Bu yazı Hepimiz Mustafa Kemal’leriz şiiri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>HEPİMİZ MUSTAFA KEMAL’LERİZ
Bizler Asyanın bozkırlarında yeşerdik çınarlar gibi
Siper edip tenlerimizi sert rüzgarlara
Dağları, tepeleri ova edip kendimize,
Ormanları, vadileri yurt ettik kendimize.
Bizler, doğunun hakimi, bilginin kaynağı olduk
Oradan yayıldık dünyaya, oradan esti mertlik rüzgarları
Oradan taşıdık insanca yaşamayı
Oradan getirdik fazileti, erdemi.
Bizler, Anadolu’yu yurt ettik kendimize,
Kadınlarımızla, çocuklarımızla, dişimiz tırnağımızla,
Sabanımız, silahımız, otağımızla
Bu ana vatanı, vatan ettik kendimize.
Bizler, yeşerttik Anadolu’yu, çoşturduk nehirleri
Ekininden, suyundan, otlağından nimetlendik
Vatan ettik, yurt ettik Anadolu’yu
Terk etmemeye yeminler ettik.
Bizler cihan imparatorlukları kurduk Anadolu’dan ötelere
Uzak diyarlara uzandı gücümüz, merhamet ve yiğitliğimiz
Dost ettik düşmanları, yerle bir ettik karşı koyanları
Osmanlıyı örnek ettik cihana
Bizler, Avrupa’yı Avrupa, İslam’ı İslam ettik yeniden
İlmi, bilimi taşıdık uzaklara, ahlakla tanıştırdık ulusları
Erdem neymiş, delikanlı kimmiş bizden öğrendi tüm dünya
İslam neymiş, iman neymiş bizler öğrettik.
Bizler, yaşlanan Osmanlı’yla geriledik sonraları
Sınırlarımız küçücük, umutlarımız küçücük kaldı
Düşman oldu dün dost bildiklerimiz
Sırtımızdan vurdu yıllarca esirgediklerimiz.
Bizler, savaşamadık onlarcasıyla, mertsizliklerine dayanamadık
Terk edip bilimleri, tüketip servetleri
Gereksiz kılıp akılla üretilenleri
Geri düştük dünyadan, eskidik ve yıprandık.
Bizler, çullanan çakallar ordusuyla baş edemedik önceleri
Sığındık Çanakkale’ye, İstanbul’a çaresizce
Biri çıkıp “Gidin burdan” diyemedi düşmanlara
Bekledik biri çıksın da… desin diye.
Bizler, Çanakkale, Silistre destanlarını yaratırken
Hainlikler yarattı Avrupa, Amerika, sıkıştık köşelere
Dostumuz, yarenimiz olmadan yaşadık yaklaşık bir asır müddetince
Ne bir dost bulduk yanımızda, ne bir derman yaramıza.
Bizler, yabancı askerlerle ezilen İstanbul sokaklarında gördük vahşeti,
İzmir sokaklarında tanıdık hain kalleşlikleri
Genç hamilelerin karnındaki süngülerde tanıdık mezalimi
Bizler yok olmanın eşiğine geldik ana yurdumuzda.
Padişah sarıldı düşmanlara merhametler dileyerek
Hükümet düşmanları konuk etti en mahrem konaklarda
Düşman çiğnedi mukaddes Türk yurdunu o pis postallarıyla
Biri çıksın, biri dur desin istedik aylarca, yıllarca.
Bizler, Karanlık bulutlarla boğuştuk uzun zamanlar
Soğuk günlerde ateşsiz, sıcaklarda serinsiz yaşadık
Umutsuz, merhametsiz, hayalsiz yaşlandık aylar boyu
Zaman dursun, çile bitsin, göz yaşları dinsin istedik
Bizler, kahrolduk her geçen gün artan zalimliklerle
Hapsedilen masumlar, vatansever aydınlar, öldürülen cesur yüreklerle
Yitirilen gençlikler, ekmeksiz sofralarla
Kahrolduk, telef olduk, teslim olmaya yüz tuttuk.
Bizler, kararmış ufuklara dost olduk akşamları,
Doğmadı güneş, yağmadı yağmur, parlamadı sabahlar elem kalkmadıkça
Ölmenin eşiğine, yok olmanın eşiğine
İnsanlıktan çıkıp esir olmanın eşiğine geldik.
Bizler, kenetlenemedik, el ele verip dikilemedik, diklendirmediler
Bizler, çare bulamadık hastalığımıza, haksızlığa,
Kimseler uzatmadı dost ellerini,
Eller sadece bizi parçalamaya uzandı.
Bizler, bir sabah güneşin sıyrılmasını gördük bulutların ardından
Taptaze bir umut gibi parladı yürekler
Bandırma vapuruyla Anadolu’ya taşındı yarının umutları
Bandırma yolcuları Türk’ün tek çaresi oldu
Bizler, Çanakkale’den sonra orada tanıdık Mustafa Kemal’i
Asker, kahraman, cesur yürek vatanperveri
Onunla taşıdık umutları yarına
Onunla bir kez daha denedik hayata doğmayı
Bizler, geldikleri gibi giderler diyen bu adama inandık
Siper ettik gönlümüzü ona gelen saldırılara
Silah olduk, destek olduk O’nun çağrılarına
İnandık, tek yürek olduk, birleştik onun yolunda.
Bizler Samsun’a çıktık, Sivas’a, Erzurum’a uzandık Mustafa Kemal’le
Her gün daha fazla inanıp, her gün daha fazla umutlar besledik yarınlara
Her gün daha fazla hazırlanıp karar kıldık savaşmaya
O’nun emirleriyle hazırladık orduyu, birleştirdik yürekelri
Bizler, Mustafa Kemal’in ordusu, neferi, sırdaşı, omuzdaşı olduk
Çorabımızdan, azığımızdan, paramızdan ettik orduyu
Yemekten, içmekten yüceydi vatanın selameti
Aylarca, yıllarca azizi bildik vatanı candan da canandan da.
Bizler, Anadolu bozkırlarında büyüdükçe korkmadan
Korktu yedi cihan, korktu saray padişahları
Korktu Türk’ü tanıyan ve bilenler
Korktu bu ejderi uyandırmanın ne demek olduğunu bilenler.
Bizler, tamim olduk, genelge olduk, meclis olduk
Cumhuriyet olduk hep birlikte
23 Nisanlar, 29 Ekimler yaşadık bir inanç yumağıyla
Tek gayemiz kaldı erecek, onu da sona sakladık
Bizler, hazırdık artık savaşa, beklenmedik anda, beklenmeyen yerden
Düşmanın en ihtimal vermediği kimselerle saldırdık var gücümüzle
Toplar kan kustu mermi yerine, süngüler duman etti ortalığı
Allah, Allah nidaları ile saldıran Mehmetçik bir destan daha oldu tarihe
Bizler, Sakarya’dan, Dumlupınardan, Afyon’dan kaçan
Arkasına bakmadan kaçan düşmanın üzerine sürdük
Çorapsız ayaklar, nalsız atlarla yürüdük Ankara’dan İzmir tepelerine
Durmadık döktük düşmanı Kordon’da denizin ta dibine.
Bizler, şanlı Türk Bayrağının dalgalandığını gördük Hükümet konağında
Yıkılan İzmir sokaklarında, dumanı tüten kalleş ateşlerle kavrulan İzmir’imizde
Düşmanın denize kendisini nasıl attığını gördük
Nasıl bir tekinin kalmadığını dakikalar sonra, kaçtığını
Bizler, Mustafa kemal’le bir olup Aydın’a, Manisa’ya yürüdük
Temizleyip Anadolu’yu, yönelince İstanbul’a dolandı düşmanların ayakları
Titredi yürekleri, tetiğe basamadı elleri, teslim olup, barış yapıp
Terk ettiler güzel yurdu, Türk’ün asil yurdunu.
Bizler, Durmak yok dediğini duyduk Mustafa Kemal’in
Vatanın son karış toprağı temizlenene,
Son hain kovulana, son çirkin temizlenene kadar
Durmak yok dedi, savaşa devam!
Bizler, anlaşmalar yaptık yedi düvel ile,
Özgürlüğümüzü, yaşam hakkımız, devleti yeniden tesis ettik
Bileklerimizin, yüreklerimizin gücüyle
Parasız, silahsız orduyla medeni (!) ecnebileri dize getirdik.
Bizler, bitti sanırken, bitmedi dedi Mustafa kemal
Daha yeni başladık, şimdi sıra asıl savaşta
Cehalete, nankörlüğe, tembelliğe savaşmakta sıra
Okumak, çalışmak, diriltmek zamanı anayurdu bir kez daha.
Bizler, ellerin, kalplerin nasıl kardeş olduğunu gördük on yıllar boyunca
İnkilaplar, fabrikalar, demir yolları yükseldi dört bir yandan
Tütmeye baladı fabrika bacaları, canlandı ekonomi
Parasız Türk, fakir Anadolu örnek oldu cihana.
Bizler, mucizeler yarattık on yıl bile geçmeden
Aydınımız, çalışanımız, paramız arttı, umudumuz arttı yarına
Daha on yıl olmadan yeşerdi Anadolu, şenlendi çiftçi kardeşler
Huzur ve refah egemen oldu topluma
Bizler, Mustafa Kemal’in sanatına, askerliğine,
devlet adamlığına hayran olduk
Müteşekkir olduk cesaret ve feragatine
Bizler O’nu çok sevdik, Ata gördük, Baştürk kabul ettik.
Bizler, O’nunla yürüdük Cumhuriyet yollarında elele,
Bizler O’nunla gerdik göğsümüzü düşmanlara karşı gururla
Bizler O’nunla yeniden hür, yeniden insan, yeniden Türk olduk
Bizler, O’nunla bir daha yenilmemeye yemin ettik.
Bizler, O’nu anlamaya, O’nun yolundan yürümeye,
O’nun gibi hür, cesur, kahraman olamaya yemin ettik
O’nun gibi hayata bakabilmeyi, görünmeyenleri görmeyi
Zorluklardan yılmamayı, teslim olmamayı O’ndan öğrendik.
Bizler, O’nu bir on Kasım sabahı kaybettik daha yapılacaklar bitmeden
Kara bulutlar, sert rüzgarlar esti gönüllerimizde,
Burkuldu kalpler, sulandı göz pınarları
İnanamadık.
Bizler on Kasım’da canımızı, rehberimizi, Kahramanımızı yitirdik
Bizler bizleri derin çukurlardan kurtaran Komutanımızı yitirdik
Bizler, On Kasım’da Ata’mızı, Atatürk’ümüzü yitirdik
Bizler on Kasım ‘da öksüz kaldık
Bizler, sildik göz yaşlarımızı, topladık kendimizi, tekrar sarıldık hayata
Daha hızlı, daha sert, daha istekli diklendik zorluklara
Daha yorulmadan çalışmaya gayret ettik O’nun hedeflerinde
Bizler, O’nun yokluğunu aratmamaya yemin ettik.
Bizler, yetmiş yedi yıldan beri görmedik O’nu çıplak gözlerimizle,
Çekemedik içimize o has kokusunu çiçeklerden güzel
Öpemedik ellerini doyasıya
Yetmiş yedi yıldan beri öksüz, yetim, gurbet kaldık
Bizler, yenilmedik hayata, ihanet etmedik gayretine
teslim olmadık cahillğe, düşmana, hainliğe
Korkmadık, yılmadık en azılı düşmanlardan
O’nun eserine leke, gayesine gölge düşürmedik
Bizler, O’nun yolunda yürümeye, O’nu aratmamaya yemin ettik
Bizler, O’nun eserine sahip çıkmaya, Cumhuriyeti yaşatmaya yemin ettik
Bizler, Türk’e düşman her kim varsa kafasını ezmeye yemin ettik
Bizler İslam’a da, Türklüğe de uzanan elleri kırmaya yemin ettik
Bizler, O’nun evlatları, geleceği, umuduyuz
Vatan, bayrak, millet uğrunda hiç kimseden korkmayız
Yolumuz Allah yolu, yolumuz Atatürk yolu
Bu uğurda harcanan canlara hiç hayıflanmayız
Bizler, inancız, güveniz, teselliyiz yarınlara,
Bizler, Türküz, İslam’ız ezmeye kalkanlara
Bizler mustafa Kemalleriz yedi cihan dünyaya
Bizler Mustafa Kemaliz, her birimiz ATATÜRK’ÜZ!!!
Hepimiz Mustafa Kemal’leriz!
Admin (i.b.) (okulsiirleri.com)
Bu yazı Hepimiz Mustafa Kemal’leriz şiiri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı İÇİMDEKİ ATATÜRK, Osman Nuri Gül ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>İÇİMDEKİ ATATÜRK
Ben bir mavi severim
Ne göktedir
Ne gölde
Herkesin gizli sandığı
Ufkun da ötesini gören
Bir çift gözdedir mavim
Bir Atatürk saklarım
Na şuramda
Ne senin bildiğindir
Ne tarihin yazdığı
Yurdumu aydınlatan
Herkesin güneş sandığı
Ben bir Atatürk çizerim
Na şuraya
Ne senin okuduğundur
Ne alfabenin sesi
Herkesin Türkiye dediği
Cumhuriyet ülkesi.
Bir Atatürk var
Na şurada
Yürür önüm sıra
Koşar yetişemem
Sever sarılamam
İzi karanlıkta görünür
Yolundan ayrılamam
Ben bir Atatürk derim
Na şurada
Dağ taş tekrar eder
Arşa yükselir sesi
Başka önder aramam
Bize yeter gölgesi.
9 Kasım 2017
Osman Nuri GÜL
Bu yazı İÇİMDEKİ ATATÜRK, Osman Nuri Gül ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı 10 Kasım şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>
ATATÜRK ŞİİRİBayrak yarıya çekilmiş, Sürü yas tutmuş ovada, Irmaklar yaslı çağlamış, Mehmet Necati ÖNGAY Atatürk Yaşıyor BabaOn kasımda üzgündü “Üzülme,” dedim ona Diyor ki öğretmenimiz: İngilterenin Ana Kraliçesi Atatürk’ünküne bakalım bir de Fevzi Günenç Atatürk’e AğıtEdirne’den Ardahan’a kadar Kopdağı’nda akar bir çeşme var Samsun’un evleri denize bakar İstanbul’da bir yâr sevdim Savaştepe köprüsünden geçen trenler Güneyde mis kokulu bir ağaç Bu toprak bizim yurdumuzdur Cahit Kulebi GİDİYORGidiyor, rastgelemez bir daha tarih eşine Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla Gidiyor, izleri üstün birikmiş yaşlar Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi Yine bir devr açacakmış gibi en başta O var Siliyor ruhunun ulviliği fani etini Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça Orhan Seyfi Orhon Atam Ankara sırtlarında yatarYıl otuzsekiz on kasım perşembe Gerçek olamaz olsa olsa bir düş Bu memlekete en çok hizmet eden Cahit SITKI TARANCI O’nsuzGitti Ata’m ebediyete bir kasım sabahı Gitti Ata’m hüzünlü bir İstanbul sabahı Gitti Ata’m yetim bırakıp mahzun halkı Admin |
ATATÜRK GÜLÜMSEDİAtatürk gülümsedi öğretmenim Baktı ki okul yenidir Baktı ki gençsiniz bilgili Baktı ki karışmış aramıza Ama baktı ki gün doğmuş Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz Baktı ki Türkiye’si Türkiye’miz Talât TEKİN Öteki YarısıMustafa Kemal Düşmüşüz karanlığa senden önceki günlerin Öteki yarısını özler Anıtkabri’nde Hayır, bir eyleme girdi girecek biliyoruz, Mustafa Kemal, işte, Fazı Hüsnü DAĞLARCA ATATÜRKBir gün sordum babama, Onu biz değil yalnız, Çok kötü bir zamandı, Kalbimiz sevgi dolu, Şair:İSMAİL HAKKI TALAS BENİ SEVMEK DEMEKYaşatıyor musun devrimlerimi, Halim YAĞCIOĞLU 10 KASIM TÜRKÜSÜAtatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler Yolunda yürüyeceğim Atatürk; Atatürk! Taşıyacağım Fazıl Hüsnü DAĞLARCA MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZTükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir Ben de etten kemiktendim elbet Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda Başın mı dertte beni hatırla Halim YAGCIOGLU |
Bu yazı 10 Kasım şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Atatürk sesli şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM, ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
ATATÜRK İÇİMİZDE, ADNAN ARDAĞI
SENDENDİR ATATÜRK, SUAT TAŞER
ATATÜRK’Ü DUYMAK, BEHÇET NECATİGİL
BEN SENİ HİÇ GÖRMEDEN SEVDİM, BURCU GÜVEN
TÜRK KADINI OLMAK, MEDİHA ŞEN SANCAKOĞLU
ATATÜRK OLMAK, TARIK ORHAN
ATATÜRK, NAHİT ULVİ AKGÜN
ATATÜRK’Ü GÖRDÜM DÜŞÜMDE, RIZA ERGÜVEN
HAVZA YOLLARINDA, CEYHUN ATUF KANSU
MUSTAFA KEMAL SESLENSE, BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR
BENİ SEVMEK DEMEK, HALİM YAĞCIOĞLU
ATATÜRK’TEN SON MEKTUP, HALİM YAĞCIOĞLU
ATATÜRK’Ü ANIŞ, MEHMET NECATİ ÖNGAY
MUSTAFA KEMAL, FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
MUSTAFA KEMAL, ATTİLA İLHAN
AĞLAYALIM ATATÜRK’E, AŞIK VEYSEL
MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI, FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
ATATÜRK NEREDE, FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
SEN MUSTAFA KEMAL’SİN, GÜNER DEMİRAY
İSTİKLAL MARŞIMIZ
EY MİLLETİM BEN MUSTAFA KEMAL’İM (YIKIN HEYKELLERİMİ) SÜLEYMAN APAYDIN
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİ, BEDİRHAN GÖKÇE (MEHMET AKİF ERSOY ŞİİRİ)
BAYRAK ŞİİRİ, ARİF NİHAT ASYA
KIZ ÇOCUĞU, YILDIZ KENTER (NAZIM HİKMET ŞİİRİ)
UYAN, MEHMET AKİF ERSOY
SAKARYA TÜRKÜSÜ, NECİP FAZIL KISAKÜREK (KENDİ SESİNDEN)
BİR GECE, İBRAHİM SADRİ (MEHMET AKİF ERSOY ŞİİRİ)
Bu yazı Atatürk sesli şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Atatürk’ün yazdığı şiirler ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bir Askerin Mezarına
Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken…
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor…
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.
Kadınlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.
Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin
Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir. Ne mutlu ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!…
Mustafa Kemal
Harbiye Talebesi İken Yazmıştır.
***
Hakikat Nerede?
Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal
***
Beşike Hâdisesi İçin
Çıkıyor gönüllere istimdadı
Sâmiamda vatanın feryâdı
Çıkıyor gönüllere istimdadı
Yaralı bir ananın evlâdı
Etmesin mi anaya imdadı?
Rumeli can veriyor yok mu ilaç.
Edelim sıhhatini istimzaç;
Etmeyelim kimseyi izaç?
Zırhlılar her yeri tehdit ediyor,
Makedonya bunu tes’it ediyor.
İnkırazı bize teyit ediyor.
Yemenin purişi malumu cihan
Ne için eyledi millet isyân?
Zulme ister mi bu yoldan burhan
Turuşkalar bile aldı meydan
Hani kânun-u adaâlet nerede?
Mülk-ü millette himâye saadet nerede?
Haricen mülk-ü himaye nerede?
Bizde evvelki şecaat nerede?
Gelse Ertuğrul şöhret-i pervas
Eder elbette tahayyür ibraz
Vatanın feyzine kâdir olamaz
Yeniden fethine verseydi cevâz…
Yıldırım görse şu ahvâlimizi
Ateş kahrı yakar hâlimizi,
Af eder mi bizim efâlimizi,
Mahveder cumle-i emsâlimizi,
Ey büyük Fâtih’i İstanbul’un…
Bu revş olmadı mı makbulün
Sây ile toplanılan mahsulün
Berhava oldu fakat meçhulün…
Yazık oldu Vatana âh yazık…
Her ağızdan çıkıyor: Eyvâh yazık!..
Acısın bizlere, âh yazık!
Mustafa Kemal
Sinop 25 Kânunu Evvel 321 (1905)
***
Hayat Serenadı
Atatürk’ün Salih Bozok’a yazdığı mektuptan :
“Bir Fransız şairi hayatı şöyle tarif ediyor :
Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık.
Diğeri de :
Hayat boştur.
Biraz kin.
***
Kaside-i İstibdat Yahut Kırmızı İzler
Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus,
Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi,
Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus
Efkârı sakimane ile âleme karşı
Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit,
Âmali harisanesini eyledi tezyit…
Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur,
Tırnaklarını aileler kalbine saplar;
Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar,
Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur…
Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük.
Ey gazii mecruhu vega dideye döndük.
Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail,
Ey enmilei sürbu cinayata delâil
Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr,
Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar,
Ey varlığı bir millet için bâdii zillet.
Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet,
Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur,
Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur.
Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler..
Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler…
Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken
Âtimizi dendanı harisin kemirirken
Bir gün Rumeli dağları envara boyandı;
Hürriyetin enfası ile herkes uyandı.
Mustafa Kemal
Şanlı Ordu Gazetesi : 24 Kasım 1908
***
Tuna
Gafil hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu,
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak
Dinleyin sesini doğan tarihin
Aydınlıkta karaltılı şafak
Yalan tarihi gömüp doğru tarihe gidin!
Nehirlerdir Türkün şaşmaz yol mühendisleri
Her nehir Türk’ü bilir her nehri
Tuna’nın da kıyısından gitti eski türk
Geçti eski Türk Tunayı da yararak
Kaç defa, hangi defa? Sormayınız nafile.
Bilmez tarih bile.
Tarih çocuk güdük tarih güdük
Sökün büyük, pek büyük.
Sayılmaz, sayılmaz bu sökün
O kadar çok Tunadan geçtiği günler Türkün.
Tunanın yalnız üst ve alt illeri değil,
Tunanın üstü de altı da yer.
Dipdiri ve ölmez bir Türk vatanıdır.
Tunanın üstünü yaptı vatan Türk
Bakarak, akarak, yararak geçti
Tunanın altını kabristan yaptı.
Tunayla ruh oldu dipte yatan Türk.
Tunanın sisden ve güneşten yorganı.
Topraktan ve çakıldan yatağı ile
Akıyor “Türk’e vatanım” diye.
Derindir görünmez Tunanın dibi
Türk coşkun Tuna gibi, Tuna coşkun Türk gibi.
Tuna yalnız vatan değil, yeni ufuklara
Türk’ü götüren eski bir Tuna
Adam da ilk adamdır.
Adam ile yaratıcı
“Yaradan” dediğimiz yaratan adamdı.
İnsanlar tazelenir, mekanlar ihtiyarlar.
Nesiller kaynaşıyor, coğrafya küçülüyor
Bırakılan yer göçtü.
Bırakana göç düştü.
Adamlar: “Haydin” dedi.
Alpler “Hoş geldin” dedi.
***
İnsan
Gelenler adamdı, buldukları insandı
İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk
İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı.
Tanrının insanı yer ve içer.
İnsanın adamı düşünür ve yaratır.
***
Oğuz Oğulları
Asyanın ortasında Oğuz oğulları
Avrupanın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz
Nerede olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendilerini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biziz.
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri
Yırtılmış gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o zaman görecek hakikat nerede?
Hakikat nerede?
Bu yazı Atatürk’ün yazdığı şiirler ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı ATATÜRK İLKELERİNE ŞİİRLER ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>LAİKLİK İLKESİ ŞİİRİ
İbadet kuralları
Allah’la kul arası
Aradakilere ne?
Kime ne düştü tası
Devlet yönetimleri
Demokrasi işlevi
Dinin ilgisi olmaz
Bıraksın siyaseti
İradeler özgürdür
Din bir vicdan işidir
Devlet yönetiminde
Laiklik tek ilkedir
Aklı inkar etmekle
Dincilik oynamakla
Yakalanır mı zaman?
Mümkün mü boş kafayla?
İ.B.
***
İNKILAPÇILIK İLKESİ ŞİİRİ
Yenilik istemeyen
Durur kalır yerinde
İleri gitmeyenler
Geçilir tez vakitte
Yeni güzel ne varsa
Layıktır milletime
Uygulayın yurduma
Uygunsa kültürüme
Modern çağın peşinde
Koşturmalı milletçe
Bilim ışık tutmalı
Çağdaş yaşamda bize
Benliği kaybetmeden
Geçmişten ders alalım
Yeniyi reddetmeden
Yolumuza bakalım
İ.B.
***
HALKÇILIK İLKESİ ŞİİRİ
Zengin fakir demeden
Siyah beyaz demeden
Tüm insanlar kardeştir
Doğu batı demeden
Aslolan mesleklerdir
Tüm insanlar eşittir
Sınıf yok ayrılık yok
Ülke halkla bütündür
Toplumun tüm fertleri
Kalkınmalı bireyi
Halkçılık eşitliktir
Ayırmayın bizleri
Birlikten kuvvet doğar
Bölüneni kurt kapar
Milli birlik esastır
Halk kardeşlikle yaşar
Umutlar geleceğe
Yarınlar tüm gençlere
Sevinç keder beraber
Ulus olmak tek çare
İ.B.
***
MİLLİYETÇİLİK İLKESİ ŞİİRİ
Ne mutlu Türküm diye
Söylenmeli herkesçe
Özü Türk gönlü Türk’ün
Gözü yok başka yerde
Bu toprakta yaşayan
Vatana bağlı olan
Herkesi kabul eder
İsteyeni bu vatan
Millet, Ulus hep Türk’tür
Türkiye Türklerindir
Vatana düşman olan
Çeksin gitsin yeridir
Mertlik Türk’ün eseri
Aşırı gitmemeli
Çalış, güven her daim
Türklük övünç sebebi
İ.B.
***
DEVLETÇİLİK İLKESİ ŞİİRİ
Devlet ihtiyaçları
Her konudan acildir
Savaşlarda yoklukta
Devlet önce gelendir
Diğer işletmelere
Siviller el atmalı
Devlet teşvik etmeli
Her an denetlemeli
Çalışanların hakkı
Çok iyi korunmalı
Bu devlette yaşayan
O’na sahip çıkmalı
Savaşta zor anlarda
Herkes görev almalı
Bugün salça üreten
Yarın uçak yapmalı
Yabancı sermayeler
Uymalı bu kurala
Para yurtta kalmalı
Götürmek yok çuvalla
Yerli malı kullanır
Yurdunu en çok seven
Vergisini tez öder
Devletini gözeten
Devlet milletin sesi
Egemenlik mecliste
Halk milletin kendisi
Devlet millet elele
İ.B.
***
CUMHURİYETÇİLİK İLKESİ ŞİİRİ
Cumhuriyet sevdadır
Canların damarıdır
Al bayrağın altında
Yaşanan ferahlıktır
İradeler halkındır
Demokrasi şartıdır
Cumhuriyet herkese
Hür ve özgür yaşamdır
Cumhuriyet nefestir
Özgür insan demektir
Demokrasi oldukça
Bireyler hep emindir
Mihraklar güçlense de
Adetler değişse de
Cumhuriyet daimdir
Düzenler değişse de
Cumhuriyetimiz daha
Henüz …. Yaşında
Sonsuza dek olacak
Özgürlük ruhumuzda
Ata emanetidir
Milletin servetidir
Cumhuriyet ilkesi
İlelebet bakidir
İ.B.
Bu yazı ATATÜRK İLKELERİNE ŞİİRLER ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Toplu 9 Eylül şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>9 EYLÜL İZMİR’İN KURTULUŞU ŞİİRLERİ
9 EYLÜL, İZMİR’İN KURTULUŞU şiiri
İzmir Ege yarısı, meltem kokar, tuz kokar
İzmir insan yuvası, can kokar canan kokar
İzmir zafer yuvası, kan kokar tarih kokar
İzmir efeler yuvası, yürek kokar, şan kokar
İzmir efeler diyarı dedik ya işte aylardan mayıs, yıllardan 1919
Çıkmış kahpe düşman bilmem kaç gemiyle, dolu dolu askerler
Ellerinde süngüler, silahlar atmada masum halka, can pazarı meydanlar
İzmir ilk kurşun yeridir, Hasan’dır, Tahsin’dir…yıllardan 1919
Anadolu kavrulurken sıcaktan, İzmir yanmakta Rumun elinden
Barut, kan, duman karışmış meltemlere
Başlamış düşman sonunu düşünmeden katletmeye
İzmir yanıyor, yanıyor yürekler zalim elinden
Dur dedi efeler düşmana, siper etti göğsünü, yokken topu tüfeği
Yoken matarası su içmeye, çorabı yokken giymeye
Dur dedi zalime burası anadolu yok geçmek gitmek öyle
Geçti dağlardan öte, derelerden aşarak başlattı ile ateşi
Sardı yurdu ilk ateş, isyan oldu, haykırış oldu cihana
İzmir efsane oldu, yürek oldu Mustafa’ma
Bandırma’yla çıkan İzmir ruhuydu Samsaun’a
Anadolu ateşi sönmeyecek bir daha
Atamsın, canımsın, Mustafamsın, Helaldir sana canlar,
öl de ölelim, gel de gelelim dedi Anadolu korkmadan kurşunlardan
Samsun’dan başlayan sel, seller oldu yurduma, korkmadan tüm cihandan
Sel olup aktılar düşmana, yağmur olup yağdılar
İzmir göründü ufukta aylardan eylül, 9 olmak üzere
Kaçtığı yok düşmanın, kaçamamakta, teslim olamamakta korkudan
Ordum şahlanmış yürekler dolusu Mustafa gibi durmak nedir bilmeden
Kemalpaşa’dan, Belkahveden, Bornova’dan, İzmir gelmek üzere,
Konak meydanı burası, hükümet konağı şuracıkta
İzmir’e selam durun selam durun orduya,
İndirin o bayrakları, dikin şanlı sancağı, dalgalansın göklerde
Atamın huzurunda takın madalyaları İzmir’linin göğsüne
Admin (i.b.)
////////////
DOKUZ EYLÜLE ŞİİR
Yirmi altı ağustosta başladı şahlanışı
Türk’ün şaşmaz topları siperlerde patladı
Ordu Allah Allah diyerek hücumuna başladı
Düşman habersiz, korkak ne olduğuna şaştı
İleri dedi Atatürk, hedefimiz Akdeniz
Vatan mukaddes yuva, şehadet şerefiniz
Al bayrağın uğruna ölmektir yeminimiz
İzmir bizi bekliyor, namusumuz sözümüz
Kemalpaşa sırtları, belkahve yokuşları
Dili olsa konuşsa körfezin martıları
Mazlum halk, yanan evler, bitti zulüm yılları
Ağaçlar dile gelse dese kahramanları
O ne muazzam ordu, o ne kahraman asker
On dört günde Afyondan İzmir’e uçan erler
Vatan, bayrak uğruna durmayan mehmetçikler
İzmir saat kulesi evlatlarını bekler
Halkın gözü yaş dolu, dualar semalarda
Alkışlar sokaklarda, bayraklar dört bir yanda
Yanan şehrin dumanı gök yüzünü sarsa da
Özgürlüğün huzuru halkın göz yaşlarında
Kaçan düşman askeri, dikilen Türk bayrağı
Yorulmayı bilmeyen vatanın evlatları
Temizlenen topraklar, anaların duası
Herbiri unutulmaz Anadolu destanı
Dokuz eylül sabahı, paklandı Anadolu
Atatürk ve ordusu sayesinde kurtuldu
Bu destan Mehmetçiğin inancıyla yoğruldu
Komutanlar, bacılar hepsi aynı orduydu
Dalgalan al bayrağım, sonsuza dek özgürce
Hakkındır ey milletim, hürriyet asırlarca
Kahraman ordu ile Milletim var oldukça
Türk’e esaret olmaz, yedi düvel bir olsa
İzmir kahraman şehir, İzmirliler ha keza
Vermedi toprağını, zulüme pes etmedi
Yandı, yıkıldı dört yan, yine aman demedi
İnandı hürriyete, yurdu teslim etmedi
Bu vatan kahramandır, ne bedeller ödedi
Dört yanı zulüm, acı, bağrı ateşle yandı
Şehit kanı her karış, gelincikle süslendi
Anadolu kutsal yurt, nice evlatlar verdi
Dokuz eylül destanın sonudur, sevincidir
Bitmeyecek şahlanış, bu Türk’ün yeminidir
Anadolu Türk’ündür, hep Türk’ün olacaktır
Cumhuriyet bizlere Ata’mdan emanettir
İzmir’in dağlarında, zafer çiçeği açar
Anıttır İzmir, Alsancak, o günleri anlatır
İlelebet yok artık, ne esaret ne zulüm
Türk’ün yılmaz inancı, tüm dünyaya örnektir
Atatürk’ün gençliği, durmaz, yorulmak bilmez
Cumhuriyetten dönmez, devrimlerden vazgeçmez
Dokuz Eylül ruhuyla, asla gaflete düşmez
Bu inanç var oldukça, yarınlar hiç tükenmez
Admin (i.b.)
//////////
BOŞUNA MI ŞİİRİ
Boşuna mı can verdi siperlerde yiğitler
Düvele karşı koyan o kahraman bedenler
Vatanın her karışı şehit kanı, can dolu
Boşuna mı verildi kefaretler diyetler
Vatan olmadan olmaz, hür olmadan yaşanmaz
Cumhuriyet halk demek, onsuz hürriyet olmaz
Boşuna mı devrimler, anlaşmalar, meclisler
Hürriyetler olmadan kuşlar bile uçamaz
Boşuna mı gaziler yitirdi kollarını
Boşuna mı analar yitirdi evlatları
Boşuna mı ağladı yetim kalan çocuklar
Boşuna mı bu vatan düşmanlarla savaştı
Milletimin gayreti boşuna değil elbet,
Namus, bayrak, hürriyet ilk ve en büyük nimet
Yüreklerde sevdadır, yaşasın Cumhuriyet
Türklüğün göstergesi Hak’ka ve hakka hizmet
Admin (i.b.)
////////////
MEMLEKETİM
Dört nala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim….
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…
Nazım Hikmet
/////////
AŞIĞINIM TÜRKİYE’M
Yağmuruna karına
Doğuna , en batına
İnsanına, suyuna
Vurgunum ben Türkiye’m
Kışına baharına
Adıyaman, Urfa’na
Çerkezine, lazına
Vurgunum ben Türkiye’m
Denizine, gölüne
Dutuna pekmezine
Sardalya, kefaline
Vurgunum ben Türkiye’m
Türkçene bayrağına
Anadolu sofrana
Güler yüzlü dostuna
Vurgunum ben Türkiye’m
İzmir’in imbatına
Çanakkale Saroz’a
Antalya, Anamur’a
Vurgunum ben Türkiye’m
Gurbetine sılana
Canına cananına
Şiirine mısrana
Vurgunum ben Türkiye’m
Şairine sevdana
Ramazan iftarına
Atatürk’e sevdana
Vurgunum ben Türkiye’m
Şehidine gazine
Erine, neferine
Yetmiş milyon ferdine
Vurgunum ben Türkiye’m
Akına kırmızına
Ayına yıldızına
İstiklal marşımıza
Vurgunum ben Türkiye’m
İstanbul, Ardahan’a
Sinop’tan Antalya’ya
Can feda toprağına
Aşığınım Türkiye’m
Admin (i.b.)
///////////
SEVME BENİ EY VATAN !
Sahteyse sadakatim,
Fedakar değilsem senin gibi,
Koşulluysa sevmelerim isteme beni
Sevme beni ey vatan
Zamanlıysa, kararsızsa, devamsızsa
Korkaksa, yarımsa, çarpıksa, zorundaysam
Sevme beni ey vatan
Aşkım koşullara bağlıysa
Kuşku duy sevgimden, merak et kurcala
Sor, soruştur, aç, açtır, karıştır
Emin ol benden, daha iyisini iste
Sevdam gelişemezse gün be gün beni kalbine alma
Aydınlatmıyorsam seni
Anlayamıyorsam
Tembelsem, çalışmazsam
Tembele göz yumarsam
Pabuç bırakırsam haine
Utandırıyorsam, hazır değilsem sana, yetemiyorsam
Üşenir, erteler, vazgeçersem
Ne bileyim, neme lazım, bana ne dersem
Sevme beni ey vatan
Uğrunda can vermeye hazır değilsem
Dünü anlamadan yarını
Bugünü kuramadan geleceği
Geleceği ummadan dünü yaşıyorsam
Yarının bana emanet edildiğini anlamıyorsam
Geleceğin hesap soracağını unutursam
Sevme beni unut beni
Kov beni, ötele beni, arala beni
Geliştiremiyorsam bizi
Mesafe koy dağlar boyu
Ayrılıklar sok araya
Ama sevme beni ey vatan
Sana layık olamazsam
Admin (i.b.)
/////////
İstiklal Ordusu Şehitlerine
Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz,
Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz,
Rahat rahat uyuyun son aşiyanınızda.
Artık ne gözünüzde köy dönmek emeli,
Ne yaranızı saran ince bir kadın eli,
Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da.
Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz;
Siz, Tanrı’nı n övdüğü kullardan büyüksünüz;
Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda.
Fani akislerini kaybeden sesleriniz.
En mağrur alınlara diyebilirler: Eğil!
Edebiyyet en küçük payedir yanınızda.
Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz,
Yâdınıza yabancı badiyelerde değil,
Ana vatanınızda, ana vatanınızda..
Kemaleddin KAMU
////////////
KAHRAMAN ORDUMUZ
Yirmi asır tarihi
Zafer dolu mazisi
Tüm dünyaya örnektir
Kahramanlık serisi
Orta Asya, Avrupa,
Hatta kuzey Afrika
Şeref, gurur, hürmetle
Selam dururlar sana
Göğsün açık, alnın ak
Kalbimin sesine bak
Vatan sana minnettar
Dalgalandıkça bayrak
Admin (i.b.)
///////
TÜRK’ÜN ASKERİ
Bu kahraman Mehmet, bu Mehmetçik oldukça
Söz gelmez, el değmez ne Bayrak ne Vatan’a
Analar sağoldukça, Mehmet’ler varoldukça
Ne şahlanır zalimler, ne esaret halkıma
Selam asker anası, hürmet binlerce sana
Vatan sana minnettar, cihan hayran oğluna
Türk Bayrağı rengini borçlu senin soyuna
Yaşayacak Ulus’um Mehmetçik var oldukça
Admin (i.b.)
////////
AKDENİZ’ E DOĞRU
Eğilmez başımız, taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık cumhuriyeti.
Sakarya’dan su içen o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış, yılmaz bir avuç erle,
“Hedef Akdeniz, asker!” diyen parmağa koştuk;
Zafer bahçelerinden gül koparmağa koştuk.
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız;
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa,
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Vahşetlere dikilmiş gözlerimiz dumanlı,
Hürriyete susamış yanık bağrımız kanlı;
Çılgınca atılarak şanlı Dumlupınar’a,
Süngümüzden şan verdik coşkun yıldırımlara.
Sakarya’dan su içen o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış, yılmaz bir avuç erle,
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık cumhuriyeti…
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI
////////////
ZAFER
Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını,
Düşman kanıyla sildik palamızın pasını,
Yeniden çizmek için vatan haritasını,
Kandan ve kıyametten bir sahneye çevirdik,
Gökleri çatırdayan bir vatan parçasını.
Anneler ağlamayın dönmeyenlerinize,
Vatan katillerini getirdik işte dize,
Dumlupınar üstünde yol ararken denize,
Çöktü savletimizden* düşmanla dolu dağlar,
Gökler genişleyerek Akdeniz geldi bize!
Biz taze kanlarını hürriyetine katan,
Bir nesliz, ülkemizde biziz yegâne sultan,
Tanyeri nur alıyor muzaffer alnımızdan..
Karşımıza çıkmayın Akdeniz dalgaları,
Yolumuzu bekliyor yekpare ana vatan!
KEMALETTİN KAMU
//////
BUGÜN DOKUZ EYLÜL
Sen 9 Eylül dersin iki kelime
Ben değişen yazgı anlarım
Özgürlük anlarım, bağımsızlık,
Sen İzmir dersin iki heceyle
Ben sevinçten ağlarım
Tarihin başı mı dönmüş
Şimşek hızı geldiklerinde?
Şaşırmış mı toprak
Ayakları yere değmeyen atlar geçerken?
Önce deniz mi görmüş
Kavruk yüzlü neferleri?
Bugün 9 Eylül
Tam sırasıdır canlandırmanın hatıraları
Sen 9 Eylül dersin iki kelime
Ben onurlu bir halk anlarım
Rüzgarın çevirdiği sayfa anlarım
Sen İzmir dersin iki hece
Ben saygıyla ayağa kalkarım.
HALUK IŞIK (Kentyaşam)
Bu yazı Toplu 9 Eylül şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Toplu 30 Ağustos şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI ŞİİRLERİ
30 AĞUSTOS
Kupkuruydu toprak, toza bulanık rüzgar yakıyordu tenleri
Yırtıktı erlerin taban ökçeleri, kanatıyordu keskin kayaların sivrileri
Yorgundu atlar, yaşlıydı danalar, kırık döküktü kağnılar
Anadolu bozkırının yaman türküsü zordu, terletiyordu bedenleri
Nalları yoktu atların, çoraplarını çıkarıp nal yaptı mehmetçikler
Geçilmez denen yerlerden sıra sıra aktı gözü pek süvariler
Suyu paylaşıp içtiler, kazanda patates vardı, birde kara mercimek
Geceyle bir olmuş, suskun yürümekteydi atlar, peşisıra neferler
Sabaha vardılar cephelere, ansızın, düşman uykudayken patladı toplar
Şaşırdı, korktu, telaşlandı düşman, uzaklardan dört nala saldırırken aslanlar
Allah, Allah naraları ile saldırırken düşmana, şehitler serildi bir bir toprağa
Yılmadı mehmetçik, durmadı taylar, susmadı namlu, düşmedi yerlere sancaklar
Yıkılmaz denen siperler yıkıldı aynı sabah, geçilmez denen surlar aşıldı birer birer
Şaşkındı düşman ecel kokusu vardı dört yanında, o tahkimler, mevziler düştü teker, teker
Durmadı Mehmetçik, korkmadı, şahlandıkça şahlandı da bulut olup, rüzgar olup çöktü düşman üstüne
Düşman o mukaddes yaylaları, köyleri, ovaları yakarak, yıkarak terk etti birer birer
Düşman kaçtıkça saldırdı mehmetçik, yorgunluk nedir bilmeden, susamadan, acıkmadan
Akşam olsun istemedi Mehmet, susmadı toplar, ateş kustu namlular, yarasına aldırmadan
Kadınlar mermi yetiştiremedi bu mukaddes orduya, bu ilahi yürüyüşe yetişemedi bulutlar
Türkün Al sancağı yeniden kavuştu köylerine, kentlerine vakit çok geç olmadan
Durur dedi düşman, elbet biter bu akın, nefeslenir yeniden geri alırız Anadolu’yu
Sonra ta Ankara’ya dek varır, böler, parçalar, katleder, yutarız bu aziz yurdu
Durmadı Mehmet, durmadı kahramanlar, durmadı Mustafa Kemal, kanatlanmış, coşmuştu
Hak batılı katmış önüne, Allah’ın askerleri şahlanmış, kovalamaktaydı gavuru
Dokuz Eylüle dek sürdü bu destansı efsane, göründü uzaktan Kemalpaşa, Ege ordaydı işte
Nasıl demişti Ata “İlk hedefiniz Akdeniz”, varmıştı mehmetçikler aziz Hasan Tahsin’e
Yenik değildi düşman bozguna uğramıştı, geri çekilmek değil kaçıştı bunun adı
Sabah ışıklarına, yanık kokularıyla kara dumanlar bulaşırken, Ordu girdi İzmir’e
Duramadı düşman, kalamadı karada, atıverdi kendisini denize, gemilere sığmayanlar
Kahpeliğiyle, zulmüyle, namertliğiyle, ardına bakmadan kaçtı yurdu kana boğanlar
Kaçarken yakıp yıktı, katletti bir kez daha, çoluk çocuk demeden öldürdüler zalimce
Serv denen utanç bitti, sıvıştı yurttan hainler, tarihe alçak zalim diye geçti düşmanlar
Anadolu Aslanları girdi güzel İzmir’e, al bayrak dalgalandı selam durdu tüm kalpler
Nemli gözlerde umut parladı bir kez daha, Türk’ün vatan aşkına tanık oldu cihanlar
Kahraman mehmetçikler şükrettiler Allah’a, avuç açıp göklere gözlerinde yaşlarla
Bu ne mukaddes ordu ya Rab, bu kahraman orduya feda olsun tüm canlar
Otuz Ağustos’la başlayan diriliş destanıyla, tüm cihan bildi artık esaret yok Türklüğe,
Bu vatan parçalanmaz, esir olmaz bu canlar, birlik ve kardeş olun, güven duyun geleceğe
Yedi düvel düşmana, haine, eşkiyaya derstir bu kutsal savaş, tüm dünyaya örnektir
Türk özgür kalacaktır, payidardır haysiyet, Türk yurdudur bu toprak Mustafa Kemal’imle
Şeref, namus, haysiyet alınyazısı Türk’ün, bu mukaddes topraklar armağandır cedlerden
Yan gözle bakan varsa susamıştır canına, özgürlük ve şeref için her Türk geçer canından
Şehitlerin kanları durdukça bu toprakta, esaret yok ulusa ilelebet dalgalanacak al bayrak
Alçaklık ve zulümle Türklüğe dil uzatan, ölmekten beter olur elbet kovulur yurttan
Mustafa’mın ilkesi şehadettir ulusa, ya istiklal ya ölüm paroladır halkıma
Kardeştir Anadolu, birliktir tek ilacı, meydan okur Mehmetçik yedi düvel düşmana
Kur’an, nutuk gönlümde, payidar Cumhuriyet, emanet tüm gençlere gelecek ve hürriyet
Bu destan unutulmaz, unutulmaz gözyaşları, kanla yazılmış destan örnektir tüm cihana
Admin (i.b.)
////////////
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Yirmi altı ağustos’ta gürledi şanlı toplar
Türk’ün al sancağına mekan oldu yaylalar
Sel olup aktı ordu, Atam dedi “İleri!”
Kaçacak yer aradı, şaştı kaldı düşmanlar
Yaşlı, genç hep tek yürek, yüreklerde şehadet
Çıplak ayaklar kanlı, nere baksan feragat
Mehmetçik “Allah, Allah” nidasıyla şahlanmış
Kaçmakta düşman lakin kurtuluşu yok, heyhat
Atam Kocatepe’de yüreğiyle, aklıyla
Vuruşur mehmetçikler, Bedir ‘in edasıyla
Gürleyen toplar sanki zaferin habercisi
Dalgalanır al sancak şehit kanı aktıkça
Bu ne zafer Ya Rabbi, çınlar ta arşa kadar
Hakk’ın mert orduları, durmaz denize kadar
Yedi düvel hayrette, başkentler bir telaşta
Türk’ün şanlı süngüsü, karanlıkları yırtar
Dağ, taş hep asker olmuş, tekbir getirir kuşlar
Kahraman Türk Ordusu, şehadeti arzular
Aziz vatan toprağı emanet Atalardan
Yürekler “Ya İstiklal ya ölüm!” diye atar
Otuz ağustosa dek sürdü varoluş harbi
Yılmaz, korkmaz mehmetçik, dar etti siperleri
Perişan oldu düşman, kaçacak yer aradı
Mustafa Kemal Paşa, her zaman her yerdeydi
Nur içinde yat Ata’m, varolun mehmetçikler
Hakkını helal etsin, Fatma’lar Hatice’ler
Kahraman Anadolu insanının bu zafer
Bizler sizden razıyız ey mübarek şehitler
Admin (i.b.)
///////////
BÜYÜK TAARRUZ
Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birden bire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar `üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
eğildi durdu.
Bıraksalar
ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı..
Nazım Hikmet RAN
//////////
ŞEHİTLER ÖLMEZ
Kalkmış bir ağustos sabahı erkenden düşmüş yollara Memed
Kapmış silahı eline de alamamışlar
Küçükmüş yaşı henüz onaltılarda
Geçmiş karşısına düşmanın siper etmiş göğsünü
Birer birer düşerken düşman.. bir, iki, üç
Tertemiz bağrına kahpe bir mermi değmiş
Devam etmiş atmaya bir tane daha bir tane daha
Atamamış.. gözü görmez kolu taşıyamaz olmuş silahı sonra
Oturmuş olduğu yere
Kalkamamış..
Şehadet getirirken daha atamadığına yanarmış..
Vatan borcu demiş ”Helal edin” ..”HELAL OLSUN”
Kapanmış gözleri.. Meleklerle uyanmış.
Admin (i.b.)
///////////
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
Bugün zafer bayramı
Kahramanlar destanı
Yurdu saran düşmana
kahramanlık destanı
Bizim kalacak deriz
Ölür de yar etmeyiz
Bu topraklar bizimdir
Kimseye benzemeyiz
Kaçtılar düşe kalka
Döküldüler sulara
Vatanda gözü olan
Dursun hadi karşımda
Admin (i.b.)
//////
30 AĞUSTOS
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos
İçime bir ordu havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular…
Geçer tunç adımlar demir göğüsler,
Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler.
Geçer hayalimde bir bir alaylar.
Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler…
Yangınlar üstünde ince bir hilal!..
Yaralılar düşe kalka geçerler.
Çılgın bir istekle bu şan akını
Afyon’dan, İzmir’e kaçlar çağıldar.
Unutmuş at gemi, kılıçlar kını,
Can canı unutmuş zafere kadar.
Ne var bu dünyada sana yakışan,
Alnında bir zafer sabahı kadar;
Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman,
Sana zafer kadar yakışan ne var?
Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos,
İçime bir zafer havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular…
Ahmet Kutsi TECER
//////////
ZAFERDEN DÖNENLERİN TÜRKÜSÜ
Anneler dindiriniz gönlünüzün yasını,
Düşman kanıyla sildik palamızın pasını…
Yeniden çizmek için vatan haritasını
Hep ateşten ve kandan bir sahneye çevirdik
Gökleri çatırdayan bir vatan parçasını.
Anneler, ağlamayın dönmeyenlerinize,
Yurda saldıranları getirdik işte dize.
Şu dağların üstünden yol ararken denize
Çöktü hücumumuzdan düşmanla dolu dağlar,
Gökler genişleyerek denizler geldi bize.
Biz, taze kanların hürriyete katan
Bir nesliz, ülkemizde biziz biricik sultan,
Tan yeri nur alıyor gururlu alnımızdan,
Karşımıza çıkmayın başı dumanlı dağlar,
Bizden zafer müjdesi bekliyor anavatan.
Kemalettin KAMU
////////
KOCATEPE
Bir ulusta kan kaynamış
Ağustos’un sıcağından.
Nabzı odur, gündüz gece
Vuruyor tarih içinde.
Çaldıran’dan Yavuz ağmış,
Malazgirt’ten de Alpaslan.
Alnından onlar öptükçe
Yürüyor tarih içinde.
Boz kalpağıyla kar yağmış
Altın saçıyla gün vuran
Bir canlı Kocatepe O.
Duruyor tarih içinde…
Ay-yıldızı gökte doğmuş
Yerde al kanla yuğrulan
Bayrağı öpe öpe O.
Sarıyor tarih içinde
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Bu yazı Toplu 30 Ağustos şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Toplu 29 Ekim şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ŞİİRLERİ
CUMHURİYET BAYRAMI
Ay yıldızlı bayrağım,
Semaları donatmış,
Bugün bayram var diye,
Şafak erkenden atmış.
Yüksek taklar süslemiş,
Caddeleri, yolları,
Bugün gözler ilerde,
Bugün başlar yukarı.
Akın akın insanlar,
Meydanlara koşuyor,
Bugün bayram var diye,
Bütün millet coşuyor.
Bu güzel Cumhuriyet,
Devletimin temeli.
El üstünde yaşatmak
Hepimizin emeli…
İ. Hakkı TALAS
/////////
29 EKİM
Bin dokuz yüz yirmi üç,
Saat tam 20.30,
Duyurdu bir, iki, üç,
Yüz bir pare topumuz,
Şanlı büyük ordumuz,
Ünümüzü dünyaya.
Dağ, taş, dere, ova, çay,
Ağaç, kuş, yıldız, gün, ay,
Asker, işçi, okullu,
Neşe ile dopdolu.
Varol ey Cumhuriyet!
Adı güzel hürriyet!
Dökülen kanımızla,
Sönmez inancımızla,
Kavuştuk bizler sana,
Can veririz uğruna.
Gel tatlı şenliğimiz,
Gel kutlu benliğimiz.
Sen, bizim yüzümüzsün,
Gönlümüz, gözümüzsün.
Damarımızda kansın,
Dizimizde dermansın.
Selam ey cumhuriyet!
Selam ey büyük millet!
Mehmet Necati ÖNGAY
//////////
CUMHURİYET BAYRAMI ŞİİRİ
Soğuk bir ekim günü
Açmış yurdum gözünü
Çoluğu çocuğuyla
İnletir yeri göğü
Toplanmış kalabalık
Yürekler hep kabarık
Sarılan sarılana
Bitti artık karanlık
Cumhuriyet kuruldu
Saltanattan kurtuldu
Güzel yurdum sevinçli
Umutlar hep çoğaldı
Şapkalar havalarda
Anadolu bayramda
Atam böyle istedi
Şaştı kaldı tüm dünya
Cumhuriyet filizdir
Tazecik pek körpedir
Onlar kurdular ama
Bakmak bize görevdir
Emanettir bizlere
Vereceğiz gençlere
Rahat uyu sen Atam
Nöbetçiyiz milletçe
Admin (i.b.)
//////////
29 EKİM BUGÜN
Savaşlar bittiğinde siz daha çocuktunuz
Cumhuriyet masalı başlarken siz yoktunuz
Ulus’taki ilk meclis durmadan çalışırdı
Ata’mın sayesinde ne zorluklar aşıldı
29 Ekim sabahı farklı bir şey yaşandı
Saltanata yeni ad “Cumhuriyet” konuldu
Meclisin ilk başından beklenirdi aslında
Bugüne nasip oldu Cumhuriyet sonunda
Bayraklar dalgalandı halk coştu sarmalandı
Dünya devletlerine telgraflar yollandı
Cehalette, köhnede artık geride kaldı
Cumhuriyet filizi yeşermeye başladı
Asırlık Türk çınarının yeşil filizidir bu
Her Türk saygı duymalı, yaşatmalıdır O’nu
Cumhuriyet ötesi çamurdur, karanlıktır
Cumhuriyet ışıktır, sonrası refahlıktır
Admin (i.b.)
////////////
YAŞASIN CUMHURİYET
Coşkunuz sevinçliyiz.
Ayrı gayrı değiliz
Bütün Türkler hep biriz
Yaşasın cumhuriyet.
Dünyaya şeref saldık
Nice ülkeler aldık
Alnı lekesiz kaldık
Yaşasın cumhuriyet.
Atatürk kalbimizde
Yürürüz her gün biz de
Onun çizdiği izde
Yaşasın cumhuriyet.
Türk askerdir doğuştan;
Hoşlanırız boğuştan
Bize anadır vatan
Yaşasın cumhuriyet…
Yaşasın vatan ana
Bağlıyız candan ona
Ne mutlu Türk olana
Yaşasın cumhuriyet.
Rakım ÇALAPALA
///////
CUMHURİYET
Al yıldızlı al bayraklar,
Her yanda dalgalanıyor.
Süslendi evler, sokaklar
Renk renk ışıklar yanıyor.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bize büyük Atatürk’ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sabahımız, akşamımız.
Kutlu olsun hepimize,
Cumhuriyet Bayramımız.
Vasfi Mahir KOCATÜRK
////////
29 EKİM
Durmadan dalgalan şanlı bayrağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ufuklar gül açsın, gülsün toprağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ağaçlar bezensin, dallar süslensin.
Bahçeler donansın, güller süslensin.
Ata’nın açtığı yollar süslensin.
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Yurt için savaşmak bir şanlı düğün,
Yaşamak duygusu her şeyden üstün,
İstiklal sevdası ufkumuzda gün,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Tarihe sığmayan şanlar Türk’ündür.
Ölümden korkmayan canlar Türk’ündür.
Bayrağa renk veren kanlar Türk’ündür,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ata’mız her zaman kalbimizde hız,
Ülkümüz uğrunda ölmek ahtımız,
Şölenler kurulsun, içilsin kımız.
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Kanım toprağa katanımız var,
Bayrağın altında yatanımız var,
Destanlar kaynağı vatanımız var,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Admin (i.b.)
////////////
CUMHURİYET
Ey bizlere bugünü kazandıran şehitler.
Ey hürriyet yolunda can veren koç yiğitler.
Ey kahraman Atatürk, sizlere minnettarız.
Rahat rahat uyuyun nöbette bizler varız.
Canımızdan azizdir bıraktığın emanet,
Cumhuriyet şereftir, namustur Cumhuriyet.
Ateş içinde doğduk uyku bize yaramaz
Ölüm bile arasa bizi evde bulamaz.
Tarlada, fabrikada, kışlada okuldayız,
Fakat hep bir emelde, bir yönde bir yoldayız.
Bugün hürriyet için Kore’yi vatan bildik,
Edirne, Çanakkale, İzmir, Ardahan bildik.
İnandığımız yolda çiğneriz dağı düzü,
Hak edenin bağrına saplarız süngümüzü.
Harikalar yaratır bir damlacık Türk kanı,
Dünyalar alkışlıyor bir avuç kahramanı.
O bir avuç kahraman biliyor tarihini,
Onu muzaffer eden şanı, kanı ve dini.
Seve seve bırakıp köydeki ocağını,
Göz kırpmadan veriyor kolunu bacağını.
O böyle haşroldukça hürriyetle, imanla,
Türk yurdu yükselecek hergün şerefle, şanla.
İmanlı göğüslere karşı dağlar duramaz,
Coşarsak selimize dünyalar bent vuramaz.
Türküz düşman üstüne işte böyle akarız,
Yirmi Milyon ateşiz, yirmi dünya yakarız,
Ey ölümsüz Atatürk şerefisin milletin,
Bekçisiyiz tek kalsak inan CUMHURİYET’ in…
Behçet Kemal ÇAĞLAR
/////////
29 EKİM
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu seher, bu camdan giren gündüz, ben!
Sokaktan yükselen şu şen naralar,
Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben!
Nerede o dünkü ateşli nabız,
Nerede yastıkta kıvranan başım?
Bu sabah içimde çelikten bir hız,
Bu sabah en mutlu, en şen yurttaşım.
Bu millet, bu insan, adı sanı Türk,
Bu toprak, bu vatan, güzel Türkeli,
Bu tarih, bu onur, bu sihirli yük,
Bu Bursa, bu Konya, bu usta eli.
Bu eşsiz İstanbul, bu tek Edirne,
Bu örnek Kayseri, Sivas, Erzurum,
Bu Fırat, Menderes, Çoruh, Ergene,
Bu İzmir, Adana, Urfa, bu Çorum.
Bu başak, bu salkım, bu bağ, bu harman,
Bu bizim davarlar, bizim danalar,
Bu ocak, bu maden, bu dağ, bu orman,
Bu yiğit erkekler, yiğit analar.
Bu çetin, bu dönmez, bu sert bilekler,
Bu yanık çehreler, bu bizimkiler,
Bu ağaç, bu çiçek, bu çığ, bu renkler,
Bu diller, bu sesler, ya bu ezgiler.
Bu ninni, bu ağıt, bu düğün, bu bar,
Bu Zeybek, bu halay, bu güreş hep ben!
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu ışık, bu gündüz, bu güneş hep ben!
Ey rüya, ey hayal, beni terketme.
Ey sabah koynunda senin, hem zinde,
Bir şuur ışığı vurmuş perdeme,
Bir bahar öğlesi gibi çimen de.
Siz şimdi sokaktan gelen oymaklar,
Yürüyün siz bütün il çocukları,
Göğüslerde gurur, elde bayraklar,
Yürüyün başlar dik, alın yukarı.
Yürüyün ardından siz emellerin,
Yürüyün kalbimin yükü ilhamlar,
Uzaktan çırpınsın size ellerim,
Çırpınsın yüreğim, durana kadar.
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu seher, bu camdan giren gündüz ben!
Komşular, şaşmayın bana komşular,
Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben!
Ahmet Kutsi TECER
///////////////
CUMHURİYET
Gönül verdik,
Sana erdik.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
Herkes sever,
Seni över.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
Canımızdasın, Kanımızdasın.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
B. Kemal ÇAĞLAR
//////////////
29 EKİM
En güzel günümüzdür,
Demokrasi ürünüdür,
Atatürk’ün eseridir,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Vatandaşın hür sesi,
Vatanımın neşesi,
Kucaklıyor herkesi,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Cumhuriyet kuruldu,
Türk’ün sesi duyuldu,
Törenlerle kutlandı,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Fethi BOLAYIR
////////////
CUMHURİYET
Kahraman Atatürk’ten
Armağansın sen bize.
Yıldönümün çoğalsın
Katılsın sevgimize.
Bir çelenk ol da seni
Başımızda göreyim.
Yaşasın cumhuriyet
Diye çarpsın yüreğim.
Korumaya ant içtim
Seni, nabzım vurdukça.
Başımızın tacısın,
Var ol, dünya durdukça.
İsmail Hakkı SUNAT
////////////
CUMHURİYET
Bir zamanlar yurdumuzda
Bir başka devlet varmış,
Başındaki padişah
Ne isterse yaparmış.
Millet onun yanında
Köle imiş, kul imiş,
Türklerin vatanında
Yıllar sürmüş bu gidiş.
Vatan kalmış bakımsız
Millet fakir perişan
Sönüp gitmiş eski hız
Yurda saldırmış düşman.
Atatürk padişaha
Düşmana karşı durmuş,
Yurdumuzu kurtarmış
Cumhuriyeti kurmuş.
İ. Hakkı TALAS
/////////////
ON BEŞ YILI KARŞILARKEN
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla
Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin.
On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
Dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
Sarsıldı demirler evet azmin demirinden.
Mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
Lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,
Bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
Sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.
Gökten ne çıkar? Gök ha büyükmüş ha değilmiş,
Sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.
Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.
Bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden.
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
Sen asrını üstünde izin varsa benimse;
BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR
TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR.
Mithat Cemal KUNTAY
//////
10. YIL MARŞI
Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.
Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk’üz bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.
Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.
Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;
Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk’üz Cumhuriyet’in göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Söz : Behçet Kemal ÇAĞLAR
Faruk Nafız ÇAMLIBEL
Müzik:Cemal Reşit REY
////////////////
Ellinci Yıl Marşı.
Müjdeler var yurdumun toprağına taşına.
Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına.
Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım.
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk’ün özgür başına.
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu.
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
Yıllan bir çığ gibi aşarak hafta hafta
Koşuyoruz durmadan kadın – erkek bir safta…
Elimizde meşale, ilke Atatürk,
Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta…
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca taş.
Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş.
Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika,
Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş.
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yola.
“Yurtta barış” ilk hedef. “Cihanda sulh” parola.
Koparamaz hiçbir güç bizi millî birlikten,
Ata’mızın izinde koşuyoruz kol kola…
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
Yaşasın hür ulusum, soylu gencim, benliğim,
Yaşasın şanlı ordum, sarsılmaz güvenliğim.
Ersin elli yıllarım nice mutlu çağlara.
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim.
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.
Bekir Sıtkı Erdoğan
/////////////////
CUMHURİYETİMİZİN 75. YIL MARŞI
Selam yüce milletim
Selam ebedi yurdum selam selam
Selam şanlı bayrağım
Selam kahraman ordum selam selam
Bin yaşasın milletim
Bin yaşasın devletim
Yetmişbeşinci yıla erdi Cumhuriyetim
Yüceltir Türk milleti
Atatürküm seninle
Atam bıraktığın
En büyük eserinle
Güneş gibi parlıyor
Yurdumuza hürriyet
İnanç oldu bizlere
Ulu Cumhuriyet
Senin sonsuz hakkın var
Minnetle anacağız
Senin eserlerini her an
yaşatacağız
Bizler Cumhuriyetin
Sahibi bekçisiyiz
İşte 65 milyon
Atatürkün sesiyiz.
(Prof. Dr. İhsan Özkaynak)
Bu yazı Toplu 29 Ekim şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>Bu yazı Toplu 10 Kasım şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>BENİ SEVMEK DEMEK
Yaşatıyor musun devrimlerimi,
Götürebiliyor musun yeni çağlara?
Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi
Örnek ediyor musun uluslara?
Atabiliyor musun zihinlerden
Softalık, gerilik, tüm karanlığı?
Adın var mı en yeni buluşlarda?
Köye sokabildin mi aydınlığı?
Sevebiliyor musun düşmanını?
Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan?
Derim ki yolumda yürüyorsunuz,
Büyüğünden küçüğüne o zaman..
Halim YAĞCIOĞLU
//////////
GİDİYOR
Gidiyor, rastgelemez bir daha tarih eşine
Gidiyor, on yedi milyon kişi takmış peşine
Gidiyor, sonsuz olan kudreti sığmaz akla
Gidiyor, göğsünü çepeçevre saran bayrakla
Gidiyor, izleri üstün birikmiş yaşlar
Gidiyor, yerde kılıçlarla eğilmiş başlar
Gidiyor, harbin o en korkulu aslan yelesi
Gidiyor, sulhun ufuklarda yanan meş’alesi
Yine bir devr açacakmış gibi en başta O var
Hıçkıran seste O var, sessiz akan yaşta O var
Siliyor ruhunun ulviliği fani etini
Çiziyor ufka batan bir güneşin heybetini
Büyüyor, gökten inip toprağa yaklaştıkça
Büyüyor gitgide gözlerden uzaklaştıkça
Orhan Seyfi Orhon
///////////
GİDİŞİNİN O İLK GÜNÜ
Gittin..
Soğuk bir Kasım sabahı
Sessizce
Çok sevdiğin halkınla vedalaşamadan
Ağlamadan, yarınlardan korkmadan
Gittin.. mutlu bir tebessümle.
Dışarıda senden iyilik haberleri bekleyen
Milyonlar.. önce sustu, sonra.. sonrası yok işte
Ağladı, inanmadı, hıçkırdı.. sustu
Yapacak bir şey yok ölüme
Dur durak bilmez ölüm.
Arabalar çok azdı o zamanlar
O azlıkta bile trafik durdu hayat gibi
Kimi kornasıyla selamladı Ata’sını
Kimi tramvaydan inip çöktü çimlere
Türkiye derin bir inanamamazlık içinde
Sustu.. sustu gönüller.
Saatler yürümedi, yalan, söylentidir!
Umutları tükenmedi akşama kadar
Telgraflar bilmem kaç kez dolandı Anadolu’yu baştan başa
Gazeteci çocuklar bağırmadan dağıttılar
O gün.. akşam postasını.
Senden küçükler yaşarken daha
Hainler, satılmışlar yaşıyorken daha
Gitmene razı olamadı gönüller
Gözler.. gözler nereye bakacağını bilemedi bir müddet
Dolmabahçe karanlık, İstanbul karanlık, sabah karanlık
Güneş yükselmek istemedi o gün
Bulutlar saray kıyısından geçmek için kuyrukta saygıyla
O gün dalgalar.. çırpındı sessiz sessiz
Atasının ruhunu, kutsal matemi bozmamak için
Martılar sessiz çığlıklar attı..yutkundular o gün
Dokunmadılar balıklara
O gün.. on kasımdı, karaydı, kapkaraydı
Anadolu uzaktı, görmeden inanmadı
Bir haber, bir duyum, bir söylenti bekledi gün boyu
O kara haber defalarca ulaştı..haykırdı..doğru, doğru, doğru, maalesef
Kaybettik Ata’mızı
O haber köye, kasabaya, mezraya kadar uzandı, şehirlere
Ata veda etmişti sabah 09:05’te
Duran saat Ata’nın saatiydi.. evet Ata veda etmişti hayata
Çok sevdiği vatanına, halkına
Ağaçlar rüzgarla sallanırken
Fısıltıyla konuştu
Bayrak.. o gün gözü yaşlı dalgalandı
O gün güneşin yüzü soluktu..
Rüzgar O’nun üstüne esti,
Saygıyla
Saray halkı perişan, muhafız perişan,
Karyola, dolap, sigara tabakası perişan
Halk perişan, Türk perişan, dünya perişan
Banyodaki tas, yerdeki halı perişan
Bahçede boynu bükük sümbüller, laleler perişan
Dünya tüm parlak Türk zaferlerine rağmen,
Anadolu’dan kovmasına rağmen
Hasta adamı iyileştirmesine rağmen
Sana rağmen, inkılaplarına rağmen,
Yüce Türk milletine rağmen
Orduları aldıkları yenilgilere rağmen
Şapka çıkardı önünde saygıyla..
Dünyanın en büyük liderine son görevini yaparken
Halkı seven, halkla olan, halktan olan, halk dolaşan damarlarında
Türk Ata’sına manşet yaptı yabancı postalar.. o ilk gün
İstanbul..
İstanbul siyah beyazdı o gün
Resimlerin gibi
Yarıya inen bayraklarla
Hep böyle hatırlanacaktı
O sarayda, o İstanbul’da, o kasımda
Askeri, köylüsü, bakanı, memuru
Ne yapacağını bilemedi ilk anlar..bakıştılar
Dualar ruhunu milyonlarca kez okşarken
Yaşlı anaların, bebelerin hıçkırıkları
Sevap oldu yazıldı amel defterine
Mekanın cennet oldu..yaptıklarınla, aldığın dualarla
Şehitler seninle olmaktan gurulanırken
Kıskandı gaziler
Seni yolcu ederken ağladılar
Doğmamışlar, doğacaklar bile inledi ana karnında
Geç kaldım diye yüksündüler hayata
Tekmeleyip durdular beyhude
“Bir gün önce doğabilseydim” diye daha çok ağladılar
O gün hep kara kaldı hafızalarda
Kitaplarda, anılarda saatler siyah beyaz yer aldı
İstanbul yeis oldu o gün, yas doldu
Dolmabahçe en değerli konuğunu kaybederken
Dünya liderini
Mazlum devletler örneğini
Biz anamızı, babamızı kaybettik
…
Onbir kasıma giremedi Ülkem
Dualar sabaha kadar süsledi geceyi
Ruhuna ulaştı dualar en derinden
Sabah.. yokluğunun ilk sabahı
Güneş daha bir soluk doğdu
Hayat devam etti
Biz.. Seni kalbimize gömdük
Rahat uyu Ata’m
Vatan sana minnettardır
Admin (i.b.)
/////////
10 KASIM TÜRKÜSÜ
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler
Bozkır ovalarına, Erciyes’e, Ağrı’ya
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım, haykıracağım işte
Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana, baba, oğul, kız
Dere, tepe, bucak, köy
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, senin gittiğince!
Atatürk! Taşıyacağım
Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca…
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
///////////
ON KASIM’LARDA YÜRÜMEK
Atatürk’üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım ..
Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım ..
Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım …
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
/////////////////
AĞLAYALIM ATATÜRK’E, ATATÜRK’E AĞIT
Ağlayalım Atatürk’e
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk’e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk’ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön’İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkantla Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
Aşık Veysel
////////////
ATAM ANKARA SIRTLARINDA YATAR
Yıl otuzsekiz on kasım perşembe
Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar
Sarsılıyor İstanbul yedi tepe
Yaman esmiş Dolmabahçe’den rüzgar
Gerçek olamaz olsa olsa bir düş
Dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş
Böyle toptan bir yas nerde görülmüş
Beraber ağlıyoruz kurtlar kuşlar
Bu memlekete en çok hizmet eden
Bu aşk ile dağlara gücü yeten
On sekiz milyonun omzunda giden
Atam Ankara sırtlarında yatar
Cahit SITKI TARANCI
////////////
GİTMESEYDİN.. KEŞKE
Gitmeseydin biraz daha.. kalsaydın
İyileşip dönseydin köşküne
Dolmabahçe’den denize ve İstanbul’a selam edip
Çankaya’ya gelseydin..
Seninle bir on yıl daha açık alınla çıksaydık
Demir ağlarla süsleyip
Muzaffer olsaydık
Sana doyup, seni daha iyi anlayıp, yürüseydik seninle kol kola
Senden daha çok şey öğrenseydik
Daha çok şey öğrenseydi dünya senden
Adamlığı
Yürekliliği
Vatanseverliği
Devlet adamlığını görselerdi onlara nasip olmayan
Seni kıskanmaya devam etselerdi
Biz yetim kalmasak
Sen bizi bırakmasaydın
Bir on yıl daha.. yaşasaydın
KEŞKE ..
Admin (i.b.)
//////////////
BUGÜN KASIMIN ONU
Sabah, sessiz ve soğuk
Sarı yapraklar yok olmaya yüz tutmuş yerlerde
Çıplak kalmış ağaçlar, öksüz
Bugün kasımın onu
Bir hüzün var havada,
Bulutlar neşesiz, güneş daha az sarı ve sıcak
Gökyüzünün mavisi solgun
Bugün kasımın onu
Uçmuyor kuşlar, meleşmiyor kuzular
Toprak soğuk ve sert,
Dereler akmamak için direnmede
Bugün kasımın onu
Saatler gitmek istemiyor ileriye
Vurmamak dokuzu beş geçeyi
Gözler nemli, dudaklar titrek, kalpler hepbirden buruk
Bugün kasımın onu
Vapur sesleri susmuş, sessiz gitmekte takalar
Evlerin bacalarından çıkan dumanlar bile çileli
Ulusum Ata’sını özlemiş, onu arar gözleri
Bugün kasımın onu
Admin (i.b.)
//////
EBEDİYYET YOLUNDA
Fecre benzettiği bayrakla kefenlenmiş Ata,
Çıktı bir kor gibi mermer kapısından sarayın.
Gönlümüz, bayrağı öğrendiği günden beri ta,
Duymamıştır bu kadar hüznünü yıldızla ayın.
Gidiyor, gizleyerek sır gibi bizden sesini,
Çıkıyor, ilk olarak bir yola Başbuğ bizsiz.
Biz ki dünyada bırakmazdık onun gölgesini,
Bu ne hicranlı seferdir ki beraber değiliz.
Sen ki Gayya’ya düşen bir nice milyon Türk’ün
Dehşetinden sararırken yüzü yaprak yaprak,
Onu bir anda çevirmiştin ölümden daha dün,
Tunç elin, yalçın iradenle, kolundan tutarak..
Ve bugün bir nice milyon geliyor bir yere de
Ebedî yolculuğundan seni döndürmek için,
– Seni hicranlı yolundan alıkoymak nerede? –
Gücü ancak yetiyor kabrine yüz sürmek için!
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
////////////
İÇİM ACIYOR, YUTKUNUYORUM
Ağlamayayım diyorum
Ata’m kalbimde diyorum
Unutamam diyorum
Dayanamıyorum.
İçim acıyor, yutkunuyorum
Hatırlıyor, hisleniyorum
Hatırladıkça 1938 kasımlarını
Duygulanıyorum
Geri dönmezsin biliyorum
Mümkün değil biliyorum
Seni kalbimden silmeyeceğim diyorum
Ağlıyorum
O anıtkabir bahçesini görsen diyorum
Akın eden bebeleri, dedeleri gör diyorum
Kalk bir bak sana kalpten bağlıyız diyorum
İç çekiyorum
Bayrak yarıya inerken kalk gel istiyorum
Saygı dururken hayat beş geçe saygı atışını gör diyorum
Her atış gönlüme bıçak gibi giriyor diyorum
İçim acıyor, yutkunuyor, ağlıyorum..gururla.. diyorum.
RAHAT UYU ATA’M
BİZLER NÖBETTEYİZ
EMİNSİN
B İ L İ Y O R U M….
Admin (i.b.)
//////////////
MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ
Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona herşeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım’larda Fatih’ler Kanunî’ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez
Halim YAGCIOGLU
////////////
ONSUZ
Ah işte duyuyorum mesut günler içinden,
Sana “Sevimli yüzün asla solmasın” diyen,
Bütün adınla dolu sevinç şarkıları,
– Sen öldüğün için mi şimdi bayraklar yarı?
Ah işte görüyorum seni gördüğüm günü,
Altından, alkışlarla geçiyorsun bir tak’ın,
O gün bana gelmiştin babamdan daha yakın,
Meğer duyacakmışım bir sabah öldüğünü.
Meğer görecekmişim bir sabah gidişini,
İstanbul’un önünden son defa geçişini,
Bizler seninle nasıl, ah nasıl beraberdik,
Bizler ki az sıkılsak “O başımızda” derdik.
Nasıl yok bileceğiz, o güzel güneş yüzü,
Ana, baba değil bu, bizler Ata öksüzü,
Tatmadık, bilmiyoruz bu bambaşka yarayı,
Öğret bize yarabbi, ah O’nsuz yaşamayı..
Ziya Osman SABA
//////////
SAAT HALA 09:05
Saat 09:05
Ata’m gözlerini kapatmış ilelebet
Nur içinde yatsın
Geride yüce bir milleti öksüz bırakarak
Ağlatarak, inandırarak, moral vererek
Gözleri kapanmış..
Saat 09:05
Yıllardan 1938, 10 Kasım’dayız
Dolmabahçe önünden geçenler
Servisten, dolmuştan inenler
Koşuyor saray kapısına
ATA’dan haber veren kağıt asılı kapıda
İnsanlar ağlıyor..yiğidine
Hayırlı haber bekliyorlar ya..nafile.. zaman dolmuş
Görevi teslim edip, gençlere bırakıp Cumhuriyeti dinlenme zamanıdır..
İstanbul, Dolmabahçe, Anadolu kan ağlıyor..
Bir on sene daha, bir sene daha, bir ay daha
Yaşasan, gitmesen, iyileşsen
Duaları sarıyor camileri, evleri, vatanı
Dualar yarım kalıyor 10 Kasım’da
Gidiyor dünyanın en büyük insanı..veda ediyor..
Aradan yıllar geçiyor..sene 2009 Kasımdayız yine
Saat 09:05
Ata’yı anarak bakıyoruz vatana bu yılın penceresinden
Nerede zaferler, nerede kovulmuşlar, itilmişler Ege’ye nerede?
Dışarıda değiller, içimize kadar girmişler..
Silahla değil bu kez..parayla, entrikayla, kandırmayla, tehditle
İçimize kadar sokulup, bizi bir kez daha anlaşmaya zorlamak için..
Ata’m biz buradayız..dayanacağız..
Cumhuriyeti de Vatanı da bayrağı da Türkçeyi de
Koruyacağız..
Sana layık olmak için durmadan dinlenmeden, yorulsak ta
Çalışacağız..
Saat hala 09:05
Zaman ilerlese de, sensiz olmayacak
Zaman sensizse, biz olmayacağız
Seni yaşatırken yaşayacağız
Sen rahat uyu..
Vatan sana minnettardır..
Admin (i.b.)
Bu yazı Toplu 10 Kasım şiirleri ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.
]]>