocatürk]
16 Eylül 1922 – Lord Curzon, Mustafa Kemal’in Boğazlar ve İstanbul üzerine yürüyeceğini, bu nedenle İtilaf devletleriyle İngiliz dominyonlarının tedbir almasını istedi. Fransa ve İtalya bu çağrıya olumsuz cevap verdi.
16 Eylül 1922 – Karaburun’un kurtuluşu.
16 Eylül 1922 – Çeşme kurtarıldı.
16 Eylül 1922 – Almanya’daki İranlı, Afganistanlı, Hindistanlı ve diğer doğulu aydınlar Berlin’de bir toplantı yapıp, Türk zaferini kutladı. O Toplantıda Afganistanlı Abdurrahman Saif; “Öteki uluslarda Türkiye’yi örnek alacak , Türkiye’nin izinde yürüyecek ve İngiliz’i yurtlarından kovacaklardır..” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.39.)
17 Eylül 1922 – Bandırma işgalden kurtarıldı.
17 Eylül 1922 – Mustafa kemal, Uşakizade köşkünde milli mücadeleye destek veren Falih Rıfkı ve Yakup Kadri ile görüştü. (Hırs ve intikama yer yok dedi.)
18 Eylül 1922 – İtilaf Devletleri, İstanbul ve Boğazlardaki tarafsız bölgelerin tarafsızlığına uyulması konusunda Ankara Hükümetine nota verdi.
18 Eylül 1922 – Erdek ve Biga Yunan işgalinden kurtarıldı.
18 Eylül 1922 – Batı Anadolu’nun Yunan Ordusundan tamamiyle temizlenmesi.
18 Eylül 1922 – Atatürk’le görüşmek üzere İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey ve Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey’in, hükûmet adına İzmir’e gitmeleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı.
18 Eylül 1922 – Mustafa Kemal’in kaldığı Uşakizade köşküne İsmet Paşa, Halide Edip, Fevzi Paşa ve bir grup gazeteci davetliydi. İzmir zaferi kutlandı. (Yakup Kadri, Asım Us, Falih Rıfkı’da oradaydı.)
18 Eylül 1922 – İstanbul’dan bir torpido ile İzmir’e gelen Fransız Yüksek Komiseri General Pellé’nin, Atatürk ile görüşmesi.
18 Eylül 1922 – Atatürk’ün, “Chicago Tribune” muhabiri John Clayton’a İzmir’de demeci: “..Misak-ı Millîmizde sebat ediyoruz. Bütün Türk toprağında gerçek bağımsızlık istiyoruz. Bizim için artık kapitülâsyonlar mevcut değildir.”
18 Eylül 1922 – İstanbul’da İngiliz Orduları Başkomutanı General Harington’un, İngiltere Savunma Bakanlığı’na telgrafı: “Kararlı bir tutumla Mustafa Kemal Boğazları ve İstanbul’u ele geçirmekten caydırılabilir. Çanakkale mevzilerimizi durmadan güçlendiriyoruz. Donanmanın topları da bana epeyce yardım edecek(!)”
18 Eylül 1922 – İngiliz Kabinesi’nin toplantısı ve bazı kararlar alması: “Akdeniz Orduları Başkomutanı, Mustafa Kemal’in Anadolu’dan Trakya’ya kuvvet geçirmesini önlemekle görevli olacaktır. Savunma Bakanlığı, General Harington’a takviye yetiştirmek için gerekli önlemleri alacaktır.” [Kocatürk]
18 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İzmir’de sohbet esnasında İkdam gazetesi muhabiri Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Bey’e söyledikleri: “Milli Mücadelemizin bu safhası kapanmıştır. Şimdi ikinci safhasını açmamız gerekiyor!”
18 Eylül 1922 – Batı Anadolu’nun Yunan Ordusundan tümüyle temizlenmesi. Anadolu’da bir tek Yunan askeri kalmamıştır.
18 Eylül 1922 – İtilaf Devletleri’nin İstanbul ve Boğazlar çevresindeki işgal bölgelerinin tarafsızlığına uyulması hakkında TBMM hükümetine notası.
18 Eylül 1922 – Erdek’in kurtuluşu.
19 Eylül 1922 – Türk ordusuna Çanakkale üzerine yürümesi için emir verildi. General Harrington, Çanakkale İngiliz komutanına Türkleri durdurma emri verdi.
19 Eylül 1922 – Poincaré, İngilizlerin savaş politikasını sürdürdüklerini, Fransızların Türklere ateş açmayacaklarını söyledi. Fransız ve İtalyan birlikleri, Çanakkale’den çekilmeye başladı.
19 Eylül 1922 – Mustafa Kemal’in ziyaretine gelen Churchill’in yeğeni gazeteci, gezgin ve heykeltıraş Clare Sheridan Mustafa Kemal’den kendisine heykel için poz vermesini ve The New York World için mülakat vermesini istedi.
19 Eylül 1922 – Atatürk’e, İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Profesörler Kurulu’nun “fahri profesörlük” unvanı vermesi: “İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Profesörler Kurulu 19 Eylül’de yaptığı toplantıda siz Kurtarıcı Kumandanlarını fahrî profesörlüğe oybirliği ile seçmekle şeref duyar.”
19 Eylül 1922 – Başkomutan, General Pelle ile İzmir’de görüştü.
19 Eylül 1922 – Fransız ve İtalyan’lar Çanakkale’nin Anadolu yakasını boşaltılar.
20 Eylül 1922 – Fransız ve İtalyan kuvvetleri Çanakkale’den çekildi.
20 Eylül 1922 – General Harington’un, İngiltere Savunma Bakanlığı’na gizli telgrafı: “…General Charpy, Mustafa Kemal’in Çanakkale’ye saldıracağını söylüyor. Çanakkale, İngiliz politikası için mihenk taşı olacak!”
20 Eylül 1922 – Paris’te, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon ile Fransa Başbakanı Poincaré arasında görüşme ve Lord Curzon’un söyledikleri: “Mart ayından beri Mustafa Kemal’i konferansa getirmek için harcanan çabalar bop gitti.”
20 Eylül 1922 – Boğazlara karşı girişilen Türk harekatını durdurmak ve barış konferansına zemin hazırlamak üzere Fransa – İngiltere ve İtalya temsilcilerinin Paris’te toplanmaları (Bu toplantılar 23 Eylül 1922’ye kadar sürmüştür).
20 Eylül 1922 – Bayramiç’in kurtuluşu.
20/21 Eylül 1922 – Ayvacık’ın kurtuluşu.
20 Eylül 1922 – Fransız ve İtalyan kuvvetleri Çanakkale’den çekildi.
21 Eylül 1922 – Kocaeli tarafsız bölgesindeki İngiliz askerlerinin bölgeyi boşaltarak İstanbul’a hareketi.
21 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Akşam gazetesi muharriri Falih Rıfkı (Atay) Bey’e İzmir’de, Büyük Taarruz ve Zafer hakkında demeci: “…Süvari tümenlerimizle, piyade kıtalarımız düşmanı ezip İzmir’e yürümekte birbirleriyle yarış etmişlerdir. İzmir rıhtımında süvarilerimizin kılıçları denizde şekillenirken, piyadelerimiz Kadifekale’de Türk bayrağını semaya yükselttiler.”
21 Eylül 1922 – Ayvacık’ın kurtuluşu.
22 Eylül 1922 – Paris’te biraraya gelen Poincaré, Lord Curzon ve Kont Sforza oldukça gergin bir toplantı yaptı.
22 Eylül 1922 – Damat Ferit Paşa eşi ve çocuklarıyla Nice’e kaçtı.
22 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İkdam gazetesi muharriri Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Bey’e İzmir’de, barış şartları hakkında demeci: “…Askerî hareket, siyasî faaliyetin ümitsiz olduğu noktada başlar. Ümidin güven verici bir surette avdeti, orduların hareketinden daha hızlı, hedeflere erişmeyi temin edebilir.”
22 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İstanbul ve Boğazlar üzerine harekât ile ilgili Kâzım Karabekir’e telgrafı: “Pek kuvvetli olmamıza rağmen siyasette de pek hesaplı ve mutedil bulunuyoruz. Herhalde meseleyi siyasetle çözümlemeyi tercih etmekteyiz.”
22 Eylül 1922 – General Harington’un, İngiltere Savunma Bakanlığı’na telgrafı: “…Mustafa Kemal tarafsız bölgeyi çiğnememe kararını bugün verecektir, sanırım. Çiğnerse, karşısında İngiltere’yi ve dominyonları bulacağını açıkça kendisine duyurdum(!)” [Kocatürk]
22 Eylül 1922 – Fransa Başbakanı Poincaré’in, Paris’te İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a söyledikleri: “Mustafa Kemal kuvvetleri ileri yürümek istiyor; Mustafa Kemal, onları frenlemeye çalışıyor. Çatışmayı önlemenin tek yolu Mudanya Konferansı’nı başlatmaktır.”
22 Eylül 1922 – Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul ve Boğazlar üzerine harekatı ile ilgili, Kazım Karabekir Paşa’ya telgrafı: “Pek kuvvetli olmamıza rağmen, siyasette de pek hesaplı ve mutedil bulunuyoruz. Herhalde meseleyi siyasetle halletmeyi seçmeliyiz.”
22 Eylül 1922 – Ezine’nin kurtuluşu.
22 Eylül 1922 – Milli kuvvetlerin Susurluk’a girişi.
23 Eylül 1922 – Paris’te toplanan Fransa Başbakanı ve Dışişleri Bakanı H. Poincaré, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon ve İtalya’nın Paris Büyükelçisi Kont Sforza barış antlaşması için Venedik veya başka bir yer önererek, Meriç ve Edirne’ye kadar Trakya’nın Türklere bırakılacağını ve antlaşmanın imzalanmasıyla birlikte İstanbul’un boşaltılacağını, ateşkes için de Mudanya’da biraraya gelineceğini açıkladılar.
23 Eylül 1922 – Lord Curzon, 23 Eylül 1922’de Ankara’ya bir nota göndererek “Türklerin Çanakale’deki tarafsız bölgeye asker göndermekten kaçınmalarını” istemişti. Fakat aynı gün Türk Orduları tarafsız bölge sınırlarını aşmışlar ama savaşmamak niyetlerini de belli etmişlerdi.
23 Eylül 1922 – Atatürk’e, İtilâf Devletleri Dışişleri Bakanları imzasıyla “Askerî harekâtın durdurulması ve bir barış konferansının toplanmasıyla ilgili” nota verilmesi. İtilaf Devletleri’nin zaferden sonra ilk notaları.
23 Eylül 1922 – Türk birlikleri tüfeklerini ters asarak “tarafsız bölge”ye girdi. Türk süvarilerinin, Çanakkale’de “tarafsız bölge”ye girişleri.
23 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Kâzım Karabekir’in Büyük Zafer’i kutlayan telgrafına cevabı: “12.9.1922 tarihli telgrafınızı 23.9.1922’de İzmir’de aldık. Kahraman ordularımız hakkında gösterilen takdirkâr duygularınıza teşekkürlerimizi sunarız.”
23 Eylül 1922 – İngiltere Koloniler Bakanı Churchill’in Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika Birliği Genel Valilerine telgrafı: “Kabine, Avrupa’ya yapılacak Türk saldırısına, Mustafa Kemal’in İstanbul’dan Müttefikleri atmasına karşı koymaya ve Gelibolu yarımadasını elde tutmaya karar verdi. Hükûmetinizin bir askerî birlik gönderip gönderemeyeceğini bilmek istiyorum.”
23 Eylül 1922 – Lapseki’nin kurtuluşu.
24 Eylül 1922 – Uşak’tan Ankara’ya götürülen Yunan esir kafilesindeki Trikopis, yenilgide hatanın kendisinde olmadığını bir an önce barış yapılmasını beklediğini söyledi.
24 Eylül 1922 – Türk kuvvetleri Çanakkale’de “tarafsız bölge” ye girdi. İngilizler Türk birliklerinin tarafsız bölgeden çekilmesini istedi.
24 Eylül 1922 – Türk Kuvvetlerinin Çanakkale’de “Tarafsız Bölge”yi işgali üzerine, İngiliz Birliklerinin daha dar bir mevziiye yerleşmek üzere geri çekilmeleri.
24 Eylül 1922 – Sovyet Hükümeti’nin İtilaf Devletleri’ne Boğazlar sorunuyla ilgili görüşlerini kapsayan notası.
24 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İleri gazetesi başyazarı Celâl Nuri (İleri) Bey’e İzmir’de Zafer hakkında demeci: “…Askere istirahat emrediyorum, asker dinlenmiyor ve İzmir’de istirahat ederiz, karşılığıyla cenk ediyorlar!”
24 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İzmir Belediyesi tarafından kendisine hemşehrilik unvanı verilmesi üzerine teşekkür telgrafı: “Vatanımızın Akdeniz’e karşı sevgilisi olan, düşman istilâsından kurtarılması için bütün memleketi seve seve senelerce mihnet ve fedakârlıklara sevk etmiş bulunan İzmir’imizin hemşehrileri arasında sayılmak, benim için sonsuz bir sevinç ve övünme kaynağı olmuştur.”
25 Eylül 1922 – Atatürk’ün, “Reuter Ajansı” muhabirine İzmir’de, Büyük Zafer ve Trakya hakkında demeci.
25 Eylül 1922 – İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’un, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a telgrafı: “2000 kişilik bir Türk süvari kuvveti Erenköy’de göründü. Bunları tarafsız bölgeden geri çekmesini, Mustafa Kemal’e duyuruyoruz. Yoksa Harington bunları geri çevirecek(!)” [Kocatürk]
25 Eylül 1922 – Hamit (Hasancan) Bey’in, İstanbul’dan Atatürk’e telgrafı: “…General Pellé, 2000 süvarimizin Erenköy’den geri çekilmésini rica etti.”
26 Eylül 1922 – General Harington’un, Atatürk’e, Türk süverilerinin Çanakkale’de girmiş oldukları “tarafsız bölge” dışına çekilmesi hakkında telgrafı.
26 Eylül 1922 – Atatürk’ün, General Harington’un 26 Eylül 1922 tarihli telgrafına cevabı: “…Tarafsız bir bölgenin, şimdiye kadar Büyük Millet Meclisi Hükûmeti He Müttefik Hükûmetler arasında kararlaştırılmış olduğundan haberim yoktur. Süvarilerimizin ve kıtalarımızın harekâtı, mağlup Yunan ordusunu takip harekâtından ibarettir.” [Kocatürk]
27 Eylül 1922 – General Harington’un, Atatürk’e Yunan donanmasının İstanbul’dan uzaklaştırıldığını bildi en telgrafı: “…Yunan donanması, bugün İstanbul’dan çekildi. Arzum çatışmaktan kaçınmaktır. Arzu ederseniz sizinle görüşmeye hazırım.”
27 Eylül 1922 – Yunanistan’da ihtilal. Kral Konstantin tahtı bıraktı. Yunan kralı I. Konstantin Anadolu yenilgisi sonrası tahtını terk etmek zorunda kaldı. Yunanistan’da çıkan askeri ihtilal sonucu, Kral Konstantin’in oğlu lehine tahttan ve Atina’dan ayrılışı.
27 Eylül 1922 – Fransız Doğu Donanması Komutanı Amiral Dumesnil’in, Atatürk’e Türk süvarilerinin tarafsız bölgeden geri alınması hususunda Fransız Hükümeti’nin isteğini bildiren mektubu. [Kocatürk]
27 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Kardinal Gasparri’nin artık kan dökülmemesi ve bir an evvel barış yapılmasını isteyen telgrafına cevabı: “Yunan ordusunun terke mecbur olduğu bölgede bulunan bütün şehirlerimiz ve kasabalarımız yanmış ve ahali her türlü zulme maruz kalmıştır. Aynı zulüm, yeni bir şiddetle Trakya’da yapılmaktadır. Bu insanî hissi, bugünkü durumu yaratanlar katında uyandırmanızı sizden rica ederim.”
28 Eylül 1922 – Atatürk’ün, General Harington’un 27 Eylül 1922 tarihli telgrafına cevabı: “…Fransızlar ve İtalyanlar gibi, siz de Asya sahilinde bulunan kıtalarınızı geri çekmeye hazır olduğunuz takdirde, Boğazlar sahilinde bulunan kıtalarımıza yavaş yavaş geri çekilmeleri ve yalnız mülkî idare ile polis örgütünü düzenlemekle yetinmeleri hususunda emir vermeye hazırım!”
28 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İzmir’e gelen Fransız Diplomatı Franklin Bouillon ile görüşmesi.
28 Eylül 1922 – Atatürk’ün, Fransız Doğu Donanması Komutanı Amiral Dumesnil’in 27 Eylül 1922 tarihli mektubuna cevabı.
28 Eylül 1922 – İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold’a telgrafı: “Mustafa Kemal tarafsız bölgeden çekilmezse Yunan donanmasının da Marmara’yı ve Çanakkale Boğazı’nı kullanmasına izin verilecektir. Bunu Ankara’ya duyurunuz(!)” [Kocatürk]
28 Eylül 1922 – Franklin Bouillon’un güvence vermesi üzerine, Türk ordularının Boğazlara yönelen hareketi durduruldu.
29 Eylül 1922 – Gazi Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin 23 Eylül notasına yanıt vererek, Mudanya Konferansı’nın kabul edildiğini, İsmet (İnönü) Paşa’nın delege olarak atandığını bildirdi.
29/30 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf Bey, Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey ve Avrupa’dan dönen Dahiliye Vekili Fethi Bey ile beraber gece yarısı trenle İzmir’den Ankara’ya hareketi.
29 Eylül 1922 – Atatürk’ün, İtilâf Devletleri Dışişleri Bakanlarının 23 Eylül 1922 tarihli notasını cevaplandırması (Cevabî notada Mudanya Konferansı’nın kabul edildiği, açılışın 3 Ekim 1922 olmasının uygun olacağı, İsmet Paşa’nın delege tayin edildiği ve konuşulacak hususlar bildirilmiştir.)
29 Eylül 1922 – Franklin Bouillon’un, Fransız Başbakanı Poincaré’ye telgrafı: “Mustafa Kemal’le 4 saat görüştüm. Durumu güç; askerini zor zaptediyor.”
30 Eylül 1922 İsmet Paşa, Mudanya Konferansı delegesi olarak Mudanya’ya hareket etti.
30 Eylül 1922 – Atatürk’ün izmir’de, Uşakizade ailesinin köşkündeki misafirliği sona erdi.
30 Eylül 1922 – Ernest Hemingway’in gazete savaş muhabiri olarak çalışırken ilk gittiği yerlerden biri 1922 senesinde işgal altındaki İstanbul’dur. 30 Eylül 1922 tarihinde Beyoğlu’nda bir otel odasında bulunan Hemingway, o dönemin tahminlerine göre yaklaşık bir buçuk milyon insanın yaşadığı İstanbul’dan derinlemesine bahseder bu makalesinde. Altı günde yayınlanan makale daha sonra kitaplaştırılır. (İşgal İstanbul’u ve iki dünya savaşından mektuplar)
1-2 Ekim 1922 Franklin Bouillon, Müttefik fevkalade komiserleriyle toplantı yaptı.
2 Ekim 1922 – Atatürk’ün, İzmir’den Ankara’ya gelişi ve coşku ile karşılanışı.
2 Ekim 1922 – Atatürk’e “Ankara Hemşehriliği” unvanı teklif ediliyor. (Atatürk’ün cevabı: 05.10.1922).
3 Ekim 1922 – Mudanya Konferansı başladı. (3-11 Ekim)
3 Ekim 1922 – Konferansa Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın başkanlığı altında, İngiltere delegesi general Harrington, Fransa delegesi Charpy, İtalya delegesi general Mombelli katılmışlardır. Franklin Bouillon da Hamit Bey’le birlikte Mudanya’ya geldi.
3 Ekim 1922 – Atatürk’ün, “İzmir Hemşehriliği” unvanı verilişi nedeniyle kendisini kutlayan Erzurum Belediye Başkanlığına cevabı: “…Mevcudiyetimizin ruhunda saklı olan bağımsızlık aşkını anlamayanlarca bütün kurtuluş çarelerinin geçersiz sayıldığı bir sırada mukaddes savaşa önderlik yapan ve bilhassa davamızın en müşkül bir devresinde beni vefalı ve sadık sinesinde kucaklamış bulunan Erzurumlu kardeşlerime karşı daima sıcak bir saygı bağı ile bağlı bulunmaktayım.” [Kocatürk]
4 Ekim 1922 – Atatürk’ün, 26 Ağustos Taarruzu, 30 Ağustos ve 9 Eylül Zaferleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Milletin mukadderatını doğrudan doğruya üzerine alarak ümitsizlik yerine ümit, perişanlık yerine düzen, tereddüt yerine kararlılık ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Meclisimizin fedakâr ve kahraman ordularının başında bir asker bağlılığı ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim su sevinçle dolu olarak pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı, bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve bağımsızlık fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum. Bu Anadolu Zaferi, tarih sayfaları arasında, bir millet tarafından tamamen benimsenen bir fikrin ne kadar güçlü ve ne zinde bir kuvvet olduğunun en güzel misali olarak kalacaktır.”
4 Ekim 1922 – Mustafa Kemal Paşa, 4 Ekim 1922’de TBMM’de Büyük Taarruz’u anlattığı uzun konuşmasında, bir yıl kadar önce başkomutan olurken söz verdiği gibi “Yunan Ordusu’nun harimi ismetimizde tamamen boğulduğunu” söyledi. “Bu savaşın sonucu Yunanlıların ve Rumların kalbini sındırmıştır. Bu nedenle bu savaşa Rum Sındığı Meydan Savaşı demek çok uygun olur” dedi. 1363 Sırpsındığı Savaşı Türklerin Rumeli’de tutunmasını sağlamıştı, 1922 Büyük Taarruz ise Türklerin Anadolu’da tutunmalarını sağladı.
4 Ekim 1922 – İtilaf Devletleri’nin 23 Eylül notasına, T.B.M.M. Hükümeti geniş yanıtını verdi.
4 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumundaki görüşmeler esnasında konuşması: “…Şimdi Mudanya Konferansı ister müspet ister menfi sonuca varsın, biz bir an evvel barış masasının başına geçmeliyiz. Biz Mudanya Konferansı menfi çıkarsa barış konferansına gitmekten kaçınacak mıyız? O zaman bir taraftan askerî hareket devam eder, diğer taraftan da barış görüşmeleri devam eder”
4 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Ankara’da, Vakit gazetesi başmuharriri Asım (Us) Bey’e demeci: “…Millî emeller dahilinde barış elde edilecektir. Elde edilişi yakındır!”
4 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Mudanya Konferansı’nın ilk 2 günündeki görüşmeler ve siyasî hava hakkında Atatürk’e raporu. [Kocatürk]
4 Ekim 1922 – Himaye-i Hayvanat Cemiyeti adıyla Türkiye’deki hayvanları koruma amacı güden ilk dernek kuruldu.
5 Ekim 1922 – Gazi Mustafa Kemal, kendisine önerilmiş olan Ankara hemşehriliğini kabul etti.
5 Ekim 1922 – Fethi Bey Dahiliye vekili oldu.
5 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Mudanya Konferansı görüşmeleri hakkında Bursa’dan Atatürk’e geniş raporu.
5 Ekim 1922 – Mustafa Kemal, Ankara’nın ‘Onursal Hemşeriliğini’ kabul etti:
5 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Ankara halkına, 2 Ekim 1922 günü teklif edilen Ankara Hemşeriliği’ni kabul ettiğine dair Belediye aracılığıyla yazısı: “…Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık âlemine karşı zaferle taçlandırdığı İstiklâl Mücadelesi Tarihi’nde Ankara adı en aziz bir yeri koruyacaktır. Büyük Millet Meclisi, sizin yiğitlik ortamınızda korkusuzca bağımsızlık mücadelesine devam edebilmiştir. Bu sebeple Ankaralı hemşerilerimin, vatanın kurtuluş mücadelesinde ayrı bir şeref hissesi vardır.” [Kocatürk]
5 Ekim 1922 – Atatürk’ün, beraberinde içişleri Bakanı Fethi (Okyar) Bey olduğu halde akşam Albay Mougin’i ziyareti.
6 Ekim 1922 – Mustafa Kemal Paşa’nın İsmet Paşa’ya telgrafı: “Trakya’nın TBMM Hükümetine iadesi kabul edilmediği takdirde 6 -7 Ekim’de hemen İstanbul üzerinde harekata geçiniz.”
6 Ekim 1922 – Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın 5.10.1922 tarihli telgrafına cevabı: “…Trakya’nın boşaltılması ve bize teslimi asla belli olmayan bir zamana ertelenemez!”
6 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Batı cephesi ordularının Boğazlar üzerindeki harekâtının durdurulması hakkında İsmet Paşa’ya verdiği yetkiyi kaldırması ve kendisine telgrafı: “Trakya’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’ne iadesi kabul edilmediği takdirde 6/7 Ekim’de hemen İstanbul üzerine harekete geçiniz!”
6 Ekim 1922 – Franklin Bouillon’un, Atatürk’e telgrafı ve Başkomutan’ın cevabı: “…Dostça çalışmalarınızdan olumlu bir sonuç çıkacağını kuvvetle ümit ederim.” [Kocatürk]
7 Ekim 1922 – Şile’nin kurtuluşu.
7 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Mudanya Konferansı görüşmeleri hakkında Atatürk’e rapor halinde telgrafı.
7 Ekim 1922 – 1916 yılında Doğu cephesinde şehit düşen, 2. Kolordu Komutanı Faik Paşa’nın eşinin Atatürk’e telgrafı: “…İnşallah yakın zamanda, Büyük Komutanımızı İstanbul’un büyük caddelerinden geçerken fevkalâde alkışlarla karşılayacağız! Çünkü sayenizde yeniden dünyaya geldik. Yine, sayenizde o şanslı askerleriniz, şerefli komutanlarınız kusursuz vazifelerini yapmış, vatanı kurtarmışlardır.” [Kocatürk]
7 Ekim 1922 – Paris Kararları.
8 Ekim 1922 – Atatürk’ün, İsmet Paşa’ya telgrafı: “…Konferansın olumsuz neticeye doğru daha fazla devamından hasıl olacak mahzurların ve bütün uygarlık dünyası nazarındaki büyük mesuliyetin sorumluları biz olmadığımızı ve olmak istemediğimizi, dünyanın takdir edeceğine şüphemiz yoktur.”
8 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Atatürk’e Mudanya Konferansı görüşmeleri hakkında telgrafı.
8 ekim 1922 – Atatürk’ün, “Büyük Zafer” nedeniyle kendisine gelen tebriklere açık teşekkürü: “Yoğun meşguliyetten ve bu sebeple bunların tümüne ayrı ayrı cevap vermek imkânsızlığından dolayı özel teşekkürlerimi açık olarak ifade ediyorum.” [Kocatürk]
9 Ekim 1922 – Fransız ve İtalyan delegeleri, İsmet Paşa ile özel bir görüşme yaptılar.
9 Ekim 1922 – Refet Paşa’nın (Bele) Ankara Hükümetince İstanbul temsilciliğine aynı zamanda Doğu Trakya’yı teslim almaya memur edilmesi.
9 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda konuşması: “Görülüyor ki Trakya’yı bize vermek istemiyorlar ve gelecekte temin etmek istedikleri şekle şimdiden bir şekil vermek istiyorlar. Halbuki bizim istediğimiz şey, Trakya’nın ve İstanbul’un doğrudan doğruya bizim hükümetimize teslim olunmasıdır.”.
9 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın Atatürk’e telgrafı: “Trakya’yı bize hakikaten vermek fikrinde görünmüyorlar!”
9 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Atatürk’e Mudanya Konferansı gelişmeleri ve itilâf Devletleri temsilcilerinin barış şartları hakkında telgrafı.
9 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın, Atatürk’e Mudanya Konferansı görüşmeleri hakkında diğer bir telgrafı: “Fransızlar, bütün güçleriyle İngiliz tekliflerini desteklemekle meşguldürler.” [Kocatürk]
9 Ekim 1922 – Franklin Bouillon’un, Mudanya’dan, Atatürk’e telgrafı: “…İngiltere’nin, Konferans’tan evvel yapmak istediği bütün fedakârlıkları yaptığını hissettim(!)”
9 Ekim 1922 – Atatürk’ün, İtilâf Devletlerinin barış şartlarını bildiren İsmet Paşa’ya, görüşlerini bildiren cevabî telgrafı: “…Vuku bulacak öneriler projesi, tarafınızdan kabule uygun bir hale getirildikten sonra, hükümetin onayını almak kaydıyla, tarafınızdan kabul edildiğini ifade edebilirsiniz.”
10 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Mudanya Antlaşması’nı imzalamaya yetkili olduğuna dair İsmet Paşa’ya telgrafı: “Sözleşmeyi imza ediniz! İmzanız, Meclis’in de kabulünün eklendiği kuvvetine sahip olacaktır.”
10 Ekim 1922 İsmet Paşa’ya antlaşma imzalamada yetki verildi.
10 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Mudanya’da bulunan Franklin Bouillon’un 9.10.1922 tarihli telgrafına cevabı: “…Fransız dostlarımızın, Türkiye’nin belli haklarından fedakârlıkta bulunmasını isteyici hareketlerini yorumlamakta güçlüğe uğruyorum.” [Kocatürk]
10 Ekim 1922 – Franklik Bouillon’un, Atatürk’ün 10.10.1922 tarihli telgrafına Mudanya’dan cevabı: “…Adaletten başka bir şey müdafaa etmediğimi bilirsiniz ve milletiniz karşısında şahidim olacaksınız.”
10 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Mudanya’da bulunan Franklin Bouillon’un 10.10.1922 tarihli telgrafına cevabı: “…Barış Konferansının yakın zamanda ve bilhassa bizzat bulunmak fırsatını verecek olan İzmir’de olmasını teminin ne kadar mühim olduğunu takdir buyurursunuz, İzmir’in toplantı yeri olmasını temin için bizzat Paris’te vuku bulacak çalışmanızın bir an evvel başlaması uygun olur, görüşündeyim.”
10 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda konuşması: “Ordu vazifesini tamamlamıştır. Bundan sonra temini lâzım gelen sonuçlar diplomatik yolla hallolunacaktır!”
10 Ekim 1922 – Atatürk’ün, saat 19.00’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık odasında Sovyet Elçisi Aralof’u kabulü ve görüşmesi (Görüşme esnasında icra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey ve Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey de bulunmuştur). [Kocatürk]
11 Ekim 1922 – Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Mudanya’da Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’nın başkanlığında, İngiltere delegesi General Harrington, Fransa delegesi General Charpy ve İtalya delegesi General Mombelli’nin katılımlarıyla, “Mudanya Ateşkesi” imzalandı. (Daha sonra da Yunanistan anlaşmayı imzaladı). Anlaşma 15 Ekim 1922 günü yürürlüğe girdi.
11 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti örgütüne ve Belediye Başkanlarına, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığını bildiren telgrafı: “…Kazanılan büyük zaferin ilk önemli siyasî sonucu bu suretle Mudanya Konferansı’nda elde edilmiş bulunuyor. Millî sınırlarımız içinde tam bir bağımsızlıkla yaşamamızı temin edecek olan barış devresine pek ziyade yaklaştığımız bu günlerde, millî savaşa önderlik eden ve memleketin bütün maddî ve manevî kuvvetlerini bu mukaddes mücadeleye yönelten saygıdeğer Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve fedakâr halkın temsilcisi bulunan Belediye Heyetlerini selâmlamakla bahtiyarım.”
11 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nı takiben General Harington’a telgrafı: “…Barışın kurulması için sarf edilen gayretlerin başarıyla sonuçlanmasını, bütün insanlık adına arzulamakta ve ümit etmekteyim.”
14 Ekim 1922 – T.B.M.M.’nin 14 Ekim 1922’de çıkardığı özel bir kanunla ilk “Milli Şehit” ilan edildi. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Ermeni tehcirinde görevini kötüye kullanarak ölümlere sebep olduğu iddiasıyla, idamla yargılanmıştır. Ermeni ayaklanmasının önlenmesi amacıyla çıkarılan “tehcir” uygulanmasında hatalı olduğu için yargılanan ve aklanmasına rağmen idam edilmiştir. (Kemal Bey I. Dünya Savaşı sonrasındaki Mütareke döneminin işgal altındaki İstanbul’unda, işgal güçlerin, Ermeni azınlığın ve bir kısım bürokrasinin işbirliği ile I. Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni tehcirleri esnasında yaşananlar için bir sorumlu arayışına girdikleri bir dönemde yargılanarak idam edilmiş).
14 Ekim 1922 – T.B.M.M.’nin 14 Ekim 1922’de çıkardığı özel bir kanunla Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey ilk ‘Milli Şehit’ ilan edilmiş, ve zaman içinde, zor şartlarda görev yapan yerel mülki amirin sembolü ve kahramanı haline gelmiştir.
14 Ekim 1922 – MudanyaAteşkes Antlaşması, Yunan Hükümeti tarafından kabul edildi.
15 Ekim 1922 – Mudanya Mütarekesi yürürlüğe girdi. Yunan kuvvetlerinin boşaltmaya başladıkları yerleri teslim almak üzere Müttefiklere bağlı kuvvetler Trakya’da harekâta başladı.
15 Ekim 1922 – Yunanlılar Doğu Trakya’yı boşaltmaya başladı.
15 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Kâzım Karabekir ve Refet (Bele) Paşa’yla beraber Ankara’dan Bursa’ya hareketi.
16 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Ankara’dan Bursa’ya gelişi ve coşkuyla karşılanışı.
16 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Bursa’da Belediye Heyeti’ni kabulü ve konuşması: “…Üç buçuk sene süren bu mücadeleden sonra ilim açısından, maarif açısından, iktisadiyat açısından mücadelemize devam edeceğiz ve eminim ki, bunda da muvaffak olacağız!”
16 Ekim 1922 – Atatürk Bursa’da; “Üç buçuk yıl süren bu kavgadan sonra savaşımızı bilimsel alanda, eğitim ve ekonomi alanında sürdüreceğiz. (…) Esnaf olacağız, zanaatçi olacağız…” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.453)
17 Ekim 1922 – Tevfik Paşa’nın Mustafa Kemal Paşa’ya telgrafı: “Yakında toplanması gerekecek Barış Konferansı’na İstanbul ve Ankara delegelerinin birlikte katılmaları uygun olacaktır. Bu gaye ile önceden bir zatın görüşmek üzere İstanbul’a gönderilmesi.”
17 Ekim 1922 – Sadrazam Tevfik Paşa’nın, “yakında toplanması gerekecek barış konferansına İstanbul ve Ankara delegelerinin birlikte katılmalarının uygun olacağı ve bu gaye ile önceden bir kişinin görüşmek üzere İstanbul’a gönderilmesi hakkında” Atatürk’e telgrafı. [Kocatürk]
17 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Bursa’da kendisini karşılayan çocuklara söyledikleri: “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir talih ışığısınız. Memleketi asıl aydınlığa kavuşturacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız. Sizden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!” [Kocatürk]
18 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Sadrazam Tevfik Paşa’ya bildirilmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin İstanbul temsilcisi Hamit (Hasancan) Bey’e yazdığı cevap telgrafı: “Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının kazandığı kesin zaferin doğal sonucu olmak üzere toplanması yakın olan barış konferansında Türkiye Devleti, yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti tarafından temsil olunur!”
18 Ekim 1922 – Mustafa Kemal’in ilk nüfus tezkeresinin tanzim edilmesi.
19 Ekim 1922 – Trakya’yı teslim almakla görevlendirilen Refet Paşa’nın İstanbul’a gelişi.
19 Ekim 1922 – Refet Paşa İstanbul’da coşkun bir kalabalık tarafından karşılandı. Gülcemal vapurundan indiği Kabataş’tan Fatih’e kadar güçlükle ilerleyen Refet Paşa, Fatih’in türbesi önünde büyük bir kalabalığa seslenirken “Yaşasın Büyük Millet Meclisi”, “Yaşasın Şanlı Ordu” haykırışları her tarafı inletti.
19 Ekim 1922 – Yunan Kuvvetlerinin Mudanya Mütarekesi gereğince, Trakya’yı boşaltmaya başlamaları.
19 Ekim 1922 – İngiltere’de Lloyd George kabinesinin istifası.
19 Ekim 1922 – Refet Paşa General Harrington’la görüştü.
19 Ekim 1922 – Lâtife Hanım’ın, İzmir’den, Başyaver Salih (Bozok) Bey’e mektubu: “…Paşa Hazretlerine karşı taşıdığım temiz ve ebedî bağlılığı hiç kimse sizin kadar takdir etmemiştir. Bana birkaç kelimecikle sıhhatleri hakkında bilgi verin, olmaz mı? Paşa Hazretleri, rica ve isteğime rağmen Ankara’da en ufak bir vazifeyle bile görev vererek beni beraberinde bulundurmak istememişlerdi. Yalnız bir gece, sonsuz denizlere benzeyen etkili gözlerini bana dikerek: “Bir yere gitmeyin, beni bekleyin! Bunu emrediyorum!” demişlerdi. Bu cümleyi hatırladıkça “belki bir daha kavuşmak mümkün olacaktır” diyor, memnuniyet içinde yeni bir saadeti bekliyorum.” [Kocatürk]
19 Ekim 1922 – Büyük Türk Zaferi üzerine, İngiliz Başbakanı Lloyd George’un istifası (İngiliz Parlamentosu’nda ağır ithamlara uğrayan Lloyd George Başbakanlıktan çekilirken kendisini şöyle savunmuştur:” Arkadaşlar! Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, o büyük dâhi, çağımızda Türk ulusuna nasip oldu ve bizim karşımıza çıktı; Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelirdi!”
19 Ekim 1922 – Trakya’yı teslim almakla görevlendirilen Refet (Bele), İstanbul’a geldi.
19 Ekim 1922 – İngiltere Başbakanı Lloyd George iktidardan düştü. 23 Ekim’de Bonar Law kabinesi kuruldu.
21 Ekim 1922 – Refet Paşa, 100 jandarmayla İstanbul’a geldi.
22 Ekim 1922 – Refet Paşa ile Müttefik generalleri arasında Doğu Trakya’nın teslim edilmesine ilişkin protokol imzalandı.
23 Ekim 1922 – Doğu Trakya’nın devir teslim tarihleri saptandı.
24 Ekim 1922 – Atatürk’ün, “United Press” muhabirine barış şartları üzerine demeci: “…Amerika, Avrupa ve bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki, Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi, kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu meşru kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye’nin ebedî düşmanı kalır!”
25 Ekim 1922 – Lâtife Hanım’ın, İzmir’den Atatürk’e mektubu: “Mukaddes Paşam, pek mesut dakikalar yaşadım. Şimdi de derin bir teessürün altında ezilmekteyim. Burada bırakmış olduğunuz şeref, bütün ailemin saadet halesidir. Fakat yalnız bendenizin olan çok kıymetli ve ebedî bir şey daha vardır. O da canlı hatıranızdır. …Meşguliyetiniz arasında, kalbimin en derin köşesinden fışkıran cümlelere göz atmak isterseniz mesut olacağım. Daima emirlerinizi bekler, iki ellerinizi hürmetle öperim, mukaddes Paşam.” [Kocatürk]
26 Ekim 1922 – Gazi Mustafa Kemal, kendisine “fahri müderrislik” veren İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi’ne teşekkür etti.
26 Ekim 1922 – İsmet Paşa’nın Hariciye vekilliğine seçilmesi. İsmet İnönü, Lozan Konferansı öncesinde Dışişleri Bakanlığı görevine getirildi. Yusuf Kemal Bey’den (Tengirşenk) boşalan Hariciye Vekilliğine İsmet Paşa (İnönü) seçildi.
26 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Profesörler Kurulu’nun 19 Eylül 1922 tarihli kararı gereğince, kendisine “fahrî profesörlük” unvanı verilmesi münasebetiyle İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi’ne teşekkür telgrafı: “…Eminim ki, millî bağımsızlığımızı ilim sahasında fakülteniz tamamlayacaktır! Bu şerefli gelişmenin gerçekleşmesini üzerine alan kurulunuz arasında bulunmak bence iftihar sebebidir.”
26 Ekim 1922 – Lâtife Hanım’ın İzmir’den Başyaver Salih (Bozok) Bey’e mektubu: “…Sizden çok rica ederim, ekli mektubu Paşa Hazretleri’ne takdim edin. …Acaba kendilerinden bugünlerde İzmir’i ziyaret edip etmeyeceklerini sorabilir misiniz? Paşa Hazretleri’ni herkesten evvel karşılamak istiyorum. Herkesten önce, ‘Paşam, hoş geldiniz!’ demek, acaba o günü görmek nasip olacak mıdır?” [Kocatürk]
27 Ekim 1922 – Yusuf Kemal Bey’den (Tengirşenk) boşalan Hariciye Vekilliğine İsmet Paşa (İnönü) seçildi.
27 Ekim 1922 – Müttefikler Ankara ve İstanbul hükümetlerine Lozan’da konferans toplanması çağrısı yaptı.
27 Ekim 1922 – İtilaf Devletleri’nin TBMM Hükümetine, Lozan’da 13 Kasım 1922’de toplanacak barış konferansına temsilci gönderilmesi çağrısı (Aynı çağrı İstanbul Hükümeti’ne de yapılmıştır.)
27 Ekim 1922 – Gazi Mustafa Kemal, Bursa’da öğretmenlere yönelik bir konuşma yaptı. Atatürk’ün, Bursa Şark sinemasında akşam yapılan toplantıda, İstanbul ve Bursa öğretmenlerine hitabı: “…Milletimizin siyasî, sosyal hayatında, milletimizin fikrî eğitiminde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır.”
27 Ekim 1922 – Atatürk, Bursa’da öğretmenlere konuşmasında; “Memleketimizin en mamur, en latif, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı mağlup eden zaferin sırrı nerededir bilir misiniz? Ordularımızın sevk ve idaresinde ilim ve fen düsturlarının rehber kabul etmektedir.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.261)
27 Ekim 1922 – Atatürk, Bursa’da öğretmenlere yaptığı konuşmada; “Gerçek kurtuluş toplumdaki marazı tespit edip tedavi etmekle elde edilir ve marazın tedavisi ancak ilmi ve fenni bir tarzda yapılacak olursa şifa verici olur. Yoksa ilmin ve fennin dışında bir tedavinin hiçbir zaman hiçbir marazı tedavi edemeyeceği malumdur. Tersine maraz kalıcı olur ve tedavi edilemez hale gelir…” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.474)
27 Ekim 1922 – İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanlığından ayrıldı.
27 Ekim 1922 – Fevzi (Çakmak) Paşa, Genelkurmay Başkanlığı üzerinde kalmak üzere Batı Cephesi komutanlığına atandı.
28 Ekim 1922 – İtilaf Devletleri, Lozan’da toplanacak Konferans için Ankara ve İstanbul Hükümetlerinden delege gönderilmesini istediler. (Ankara Hükümeti 29 Ekim’de, öneriyi kabul ettiğini bildirdi.)
29 Ekim 1922 – TBMM Hükümetinin İtilaf Devletleri’ne Lozan’daki konferans çağrısını kabul ettiğini bildirmesi.. İsmet Paşa, İstanbul Hükümeti’nin Türkiye’yi ve milli hareketi temsil etmediğini bildirdi.
29 Ekim 1922 – Tevfik Paşa, Ankara Hükümeti’ne Lozan Konferansı’na birlikte katılmanın zorunlu olduğunu beyan eden bir telgraf çekti.
29 Ekim 1922 – Tevfik Paşa’nın TBMM Başkanlığına “Lozan Barış Konferansı’na Bab-ı ali ve Ankara heyetlerinin bir arada iştirakinin uygun olacağını” bildiren telgrafı.
29 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Bursa’dan Ankara’ya dönüşü.
30 Ekim 1922 – “Osmanlı İmparatorluğu’nun İnkıraz Bulup Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Teşekkül Ettiğine Dair Heyet-i Umumiye” kararı.
30 Ekim 1922 – Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılıp, T.B.M.M. Hükümetinin kuruluşu’na ilişkin kararın alınması.
30 Ekim 1922 – İstanbul’da son Heyet-i Vükela toplantısı yapıldı. (Askeri tıp öğrencileriyle ilgili bir karar alınmıştır.)
30 Ekim 1922 – Osmanlı İmparatorluğu’nun tükenip bittiğine, yeni bir Türkiye Devletinin doğduğuna, Anayasa gereğince egemenlik haklarının millete ait olduğuna dair, Mustafa Kemal Paşa’nın da imzası bulunan önergenin TBMM’de görüşülmeye başlaması.
30 Ekim 1922 – Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde İstanbul Hükümeti ve Tevfik Paşa aleyhinde konuşmalar yapıldı. Padişahlığın kaldırılması yolunda verilen önerge tartışma yarattı.
30 Ekim 1922 – Yunan kuvvetleri Trakya’dan ayrıldı. Çorlu, Sarayköy ve Silivri Türk ordusu tarafından teslim alındı. Rum azınlık da Yunan ordusu ile birlikte göç etti.
31 Ekim 1922 – Atatürk’ün, Osmanlı Saltanatının kaldırılmasının zorunlu olduğu hakkında Müdafaa-i Hukuk Grubu toplantısında konuşması.
31 Ekim 1922 – Müdafaa-i Hukuk grubunda “Milli hakimiyetin tahakkuku ve Lozan’a gidecek heyetler meselesinin görüşülmesi ve Mustafa Kemal Paşa’nın “Osmanlı saltanatının” lağvının zaruri olduğu” hakkında konuşması.
31 Ekim 1922 – Bakanlar Kurulu’nun Lozan Konferansı delegesi adaylarını İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan Hüsnü olarak belirledi.
31 Ekim 1922 – Doğu Trakya’nın Türk mülki memurlarına devir ve teslimi.
31 Ekim 1922 – Çorlu’nun kurtuluşu.
31 Ekim 1922 – Doğu Trakya, Türk Jandarma ve sivil memurlarına teslim edilmeye başlandı. Çorlu, Silivri teslim edildi.
1 Kasım 1922 – Hilafet ve Saltanat’ın birbirinden ayrılarak Saltanat’ın (Padişahlığın) kaldırılması kararı. Bu karar Vahdettin’e, Yıldız Sarayı’nda Refet Paşa tarafından tebliğ edilmiştir.
1 Kasım 1922 – Türk Jandarma birlikleri, Çanakkale Boğazı bölgesinde ve diğer yerlerde yeni durumlarını aldılar.
1 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşması: “…Millet mukadderatını doğrudan doğruya eline aldı ve millî saltanat ve egemenliğini bir şahısta değil, bütün fertleri tarafından seçilmiş vekillerden oluşan bir Meclis-i Âli’de temsil etti. İşte o Meclis, Meclis-i Âlinizdir; Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Milletin saltanat ve egemenlik makamı, yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir!”
1 Kasım 1922 – Mustafa Kemal yapmış olduğu konuşmada, Vahdettin’i “alçak ve cellat” olarak nitelendirerek, “saltanat kuvvetle alınır, şimdi de Türk milleti hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almıştır” dedi. Saltanatın kaldırılmasını öngören kanun şiddetli alkışlar arasında kabul edildi.
1 Kasım 1922 – Atatürk’ün Meclis konuşmasında Hz. Muhammed (sav)’i tarifi; “Yüzü nurlu, sözü ruhani, ergin ve görüşte bedelsiz, sözüne sadık ve halim ve mertlikte başkalarına üstün olan Muhammed Mustafa….”
1 Kasım 1922 – Altıyüzyıllık saltanat kaldırıldı: Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanında, halkın içinden seçilen temsilcileriyle “halk iradesi”nin gerçek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM’yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması’nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı engellemeye çalışmıştı. 23 Nisan 1920’den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin Lozan Barış Konferansı’na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcileri de çağırmaları üstüne, 1 Kasım 1922’de TBMM’de yaptığı konuşmada ulus akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi. Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk’ü desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul’un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi. Saltanatın kaldırılmasıyla son padişah VI. Mehmed Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul’dan ayrıldı.
1 Kasım 1922 – Saltanat kaldırılınca 1 Kasım da Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ilan edildi. Zamanla 23 Nisan, Millî Hâkimiyet Bayramı olarak kutlanmaya başlanınca 1 Kasım kutlamalarından vazgeçildi. 1935’te çıkarılan 2739 sayılı kanunla bayram, “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak adlandırıldı.
1 Kasım 1922 – Atatürk, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması nedeniyle mecliste yapacağı konuşmanın el yazısı notlarının bir yerinde “milli egemenliğe” şöyle vurgu yapıyordu: “… Millet mukedderatını (kaderini) doğrudan doğruya eline aldı ve milli saltanat ve hakimiyetini bir şahısla değil bütün efradı (ferleri) tarafından müntehab (seçilen) ve vekillerden terekküb (oluşan)bir meclis-i alide (yüce mecliste) temsil etti. İşte o meclis, meclis-i alinizdir. Milletin saltanat ve hakimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir ve bu makamı hakimiyetin (egemenlik makamının) hükümetine Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti denir.”
1 Kasım 1922 – Mustafa Kemal, saltanatın kaldırılması dolayısıyla yaptığı konuşmasının bir yerinde; “… Türk Milletinin atası olan Türk adındaki insan … Nuh (as)’ın oğlu YAFES’in oğlu olan kişidir.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.1, s.288)
1 Kasım 1922 – Saltanatın kaldırılmasından sonra İstanbul’da bazı camilerde Türkçe Hutbe okunması ve minberlerden Türkçe vaaz ve öğüt verilmesi üzerine Şeyhülislamlık Türkçe hutbe ve vaazı yasakladı.
2 Kasım 1922 – Hilâfet ile Saltanatı birbirinden ayıran 1-2 Kasım 1922 tarih ve 308 sayılı Meclis Kararı. 1 Kasım 1922 tarihli kanun gereğince, hilafet ile saltanat birbirinden ayrıldı. İki buçuk yılı aşan bir zamandan beri fiilen hükmünü yürüten milli saltanatın varlığı kabul edildi. Hilafet, açıklık kazanmış bir hakka sahip olmaksızın bir süre daha bırakıldı.
2 Kasım 1922 – Atatürk’ün, “Petit Parisien” muhabirine -barış şartları, iç ve dış siyasî sorunlar hakkında- demeci: “…Biz ne bolşevikiz, ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız.”
2 Kasım 1922 – TBMM’nin gizli oturumunda Lozan Konferansı’na katılacak heyetin Hükümetçe belirlenmesi kararı alındı.
2 Kasım 1922 – Atatürk, Ankara İstiklâl İlk Mektebi (İlkokulu)’nde Konserinde
2 Kasım 1922 – Vize ve Demirköy’ün kurtuluşu.
3 Kasım 1922 – Lozan’a gidecek delegelerle ilgili hükümet önerisi kabul edildi.
3 Kasım 1922 – Meclis toplantısında Lozan konferansı için 150 bin lira ödenek ayrıldı. 150 bin lira da yedek bekletildi. Lakin İsmet paşa sonradan 100 bin lira ve daha sonra 20 bin İsviçre Frank’ı daha istedi ve sınırlı bütçeye rağmen istenilen paralar kendisine gönderildi.
3 Kasım 1922 – Diyap Ağa’nın TBMM’nde konuşması; “Türkler ve Kürtler kardeştir, dindaştır. Hepimiz Türk’üz.”
4 Kasım 1922 – İstanbul’da Tevfik Paşa kabinesinin istifasıyla son Osmanlı Hükümeti de ortadan kalktı. İstanbul Ankara Hükümetinin denetimine girdi.
4 Kasım 1922 – İstanbul’da TBMM Hükümeti yönetiminin başlamış olduğunun resmen açıklanması. İstanbul’un yönetimine el konulduğuna ilişkin, Ankara Hükümeti kararı: “TBMM Hükümeti, 4 Kasım 1922 öğle vaktinden itibaren İstanbul’un idaresine el koymuştur.”
4 Kasım 1922 – İsmet (İnönü) Paşa, Saltanatın kaldırıldığını İtilaf devletlerine bildirdi.
4 Kasım 1922 – Osmanlı Devleti’nin resmi gazetesi Takvimi Vakayi yayınını durdurdu.
5 Kasım 1922 – İstanbul’un yönetimine el konulduğuna dair Ankara Hükümeti kararının İstanbul Hükümeti’ne tebliği.
5 Kasım 1922 – Refet (Bele), İstanbul’da nezaretlere, her türlü çalışmaları kesmeleri buyruğunu verdi. İstanbul Hükümeti böylelikle sona erdi. Refet (Bele), İstanbul’daki nezaretlere, her türlü çalışmaları kesmeleri buyruğunu verdi. İstanbul Hükümeti böylelikle sona erdi.
5 Kasım 1922 – Lozan’a gidecek heyet, Ankara’dan ayrıldı. İsmet Paşa başkanlığında Türk delege heyetinin Ankara’dan ayrılması. İsmet Paşa başkanlığındaki TBMM Delegasyonu, Lozan görüşmelerine katılmak üzere, İsviçre’ye hareket etti.
5 Kasım 1922 – İsmet Paşa ve heyeti Lozan’a gidişte, Ankara İstasyonundan bizzat Atatürk tarafından uğurlandı. (Görüşmeler 20 Kasım’da başladı. 30 Ocak 1923’de müttefikler Sevr benzeri bir metin sundu, TBMM bunu reddetti. 4 Şubat tarihinde Türk heyeti karşı bir teklif sundu. Bu da kabul olmayınca görüşmeler kesildi. Ana sorun kapitülasyonlardı.) (15 Mart 1921’de Berlin’de Talat Paşa’yı, 6 Aralık 1921’de Roma’da Sait Halim Paşayı ve 21 Temmuz 1921’de Tiflis’te Cemal Paşa ve iki yaverini katleden ermeni teröristler bu kez de Lozan’da görüşmelere devam eden İnönü’nün ve heyetin peşine düşmüşlerdi. Öte yandan Çerkez Ethem ve adamları da İnönü’nün peşindeydi.)
5 Kasım 1922 – Başkomutan Atatürk’ün, I. Ordu Komutanı Nurettin Paşa’nın -Lozan Konferansı’na davet edilmemizle ilgili olarak düşüncelerini bildiren- 29 Ekim 1922 tarihli yazısına cevabı: “…Devlet ve milletin işlerini yürütmeyi üzerine alanlar, her türlü mesuliyeti en yüksek derecede omuzları üstünde tam bir cesaret ve iftiharla tutan insanlar olduğunu bilmek mecburiyetindedir.” [Kocatürk]
5 Kasım 1922 – Atatürk bir genelgeyle arkeolojik ve etnografik eserlerin toplanmasını, envanterlenmesini ve yeni müzelerin kurulmasını istedi.
6 Kasım 1922 – T.B.M.M.’nce kabul edilen kanunlar, İstanbul ve Trakya’da uygulanmaya başlandı.
6 Kasım 1922 – Peyam-ı Sabah gazetesinin başyazarı Ali Kemal, kaçırılarak İzmit’e getirildi. Yapılan sorgusunda adaletin karşısına çıkmaya hazır olduğunu, bundan sonra Mustafa Kemal’in milli davası için çalışacağını söyledi. Ancak l. Ordu Kumandanı Nurettin Paşa’nın tertibiyle linç ettirildi.
7 Kasım 1922 – Lozan’a gidecek olan İsmet Paşa ve diğer delegasyon İstanbul’da büyük bir kalabalık tarafından karşılandı.
7 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Sovyet Devrimi’nin 5. yıldönümü nedeniyle Kalinin’e kutlama telgrafı.
8 Kasım 1922 – Lozan delegeleri ve İsmet Paşa Darülfünûn’u ziyaret etti.
8 Kasım 1922 – Darülfünun Edebiyat Fakültesi öğrencileri Ali Kemal döneminde uzaklaştırılmış olan Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmet ve Hamdullah Suphi gibi hocalarının dönmesini istedi.
9 Kasım 1922 – Babaeski’nin kurtuluşu.
9 Kasım 1922 – Lozan’a gidecek heyet İstanbul’dan ayrıldı.
9 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Hindistan Merkez Hilâfet Komitesi Başkanı Seyit Chotani’ye mektubu: “…Bizim bu büyük zaferimizin doğurduğu büyük sonuç yalnız Türkiye’nin mukadderatı üzerine etki yapmakla kalmayacak, aynı zamanda bütün zulüm gören milletleri, kendi hayat ve bağımsızlıklarını tehdit ve baskı altında tutan zalimler aleyhine hareket için gayrete getirecektir.” [Kocatürk]
10 Kasım 1922 Kırklareli’nin işgalden kurtuluşu.
10 Kasım 1922 VI. Mehmet Vahidettin’in son selamlık töreni yapıldı. Vahdettin’in Halife sıfatıyla İstanbul’da son Cuma selamlığı (Namazdan sonra Hamidiye Camisi’nin mahfelinde general Harrington ile bir görüşme yapmıştır).
10 Kasım 1922 – Vahdettin 2 Kasım 1922 gecesi saltanatın kaldırılmasına rağmen son cuma selamlığına 10 Kasım’da çıktı ve namaz sonrası işgal kuvvetleri komutanı Harington’ı ziyaret ederek İstanbul’dan kaçırılmasını konuştu. (Charles Harington, Atilla Oral)
11 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda konuşması: “…İstanbul vilâyeti halen düşmanlarımız olan İtilâf Devletleri’nin işgali altındadır ve İstanbul, asırlardan beri fena bir idare makinesinin elinde hastadır, hasta olagelmiştir. Bu sebeple biz, başkent olan bu İstanbul’u, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir vilâyeti haline getirerek idare etmek istiyoruz.” [Kocatürk]
11 Kasım 1922 Türk Heyeti Lozan’a vardı.
12 Kasım 1922 – Türk delegasyonu Lozan’a vardı. İsmet Paşa, azınlıklarla ilgili suçlamaları reddetti. Konferans 20 Kasım’a ertelendi.
12 Kasım 1922 – İstanbul Kumandanlığına Selahattin Adil Paşa atandı.
13 Kasım 1922 – İstanbul’da Vahdettin’in maiyetinden ve işbirlikçilerinden 140 kişinin İngiliz Yüksek Komiserliğine sığınması.
13 Kasım 1922 – Tekirdağ’ın kurtuluşu.
13 Kasım 1922 – Saray’ın kurtuluşu.
15 Kasım 1922 – Vahdettin, İngiliz General Harrington’a haber gönderip, hayatının tehlikede olduğunu söyleyerek, yardım istedi.
16 Kasım 1922 – Padişah Vahdettin’in İngiliz 2 nci Nöbetçi Taburunun yaptığı planlarla saraydan gizlice kaçırılarak, Malaya gemisi ile Malta’ya götürülmesi.
16 Kasım 1922 – Vahdettin’in Halife-i Müslimin imzasıyla, işgal orduları başkomutanı Harrington’a sığınma mektubu: “İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devlet-i fahimesine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan başka bir yere naklimi talep ederim efendim.”
16 Kasım 1922 – Vahdettin’in kendisini İstanbul’dan kaçırması için Harington’a yazdığı mektup; “İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devletine sığınıyor ve iltica ile bir an evvel İstanbul’dan başka bir yere naklimi talep ediyorum.” (Charles Harington, Atilla Oral)
16 Kasım 1922 – İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington’a yazıyla başvuran Padişah Vahdettin, İstanbul’da hayatını tehlikede gördüğünü ve İngiltere’ye sığınmak isteğini bildirdi.
16 Kasım 1922 – Poincare’nin İsmet Paşa’yı Paris’te ziyareti.
17 Kasım 1922 – Vahidettin, İngiliz savaş gemisi Malaya ile İstanbul’dan kaçtı.
17 Kasım 1922 – Mehmet Vahdettin’in bir İngiliz gemisi ile İstanbul’dan kaçışı. Son padişah VI. Mehmed Vahdettin sabaha karşı, yanındakilerle birlikte bir İngiliz ambulansıyla Tophane’ye getirilerek, buradan bir istimbotla Malaya zırhlısına bindirildi. Zırhlı dört gün sonra Malta’ya varacaktır.
17 Kasım 1922 – Sultan Vahdettin’in sabah saatlerinde on yaşındaki oğlu Ertuğrul ve sekiz hizmetlisi ile birlikte (Beş karısını İngiliz General Harington’a emanet ederek) arabayla deniz töreniyle. karşılanarak Tophane rıhtımına, oradan HMS Malaya gemisine götürülmesi. Gemi 09:30’da hareket etmiştir. Vahdettin yanında 500.000 dolar, mücevher ve antikalar götürmüştür. (San Remo’da kendisine Villa Nobel tahsis edilmiştir ve Harington’a daha sonra teşekkür mektubu yazmıştır. ) (Charles Harington, Atilla Oral)
17 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Vahdettin’in kaçışı üzerine İstanbul’da bulunan Refet Paşa’ya telgrafı: “Emanetleri korumak önemlidir, İngilizler emanetleri ancak silâh kullanarak ve kan dökerek almalıdırlar. Bu hususta gerekenlere, bu açıdan kesin emirler verilmelidir.”
17 Kasım 1922 – Mürefte’nin kurtuluşu.
17 Kasım 1922 – Halife Vahdettin İngilizlere sığınıp kaçınca, TBMM, Osmanlı soyundan Abdülmecit Efendi’yi halife seçti.
18 Kasım 1922 – Vahdettin, T.B.M.M.’nce Halifelikten düşürüldü.
18 Kasım 1922 – Abdülmecit Efendi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla halife seçilmesi. Kaçan Vahdettin’in yerine Meclis’te yapılan oylama sonucunda Abdülmecid Efendi halife olarak seçildi.
18 Kasım 1922 – Uzunköprü ve Şarköy’ün kurtuluşu.
18 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli oturumunda, yeni halife seçilmesi ve halifenin yetkileri konusunda ileri sürülen bazı iddialara cevabı: “…Türkiye halkının kayıtsız şartsız egemenliğine sahip olduğunu bir defa daha ve kesinlikle tekrar ediyorum. Egemenlik, hiçbir mana, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve belirtide iştirak kabul etmez. Unvanı halife olsun, ne olursa olsun, hiç kimse bu milletin mukadderatına ortak olamaz.” [Kocatürk]
18 Kasım 1922 – Atatürk’ün, İstanbul’da bulunan Refet Paşa’ya halifenin durumu hakkında direktifleri: “Abdülmecit Efendi, “Halife-i Müslimîn” unvanını kullanacaktır. Bu unvana, başka sıfat ve kelime ilâve edilmeyecektir. Âlem-i İslâm’a duyurulmak üzere yayımlayacağı bildirgede Türkiye Devleti’nin ve Büyük Millet Meclisi’nin ve Hükûmeti’nin hususî niteliği ve idare şeklinin, Türkiye halkı ve bütün İslâm âlemi için en faydalı ve en uygun olduğu anılacak ve belirtilecektir.”
19 Kasım 1922 – Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Atatürk’ün, Abdülmecit Efendi’ye 1 Kasım 1922 tarihli karar ve esaslar içinde halife seçildiğini bildiren telgrafı.
19 Kasım 1922 – Abdülmecit Efendi’nin halife seçilmesi. Lord Curzon ile Poincare’nin Lozan’a gelişleri. Lozan yakınlarında Curzon-Poincare-Mussolini görüşmesi.
20 Kasım 1922 – Lozan Konferansı’nın başlaması. (20 Kasım 1922 – 4 Şubat 1923 Birinci Dönem Lausanne Konferansı Tartışmaları)
20 Kasım 1922 – Vahdettin’in General Harrington’a telgrafı; (İstanbul’dan ayrılırken kendisine gösterilen yardım ve nezakete teşekkürü.) (İstanbul’daki Deniz birliği komutanına ve Malaya gemisi kaptan ve mürettebatına teşekkürü.)
20 Kasım 1922 – Vahdettin’İn kendisine İstanbul’dan kaçmasına yardım eden Harington’a teşekkür mektubu; “İstanbul’dan ayrılırken göstermiş olduğunuz yakınlık ve yardımlardan etkilendim ve mutlu oldum. Teşekkürlerimi kabul ediniz.” (Charles Harington, Atilla Oral)
20 Kasım 1922 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e, Fransa Başbakanı Poincare ile görüşmesi ve konferansın açılış töreni hakkında bilgi veren telgrafı.
20 Kasım 1922 – Lord Curzon ile İsmet Paşa birer konuşma yaptı. Konferansta İsmet Paşa’nın yanısıra, İngiltere’yi Lord Curzon, Fransa’yı H. Poincaré, İtalya’yı Mussolini, Yunanistan’ı da Venizelos temsil ediyor.
20 Kasım 1922 – Atatürk’ün, Büyük Zafer’i kutlayan İstanbul Türkocağı Genel Sekreteri Dr. Fethi (Erden) Bey’in tebrik telgrafına cevabı: “…Yeni Türkiye’nin dayanağı olan millet ve milliyet fikrinin gelişmesi için yıllarca başarı ile telkin ve yayında bulunmuş olan Türkocağı’nın millî zafer dolayısıyla gönderdiği kutlamaya teşekkür eder özel temennilerine katılırım.”
21 Kasım 1922 – Lozan Konferansı’nın ilk oturumu yapıldı. Bu konferansa katılan Türk heyetine İsmet Paşa başkanlık etmiştir.
21 Kasım 1922 – Lozan konferansına gönderilen İsmet Paşa’ya Lord Curzon’un ‘Türklerin en değer verdiği sorun nedir?’ sorusuna cevabı; “İstiklal!” (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.128.)
21 Kasım 1922 – Reuter haberi; İslam halifesi sultan Vahdettin’in İstanbul’dan kaçarken beş karısını (Türk ve Müslümanlara değil de) İngiliz işgal kuvvetleri komutanı General Harington’a emanet etmesi UTANÇ VERİCİ BİR İSTEK!” (Charles Harington, Atilla Oral)
23 Kasım 1922 – Enez’in kurtuluşu.
25 Kasım 1922 Edirne işgalden kurtuldu.
25 Kasım 1922 – Edirne’de milli idarenin kurulması.
25 Kasım 1922 – 15 Ekim 1922’de yürürlüğe giren Mudanya ateşkes anlaşması ile yunan kuvvetleri Doğu Trakya’yı boşalttı. 25 Kasım günü Edirne Valiliğine Şakir Bey (Kesebir) atandı.
26 Kasım 1922 Çanakkale işgalden kurtuldu. Gelibolu, Maydos ve Lalapaşa’nın kurtuluşu.
26 Kasım 1922 – Başyaver Salih (Bozok) Bey’in, İzmirden -Atatürk’e iletilmek üzere- T.B.M.M. Başkanlığı Özel Kalem Müdürü Hayati Bey’e telgrafı: “Bazı engeller nedeniyle ikametgahtaki hazırlık üç dört gün gecikmiştir. Lâtife Hanımefendi, her şeyin muntazam olmasına fevkalâde ehemmiyet verdikleri için azami beş güne kadar bütün eksikler tamamlanacağından Valide Hanımefendi’nin hareketlerinin, ona göre düzenlenmesini rica ederim. …Paşa Hazretlerinin, valideleriyle birlikte gelmek arzusunda bulunup bulunmadıklarının bildirilmesini rica ederim.”
27 kasım 1922 – Amasya İstiklal Mahkemesi, üyelerinin görevlerinden istifa etmesi, yeni üye seçimlerinin uzun zaman alması ve sonuçsuz kalması üzerine 27 Kasım 1922’de fiilen kaldırıldı.
28 Kasım 1922 – Yunanistan’da yenilgiye neden olan kabine üyeleriyle Başkomutan Hacıanesti, idama mahkum edildi.
28 Kasım 1922 – İsmet Paşa’nın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon ile Musul konusunda görüşmesi.
28 Kasım 1922 “Sened-i Hakanilerin Balasına Mevzu Tuğra Yerine “Türkiye Büyük Millet Meclisi” Nam-ı Alisinin İkamesi ve Sened-i Mezkure İzafe olunan “Hakani” Kaydının Ref’i ile “Milli” Sıfat-ı Mübeccelinin Vaz’ı Hakkında Kararname” yayınlandı.
28 Kasım 1922 – Büyük Zafer’in ardından Yunanistan’da darbe oldu. Yunanistan’da “Küçük Asya Felaketi”nden sorumlu asker, sivil yöneticiler yargılanıp 28 Kasım 1922’de ağır cezalara çarptırıldı. Başbakan Gunaris, Başkomutan Hacıanesti ile Teodakis, Baltacis, Stratos ve Protopapadakis adlı bakanlar idama; Stratigos ve Goudas müebbet hapse çarptırıldı. Hacıanesti, Stratigos ve Goudas’ın rütbeleri de indirildi. Kral Konstantin ise tahtını kaybetti. (Michael Llewellyn Smith, Yunanistan’ın Anadolu Hayali, s. 370). General Papulas canını kurtardı, ancak daha sonra bir darbeye karıştığı gerekçesiyle 1935’te kurşuna dizilecekti.
30 Kasım 1922 – Mudanya Ateşkes Antlaşması uyarınca, Doğu Trakya’nın teslim işlemleri tamamlandı. Doğu Trakya’nın Yunanlılarca boşaltılması tamamlandı.
30 Kasım 1922 – Doğu Trakya’nın tamamının teslimi işleminin bitirilmesi. Mudanya Ateşkes Antlaşması uyarınca, Doğu Trakya’nın teslim işlemleri tamamlandı.
2 Aralık 1922 – İsmet Paşa’nın Lozan’da kapitülasyonlarla ilgili söylevi.
2 Aralık 1922 – Gazi Mustafa Kemal TBMM’nde, üç milletvekilinin, seçim kanununun değiştirilmesi yolunda verdikleri önerge üzerinde konuştu.
2 Aralık 1922 – Mustafa Kemal’in meclisteki muhalifleri “Milletvekili olma şartlarını değiştiren” bir yasa teklifi sundular. Buna göre Mustafa Kemal vekil olamazdı. Çünkü tasarı vekillerin bir yerde en az beş yıl ikamet etmesini öngörüyordu ve Mustafa kemal hiçbir yerde bu kadar uzun kalmamıştı. (Öneri reddedildi.)
2 Aralık 1922 – Atatürk’ün, üç milletvekilinin teklif ettiği Seçim Kanunu’nun değiştirilmesi hakkında kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi esnasında konuşması: “Bu kanun teklifi, doğrudan doğruya benim şahsımı vatandaşlık hukukundan düşürme amacına yöneliktir. Bu maddenin istediği şarta sahip bulunmuyorsam, yani, beş sene sürekli olarak bir seçim bölgesinde oturamamış isem, o da bu vatana yaptığım hizmetler yüzündendir. …Beni vatandaşlıktan düşürme yetkisi bu efendilere nereden verilmiştir? Bu kürsüden resmen yüksek heyetinize ve bu efendilerin seçim çevreleri halkına ve bütün millete soruyorum ve cevap istiyorum!” [Kocatürk]
2 Aralık 1922 – Petit Parisien muhabirine verdiği demeçten: “Biz ne Bolşevik, ne komünist, ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.”
6 Aralık 1922 – Dr. Adnan Bey, T.B.M.M. ikinci başkanlığından istifa etti.
6 Aralık 1922 – Halk Fırkası’nın kurulacağının ilanı. Mustafa Kemal Paşa, 6 Aralık 1922 tarihinde Halk Fırkası adı altında yeni bir siyasi parti kuracağını açıkladı.
6 Aralık 1922 – Mustafa Kemal Atatürk, CHP’nin kurulmasına ilişkin ilk açıklamasını 6 Aralık 1922 tarihinde yaptı ve “halk fırkası” adını kullandı. Mustafa Kemal bu görüşme ile çağdaşlaşma yolunda milletin yardımını ve aydınların saflarına katılmasını istedi.
6 Aralık 1922 – Atatürk’ün, Ankara’da, Hâkimiyet-i Milliye, Yenigün ve Öğüt gazeteleri muhabirlerine “Halk Partisi” adıyla siyasî bir parti kurma görüşünde olduğunu bildiren demeci “…Gördüğüm teveccüh ve itimada lâyık olabilmek için en mütevazı bir millet ferdi sıfatıyla hayatımı sonuna kadar vatanın hayrına adamak ermeliyle, barışın yerleşmesini takiben halkçılık esası üzerine dayalı ve “Halk Partisi” adıyla siyasî bir parti kurmak niyetindeyim.” [Kocatürk]
9 Aralık 1922 – Avusturya’dan Leopoldine König adlı müzik öğretmeninin, Atatürk’e, yazdığı marşı sunan mektubu: “Türk zaferi, güçlü elinizle yaratılan bu şanlı kurtuluş, adaleti seven herkesi içten sevinçlere kavuşturmuştur. Bendeniz de yüksek yönetiminiz altında Türk milletinin kazandığı bu şanlı zafer hakkındaki sevinç ve duygularımı, bestelediğim marşı Ekselanslarına sunmakla belirtmek istiyorum.”
11 Aralık 1922 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e, Konferansla ileri sürülen tekliflere karşı, görüş isteyen telgrafı.
12 Aralık 1922 – Atatürk’ün, Vakit gazetesi muhabirine demeci: “…Türkiye Devleti’nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti’nin temel niteliğini anlayabilmek için, Anayasa’sını dikkatle okumak lâzımdır.”
12 Aralık 1922 – Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın 11.12.1922 tarihli telgrafına cevabı: “Nerede durmak lâzım geleceğini parlak zekânız ve kuvvetli muhakemeniz kestirebilir!”
13 Aralık 1922 Ali Fuat Paşa, T.B.M.M.nin İkinci başkanı seçildi.
13 Aralık 1922 – Zübeyde hanımın Salih Bozok ve eşi refakatinde hazırlanan özel trenle Ankara’dan İzmir’e hareketi. (Bu Zübeyde Hanımın Ankara’yı son görüşüdür.) (18 Aralık 1923’de İzmir’e varması)
15 Aralık 1922 – Başyaver Salih (Bozok) Bey’in, Lâtife Hanım’a mektubu: “Salı günü öğle üzeri Ankara’ya geldim. Büyük Hanımefendi’yi fazlaca rahatsız, kızlarını da eşiyle beraber İstanbul’a gitmiş buldum. Seyahat yeteneğini kazanır kazanmaz Büyük Hanımefendi’nin benimle beraber seyahati tasarlanmıştır. …Paşa ile valideleri, gözlerinizden öperler. Kendilerine verdiğim malûmat ve izahattan çok memnun oldular. …İçeriğinden çok memnun olacağınızı tahmin ettiğim mektupla Paşa Hazretlerinin atı, bugün özel adamımızla yola çıkarılmıştır.” [Kocatürk]
16 Aralık 1922 Dr. Adnan Bey, Hükümetin İstanbul temsilcisi oldu.
17 Aralık 1922 – Zübeyde Hanım’ın, Başyaver Salih (Bozok) Bey’in refakatinde, sabah trenle Ankara’dan İzmir’e hareketi.
17 Aralık 1922 – Zübeyde Hanım’ı Ankara’dan İzmir’e götürmekte olan Başyaver Salih (Bozok) Bey’in, Afyon’dan Atatürk’e telgrafı: “Öğleden sonra saat üçte salimen Afyon’a geldiğimizde trenin fazla sarsıntısına rağmen hastamızda fenalık yoktur. …Yarın akşam inşallah İzmir’de olacağımızı arz ederim”
18 Aralık 1922 – Zübeyde Hanım’ın, Ankara’dan İzmir’e gelişi ve Karşıyaka istasyonunda Lâtife Hanım tarafından karşılanışı. (Zübeyde Hanım, İzmir’e gelişini takiben Karşıyaka istasyonu yakınında -kendisi için hazırlanmış- Lâtife Hanım’ın ailesine ait bir köşke nakledilmiş ve ölüm tarihi olan 14 Ocak 1923 gününe kadar burada tedavi edilmiştir). [Kocatürk]
19 Aralık 1922 – İsmet Paşa’nın, Lozan’dan Atatürk’e mektubu: “…Özlemimin derecesini ifade edemem. Anadolu’da aylarca görüşemediğimiz zamanlar olmuştu. Ama kendimi bu kadar uzak ve istediğim zaman hemen sizi bulamaz, görememiştim, istediği zaman sizinle konuşmak ve buluşmak ihtimali bile, biz insanların en büyük kuvveti olduğunu bir daha tecrübe ediyorum.” [Kocatürk]
22 Aralık 1922 Lozan Konferansı’nın kesilmesi ihtimaline karşı, Başkomutan orduya hazırlık emri verdi.
22 Aralık 1922 – Atatürk’ün, İngiliz kadın gazeteci Grace Ellison’la yaptığı görüşmenin “Morning Post” gazetesinde yayımlanması: “…Bizim, elde etmeye kararlı olduğumuz tam bağımsızlık idealimize meydan okuyacak kimse varsa, o kimse, bu ülkümüzden ilham almış bütün Türkleri ortadan kaldırmak imkânlarını arayıp bulmalıdır. Eminim böyle bir ortadan kaldırmaya, uygar dünya izin vermeyecektir. Aksine, dünya uygarlığı Türkiyemizin de gelecekte bir yeri olduğunu çok geçmeden öğrenecektir. Türkiye, uygarlığı kösteklemek değil, geliştirecektir. Bu yönden uygar ülkeler, onun bağımsızlığını desteklemelidir.” (Bu görüşme, Lozan Konferansı’nın toplanmasını izleyen günlerde -1923 Kasım sonu- Ankara’da yapılmıştır). [Kocatürk]
22 Aralık 1922 – İsmet Paşa, Lozan’daki direnişi sırasında adeta yaşlanmıştı. 22 Aralık 1922’de Atatürk’e gönderdiği telgrafta şöyle diyordu: “Görüştüğümüz zaman saçlarımı bembeyaz, yaşımı on yaş daha ileri bulacaksın.”
25 Aralık 1922 – Celal Nuri Bey (İleri) tarafından Kurtuluş Savaşımızın ilk tarihçesi yazıldı, İleri gazetesinde yayınlandı.
25 Aralık 1922 – Atatürk’ün, “Le Journal” muhabiri Paul Erio’ya Çankaya’da demeci: “…Türkler, kapitülâsyonların devamının kendilerini pek az bir vakitte ölüme sevk edeceğini pek iyi anlamışlardır. Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadeleye karar vermiştir!” (Bu demeç, gazetenin 1.1.1923 tarihli sayısında yayımlanmıştır). [Kocatürk]
25 Aralık 1922 – Mustafa Kemal, Le Journal muhabiri Paul Herriot’a patrikhaneyle ilgili olarak söyledikleri; “Bir fesat ve ihanet ocağı olan, ülkede ayrılık ve uyuşmazlık tohumları saçan, Hristiyan hemşerilerimizin huzur ve refah içinde uğursuzluk ve felaket simgesi olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımızda barındıramayız.”
25 Aralık 1922 – TBMM’nin gizli oturumunda Başbakan H. Rauf Orbay’ın Lozan Konferansı hakkındaki açıklamaları ve görüşmeleri yapıldı.
25 Aralık 1922 – Atatürk; “Kapitülasyonların Türk milleti için ne derece iğrenç bir şey olduğunu size anlatamam. Bunları başka biçim ve adlar altında gizleyerek bize kabul ettirmeyi başaracaklarını düşünenler ve hayal edenler, bu konuda pek çok aldanıyorlar. Zira Türkler kapitülasyonların devamının, kendilerini pek az bir zamanda ölüme sürükleyeceğini anlamışlardır. Türkiye esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadeleye ve savaşmaya azmetmiştir.” (1923, Sinan Meydan, 3. Baskı., s.309)
26 Aralık 1922 – Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın 19.12.1922 tarihli mektubuna cevabı: “…Aynı özlem derecesiyle seni ne kadar göreceğim geldiğini bilmem tahmin edebilir misin? Parlak bir başarı sonucuyla şerefli dönüşünüzü düşünerek avunmaktayım. Orada kazandığın saygın yeri ve cihana gösterdiğin kudret, zekâ ve liyakati mutlu bir şekilde seyrediyorum.” [Kocatürk]
26 Aralık 1922 – Bihar’daki Gaya’da toplanan Hindistan kongresi, Atatürk’ü başarılarından dolayı kutlayıp, İngiliz hükümetinden Türkiye’nin bağımsızlığını ve özgürlüğünü tanımasını istedi. (Sinan Meydan, 1923, 3. Baskı, s.49.)
26 Aralık 1922 – 26 Aralık 1922 tarihli bir belgede “Düşmandan kurtarılan yörelerdeki cami, hayrat ve vakıflarda meydana gelen zararın tespiti için kurulan komisyonun hazırladığı raporun ilgililere sunulduğu” belirtiliyor. (BCA, S.606, D.13712, F. 30.10, Y. 140.4.12.)
29 Aralık 1922 – Atatürk’ün, yazdığı marşı kendisine gönderen Leopoldine König adlı Viyanalı müzik öğretmeninin 9 Aralık 1922 tarihli mektubuna cevabı: “Hassas ve ince bir ruhun ifadesi olan mektubunuzu ve milletimizin kazandığı zaferi şakıyan marşınızı aldım. Çok teşekkür ederim. Adalet, geç olsa bile, mutlaka bir gün belirecektir. Bu, Allanın değişmez bir kanunudur.” [Kocatürk]
1922 – Türkiye güreş federasyonu “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” bünyesinde kuruldu. federasyon 1923 yılında FILA’ya üye oldu.
1922 Temmuz – Muhammed İkbal Gazi Mustafa Kemal Atatürk için “Mustafa Kemal Paşaya Sesleniş” adlı şiirini yazdı. (Bir ömrün öteki hikayesi, Sinan meydan)
Bu memleket tarihte Türk’tü, şimdi de Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. (1923, Adana) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Not: Lütfen varsa hata ve noksanları yorum yaparak bildiriniz.
Sayfayı yazdırın