konferanslar – Ataturkicimizde.com http://ataturkicimizde.com Bir Mustafa Kemal Atatürk sitesi Mon, 28 Oct 2019 13:35:20 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.9.11 http://ataturkicimizde.com/wp-content/uploads/2018/09/cropped-512512-1-32x32.png konferanslar – Ataturkicimizde.com http://ataturkicimizde.com 32 32 Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921) http://ataturkicimizde.com/londra-konferansi-21-subat-12-mart-1921/ http://ataturkicimizde.com/londra-konferansi-21-subat-12-mart-1921/#respond Wed, 19 Sep 2018 04:27:04 +0000 http://ataturkicimizde.com/?p=718 Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921) Millî Mücadele liderlerinin doğuda Ermeniler ve batıda Eskişehir önlerinde İnönü mevzisinde Yunanlara karşı zafer kazanması dolayısıyla İtilaf devletleri Yunan...

Bu yazı Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921)

Millî Mücadele liderlerinin doğuda Ermeniler ve batıda Eskişehir önlerinde İnönü mevzisinde Yunanlara karşı zafer kazanması dolayısıyla İtilaf devletleri Yunan ve Türk temsilcilerini Londra’da bir konferansa davet etti. Bu davetten İtilaf devletlerinin Sevr Barış Antlaşması’nda değişiklik yapmak istedikleri anlaşılıyordu. Londra Konferansı’nda önce Yunanlar, sonra da 23 Şubat’tan itibaren Türkler dinlenmiştir.

İstanbul’u temsilen Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa, 23 Şubat günü Türk tezini savunmak üzere sözü Ankara Hükûmeti temsilcisi Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’e devretmiştir. Bekir Sami Bey, Londra Konferansı’nda savunduğu Türk tezini Misakımillî’ye göre yapmıştır. Buna göre, 1913 sınırının Trakya’da kabul edilmesi ve Batı Trakya’nın Türkiye’ye bırakılması, İzmir’in işgaline son verilmesi, İstanbul’dan yabancı askerlerin kuvvetlerinin çekilmesi, Boğazlarda Türk egemenliğinin tanınması gibi koşullar yani Misakımillî çerçevesinde tezler gündeme getirilmiştir.

Görüşmeler neticesinde elle tutulur bir sonuç alınamamıştır. Çünkü, İtilaf devletleri Sevr’in özünden ayrılmayan ve Türklerin insanca ve hür olarak yaşamasına yönelik hiçbir teklifle gelmiyorlardı. Hatta, Yunanistan Sevr’in olduğu gibi kabul ettirilebileceğine dair müttefikleri ikna etmeye çalışıyordu.

Nitekim, daha konferans başlamadan evvel İtilaf devletleri komutanları ile Yunan kurmayları yaptıkları toplantılarda Türk’e kesin darbeyi vurmanın mümkün olup olamayacağını müzakere etmişler ve Yunanlar bunu yapabileceklerini söylemiş, Lloyd George da onları desteklemiş idi. Konferans öncesindeki bu tutumlar, İtilaf devletlerinin konferansı samimi bir barış niyetiyle toplamadıklarını açıkça göstermekteydi.

Bekir Sami, Londra Konferansı’nda iki türlü görüşmelerde bulunmuştur. Birincisi Türk temsilcilerinin İtilaf devletleri ile yaptığı genel görüşmeler, ikincisi de Bekir Sami Bey’in İngiliz, Fransız ve İtalyanlarla yaptığı ikili görüşmelerdir. İngiliz temsilcileriyle esir mübadelesi konusunda, Fransız Başbakanı Briand ile 11 Mart 1921 tarihli antlaşma ile Çukurova bölgesinde Fransızlara bazı siyasi ve iktisadi imtiyazlar konusunda ve İtalya Dışişleri Bakanı Kont Sforza ile 12 Mart 1921’de İtalya’nın Batı ve Güney Anadolu’da ekonomik imtiyazlarını onaylayan antlaşmalar imzalaması Ankara Hükûmeti ve Mustafa Kemal tarafından büyük tepkiyle karşılanmış ve Ankara’ya dönüşünde Bekir Sami Bey Dışişleri Bakanlığından istifa etmek zorunda kalmıştır. Yerine Yusuf Kemal Bey geçmiştir.

Her ne kadar Londra Konferansı, bir karar alamadan dağılmışsa da aslında Türkiye açısından bazı olumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Her şeyden önce, ilk defa Ankara Hükûmeti, hukuki olarak tanınmış ve Misakımillî’nin dünya kamuoyuna duyurulması yönünden iyi bir fırsat olmuştu. Görünüşte de olsa İtilaf devletleri arasında Sevr Antlaşması’nın öyle kolayca uygulanamayacağı yönündeki şüpheler, daha belirgin hale gelmeye başlamış ve bu noktada Fransa ve İtalya ile İngiltere arasında bazı fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır.

Öbür taraftan İstanbul Hükûmeti’nin o günlerdeki başı olan Tevfik Paşa’nın Ankara Hükûmeti lehindeki tavırları, Anadolu’da iki başlılıktan ziyade Ankara Hükûmeti’nin başı çekeceği bir birliğe doğru gidişin mesajlarını taşıyordu. Türk tarafına Sevr’i kabul ettiremeyen İtilaf devletleri, Yunanistan’ı tekrar destekleyerek saldırıya geçmesini sağlamışlar. Bu da İkinci İnönü Savaşı’na neden olmuştur.

Bu yazı Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
http://ataturkicimizde.com/londra-konferansi-21-subat-12-mart-1921/feed/ 0
San Remo Konferansı (18-26 Nisan 1920) http://ataturkicimizde.com/san-remo-konferansi-18-26-nisan-1920/ http://ataturkicimizde.com/san-remo-konferansi-18-26-nisan-1920/#respond Wed, 19 Sep 2018 04:17:15 +0000 http://ataturkicimizde.com/?p=709 San Remo Konferansı (18-26 Nisan 1920) Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi’ni imzalamasının ardından, Müttefikler barış antlaşmasını gündeme getirmiştir. Uzun bir süre...

Bu yazı San Remo Konferansı (18-26 Nisan 1920) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
San Remo Konferansı (18-26 Nisan 1920)

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi’ni imzalamasının ardından, Müttefikler barış antlaşmasını gündeme getirmiştir. Uzun bir süre Müttefiklerle, Osmanlı Devleti arasında barış antlaşması imzalanamamıştı. Antlaşmanın gecikme sebepleri çeşitli nedenlere dayanmaktaydı. Öncelikle, Ocak1919’da Paris’te toplanan barış konferansının ilk işi, Müttefiklerin kamuoyunca, bir numaralı düşman görülen Almanya ile antlaşma yapmaktı. Galip ülkelerin kamuoyu öncelikle Alman meselesinin çözümünü istiyordu.

İkinci sebep, Barış Konferansı en büyük güçlüğü, Türk antlaşmasını hazırlarken yaşamıştır. Balkanlar’a ve Boğazlara yeni bir statü vermek, azınlıkları kurtarmak, Osmanlı Devleti’ni parçalamak zor işlerdi. Bu yüzden Müttefik devletler Türk antlaşmasını hemen ele almaktan çekinmişlerdi.

Üçüncü sebep, Müttefikler Osmanlı Devleti’nin mirasının paylaşılması konusunda kolayca anlaşamayacaklarını biliyorlardı. Osmanlı Devleti’nin mirasını paylaşırken aralarında çıkacak antlaşmazlıkları giderebilmek için, diğer problemlerden kurtulmuş bulunmayı uygun görüyorlardı.

Son olarak, Müttefiklerin çalışma metotları gecikmelere yol açmıştır. Barış Konferansı Mart 1919’da, Suriye, Filistin ve Anadolu konularını yerinde inceletmek için bir komisyon kurmuştur. Öte yandan Müttefikler uzun süre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ermenistan, Çukurova, Boğazlar ve İstanbul’da birer manda idaresi önerisini kabul edeceğini düşünmüşlerdi. Oysa Amerika Birleşik Devletleri senatosu Avrupa ve Doğu meselelerine karışmayı istememiş ve manda tekliflerini reddetmişlerdi. Müttefikler bunu öğrenince başka bir formül bulmak için zaman kaybederken bu gecikme Türkiye’nin lehine olmuştur.

İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’ne imzalatacakları antlaşmanın maddelerini belirlemek amacıyla Paris Konferansı’nda bir araya gelmişler ama bir sonuç alamamışlardır. Bu sırada Anadolu’nun işgaline karşı Millî Mücadele’nin gittikçe güçlenmesi üzerine, Müttefik devletler, çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu amaçla, 18-26 Nisan 1920 tarihleri arasında San Remo’da bir konferans düzenleyerek Osmanlı Devleti’nin mirasını paylaşmak için görüşmeye başlamışlardı.

San Remo’da bir araya gelen Müttefik devletler konferansta, Türkiye hakkında karar verirken Türklerin görüşünü alma gereğini bile duymamışlardı. Türk yetkilileri nüfus istatistikleri vererek, iddiaların aksine İzmir, Adana, Trabzon, Erzurum, Trakya ve Doğu Anadolu’da nüfusun çoğunluğunun Türk olduğunu anlatmaya çalışıyorlardı. San Remo Konferansı’nda belirlenen ön barış şartlarına göre İngiltere, Irak ve Filistin’de; Fransa ise Suriye’de mandater olarak hak sahibi olacak; Güney ve Güneydoğu Anadolu içlerine kadar İtalyan nüfuz bölgeleri oluşturulacak; İngiltere’nin himayesinde bir Kürdistan devleti kurulacak ve Doğu Anadolu Ermenilere verilecekti. Ayrıca İzmir, Batı Trakya ve Doğu Trakya’nın büyük bir bölümü Yunanistan’a verilecek ve boğazlar uluslar arası bir komisyonun denetimine bırakılacaktı. Müttefik devletlerin, adil bir antlaşma yapmaya niyetleri yoktu. İngiltere, Fransa ve İtalya başbakanları ile Japonya, Yunanistan ve Belçika temsilcilerinin katıldığı San Remo Konferansı’nda hazırlanan barış planı, büyük bir baskı altında tutulan Osmanlı Devleti’ne 11 Mayıs 1920 tarihinde sunulmuş ve bir ay içinde, görüşünü bildirmesi istenmişti.

Bu yazı San Remo Konferansı (18-26 Nisan 1920) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
http://ataturkicimizde.com/san-remo-konferansi-18-26-nisan-1920/feed/ 0
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) http://ataturkicimizde.com/paris-baris-konferansi-18-ocak-1919/ http://ataturkicimizde.com/paris-baris-konferansi-18-ocak-1919/#respond Wed, 19 Sep 2018 04:13:56 +0000 http://ataturkicimizde.com/?p=706 Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) Mütarekeler döneminden iki buçuk ay kadar sonra, Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri Paris’te bir konferans yapmışlardır. Konferansın amacı, mağlup...

Bu yazı Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)

Mütarekeler döneminden iki buçuk ay kadar sonra, Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri Paris’te bir konferans yapmışlardır. Konferansın amacı, mağlup devletlerle yapılacak barışın şartlarını görüşmektir. Bunun için galip devletler öncelikle kendi aralarında uzlaşmayı gerekli görmüşlerdir. Konferansa 32 devlet katılmıştır. Fakat katılan her devlete aynı statü verilmemiştir. Büyük devletler, savaş kazançlarının azalacağı ve görüşmelerin çıkmaza gireceği endişesiyle, müttefikler, daha az müttefik olanlar ve ortaklar şeklinde galip devletleri üç kategoriye ayırmışlardır. Dolayısıyla bu devletlerin elde edecekleri pay da bu kategorileri ile uyumlu olacaktır.

Konferansta hemen her konu ile ilgili kurullar oluşturulmuştur. Bunların sayısı elliyi aşıyordu. Meseleler önce bu kurullarda görüşülüyor, daha sonra Genel Kurul’da ele alınıyordu. Konferans süresince en etkin görünen ve adından sıkça söz edilen başlıca kurullar şunlardı:

Onlar Konseyi:

Beş büyük devletin (A.B.D., İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya) devlet ya da hükümet başkanlarıyla dışişleri bakanlarından oluşmakta idi. Bütün konularla ilgileniyor ve her meseleye ait esas prensipleri kararlaştırdıktan sonra, iş ikinci derecede komisyonlara havale ediliyordu. Adı geçen beş devletin devlet ya da hükûmet başkanlarıyla dışişleri bakanlarının bir arada çalışmalarında güçlükler çıkınca 24 Mart 1919’dan itibaren konsey ikiye ayrılmıştır.

Dörtler Konseyi:

Japon başbakanı konferansa gelmediğinden diğer dört devlet ya da hükûmet başkanlarından oluşuyordu. Konferansta bazen İtalyanların dışlandığı oluyor, bu durumda Üçler Konseyi adını alıyordu. Mesela İzmir’in işgaline Üçler Konseyi karar vermiştir.

Beşler Konseyi:

Beş devletin dışişleri bakanlarından oluşuyordu.
Konferansın genel gündemi ya da öncelikli konuları, Orta Avrupa Barışı, Manda Meselesi ve Türkiye Barışı idi. Öncelikle Almanya, sonra Avusturya barış antlaşmalarına ilk sırada yer verilmiş olmasına rağmen Türkiye ile ilgili konular daha ağırlıklı görünüyordu.

Mağlup devletler için ayrı ayrı barış antlaşmaları hazırlandıktan sonra, ilgili devlet konferansa davet edilerek barış antlaşmasını imzalaması isteniyordu. Mağlup devletler bu metinde kendi lehlerinde ne kadar değişiklik yaptırabiliyorlarsa kâr sayıyorlardı. Açıkçası söz konusu antlaşmalarda, devletlerin karşılıklı olarak eşitliği prensibi görmezlikten gelinmiş ve bir oldu-bitti şeklinde antlaşma metinlerini imzalamak zorunda kalmışlardır.

Bu yazı Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919) ilk olarak şu sitede yayınlanmıştır Ataturkicimizde.com. Yazının kaynağı bu sitedir.

]]>
http://ataturkicimizde.com/paris-baris-konferansi-18-ocak-1919/feed/ 0