Akbaş Cephaneliği ve Köprülülü Hamdi Bey
Baylar, Rauf Bey’e yazdığımız son şifrede Akbaş cephaneliği’ndeki cephaneden bir kısmının İngilizlere verilmesine yardım ettikleri yolunda bir dokundurma vardı. Bu konuyu biraz açıklayayım. Rumeli kıyısında, Gelibolu yakınında Akbaş denilen yerde bir cephane deposu vardı. Orada, Fransızların gözaltında tuttukları pek çok silah ve cephane bulunuyordu. Hükümet İtilâf Devletlerine bütün bütüne boyun eğmiş görünmeyi yararlı saydığından, sözünü ettiğim cephanelikteki silah ve cephaneden bir kısmını İtilâf Devletlerine bırakmaya söz vermiş. Onlar da Vrangel (Wrangel) ordusuna göndereceklermiş. Rusya’ya götürmek için bir Rus vapuru da Gelibolu’ya gelmiş. Hükümet daha önce, İstanbul’daki örgütümüz başkanlarının olurunu ve yardımını da sağlamış…
Oysa baylar,Köprülü Hamdi Bey adında yiğit bir arkadaşımız, Kuvayi Milliye’den bir birlik ile, 26-27 Ocak 1920 gecesi sallarla Rumeli kıyısına geçti. Akbaş cephaneliklerine el koydu. Depoyu bekleyen Fransızları tutukladı ve haberleşme yollarını kesti. Silahların tümünü, cephanenin bir kısmını, bekçi Fransız erlerini de gözaltında Lapseki’ye getirdi. Silahlarla cephaneyi içeriye yolladıktan sonra Fransız erlerini geri gönderdi. Akbaş deposunda sekiz bin Rus tüfeği, kırk Rus ağır makineli tüfeği, yirmi bin sandık cephane olduğu kestiriliyordu. (belge: 239)
Bu olay üzerine İngilizler Bandırma’ya iki yüz kişilik bir kuvvet çıkardılar. Biz İtilâf Devletleri askerlerinin, bulundukları yerlerdeki ve ulusal savaş bölgeleri gerilerindeki depolarda bulunan silah ve cephaneyi başka yere götürebileceklerini, kullanılmayacak bir duruma getirebileceklerini ya da depoların bulunduğu yerleri ele geçireceklerini düşünerek, bütün komutanlara verdiğimiz buyrukta kimi önlemler öğütlemekle birlikte hepsinin tam kararlı ve kesinlikle davranmaları gereğini de bildirdik. (belge: 240)